Ümit KARDAŞ
1876 Anayasası ( Kanunu Esasi) Tebaa-i Devlet-i Osmaniye’nin hukuk-u umumiyesi başlıklı bölümün 18.maddesinde söz konusu hususu aynen “ Tebaa-i Osmaniyenin hidemat-ı devlette istihdam olunmak için devletin lisan-ı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.”şeklinde düzenlemişti. Görülmektedir ki Osmanlı İmparatorluğu 1876 Anayasasında devletin resmi dilinin Türkçe olduğunu doğrudan bir düzenleme ile dahi yapmamış, devlet hizmetinde görev alacak Osmanlı tebaasının Türkçe bilmesini şart koşan düzenlemeyi yaparken dolayısıyla Türkçenin devletin lisan-i resmisi (resmi dili) olduğunu belirtmişti. Bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvencesini ifade edecek bir kuruma, bir yaptırıma yer vermeyen ve ferman niteliği ağır basan bir anayasadaki bu düzenleme tartışmasız yapılmıştı. Hatta bu maddenin taslağında imparatorluktaki tüm kavimlerin kendi dillerinde öğretim ve eğitim yapabilecekleri konusu da yer almışken daha sonra bu düzenlemeden vazgeçildi.
Bir geçiş döneminin gereksinmelerini karşılamak üzere hazırlanan, bu nedenle bireye ilişkin hak ve özgürlükleri ve yargı kurumunu düzenlemeyen ayrıca Kanun-u Esasi’nin kendisi ile çelişmeyen hükümlerini hukuken geçerli sayan 1921 Anayasası’nda bu konuda bir düzenleme yapılmamıştı. Bu nedenle yukarıda değindiğimiz Kanun-u Esasinin 18.maddesi hukuken geçerliliğini korumaktaydı.29 Ekim 1923 ve 364 sayılı “Teşkilat-ı Esasiye Kanununun Bazı Mevaddının Tavzihan Tadiline Dair Kanun” başlıklı yasa ile 1921 Anayasası’nda açıklık getiren değişiklikler yapılarak yönetim şekli olarak Cumhuriyet kabul edilirken, bu yasanın 2. maddesi ile açıkça ve doğrudan doğruya devletin resmi dilinin Türkçe olduğu belirtildi.1945 yılında, 1924 Anayasası Türkçeleştirilirken bu husus “Devlet dili Türkçedir.”şeklinde ifade edildi. Kuşkusuz devlet bir resmiliği temsil ettiğinden “devlet dili” ibaresinden de anlaşılan resmi dildi.
1961 Anayasasının 3. maddesinin 2. Fıkrasında ise bu husus açıkça “Resmi dil Türkçedir” şeklinde ifade edildi. Bu düzenlemeyle dil ile devlet arasında bir bağ kurulmayarak sadece resmi dilin Türkçe olduğu belirtildi.
1982 Anayasasının 3. maddesinin 1.fıkrasının 2.cümlesinde devletin dilinin Türkçe olduğu belirtilmekte.Ancak devlet soyut bir kavram olup,somut bir dili olamaz.Bu nedenle resmi alanda yani devletin yönetiminde devlet görevlilerinin kullanacakları dil Türkçedir.61 Anayasası dili soyut devlet kavramıyla ilişkilendirmeden,devletin dili gibi soyut ve anlamsız bir kavramı kullanmadan sadece resmi dilin Türkçe olduğunu belirtmişti.Dili devlet konuşmaz, devlet yönetiminde görev alan insanlar devleti yönetirken dili araç olarak kullanırlar.
82 Anayasasının 42.maddesinin; “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” şeklindeki düzenlemesi yerinde durmakta. Bu düzenlemeye paralel olarak anadilin konuşulmasını, öğretim ve eğitimini yasaklayan birçok kanuni düzenleme bulunmakta.
Ana dilde öğrenim ve eğitim özgürlüğü insanların doğuştan getirdiği doğal bir durum. Bu özgürlüğü devletin bir lütuf olarak tanıması düşünülemez. Bu özgürlük sadece kullanılır. Devletin görevi, bu özgürlüğü tanımak değil, bu özgürlüğün hukuk güvenliği altında kullanılmasının ortamını sağlamak ve desteklemektir.Baskı ve asimilasyon politikaları nedeniyle geriletilmiş bölgesel ve azınlık dillerinin devlet tarafından korunup geliştirilmesi gerekir.İster demokrasi ile ister otokrasi ile yönetilsin devletler anayasal düzenlemeleri gereği bu desteği sağlamakta.
135 yıl sonra bugün halen, Kürtlerin kendi dillerinde öğretim ve eğitim yapamayacaklarını öne sürebilmek bizi düşündürmeli. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun ne kadar geri olduğu karşılaştırmalı tablodan anlaşılmakta. İsviçre’den Bolivya’ya, Irak’tan Kanada’ya, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden Finlandiya’ya ,Bosna-Hersek’ten Kıbrıs’a kadar toplumların ve devletlerin ne kadar mesafe aldıkları görülmekte
Bu nedenle toplumsal mutabakata ve yeni bir kurucu felsefeye dayalı bir anayasaya ihtiyaç bulunmakta. Farklılıkları koruyan, çoğulcu, özgürlükçü ve barışçı bir felsefeye dayalı olması gereken bu anayasada Türkiye coğrafyasında yaşayan bireylerin ve halkların özgürlüklerini, haklarını,kültürlerini,geleneklerini ve dillerini koruyan bir ilkenin yer alması ön koşul.
Anayasacılığın vardığı aşama Avrupa ve Dünya anayasalarında görüldüğü gibi demokratik anayasacılıktır. Dayanışma ve ortak amaç ideali yani biz olabilme duygusu, farklı kimliklere boyun eğdirilerek değil onlarla bir arada özgür ve eşit şekilde yaşamanın koşulları oluşturularak sağlanabilir.Bunu sağlayacak toplumsal uzlaşı ise farklılıkların kabul ve onay gördüğü demokratik birlik belgeleri olan anayasalardır.Anayasada ihtiyaç duyulan bölgelerde resmi dil olarak Türkçenin yanında ikinci bir dile yer verilmesi demokratik bir talep.Anayasa ayrıca bölgesel,yerel dillerin ve kültürlerin varlığını,ana dilde öğretim ve eğitim özgürlüğünü güvenceye almalı ve desteklemeli. Devam edeceğim.
Yazarlar
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025