Mücahit BİLİCİ
Türkiye’de iki boşluk var. Biri siyasi boşluk. Diğeri insani boşluk. Siyasi boşluk AK Parti’nin çoğunluk desteğini “kurucu irade” keyfiyetinde kullanmasından doğan bir sorumsuz hakimiyet sorunudur. Hakimiyet yahut tahakküme varan bir hükmetme, bir hükümet etme sözkonusu. Boşluk bu temayülü dengeleyecek bir saygın muhalefetin yokluğudur. Yani siyaset noktasında muhalefet partilerinin ve dahi Cemaat’in kifayetsizliğinin yolaçtığı bir muhalefet boşluğu var. Geçmişe dönüş korkusu ve politik alanda tek parti hegemonyasının doğması AK Parti’yi bir partiden büyük ama bir devletten de küçük bir siyasi irade hâline getirmiştir. Parti ile devlet arasındaki temsil açığı ve kapatılamayan fark, toplumun ciddi bir kesiminin incinmesi suretinde demokrasiye bedel ödetiyor.
Devlet gibi hareket eden bir partiveya parti gibi hareket eden bir devlet, partizanını ihya, vatandaşını ise hasta eder. AK Parti’ye muhalif kesimlerin bu kadar kesif bir şekilde aşağılanması bununla ilgilidir. Siyasi muhalefetin zeminde veya çatıda bu siyasi boşluğu nasıl doldurup demokrasi gemisine denge getireceği sorusu siyasi partilerin üzerinde düşünmesi gereken bir sorudur. Bir ülkede muhalefet de iktidar gibi rakibinin üstünde tepinmeyi siyaset olarak algıladığı sürece iktidar değişikliklerinin mağduriyetlerin yönünü değiştirmekten başka bir iyileştirme getirmeyeceği açıktır.
Ancak bugün siyasi boşluk kurdunun bünyede yaptığı tahribat artık mahall-i insaniyet olan vicdana dokunmaya başlamıştır. Siyasi boşluk belki AK Parti muhaliflerine özgü ve belki onların kifayetsizliğinden kaynaklanan bir sorun olarak mazur görülebilir. Lakin insani boşluk artık AK Parti’nin içindekileri de yaralayan boyutlardadır.
Gemide yangın varve bu, geminin duvarındaki seçim termometresiyle anlaşılacak bir şey değildir. Siyasi bünyede hastalık var: iktidar sarhoşluğu, güç zehirlenmesi, makasıd-i şeriat yerine makasıd-i siyaseti koymak, amaçtan icazeti aldıktan sonra araçta fani olmak, kendini kaybetmek, siyasette ustalaşıp insaniyeten yabancılaşmak.
Özetle bugün muteber bir muhalefet yokluğundan kaynaklanan siyasi boşluk artık vicdanların teneffüsünü zorlaştıran bir insani boşluğa dönüşmektedir. Bu yüzden Türkiye’nin acilen bir vicdan koalisyonuna ihtiyacı var. AK Parti’ye siyasi muhalefet siyasi aktörlerin işidir ve siyasi bir pozisyondur. Fakat vicdan temelinde insani muhalefet herkesin ihtiyacıdır.
Bir partiye veya bir toplumsal kesime kaptırılan iktidarı geri almak yahut topluca elde edilmiş bir iktidarı münhasıran kendisi için alıkoymak gibi kaygı ve menfaatlerden azade olarak yapılması gereken yeni bir muhalefet demokrasi için şarttır. Taraftarlarınız menfaatleri gereği, muhalifleriniz de ödenecek bedellerden dolayı seslerini çıkartamaz hâle gelmişse bilin ki siyasi zaferiniz büyük bir insani çürümeye dönüşmektedir. Çünkü, vicdanlar boğulmaktadır.
Bu çürümenin önüne geçmek için siyasi olmayan bir insani muhalefet ortaya koymak gerekir. Böyle insani bir muhalefet, kişisel veya grupsal menfaat beklemeyen ihlaslı bir hakikati dile getirme teşebbüsü olmalıdır. Amaç toplumun vicdanına ayna olmak, söylenmesi gereken hakikatleri siyasi rekabete alet etmeden dile getirmek olmalıdır. Zira, siyasi rekabet AK Parti’yi insani kaygılara karşı duyarsızlaştıran bir tehdit algılamasını tetiklemektedir.
Hâlbuki, demokrasinin rehabilitasyonu ve insaniyetin siyasetin araçsal aklının tasallutundan kurtarılması için iktidarı değil hakikati isteyecek cesareti ortaya koymak gerekir.
İnsani muhalefet şunu demelidir: Ey iktidar, bir ele geçirme, kazanıp kaybetme nesnesi olarak siyaseti usta manevralarla elde edip temelluk edebilirsin ama vicdanları susturup insaniyeti temelluk edemezsin!
Demokrasilerde insanlar kaybedebilir ama kimse nefes darlığı çekmemeli. Siyasi olarak kaybedenin insani olarak hırpalanması, kitlesel destekle temin edilmiş bir hakimiyetin başlara kakılması ve vicdanlara kelepçe yapılıp takılması kabul edilemez.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025