Yıldıray OĞUR
Bu aralar sosyal medyada muhafazakar çevrelerde içerikleri çok dönen bir hesap var: Islamist Hafıza.
Hesap; arşivlerden çıkardığı 70’ler, 80’ler, 90’lar ve 2000’lerin videolarını paylaşıyor.
Videoların bir kısmı İslami hareketin eski nostaljik görüntüleri. Marşlar, eylemler, sohbetler...
Ama esas ilgi çeken videolar o kadar da hoş olmayan hatıralara ait olanlar.
Laik kesimin, medyanın, devletin, askerlerin dindarlara yönelik baskılarının, nobranlıklarının unutulmuş arşiv görüntüleri bunlar.
Başından başörtüsü çekilen okul birincisi hemşire, başörtüsüyle okumak isteyen Suudi Arabistan’a gitsin diyen Demirel, Meclis’ten “dışarı dışarı” sloganlarıyla kovalanan Merve Kavakçı, GATA’ya alınmayan Emine Erdoğan, Hayrunnisa Gül ile tokalaşmayan askerler, Cumhuriyet mitinglerinde, başka laiklik temalı eylemlerde yine dindarları hedef alan konuşmalar, Menderes’in akıbetini hatırlatan Türkan Saylan, hizmetçisinin AK Parti’ye oy vermesiyle “İstikrar senin neyine Vesayet” diye dalga geçen kabarık fönlü laik teyzeler ve şimdi haklarında konuşurken beş kere düşündükleri dindarları o günlerde tahkir eden, bütün bu baskı ve yasakları hararetle savunan gazeteciler...
Binlerce kişinin paylaşıp yorum yaptığı videolar, daha sonra önce diğer sosyal medya platformlarında dönüyor, sonra esas WhatsApp gruplarına düşüyor.
Açılan bu arşivle temel olarak şu mesaj veriliyor: Sana yapılanları hatırla ve onlara asla güvenme...
Zaten video paylaşımlarının üzerine sık sık AK Partili siyasetçiler, gazeteciler, kanaat önderleri yorum yazarak CHP’nin ve laik zihniyetin asla değişmediğini vurguluyorlar, videolar CHP’deki değişime kredi açan liberal, muhafazakar yazarlara, DEVA, Gelecek partililere “ibret” için gönderiliyor.
Bu aralar arşivlerin daha sık karıştırılmasının; ekonomik sorunlar ve kötü yönetimin herkesin hissettiği derecelere ulaşıp AK Parti’nin oylarının erimeye başlamasıyla tabii ki bir ilgisi var.
Ayrıca ortada daha önce olmayan bir tehlike de var, son 20 yıldır ilk kez AK Parti bir seçimi kaybedebilir ve yine ilk kez artık içinden de alternatif partiler ortaya çıktı.
Bu videolar dağılma emareleri gösteren kitlenin direncini, inancını, kemiyetini artırmak için kullanılıyor. “Bölünürsek varoluşumuza karşı olanlara karşı gücümüzü kaybederiz, CHP ve benzerlerine iktidar yolunu açmak da bakın böyle tehlikelidir” denmiş oluyor.
Bu mesajın iktidar için şu anda “enflasyonu düşüreceğiz, ekonomiyi toparlayacağız”dan daha güçlü bir propaganda malzemesi olduğu açık.
Bu arşiv videoları, 90’larda Refah Partisi yükselirken laik anaakım medyada Şevki Yılmaz, Erdoğan, Hasan Hüseyin Ceylan, Hasan Mezarcı’nın 80’lerde daha sert İslamcılar iken yaptıkları konuşmaların videolarının döndürülmesine benziyor.
O zamanlar o videolar laik direnci artırmak, değiştim diyen Refah Partililerin takiyye yaptığını ortada duran kitleye göstermek için kullanılıyordu.
Bugün de bu videolar dindarların direncini artırmak, öfkelerini diri tutmak, “değiştim, artık eski CHP değilim” diyen CHP ve Kılıçdaroğlu’nun aslında taktik yaptığını, değişmediğini ispatlamak için kullanılıyor.
Evet, bugün muhalefet bloğunun içinde Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Akşener hatta Gül gibi isimlerin yer alması muhalefetin eski muhalefet olduğu tezinin ikna ediciliğini azaltıyor.
Ama Türkiye bir demokrasi ve hukuk cenneti değil.
Kimse kimseye gül bahçesi vaat edecek halde de değil. İktidarla sınandığında bu sınavı geçebilen pek olmadı. Onlarca örneğiyle sabit ki muhalefette verilen sözler ele biraz güç geçtiğinde kibirle unutuldu.
Tecrübeli vatandaşlar o yüzden birbirine karşı güvensiz, tepelerdeki değişimin taktiksel olduğunu düşünüyor, o yüzden demokrasi nosyonu daha güçlü entelektüellerin açtığı krediler artık o kadar itibarlı değil.
Çünkü herkesin komşusu, işyerindeki arkadaşı Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu değil. Siyasetteki uzlaşma, dikkatli üslup, değişim çabası medyanın ve insanların davranışlarını, dillerini kolayca değiştirmiyor.
O yüzden de Türkiye’de düşman olarak görünen kesimlere güvensizlik; risksiz, garantili bir pozisyonken, değişime kredi açmak büyük risk almak demek.
Bugün hala liberal ve solcu laikler, 2010’da “yetmez ama evet” diyerek dindarların yolunu açmakla suçlanıyor. Bunun tam tersi de 10 yıl sonra bugün CHP’ye kredi açanlara yapılabilir.
Üstelik bu riski görmek için arşivleri bile açmaya gerek yok
Halk TV, Tele 1 ekranlarında edilmiş rövanşist bir cümle, Özgür Özel’in Ortaçağ zihniyeti açıklaması, Fikri Sağlar’ın bir konuşması bir anda “İşte size bunlara güven olmaz demedik mi” nin deliline dönüşebiliyor.
Özellikle son bir yılda anketlerde muhalefetin yükselmesi ve iktidarın düşüşe geçmesiyle muhalif çevrelerde 2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri, 2019 yerel seçimlerindeki dikkatli, uzlaşmacı üslup kendisini erken bir iktidar özgüvenine bıraktı.
Bu erken iktidar özgüveninin en somut örneği bu hafta Elazığ’da yaşanan intihar sonrası başlayan tarikat ve cemaat yurtları tartışması oldu.
Belki muhalefet liderleri Kılıçdaroğlu ve Akşener tabanlarından yükselen dalgaya kapılmadılar ve hatta bu yüzden eleştiri de alıyorlar ama muhalif televizyonlar, gazeteler ve sosyal medyadan günlerdir “tarikat ve cemaat yurtları kapatılsın” ve peşi sıra “tarikat ve cemaatler kapatılsın” sesleri yükseliyor.
O kadar ki en liberal pozisyon “Kapatmak çözüm değil” kaldı.
Bazı liberaller bile özgülenme özgürlüğü, din özgürlüğü diye tartışmaya kapalı bir özgürlük ve hakkı unutup cemaatlerin ve tarikatların içindeki köleleri özgürleştirme, “korkunç ve yobaz” ailelerinin baskısından çocukları kurtarma misyonerliğine soyundu.
Üstelik bütün bu aşırı duyarlı ve öforik hassasiyet gösterilerinin bir meseleyi anlamak ve çözmeye çalışmaktan uzak iktidar kavgasının bir parçası olan siyasi sloganlardan ibaret olduğunu anlamak çok da zor değildi.
Televizyon, telefon ve bilgisayar ekranlarından muhafazakarlar için çok tanıdık bir düşmanlık, küçümseme, aşağılama duygusu aktı.
Çözemediği her meselede eli önce sopaya giden bir iktidara karşı muhalefet edenlerin çoğunun da muhalefetinin sopaya değil, o sopayı tutan ele olduğu bir kere daha ortaya çıkmış oldu.
İktidarın mevcut halinden memnun olmayan ama alternatifinde de hala varoluşuna yönelik bir tehdit hisseden, varoluşu tehdit altındayken hukuk, demokrasi kaygısı da gütmeyen muhafazakar çevrelerde son bir haftada özellikle WhatsApp gruplarda sık sık şu cümleler kuruldu: “Bunların hakkından Reis geliyor”, “Reis bunlara az bile yapıyor.”
Aslında bu cümlelerde ‘Reis’in yaptıklarının pek de doğru olmadığının da bir kabulü var. Ama sonra “ülke şartları daha iyisine, daha demokratına, daha hukuka uygun olanına hazır değil, ne yapalım” diyor cümle.
Karşı tarafta da eline güç geçse benzerini yapmaya talipler varken, insanlardan demokratik sabır, hoşgörü beklemek herhalde pek mantıklı değil.
Bildikleri, tanıdıkları, en azından kendilerine daha az dokunacak bir otoritarizmin mağduru olmayı, tanımadıkları bir otoritarizmin mağduru olmaya tercih etmeleri de ayıplanamaz.
Aslında uzun süredir gidişattan memnun olmayan muhafazakarlar “Reis bunlara az bile yapıyor”cular ile “endişeli muhafazakarlar” arasında gidip geliyor.
Endişeli muhafazakarlar ve bu kaygıları medyada dillendirenler aslında muhalefetle iletişim kurmaya çalışan ve ikna edilmeye açık muhafazakarlar demek.
Ama onlar bile uzun süredir nobranlık, küçümseme, “ne mağduriyeti ulan” gibi tepkilerle, Türkiye’deki mağduriyetler tarihini AK Parti ile başlatan bir laik Kadir Mısırlıoğlu revizyonist tarihçiliğiyle karşılaşıyorlar.
Halbuki sadece Google’a “Nurcular yakalandı” diye yazıp 1930’lardan 1980’lere kadar çıkan gazete küpürlerini okuyunca bile o Elazığ’daki evin orada olma motivasyonu anlaşılabilir, 1980’lerde çocuğuna Enes adını vermenin bile nüfus memurlarıyla mahkemelik olmayı gerektirdiği bir ülkede bir babanın kendi çocuğunu kendisi gibi yetiştirmekteki ısrarının aşağılanma ve ayıplanmadan başka bir anlama çabasını hak ettiği görülebilirdi.
Ama bu aydınlanmacı nobranlık ile dini taassup ikiliğinde herhangi bir anlama çabasının yeri yok.
Türk işi sekülerizme bulaşmış liberaller bile devleti evlerin, yurtların kapısına dayayıp köleleri özgürleştirmeyi hayal ediyor.
Daha küçük bir azınlık her iki tarafa dönüp bu meselelerin karşılıklı rövanşizmle, gücü ele geçirenin diğerini bastırmasıyla kapatmayla, yasakla çözülmeyeceğini anlatmaya çalışıyor ama günün sonunda onların orta yolculuğunu yalanlamaya karşı cepheden nefretine hakim olamayan bir radikalin “ Davutoğlu ve Babacan’ın bile yargılanmaktan kurtulmayacağı” gibi bir siyasi dayılanması yetebiliyor.
Muhalefetle açık ve aleni iletişim içinde olanları izleyen daha büyük kalabalıklar onlara bile reva görülenleri görünce adım atmaktan vazgeçiyor.
Siyasallaşmış yargının mağduru olmuş olanların bundan çıkardığı ders, bir gün yargıyı ele geçirip başkalarını mağdur etmek, örgütlenme özgürlüğüne karşı baskıları eleştirenlerin hayali hoşlarına gitmeyen vakıf ve derneklerin kapısına kilit vurmak olunca, kimse de elindeki yargı, devlet sopasını kaybetmek, buyur biraz da sen bizi döv demek istemiyor.
Dolar 20 lira olsa da bu ayrıcalığı kaybetmek istememekte de haklılar.
O zaman da diyalog kurmaya çalışan endişeli muhafazakarlar yaptıkları küçük kaçamaktan hayal kırıklığına uğrayarak evlerine dönerken, meydan ise “Bunların hakkından Reis geliyor”, “Reis bunlara az bile yapıyor”culara kalıyor.
Geçen haftaki muharebede olduğu gibi...
Yazarlar
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025