Mücahit BİLİCİ
Hiç merak ettiniz mi: Acaba neden Kürdlere “Kürd kökenli vatandaşlar” denir? Başka bir ifadeyle, Kürd neden kökenlidir yahut Kürd’e yapıştırılan kökenin kökeni nedir? Eskiden askere giden Kürdler, tüm Kürdlere yapıştırılan bir eklentiden çeşitli iltifatlarla haberdar olurlardı: “Kuyruklu Kürd.” Kuyruklu Kürd’den “Kürd kökenli vatandaş”a evrilmiş bir kimlik ile karşı karşıyayız. Kuyruğun yerini köken almış.Kürdlere haksız bir derinlik bahşeden böylesi bir kayıt acaba niye düşülür?
Kürd’ün pat diye direkt Kürd olması ile kontrollü bir dolaylılıkla Kürd olabilmesi arasında elbette bir fark var: Kürd kökenli, başlangıçta Kürd olup başka bir şeye evrilmesi beklenen tabi/ bağımlı Kürd’ün adıdır. Kürd kökenliden kasıt Kürd olmasına rağmen vatandaşlığa dâhil edilen insandır. Vatandaş Türk olduğu için Kürd’ün vatandaş olması Kürdlüğün bir köken olarak geriye ve geçmişe atılması ile mümkündür. Kürd kökenli vatandaş bir Türk’tür. Yani Kürd’ün vatandaş olarak Türklüğü ancak Kürdlüğün bir köken olarak geçmişe itilmesi ile temin edilebilmektedir. Kürd’ün vatandaşlığı onun kendisini geride bırakılan bir geçmiş veya başlangıç olarak kurgulaması şartıyla mümkündür.
Belki dikkatinizi çekmiştir: Kürdlerin kıyafeti, yemeği, dili hep “yöresel”dir. Türklerin kıyafeti, yemeği, dili ise “milli”dir. Yöre bir milli’liğe nispetle ortaya çıkan kısmiliğin adıdır. Kürdlerin Türkçesi yamuk, Türklerin Türkçesi ise düzgündür. Aksan, merkezî hâle gelmiş muktedir bir başka aksana nispetle ortaya çıkan bir yamukluktur. Haddizatında düzgün bir dil olarak bilinen şive ile yamuk bir şive olarak bilinen bir dil arasında bir fark yoktur. Resmî veya düzgün dil olarak bilinen tarz, başkentin (şeklen İstanbul’un, fikren Anakara’nın) şivesidir. İstanbul’a bu yüzden bir yöre denmez. Çünkü hâkimdir. Hâkim olanın kökeni yoktur. Hâkim olana mahkûm olanın her şeyi ya eksikli ya aşırıdır. Kürdlerin kendilerine ait algılarının çoğu da bu temasın yolaçtığı kısa devrenin ürünleridir. Duygusal, sadık, veya yanık sesli olmak, acı veya çiğköfte sevmek gibi Kürdlere atfedilen kimi sıfatlar hep Kürdlerin Türklerin aynasındaki görünümünden ibarettir. Kürdlerin aşırılık ve taşkınlığı kendilerini başkalarının mihengine vurmalarından ve paramparça olmalarındandır. Parçalarını toplayamamaları bundandır.
Neden kendilerine Türk diyenlerin vatanı bir “ülke”, kendine Kürd diyenlerin vatanı ise bir “bölge”dir? Niye Türklerin âkil ve âmir, Kürdlerin ise amele ve memur olması beklenir? Türk ve Kürd’ün karşılaşması bir âmir ve memur ya da bir öğretmen ve öğrenci, en nihayet bir efendi ile kölenin karşılaşmasıdır. Köle, efendinin keyfinin ölçü sayıldığı bir ölçme ve değerlendirmenin nesnesidir. Köle efendi ile eşit olmadığı için kıyaslamadan ve tebaiyyetten dolayı ortaya çıkan her türlü farkeksiklik ve fazlalık olur. Türklerin milliyetçiliği bile müsbet sayılırken Kürdlerin milliyeti bile “ırkçılık” sayılır. Türkler bir millet, Kürdler ise bir kavim görülür. Hâlbuki hâkim kavime millet denir. Başkasına değil, kendi kendine hâkim olmanın bir diğer adı özgürlük ve bağımsızlıktır. Mahkûmiyete Kürdler bile inanmıştır. Zira Kürd’ün baktığı aynada gördüğü budur. Hâlbuki Kürd’ün baktığı endam aynası bir Türk’tür.
Türkiye’de Kürdler devletin yürüttüğü ve toplumun geniş kesimlerinin de sahip çıktığı bir Türk milliyetçiliğinin işgali altındadır. Kürdlerin aynada gördükleri suretleri Türklere olan nispetle oluşan suretleridir. Boylarının kısalığı/ uzunluğu, dillerinin şivelenmesi, duygularının derinliği, sözlerinin komikliği yahut kalplerinin temizliği gibi… Özetle, Kürdleri kendi kalmaktan alıkoyup Türklük dolayımında zihinsel bir mülteci konumuna düşüren herşey (yöre, şive, kökenlilik, azınlık olarak görülme) adaletsiz bir temasın açtığı kimliksel yaralardır.
Evet, Kürdler azınlık olmak zorunda değil ve azınlık olmaktan dolayı (Türk veya değil) herhangi bir çoğunluğun/ kalabalığın/ güruhun mütehakkim ağız kokusunu çekmek zorunda değiller. Kürdlerin azınlık olmasının yegâne sebebi, Türklerle birarada olmalarıdır. Ayrıldıklarında tıpkı Türkler gibi Kürdler de çoğunluk hâlini alırlar. Şiveleri kaybolur. Yöresellikleri erir. “Kökenli” olmaktan çıkarlar. Zirakendi olmayan kökenli olur. Hür olmayanın referansı efendisi olur. Azınlıklık hâli doğal bir durum değil, tahsil edilmiş bir tebeilik hâlidir. Geçmişte Kürdlere yapıştırılan kuyruk gibi yapışan “kökenlilik”gibi azınlıklık statüsünün de izale edilmesi mümkündür. Bunun iki yolu var: Ya Kürdler Türk devletince ve Türklerle içine sokuldukları kız kaçırmalı, müteaddit tecavüzlü, İslama aykırı cebrî evlilikten boşanıp bağımsız olacaklar. Ya da hakiki bir demokrasi ile bağımsız olup birarada yaşamak için Türklerle nikâh tazeleyecekler.
Evet, Kürdler azınlık olmak zorunda değil. Azınlık hâli bir kader değil, bir tercihin sonucudur.Başkasının sayısal çokluğu senin dilenci olmanı niye gerektirsin? Bütün mahalle toplansa senin hürriyetini ve onurunu elinden alma hakkı kazanmış olur mu? Olmaz. Öyle de Kürdler azınlık olmaktan çıkıp özgür bir çoğunluk oluncaya kadar Kürdlerin eşitlik ve egemenlik mücadelesi devam edecektir.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025