Mücahit BİLİCİ
Kıyısındaki ben dahil, Nurculuğun, başta hayatı olmak üzere Said Nursi’ye dair araştırmaya dayalı bugün için saygıdeğer eserler ortaya koyamadığı bir gerçektir. Anekdot ve menkıbelere dayalı Nurcu tarihyazımının son zamanlardaNurcu olmayan perspektiflerin ortaya koyduğu ürünler (mesela Bedri Gencer’in eleştirileri) ile karşı karşıya kaldığı yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu yeni dönem hem Nurculuğun alışageldiği niteliksiz ve bazan self-servis övgü çalışmaları açısından hem de Said Nursi konusunda cehalet ve önyargıyla söz söyleyenler açısından bir karşılaşma ve yüzleşme dönemidir.
Üslubundaki sığlığa rağmen, Emrah Cilasun’un kitabını bu açıdan önemsemiş, bir dergide “review” edilmesi için bir arkadaşa tavsiye etmiştim. Arşivlere giderek Nurcu tarihyazımını ve menkıbeciliğini ofsaytta bırakan böyle bir girişimin her halükarda saygıya değer olduğunu düşünmüştüm. Ancak, Ayşe Hür’ün Cilasun’a yaslanarak Nursi’ye Hitler hayranlığı bulaştırdığı yazısı dolayısıyla başlayan polemikte benim yazıma cevaben Cilasun’un Hür’ün Radikal’deki köşesine yazdıkları beni şu kanaate götürdü: Cilasun’un bu çalışması, acaba Said Nursi’nin kötücüllüğünü nasıl isbat edebilirim saikiyle yazılmış insaftan uzak bir çalışma. Kaht-i ricalden dolayı meydanı boş bulup arşiv protokolüne riayetten kendine bir fikri talan hakkı çıkaran bir kabalıkla ve garip bir “hınç” ile yazılmış. Bu hıncın indirgemecilikle buluşması ise bir dizi soruna yolaçmış.
1. İSLAMCILIK
Ekonomik indirgemecilik malumdur. Ancak politik indirgemecilik, özellikle üçüncü sınıf solculuklarda karşımıza çıkan bir indirgemecilik türü olarak dikkat çekicidir. Dünyada herşey ve herşey sadece iktidar ilişkileri ile anlaşılmalıdır diyenkendisi dünyevi ama bunun farkında olmayacak kadar kendini tarihselleştirmekten uzak anti-antropolojik bir tutum. Demek kidünyayla ilgisi ahiret ve din olan bir adamın hayatını münhasıran siyasi iktidar kampları üzerinden hem de zorlayarak okuyan bir indirgemecilik sözkonusu. Sol cenahtan Canlı ve Beysülen’in Zaman İçinde Bediüzzaman kitabı Nursi’nin hayatında pragmatist bir süreklilik bulan şüpheci bir okuma yapmış ve bunu makul birşekilde ortaya koymuştu. Cilasun’da bunun zıvanadan çıkmış halini görüyoruz. Mesele sol perspektif meselesi değil, asgari bir beşeri bilim edebine sahip olma meselesi. Bu o kadar ciddi bir zaaf ki Cilasun, Said Nursi’nin bugün dini hizmet ve toplumsal mücadelede sivilliği ve en küçük bir hakkı feda etmemeyi temel alan (zulme girmemeyi esas alan maskimalist sivilizmini yani) “müsbet hareket” prensibini bile suçlu sandalyesine oturtmak istiyor. Gramsci söylediğinde öpüp basının üstüne koyacak ama Said Nursi’den duyunca saldırmak için tahrif etmekten çekinmeyen bir kültürel yabancılaşma örneği.
Özetle, arşiv ve belge emeği takdire değer olmakla birlikte “anlama”nın hakkını vermek gibi bir derdi olmayan bir çalışma ve yaklaşım ile karşı karşıyayız. Anlama konusundaki ciddiyetsizliğin patetik boyutlara vardığının basit bir sızıntısı “hizbullah” kelimesini nasıl anlayıp sunduğudur. Cilasun’un Nursi’nin sözde İslamcılığına delil olarak verdiği “hizbullah” alıntısı, bugünkü korku atmosferini istismar ederek (hatta Türkiye’deki Hizbullah’tan tutun Lübnan’daki Hizbullah’a kadar) Nursi’nin mücadele tarzıyla taban tabana zıt imaları ortalama zihinlere davet ederek gerçeği çarpıtmanın, bel altı vurmanın güzel bir örneğidir. Sadece bu örnek bile Cilasun’un hınç ve önyargısının delilidir.
“Afyon hapishanesinden muhtemelen 1948’de yazılan bir mektuptan” denilerek yapılan şu alıntıdaki vurgu ve imalar ne ilginç:
“Onlar, mevhum bir cem’iyet isnadıyla zulmederler. Kader ise, ‘Neden tam ihlâsa, tam bir tesânüdle, tam bir hizbullah olmadınız?’ diye bizi onların eliyle tokatladı, adalet etti.” (Şualar, Şahdamar Yay. 2010, s.522.)
“Hizbullah”ın Kur’an’da geçen bir kelime olduğunu Cilasun herhalde bilmiyor. Ancak daha önemli olan mesele şudur: Said Nursi’nin diğer alıntılarda olduğu gibi burda da amacı, kaygısı hep din ve insanın Allah’la olan ilişkisi (iman) iken Cilasun’un bunu bir siyasi sinsilik olarak sunma ucuzluğuna ve ciddiyetsizliğine saygı duymak mümkün değil. Sinsilik avında derin okuma derken yüzeyselliğin feriştahını ortaya koymak bu olsa gerek. Halbuki Said Nursi bu alıntıda şunu söylüyor: Bize örgüt ithamıyla haksız zulüm yapılıyor (insanların zulmü) fakat biz [onlara kızıp tepki göstermektense] Allah’a tam olarak teslim olup manevi askeri olmayı başaramadığımız için başımıza gelen bu zulmü kaderin bir adaleti olarak görmeliyiz [yani Allah’la ilişkimizi gözden geçirme vesilesi yapmalıyız].
Nursi’nin İslamcılığına delil diye sunulan bir başka maddede, Afyon Mahkemesi’nde yaptığı savunmadan alıntıyla şu sözlerde bir hinlik arıyor Cilasun: “Nurcular asayişin muhafızıdırlar. İman dersiyle herkesin kafasına bir yasakçı bırakırlar.” (Emirdağ Lahikası-2, Şahdamar Yay. 2010, s.146.)
Kamu düzenini bozmakla, örgüt olmakla, rejim karşıtlığı suçlamaları ile hapislere atılan ve zulmedilen Nurcuların, dini faaliyetlerinde asayişi (bugünkü adıyla kamu güvenliğini) tehlikeye atacak herhangi bir şiddet eylemine asla bulaşmadıklarını aksine asayişi muhafaza ettiklerini söylüyor. Ve azıcık kriminoloji bilgisi olan Freud veya Durkheim okuyan herkesin anlayacağı üzere, şunu diyor: Nurcuların edindiği güçlü iman ve ahiret inancı, onları ayrıca suç işlemekten alıkoyuyor. Yani yasaya aykırılığa daha varmadan dinen yanlış ve yasak olması onları içeriden moral bir güvenlikle (hala anlaşılmadıysa, “vicdan”la) suçtan uzak ve “güvenli” hale getiriyor. Özetle, bizim şiddetle işimiz olmaz: polis izin vermediği için değil,vicdanımız polisten daha güçlü bir polis olarak bizi suçtan ve şiddetten men ettiği için diyor. Buna yanlış demek veya bu ifadede başka bir anlam aramak için sadece kötü niyetli olmak lazım.
Bu bahiste son olarak Nursi’nin Celal Bayar ve ekibine gönderdiği bir mektuptaki şu vurgusu İslamcılık delili olarak sunulmuş: 30 Mayıs 1950’de “Reisicumhur Celal Bayar ve Heyeti Vükelâsına” başlıklı mektuptan: “…vazifemiz siyaseti dine alet ve dost yapmaktır...” (Emirdağ Lahikası-2, s.13)
Dinin siyaset üstü olduğunu her fırsatta vurgulayan ve tam da bu yüzden dini siyasete alet eden İslamcılığı reddeden Said Nursi’nin burada söylediği şudur: Eğer din ve siyaset arasında bir hiyerarşi olacaksa sivil alanda kalması gereken dine siyasetin/devletin alet ve hizmetçi olması gerekir. Bizim için hiçbir şekilde bir önceliği olmayan siyasete temas ettiğimizde vazifemiz dini siyasete alet etmek değil, siyaseti dine alet ve dost yapmaktır. Yani din özgürlüğünü, toplumun dindarlığının demokratik temsilini temin etmektir. Söylenen budur. Bunu bile suç gibi sunmak için yine sadece kötü niyetli olmak gerekir.
PEKİ SAİD NURSİ NEDEN BİR İSLAMCI DEĞİLDİR?
İslamcılık, dini, bir ideolojiye dönüştürdüğü ve dine bir kimlik olarak sahip çıktığı için Said Nursi İslamcı değildir. Dini bir ideoloji ve kimlik olarak görmekten öteye anlama kapasitesi olmayan kimi ucuz solculukların her dindarı İslamcı olarak görmesi, ötesini görememesi doğaldır. Dinin sosyoloji veya antropoloji gibi temel sosyal bilimlerde ele alınma şeklinde bugün gelinen özenin kırıntısını bile maalesef göremiyoruz Cilasun’un yaklaşımında.
Eski Said, dine hizmet için siyasi aktivizme dahil olup İslamcılıkla İttihad-ı İslam düşüncesinde ve sadece o noktada ortaklaşmıştır. Ancak hayatının ve fikirlerinin ağırlıklı kısmı, İslam yerine iman vurgusunun esas olduğu, Müslüman yerine insanın merkeze alındığı bir çizgide seyretmiştir. Eğer bir “cilik” atfedilecekse Nursi İslamcı değil olsa olsa imancıdır. Komünizm nefreti ateizme olan tepkisinden, Hıristiyan Batıya yer yer sempatik bakan yaklaşımı ve hatta Hitlercilik ve antisemitizm olarak göstermeye çalıştığınız konumlanmaları (Amerikancılık ithamları dahil) hep dinsizliğe karşı dine(Hıristiyan ve Yahudilik dahil) sahip çıkması ile ilgilidir.
Politik tercihleri itibariyle de Nursi İslamcı değildir. İttihatçılara başta verdiği destek, İslamcı Sultan Abdülhamid’e olan eleştirisi, Kemalizme itirazı, dindarlar üzerindeki baskıyı kaldıran Demokrat Parti’ye desteği siyasette İslamcı değil hep demokrat bir çizgiyi takip ettiğini gösterir. İslamcılara bile sorsanız bunu kabul ederler. Ortodoks Nurculuğun çoğunlukla AK Parti’ye eklemlendiği bu son dönem hariç (ki Cilasun bu son dönemi temel alarak doğruluktan ziyade kullanışlılık esasına dayanarak tez üretiyor), Nurcuların İslamcı siyasi partilere mesafeli olmuş olması bile bunun bir yansımasıdır. DP desteğini İslamcı tavır olarak görmek için DP’yi de İslamcı saymak gerek. Bunu ucuz Kemalistler bile yapmadı. Sovyet hayranları belki yapabilir.
İslamcılığın transparanlığına karşılık, Said Nursi’nin bir perdenin altında gizlenmiş, araya başka laflar, konular sokuşturarak sinsice aynı numaraları çevirdiğini düşünmenizin sebebi budur. Politik indirgemeciliğin ele aldığınız fenomeni ele alış çerçevenizi bu kadar çoraklaştırması normaldir. Derine inmek sandığınız şey yüzeysel bir körlüktür. Yaklaşımınız sosyal bilimler açısından bile geçer not alabilecek bir öz-farkındalık ve sofistikasyondan yoksundur.
2. KÜRTÇÜLÜK
Ayşe Hür dayanamayıp aklı sıra Twitter’dan mühimmat tedarikçiliği yapmış. Eyvallah ama fazla sevinmesin. Geçmişte laik/Kemalist bugün ise dindar/İslamcı Türk kardeşlerinin kardeşlik sözleriyle oyalayıp aldattığı Kürdlerin, kendi hak ve hukuklarını güvence altına almadan haklar konusundaki kardeşlik sözlerine güvenmemesini salık verdim. Bugün de aynı sözümü/tweetimi tekrarlıyorum: “Kürdler Türk kardeşlerini sevmeli ama haklar konusunda dindar dinsiz farketmez, bu kardeşlerine zerre kadar güvenmemeli.” Yani temel haklar konusunda “hüsn-ü zan, adem-i itimad” ilkesi Kürdler için şart. Azıcık akıllı olan herkes şunu görür: Milliyetçi, ötekine nefreti tavsiye eder. Demokrat olan ise haklar konusunda teyakkuza davet eder. Şu hale bakın ki solun kıytırık gündemlerine sokak malzemesi olsunlar diye Kürdlerin (değil doğrularının, yanlışlarının bile) sırtını sıvazlayanlar hesabına gelince benim gibi birini bile Kürtçülük ile itham etmekten çekinmiyorlar. Vallahi bravo!
Gelelim Cilasun’a. Dindar ve alim kimliğini çiğneseniz bile Kürd kimliğinden dolayı Said Nursi’yi Nihal Atsız gibi bir faşist ve Necip Fazıl gibi bir Türkçü ile aynı kefeye koyamazsınız, dediğim için Cilasun duyanları duygulandıracak kadar benim “kavmiyetçi” olma ihtimalime sarılmış. “Kürd’den faşist olmaz” diye varsaydığımı ümit ile ulusun bütünlüğü, “sınıfsızlık” lakırdıları ile ilkokul beşinci sınıf seviyesinde ulus eleştirisi kompozisyonu yazmış. Laf sokuşturma kısmı sayıp geçelim ve Said Nursi için ne söylediğine bakalım. Özetle “Nursi’nin bizatihi kendisinin ‘Kürd kimliği’ne… sahip çıkmadığı”nı ileri sürüyor ve birkaç tane de örnek gösteriyor.
Birinci örneği: Şeyh Said İsyanı sırasında nüfuzu kuvvetli diye Bediüzzaman’dan yardım istemeye geliyorlar. O da “Türk milleti asırlardan beri İslamiyete hizmet etmiş ve çok veliler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılınç çekilmez; siz de çekmeyiniz; teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet, irşad ve tenvir edilmelidir!” diye cevap vermiş.
Bir kere bu doğru değil. Bahsi geçen isyan 1925’teki Şeyh Said İsyanı değil, 1914 yılındaki Bitlis İsyanı’dır. Görüldüğü üzere bu itinalı araştırmacımız, işine gelince Türkçü/sağcı Nurcularin çarpıtmalı tarihyazımını sorgulama zahmetine hiç girmiyor ve kendi ajandasi icin kullanışlı çarpıtmaları delil olarak sunmaya kalkıyor (Ayrıca orada “Türk milleti” diye bir ibare yok).
Beni sözümona “kavmiyetçilik” ile itham ettikten sonra, Said Nursi’nin yeterince Kürd olmadığına hükmeden Kürd miliyetçisi yani kavmiyetçi kaynakları Said Nursi’nin Kürd’lüğüne sahip çıkmadığının delili olarak kullanıyor Cilasun. Biraz tutarlık lütfen! Aleyhte kullanılacaksa yanlış bilgi de haksız itham da bu araştırmacımızın radarına yakalanmıyor. Fakat hesabına gelmeyince, Nurculuğun sağcı çöplerinde muhatabını çürütmek için malzeme arıyor.
Bir kere Said Nursi’nin dönemin şartları altında birinci meşgalesi ve mücadele önceliği iman’dır. İslam bile değildir. Kürd meselesi de değildir. Fakat Said Nursi değil Kürd’lüğünü, Şafii’ligini (hatta kıyafetini) bile tüm baskılara rağmen hiçbir zaman red, inkar veya feda etmemiştir. Said Nursi, kendisine zulmedenlerden intikamını hem de silaha başvurmadan evrensel bir derinlik ve sivillikle ve evet bir Kürd olarak almıştır.
3. ANTİSEMİTİZM
Said Nursi’nin antisemitizmin sıradanlaştığı bir dönemde o dönemin bugün için sorunlu “sağduyu”suna ait unsurlara (Yahudilerin paraya düşkün olduğu varsayımı, ihtilallerde aktif rol alarak sorumlu olduğu, hırs ve dünya sevgisiyle dolu olduğu, cama elmas fiyatını veren Yahudi tüccar tiplemesi gibi kabuller) başka konuları tartışırken örnek olarak yer verdiği doğrudur. Konu genel itibariyle Yahudiler veya Yahudilik değil, dünyevilik ve hırs gibi başkaca manevi konulardır. Said Nursi özel olarak antisemit olsaydı, Yahudilerin zulme maruz kaldığını, sefalet içine düştüklerini söylemezdi. Said Nursi’nin ana kaygısının ne olduğunu ortaya koymadıktan sonra bu tarz bir algıda biçicilik demagojiden öteye gitmez.
İslamiyetin temel kaynaklarının Yahudilik ve Hıristiyanlığı muharref saymasından kaynaklanan genel bir İslami olumsuzlamayı antisemitizm olarak sunmak kötü niyetli bir anakronizmdir. Said Nursi, ehl-i kitap saydığı ve dünyeviliğini eleştirdiği Yahudi insanlara demokratik hukuk açısından nasıl bakıyor? Müslümanların ve Müslüman alimlerinin ezici çoğunluğunun eşitsizliği savunduğu bir zamanda, taa 1911’de, Said Nursi Yahudilerin ve Hıristiyanların hukukta eşit haklara sahip olması gerektiğini savunmuş mu savunmamış mı? Said Nursi, İslamın politik felsefesinde “zimmilik” kurumunu lağvederek demokratik bir İslam anlayışını geliştiren kişidir. Bu konuda Münazarat isimli eserine bakılabilir.
Müslümanların dünyeviliğini eleştiren Nursi, Batı modernliğinin hem dünyeviliği sebebiyle kapitalist kültürünü hem de dine düşmanlığı sebebiyle komünist ideolojisini yerden yere vurmuştur. (Hatta dinsizlik/ateizm fikrini Deccal olarak yorumladığı için ateizmi merkeze aldığını düşündüğü Sovyet komünizmini en büyük düşman olarak görmüştür). Dolayısıyle dünyevilik ve dinsizlikle ilişkilenme ölçüsünde (kendi zamanının çocuğu, ibnüzzaman bir Bediüzzaman olarak) Said Nursi de o zaman yaygın ancak bugün için kabul edilemez sayılan popüler Yahudi figürüne yer vermiş, bazı metinlerindeki eleştirilerde örnek olarak zikretmiştir.
Fakat Nursi’nin bu konuya yaklaşımı bundan ibaret değildir. Mesela, Yahudilerin Filistin’de neden başarılı olduğunu soran bir talebesine şunu söylüyor:
"Yahudi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri [aşırıya kaçtıkları] için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin meselesinde; hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki enbiya-yı Benî İsrailiyenin mezaristanı olan Filistin, o eski peygamberlerin kendi milliyetlerinden bulunması cihetiyle, bir cihette bir ehemmiyetli hiss-i millî ve dinî olmasından, çabuk tokat yemiyorlar. Yoksa, koca Arabistan'da az bir zümre hiç dayanamayacaktı, çabuk meskenete girecekti." (Şualar)
Burda şunu görüyoruz: Said Nursi’nin Yahudilere milliyet ve dinlerinden dolayı bir düşmanlığı sözkonusu değildir. Bu yüzden, Nursi’nin Yahudilere Yahudi oldukları için düşmanlık gösteren antisemitizmle bir ilgisi yoktur. Nursi’ninYahudilere ilişkin eleştirileri hep hırs ve dünyevilik gibi Yahudiliğin kendisinin de eleştirebileceği ve Kur’an’da geçen konulardadır. Hem Türk milliyetçiliğinde hem de İslamcılıkta rahatça bulunan antisemitizmle Said Nursi’nin Yahudilere yaklaşımı aynı şey değildir. Said Nursi’nin Yahudilerinki dahil dünyeviliği ve ateizmi eleştirirken Yahudilere dair bazı stereotipleri kullanmak dışında, teşhis edilebilecek özel, varoluşsal bir düşmanlığı yoktur.
Yakın dönemde Gülen Cemaati tarafından daha araçsallaştırılmış versiyonu ortaya konup sonra bugün İslamcı sağcılık tarafından şeytanlaştırılan dinlerarası diyalog ve Yahudi ve Hıristiyanlarla insaniyet ve Allah inancı etrafında diyalog ve dayanışma vurgusunun orjinali ve samimisi Said Nursi’de vardır. Antisemitizm kimde var peki? Bugün de diyaloğu ve eşitliği reddedenlerde var. Said Nursi bu çamurdan beridir. Burada Cilasun ve Hür olaya tamamen dini bir açıdan bakan bir Said Nursi’yi retrospektif olarak ve dar bir önyargıyla antisemitizm çamuruna batırmakla en fazla anlayış kıtlıklarını ortaya koyuyorlar.
Zira Cilasun’un ve Hür’ün hakkında yazdıkları adamın düşüncesine azıcık saygıları olsaydı, teolojik olarak Nursi’nin ikinci dünya savaşındaki insanlık dışı zulümler dolayısıyla hayatını kaybeden masum gayrimüslimlerin bir nevi şehid hükmünde olduklarını ve cehennem ateşinden kurtulacaklarını söylediğini görürlerdi (Kastamonu Lahikası, s.111). Sünni ortodoksinin hazmında zorluk çekip itiraz edebileceği böylesine önemli bir içtihadın sahibi olan Said Nursi nefret ve demagojinizin resmettiği karikatür olmasa gerek.
Binlerce sayfalık Risale-i Nur külliyatının oryantasyon, endişe ve ana vurgusunu okuyucuya vermeden Said Nursi’yibağlamından koparılmış söz ve imalarla tarif etmek bilimsellik değil politik aktivizmdir. Buna rağmen bu kitabın Nursi çalışmaları açısından önemli sorgulamalara, tartışmalara yolaçtığını, açması gerektiğini düşünüyor ve Cilasun’a buna sebep olduğu için Nurcuların ehl-i tahkik kısmının da teşekkür borçlu olduğunu düşünüyorum. Evet, bütün bir Nurculuk Nursi’yi belgelerle çalışma konusunda sınıfta kalmıştır ve Cilasun’un bu son derece hasmane ve sathi arşivciliği karşısında mahçup olmuştur. Çünkü o kadarını bile yapmamıştır, yapma lüzumunu hissetmemiştir.
Ayşe Hür kanalıyla Emrah Cilasun’un yazdığı itiraz yazısına önemli gördüğüm konulardaki bu cevap gazete yazısı için zaten fazlasıyla uzun oldu. Burada bitiriyor ve tartışma ve sorgulamanın önemini hatırlamaya vesile oldukları için Cilasun’a ve Hür’e teşekkür ediyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları



























































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
13.11.2025
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025