Mücahit BİLİCİ
Allah insanı yarattı. Onu tanıdı ve ona Kendi’sini tanıma yeteneği (emanet) verdi. Böylece birden Allah ile insan karşı karşıya geldiler. Allah, insanın Allah’ı tanıyabilmesi için ona bumesafeyi verdi. Ve sanki ona dedi ki ‘ben seni görüyorum, sen de beni görüyor musun?’
Böylece tarihî bir güreş başladı. Hatta bir güreş ki tarihin ta kendisidir.
Böyle bir teklifi duyan dağlar, taşlar bundan korkup kaçtılar. Neden kaçtılar? Elastikolmaktan (etikliğe girmekten, ahlaka dâhil olmaktan). Çünkü elastik sınırlara sahipsen sonra bu sınırlardan geri çekilmen ve mülkü devretmen gerekecekti. Özel mülkiyeti kim lağvedebilir ki? Sadece onu edinebilir olanlar. İnsanın üstlenme cesareti tam bir cahil cesareti idi. Bu çok zor ve kibirli bir üstlenme olacaktı. Nitekim, taşlar ve hayvanlar korktular. Bir tek “zeluman cehula” olan insan üstlendi korkmadı. ‘Ben benim, sen sensin’ diyebilen insanın özellikleri karşısında melekler dehşete düştü. Ve melekler yeryüzünde kan dökecek bu korkunç varlığı Allah niye yarattı diye merak ettiler. Fakat Allah onlara sizin bilmediğiniz bir şeyi biliyorum dedi. Bu korkunç varlığın melekten farkı onu korkunç yapan iradesi yani insaniyetiydi. Melekler bunu bilemezdi. Zeluman cehula’nın bir manası da insanın etik/politik bir varlık olmasıdır. (Eski Yunan’da insan en korkunç, korku salan, sêw veren varlık olarak bilinirdi.)
Allah, insana Kendi’sini tanıdıktan sonra teslim olmayı teklif etti.
İnsan bir düşüneyim dedi ve teslim olmayı (veya olmamayı) seçti.
Eğer Allah insana tanıma yeteneği vermeseydi, ondan kendisine imanı talep etmezdi. O kapasite verilmeden insana “beni tanı” diyen iman teklifi yapılamazdı. Tanınma, kopukluğun tanınmasıdır. İman ise kopukluğun kapatılması yani bir intisaptır.
Demek ki tanınma olmadan, insan insan olamıyor. Bitkisel ve hayvansal hayatta kalıyor. Tanınma yoksa kamusal alan da yoktur. Kamusal alan yoksa din de siyaset de yoktur. Ve onun için insanın insaniyeti için Allah’ın insana verdiği ve uyguladığı tanınmayı ve mesafeyi insanın da insana vermesi gerekir. Tanınmayı insandan almak, alıkoymak çok büyük bir cürümdür. Çünkü aldığın şey o insanın iradesidir, insaniyetidir. İnsan sadece insandan değil, Allah’tan dahi irade noktasında bağımsız bırakılmıştır. Allah’ın verdiği özerklik ve bağımsızlığı insanın insana vermemesi, birinin ötekine bunu çok görmesi işte bu zulümdür. (Her şeyi Kürtlere bağlamamdan korkanların yüreğine Diyarbekir karpuzu serinliği serpmek için şunu da eklemeli: Allah’ın Kürd’e verdiği özerklik ve bağımsızlığı, Türk’ün veya devletin Kürd’e çok görmesi firavuniyettir. Allah’ın açtığı hürriyet ve iman alanını istibdad ve inkâr ile kapatmak demektir. Çünkü içinde boşanma hakkı olmayan bir evlilik veya birliktelik bir tecavüz yahut bir esarettir.)
İnsan eşyaya malik olur, onu kullanır. Fakat insan insana malik olamaz, onu kullanamaz. Eşyayı görürsün, ama insanla tanışırsın.
Tanınma’dan aşağısı, muhatabın insaniyetinden çalmaktır.
***
Abant Platformu
Geçen haftasonu Abant Platformu’nun “Türkiye’nin Yönü” konulu toplantısına katıldım. İlk kez davet edildim. Güçlü zamanında yüzüme bakmayan vakfın saldırı altındayken gösterdiği teveccühe kendimi kaptıracak kadar saf değildim. Yine de Cemaat’le temasın mimlenme ve linç edilme için yeterli hâle geldiği bir zamanda bu davete hayır diyecek değildim. Zira Cemaat’in başına gelen musibette kaderin adaleti varolmakla birlikte, Cemaat’i imha saikiyle hareket eden “beşerin zulmü”ne buyur geç demek zulme ortak olmaktır. Güce yaslanarak iş yapanlara, gücün vicdanlar karşısındaki zavallılığını hatırlatmak hepimizin görevi. Davet eden ve katılanlara teşekkürler.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025