Ümit KARDAŞ
Avcı-toplayıcılar ihtiyaç duydukları her şeyi kendileri yapıyor, zorunluluklara dayalı bir ekonomik sistemle ürettikleri mal ve hizmetleri beklentiye dayalı olarak paylaşıyorlardı. Ekonomik olarak bağımsız olan gruplar giderek takas sistemini geliştirdiler.
Tarım Devrimi başlangıçta bu durumu değiştirmedi. Avcı-toplayıcı gruplar gibi her tarım köyü de küçük, kendine yeten bir ekonomik birimdi. Ancak karşılıklı iyilik ve zorunluluklar yabancılarla takas yapmayı gerektirmeye başlıyordu.
Biri giysi imal ederken diğeri hastaları tedavi ediyordu. Bu grupların küçük ve ekonomilerinin sınırlı olması nedeniyle tam zamanlı işler henüz ortaya çıkmamıştı.
Şehirlerin ve krallıkların güçlenmesi ve ulaşımın gelişmesi uzmanlaşmayı ve dolayısıyla tam zamanlı işleri ortaya çıkardı. Ancak uzmanlaşma takasın nasıl yönetileceği sorununu beraberinde getirdi. Sınırlı sayıda ürün söz konusu olduğunda takas iyi bir yöntem olabilirdi ama genişleyen, ürün ve hizmet çeşidi artan karmaşık bir ekonomide mümkün gözükmüyordu.
Önceleri bu sorun merkezi bir takas sistemi geliştirilerek çözülmeye çalışıldı.. Ürünler bir merkezde toplanarak ihtiyacı olanlara dağıtıldı .İnka İmparatorluğu bu sistemi orta ölçekli olarak başarıyla uyguladı.( Yuval Noah Harari) Süreç içinde çoğu toplum çok sayıda uzmanı birbirine bağlamanın yolunu bulmaya çalışırken parayı icat etti.
Para farklı zamanlarda farklı yerlerde icat edilirken yaşanan zihinsel bir devrimdi. Sapiens, insanların ortak hayal gücünde yeni bir gerçeklik yaratmıştı. Madeni para basılmadan çok önceleri çeşitli kültürlerde değişik eşya para olarak kullanıldı. Tohum, tuz, boncuk, deniz kabuğu gibi.
Paranın ilk çeşitleri tam bir güven vermeyince gerçekten değerli şeyleri kullanmak gerekti. Tarihteki ilk para olarak kabul edilen “Arpa parası “ yazıyla birlikte MÖ 3000 civarında Sümerler tarafından kullanılmaya başlandı. Arpa tanelerinden oluşan bir litrelik çanaklar (sila) bir birim oluşturuyordu.
İlk madeni para ise MÖ 640 yılında Lidya’da basıldı. Bu paraların altın veya gümüş cinsinden standart bir ağırlığı ve işaretleri vardı .Bu işaretler değerli metalin miktarını ve içeriğini garanti eden otoriteyi belirliyordu. Yabancılar Roma parası “Denarius”a imparatorun gücü nedeniyle güven duyuyorlardı. (Denarius; Halifeler Arapçaya çevirerek “Dinar”ı bastılar.-Harari )
Hıristiyanlar bir dönem bastıkları farklı paralarda Arapça “Allah’tan başka tanrı yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir.” sözcüklerini kullandılar. Hıristiyanlar bu paraları kullanırken diğer taraftan Kuzey Afrika Müslümanları üzerinde İsa ve Bakire Meryem’in olduğu paraları vergi olarak topluyorlardı.
Harari bu durumu şöyle değerlendirmekte:
“Dini inançlar konusunda uzlaşamayan Hıristiyanlar ve Müslümanlar paraya inançta anlaşıyordu. Çünkü din bir şeye inanmamızı isterken, para başkalarının da bir şeye inandığına inanmamızı ister…..Para dilden, devlet yasalarından, kültürel yasalardan, dini inançlardan ve toplumsal alışkanlıklardan daha açık fikirlidir…. Ayrıca din, cinsiyet, ırk, yaş, cinsel yönelim üzerinden ayrımcılık da yapmaz”
Bugünün hayali düzeninde para nadir bulunuyor. Gerçekte var olan para miktarı internet ortamında dolaşan paranın onda biri kadar. Tüm paranın % 90’ı hayali olarak sadece sanal alemde gözüküyor. Mitlere dayalı hayali düzen hayali parayı ortak mit haline getirmeyi başarmış durumda.
II. Dünya Savaşı sona erdikten sonra, 1944 yılı temmuz ayında 44 ülke delegesi Bretton Woods’ta toplandı.. Konferans Amerikan dolarını uluslararası para birimi olarak kabul etti. Dolar altına bağlanarak altın kadar değerli hale getirildi. Böylece dolar uluslararası döviz piyasalarının belirleyicisi oldu.
Konferans sonucu güçlü ülkelerin lehine işleyecek olan küresel ekonomik sistemin dayanağı olacak olan üç kurum kuruldu. Uluslararası Para Fonu (IMF),Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü..
1960’lı yıllardan itibaren gelişmekte olan ülkeler daha adil ticaret koşullarını da içeren bir Uluslararası Yeni Ekonomik Düzen için mücadele etmeye başladılar. Amaç sömürgeciliğin mirasından kurtulmak ve ülkeler arasında ekonomik adalet temelinde yeni bir küresel sistem yaratmaktı.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) gibi BM kuruluşları ve OPEC gibi üretici kartelleriyle bu amaca ulaşmak için çabalar harcandı.
Petrodolarlar Kuzeyin mali merkezlerine oradan da Üçüncü Dünya’ya kredi olarak aktı.1970’e gelindiğinde istikrarlı sabit kur sistemi ABD’nin ticaret ve bütçe açıkları karşısında çöktü.
Vietnam savaşı uzadıkça ABD’nin borçları ve enflasyon arttı. Bunun üzerine Nixon tek taraflı olarak doların altına bağlılığına son verip dalgalı döviz kuru sistemine geçti. Doları devalüe ederek ABD’nin borçlarını azalttı. Faizleri de yükselterek Üçüncü Dünya ülkelerinin borçlarını arttırdı.
İşte bu noktada IMF ve Dünya Bankası borca batmış ülkeleri iflastan kurtarmak için devreye girdiler. Artık bu ülkelerin borçlarını döndürebilmek için dayatılan yapısal uyum programlarını uygulamaktan başka seçenekleri kalmamıştı.
Sistemin yarattığı illüzyon içinde ortak mit haline gelen dolarla çatışmaya giren ülke paraları değer kaybederken küresel ekonomik kriz kapıya dayanmış durumda.
Türk Lirasının dolar karşısındaki güçsüzlüğünün yarattığı sıkıntı Rus Ruble’sini, Çin Yuanı’nı Meksika Peso’sunu da etkilemekte.
Bu noktada demokrasiden, hukuktan, eleştirel düşünceden ve akıldan hızla uzaklaşan Türkiye’nin siyasal ve toplumsal kutuplaşmadan uzlaşmaya doğru yönünü çevirmesi zorunlu.
Devlet yönetiminde akıl almaz boyutlara varan israfın önlenmesi, zararları yararlarından çok fazla olacak ölü yatırımlardan vazgeçilmesi, ekonomiyi istikrarlı hale getirecek üretime dönük politikaların uygulanması ve özellikle hukukun üstünlüğüne dönülmesi hayati önemde.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025