Mücahit BİLİCİ
Doğranmış veya doğranacak hıyara salatalık denir. Doğranmayı, çizilmeyi reddettiği sürece hıyar bütündür, çıkıntılık yapar, hizaya gelmez. Mesela, alışveriş filesinde çıkıntılık yapar hıyar. Bu hâliyle erkek tenasül uzvunu çağrıştırır. Asidir, inzibatı gerektirir. Hıyarlığı anlayabilmek için hıyar biçiminde örgütlenmiş olan toplumun yapısını irdelemek gerekir. Hıyarlık toplumda iki şekilde mevcuttur. Bu bir hıyarın iki ucuna tekabül eder. Şimdi hıyar formunda örgütlenmiş toplumun tabakalarını inceleyelim.
ALT-HIYARLIK
Hıyarın kıç kısmıdır. Alt sınıfların görünme şeklidir. Kabalık ve sabalıkla yüklü bir anlam taşır. Görmemişlikle ifade edilir. Eğitimsizliği, bilgi ve görgü eksikliğini yansıtır. Zevkler tartışılmaz ama hıyarın geri kalan kısımlarına kıyasla tadı biraz kabak olandır. Tadı beğenilmez vedişlendiğinde çıkardığı ses “hırt”tır.
Alt-hıyar, medeniyetsiz, görgüsüz olduğu için yaptığı her farklı davranış ve eylem olumsuz bir çıkıntıdır. Akıntıyı bozar, verimi düşürür. Bir hıyarın en son yenen yeridir. Alt-hıyar, orta-hıyara yüktür; fakat bunun farkında değildir. Bu yüzden orta-hıyar onu cahil ve görgüsüz olarak tanımlar. Ondan kaçar. Zira, hijyenik değildir, pis görünür. Yere, toprağa en yakın kısımdır.
ORTA-HIYARLIK
Hıyarın en büyük ve en yekpare kısmıdır. Ortalama bir tadı vardır. Hıyarın en çıkıntısız bölümü olduğu için salatalık olmaya en yatkın kısımdır. Hıyar şeklinde örgütlenmiş olan toplumun ezici çoğunluğu bu bölümde yaşar.
Orta-hıyar, hıyarın en duyarlı yeridir. Görgü ve bilgiye çok önem verir ama ne kadar uğraşsa yine kaba kalır. Üst-hıyarın tat ve standardını yakalayamaz. Üst-hıyarın a(r)tıkları ile beslenir. Fakat beslenmesi hep sağlıksızdır.
Orta-hıyarın en belirgin özelliği hep başkası gibi olmayı istemesidir. Çıkıntılık yapmaktan korkar ve çıkıntılık yapamaz. Hıyarın bu kısmında çıkıntılık yapmak “çok ayıp” ve “uygunsuz” bir şeydir.
Orta-hıyar hem üst hem de alt-hıyarlığın yükünü taşır.Taşıdığı yükün farkında değildir. Fakat kendisinin fazlasıyla farkındadır. Sürekli acaba doğru mu yapıyorum diye sorar. Çokahlaklıdır. Adaba uygun davranmak için çırpınır. Lakin hep eksik kalan bir şey vardır.Peşinden koştuğu treni her seferinde kaçırır. Tek tesellisi aynı durumda olanların çokluğudur. Ne de olsa hıyarın gövdesini bu kalabalık oluşturur.
Orta-hıyarın tadı ne oldurur, ne öldürür. Averaj, vasati, ortalama ve nihayet sıradan bir tattır. Sıkıcıdır. Mideyi doldurur fakat lezzet olarak tatmin etmez. Takdir edilen özelliklerinden biri deen rahat “soyulan” kısım olmasıdır. Mutfak bıçağının hıyar üzerinde en rahat işlediği kısımdır. Düzdür, çabuk teslim olur. İtiraz etmez, direnç göstermez. Hem kalabalıktır, hem tabi olmayı sever. Yani kalabalığa uyar. Orta-hıyar, kendi ucu, merkezi olmadığı için iki uçtan birine uyar. Uyduğu uç (çıkıntı) üst-hıyar hâlini alır. Sırtını döndüğü uç (çıkıntı) işe alt-hıyar olarak kalır.
ÜST-HIYARLIK
Bir hıyarın baş kısmıdır. Hıyarın ilk ısırılan yeridir. Yani hıyarın tadı ve dokusu hakkında bilginin kaynağıdır. Hıyarın en diri kısmıdır. Isırıldığında “kıtır” diye ses çıkarır ve verdiği tat “gıcır gıcır”dır.
Üst-hıyarlık hıyarın başı olduğu için hıyarın geri kalan kısmı üzerinde belirleyicidir. Damaklar onunla ilk tadı aldığından başka bir ifadeyle damak onun tadıyla kirlendiğinden bundan sonraki tüm ısırmalar yani hıyarın geri kalan kısmının tat ve lezzet noktasındaki kaderi üzerinde belirleyicidir. Zaten bu yüzden orta-hıyarlık sürekli üst-hıyarlığın eline bakar. Ordan düşecek, atılacak kırıntılar ve kemiklerle kendisini tatlandırmak, “üst”leştirmek ister.
Ancak orta-hıyarlığın bilmediği şey üst-hıyarlığın üstünlüğünün sebebi tadı veya stili değil çıkıntılığıdır. Orta-hıyarlık hep yukarı baktığı ve sadece üst hıyarlığa yüzünü döndüğü için de bildiği tek “meşru” çıkıntılık üst-hıyarlıktır. Fakat orta-hıyarlık bunun adının çıkıntılık olduğunu bilmez. Bunda üst-hıyarlığın kendisine verdiği eğitimin büyük rolü vardır. Hıyarın ortasından bakan için üst-hıyarın ucu gittikçe uzaklaşan, görünmez hâle gelen bir şeydir. İnsanda tırmanma, ulaşma, yetişme duygusu uyandırır. Yani hıyarın ortasından bakan için üst-hıyarlığın “çıkıntılığı” perdelenmiştir. Tek algılanma şekli “yukarıdalık” ve üstünlüktür.
Üst-hıyarda varlığına başlayan hıyar orta-hıyarda iyice yavanlaşır. Üst-hıyarlık aşağı baktığında orta-hıyarlığı görür. Orta-hıyarlık kendisinden çok daha büyüktür. Fakat sürü olarak görünür. Esasen, üst-hıyarlık orta-hıyarlığın tam tepesindedir. Bütün ağırlığını ona taşıtır. Kırıntı ve kemiklerle dolmuş çöpünü bekleşmekte olan bu kalabalık orta-hıyarlığın üstüne boşaltır.
Orta-hıyarlık üst-hıyarlığın bulandırdığı, en az bir kere kullandığı suyu kullanır.Çünkü suyun doğal hâlinin bu olduğuna inanmıştır. Üst-hıyarlık orta-hıyarlığı kontrol etmekte fazla zorluk çekmez. Arada küçük rüşvetler verir. Makam ve mevkiden tadımlık da olsa verir.
Üst-hıyarlığın asıl korktuğu şey alt-hıyarlıktır.Çünkü yukarıdan bakılınca hıyarın hiç görünmeyen kısmıdır. Arada orta-hıyarlık olmasa çıkıntılı bu iki kısım aslında birbirine girecektir. Ancak orta-hıyarlık arada tampon vazifesi görür, üst-hıyarlığa ihtiyaç duyduğu sayısal desteği sağlar. Bunun karşılığında üst-hıyarlık orta-hıyarlıktan model olacak bir gruba öğretmenlik ve memurluk gibi imtiyazlar sunar. Ümitlerini diri tutmaya çalışır.
Hıyarın tepesinde “keyif”, ortasında “ümit”, dibinde ise “öfke” vardır. Orta-hıyarlık, ümit içinde kendisine düşecek kemik ve kırıntılar için sakin ve itaatkâr bir şekilde beklerken ses çıkaran, dikkat çeken hep hıyarın çıkıntılı kısımlarıdır.
ÇIK-ARKEN: ÇIKINTILIK ÜSTÜNE
Çıkıntılığın kaderi ikidir. Ya üste çıkar ya dibe düşer.Çıkıntılığın yol açtığı dalgalanma ve cazibeye hıyarizma denir. Hıyarizma hıyarın doğal hâlidir. Yani balta-bıçak girmemiş hıyarın sahip olduğu kuvvet ve cazibeye verilen isimdir. Bıçak girmiş hıyar ve çizilmiş hıyarizma artık salatalığa dönüşür. Doğallını kaybeder. Tuzla ve diğer salata malzemeleriyle terbiye edilir. Katıldığı salatanın içinde kaybolur.
Salatalıklaşmış hıyar kendi başına varolamadığı gibi sadece dişlendiğinde yani iğdiş edildiğinde fark edilir. Bu İvan İlyich’in ölüm ânına karşılık gelir. Varlığını sadece yokolurken hissettirir. Ancak çok geçtir.
Nasıl oldu da hıyarın iki çıkıntısından biri üst (hıyar), diğeri de (alt) hıyar oldu. Yani birinin hıyarlığı tesettür edip gizlenirken üst’lüğü müstehcen bir tarzda açığa çıktı. Diğerinin ise alt-lığına ilişkin gerçek tesettür ederken hıyar’lığı bütün açıklığı ile ortaya çıktı. Aralarında hiçbir fark olmayan iki hıyarizma’dan (çıkıntılıktan) biri neden yaratıcı, farklı ve özel olarak görünürken diğeri bozucu, dikenli ve kaba-saba oldu? İşte soru budur.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025
12.08.2025
1.08.2025