Ümit KARDAŞ
Türklerin Osmanlı’ya taşıdıkları gelenekte, toplumsal sorunların çözümünde mutlak yetki devlettedir.Halil İnancık, Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik dönemini anlatırken (1300-1600) merkezin, herkesi kendi konumunda tutarak tebaayı koruduğunu belirtmektedir. Tebaanın, padişahın ve bürokratik merkezin yaptırımlarından korkar durumda tutulması, korku ile gelecek arasındaki gelgitler, Osmanlı siyasi kültürünün sürekli bir gerilim temeli üzerinde şekillendiğini göstermektedir. Merkez-çevre ilişkisi bakımından, Osmanlı geleneğinde, İngiltere’deki uzlaşma-işbirliği geleneğinin aksine uzlaşmazlık ve gerilim vardır. Cumhuriyet, Osmanlı’daki devlet-tebaa çatışmasını tevarüs etmiş, bürokratik seçkinlerin aşkın devlet anlayışı daha çok devlet sonucunu doğurmuştur. Bugün yaşanan gerilim, bu tarihsel geleneğin sonucudur. Gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde sonu anlaşma ile biten bir çatışma yoktur. Merkezden yapılan dayatmalar sonucu, siyasal bütünleşme sağlanamamıştır. Demokrasiye geçişte de, bu nedenle siyasal yaşam meşruiyet krizi yaşamaktadır. Yine çevreden merkeze gelen yeni güç de, uzlaşma-işbirliği yerine gerilim ve çatışmayı tercih etmektedir.
Bu siyasi kültür dışında, emrindeki bürokrasiyle bir ölçüde devleti somutlayan AKP iktidarı, Hegelcibir devlet anlayışı sergilemektedir. Bu anlayışta, devlet cisimleşmiş bir kişidir ve hatta bir kişide cisimlenir. Cisimleşen bir kişilik olan devletin kendi iradesi, ehliyet yeteneği ve amaçları bulunduğundan, en iyisini bilir ve yapar. Hegelci devlet anlayışının demokrasi, özgürlük ve barış ile bir ilgisinin olmadığı açıktır.
Klasik temsilciliğini Hobbes ve Locke’un yaptığı, devleti suni bir varlık ve araç olarak tanımlayan anlayışa göre ise; insanlar çatışma ve savaş durumlarından korunmak, özgürlüklerini güvence altına almak için toplumsal sözleşme adı verilen bir uzlaşma ve anlaşmaya dayanarak, ortak iradeyi temsil edecek bir gücü hakem ve yönetici olarak tayin ederler. Bugünkü anlamıyla doğal bir temeli olmayan devlet, insanların hukuk güvenliği altında özgür ve eşit olarak yaşamalarını sağlamak ve kendilerini geliştirmelerine imkân verecek bir araç olarak ortaya çıkar. Bu nedenle de katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü ve eşitlikçi bir felsefenin taşıyıcısı olarak demokrasiyi hedefler.
Ülkemizdeki geleneksel devletçilik anlayışı, bir demokrasi temelinde kendi kendini yöneten kurumları hayata geçirecek bir toplumsallaşmayı engellemiş, toplumun örgütlenmesi sırasında hiyerarşik yapılara yol verilmiş ve sonuçta toplum devletleştirilmiştir.
Liberal-muhafazakâr siyaset de, devletçi-sol siyaset de, radikal bir devlet eleştirisi yapmaktan kaçınmıştır. Özellikle yerleşik sol, kendi otoriter-devletçi geleneğini sorgulamamış, tahakkümden ve hiyerarşiden arındırılmış bir toplum kavramı geliştirememiştir. Taksim Meydanı’na ilişkin projeye yönelik tepkilerin işaret ettiği husus demokrasi eksikliğidir. Gerilimin ve çatışmanın temelinde yatan ise, ademimerkeziyetçi bir özyönetime, kendi kendini örgütleyip, düzenleme esası üzerine kurulu, işbirliğine yer veren bir topluma ilişkin herhangi bir yaklaşımın ve beklentinin bulunmayışıdır. Merkezin, yetkilerini bölge parlamentoları üzerinden bölge halkıyla paylaşması sadece Kürtlerle ilgili bir çözüm modeli olmayıp, genel demokratikleşmenin zorunlu bir talebidir. Bölge insanlarının yaşadıkları bölgeyi dolayısıyla kendilerini ilgilendiren bir projeye itiraz etme, tartışma, öneride bulunma ve kararı etkileme hakkı vardır. Bu hakkı ülke genelinde alınan oy oranı üzerinden yok saymak, milli iradeyi tek başına meşruiyet kriteri yapmak antidemokratik bir anlayıştır. Yerel yönetim özgürlüğü siyasi özgürlüğün tabanını oluşturur
Yurttaşlık kültürünün tek kaynağı olarak kentin, katılımcı ve ekolojik bir karar sistemi, insanı ve doğayı temel alan bir dünya görüşüyle yeni bir tür etik birlik olarak yeniden kurgulanması düşüncesi tartışma alanına girmelidir.
AKP iktidarının çatışmacı kültürel kodlardan ve Hegelci devlet anlayışından uzaklaşması gerekmektedir. Kuşkusuz bu muhalefet partileri için de aynen geçerlidir. Modern Alman romanının yaratıcısı psikiyatr-yazar Alfred Döblin’in uyarısı önemli. “Devleti ele geçirirsen o senindir, sen de onunsundur ve artık sen yoksundur.”
http://www.taraf.com.tr/umit-kardas/makale-devlet-ve-demokrasi.htm
Yazarlar
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025