Mücahit BİLİCİ
Ölümün yüzüne gülebilmek gerçek hayatı yaşayanların harcıdır. Zira hayatın en kat’i, en değişmez gerçeğidir ölüm. Ölüm üzerine kafa yormamış bir hayata itibar edilemez. Çünkü dürüst değildir.
Ölüm için Mevlana “Şeb-i arus” der. Bediüzzaman ise “ölüm bizim için Nevruz günüdür” demiştir. İkisi de en güzel günü seçmişlerdir: Mevlana, sevgiliye kavuşma yani düğün gecesi olarak görmüştür; Bediüzzaman ise baharvari bir yeniden doğum günü olarak.
Aşk mesleğinde ilişki “ölüm”ünedir. Sevgili ile ebedi bir vuslat arzusu sözkonusudur. Ölümüne bir kavuşmadır bu. Duyuları işlevsiz bırakan bir “gece”dir. Tefekkür mesleğinde ise ilişki “hayat”ınadır. Ölüm bir nihai kavuşma ve kapanış olmaktan ziyadeyeni bir “gün,” yeni bir başlangıçtır. Nevruz, bir yeniden doğuştur. Haşir ve neşrin “coşku”su olarak mütefekkirane bir yeniden başlangıca, bir ölümden sonra dirilmeye işaret eder. Birinde “fena,” diğerinde “yenilenme” asıl olsa da ikisinde de kaynağa dönüş var.
KİMLİK NEDİR?
Kimlik sönerse insan özgürdür. Evden gurbetin adıdır kimlik. Kimlik ikide mümkündür. Zira kimlik her zaman birin ikideki yansımasıdır. Bir kendilik olarak özgürlük, bu mesafenin kapatılması, bu nispetin ortadan kaldırılması ile mümkündür.
Başka bir ifadeyle, kimlik, birlerin birbirleri üzerine düşen gölgesidir. Gurbet, bir kendini görebilme hali olarak bir garabettir. Ayna’nın insanda yaptığı ‘ben ve suretim’ tecrübesinin, bir başkasının varlığı dolayımıyla yaşanmasından doğar kimlik. Kimlik, kendilikten, evden, fıtri vahşetten uzaklaşma ile ortaya çıkan bir medeniyet yarasıdır.
Tüm kimliklerin nihai hedefi kendi kendilerini söndürmektir. Açılan varlık yarasını kapatmak, uzaklaşmanın tutuşturduğu bilinç alevini söndürmektir amaç. Kimlik hiçbir zaman tek başına değildir. Kimlik, bu anlamda bir huzur yitimidir. Kimliğin huzursuzluğu, olmak istediği yerde hazır bulunmuyor oluşu bu sürgünden dolayıdır. Sürgün ve gurbet hali bittiğinde kimlik huzur bulur, kendine gelir. Kendinden uzağa gerilenin, kendine gelmesi, gerilimin bitmesi bir mücadele iledir. Ve bir imtihandır.
Tarih, varlıktaki bütünlüğün kırılması ve benlikteki birliğin yitirilmesi ile tutuşan bir yangındır. Bu yangının söndürülmesi, mesafenin kapanması ve kimliğin hitapsız kalması ile mümkündür. Kendinden uzağa gerilenin, kendine gelmesi işte bu yüzden tarihin zembereğinin boşalması ile aynı anlama gelir. Baktığın aynadan geçtiğinde vardığın yer kendindir. Aynasızlıkta, kimlik yok olur. Yani insan eve vardığında, kendi olduğunda, kimlik soner.
İSLAMİYETİN ADRESİ
İslamiyet adalettir, Müslümanların menfaati değil.
İslamiyet, kafirde bile olsa doğru olandır, dindardaki yanlış değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025