Mücahit BİLİCİ
HDP’deki H’nin çoğul olduğunu çok az insan fark eder. Dilin akışkanlığına neredeyse eziyet eden bir kalabalıklığı var “halk” yerine “halklar” demenin. Sanki içinde başka şey taşıyormuş gibi başı kalabalık, fazlasıyla obez bir ibare. Taşıyan şeyin taşınan şeyi ne kadar taşıyabildiği tartışmaya açık. “Halkların” ibaresinin yol açtığı aksaklık kendini hemen belli ediyor. (Çünkü halklar ibaresinin içinde Kürtler gömülüdür). Sanki tek koltuğa iki kişi oturmuş veya iki koltuğa bir kişi oturmuş gibi duruyor. Bir tetabuk sorunu var. Dil kadar siyasal kategorileri de hafiften ihlal etmenin mahcubiyeti var üstünde.
Halklar ibaresinin konuşma dilindeki aksaklığının ötesinde siyasi muhayyileye de biraz yamuk oturduğu açıktır. Mesela geçmişte kapatılan HADEP (Halkın Demokrasi Partisi) siyasi dil açısından pürüzsüz bir parti ismi iken HDP (Halkların Demokrasi Partisi) parti evreninin politik dili ve siyasi havsalası açısından pürüzlü ve bir türlü oturmayan bir niteliğe sahiptir.
Bir parti, parti olmak hasebiyle şunu tanım gereği benimsemiş ve kabul etmiştir: Yönetimine talip olduğu bir devlet ve temsiline çalıştığı ortak bir kamu. Ulusal kamu sadece ulusun tekliğinden değil ortak dilin ve ortak aklın tek olmasından kaynaklanır. Diller farklı olduğunda bile aklın yolunun birliğine olan inanç kamuyu tevhid eder. Konuşan, anlaşılabilirlik varsayımı ile konuşur. Bu, dilde ve akılda mundemiç olan bir kabuldür. Yani bir devletin siyasi olarak sadece bir tane kamusu olur.
Birden fazla kamudan bu yüzden demokratik bir devletin içinde söz etmek mümkün değildir. Ancak enternasyonal bir bakış acısı “halklar” gibi kavramlar üretebilir. Bu illa sosyalizm veya komünizm gibi ideolojiler olmak zorunda değil. Birleşmiş Milletler gibi kurum ve pozisyonların lügatinde zuhur eder “halklar”. Zira sadece o tür bir zaviyeden anlamlıdır. Bir partinin isminde tezahürü siyasi muhayyile açısından kavramsal bir çarpıklıktır.
Türkçe’de “millet ne der?” ifadesinin Kürtçedeki karşılığı (Türkçesiyle) şudur: Xelk ne der? Kürtçede xelk kelimesi Türkçedeki halk kelimesi gibi politik bir anlam kazanmış değildir. Kürtçede xelk yargılayan ve kamusal ortamda onlara karşı mahcup olmaman gereken ve senin eksiğini bulmak için fırsat kollayan konu-komşuyu, bir büyük ötekiyi, bir süper yahut aher-egoyu temsil eder. Kürtçedeki xelk kavramının Türkçedeki karşılığı “el” (veya “eloğlu”) kavramıdır.
Düşünsel ve kavramsal oturmamışlıklar dilde de oturmamışlık şeklinde yansımasını bulur. Sana ait olan bir demokraside halk isen çoğul olamazsın. Bir demokraside çoğul halde kalmışsan o demokrasi sana mı ait yoksa xelkin mi, bunun üzerinde düşünmen gerekir.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025