Yıldıray OĞUR
Geçen haftanın en dikkat çekici görüntüsü Ağrı Doğubeyazıt’tan geldi.
Bütün Türkiye’nin şikayet ettiği elektrik faturaları için Ağrı Doğubeyazıt’ta halk sokağa döküldü.
Üstelik bu eylem büyük şehirlerde sol partilerin öncülüğünde yapılan eylemler gibi marjinal, organize bir eylem de değildi.
Sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar sonrası Cuma namazının ardından halk ilçe merkezinde toplandı ve bölgenin elektrik şirketi olan ARAS-EDAŞ’ın hizmet binası önüne yürüdü.
Ağrı derecelerin bu yıl -32’yi bile gördüğü Türkiye’nin en soğuk ili. Şehirde sadece elektrik faturaları belleri bükmüyor.
Çok tuhaf ama Türkiye’ye gelen İran doğalgazının boru hattının geçtiği Ağrı’da Türkiye’nin en pahalı doğalgazı tüketiliyor.
Ağrı'da doğal gazın metreküp birim fiyatı 2,07 iken bu fiyat Van'da 1,60, İstanbul’da 1,82, Ankara’da 1,97.
Üstelik Türkiye’nin sadece en soğuk değil en uzun kış mevsiminin yaşandığı Ağrı, Türkiye’nin uzun yıllardır kişi başına milli gelirin de en düşük olduğu ili.
Bunun doğal sonucu olarak şehrin nüfusu azalıyor.
Son TÜİK rakamlarına göre 2020 yılında 535 bin 435 kişi olan Ağrı nüfusu 2021 yılında 10 bin 791 kişi azalarak 524 bin 644 kişi oldu.
10 bin 791 kişilik bu azalma ile Ağrı sadece oran olarak değil, rakam olarak da nüfusu en çok azalan il oldu.
Peki nereye gidiyor Ağrılılar?
Bu sorunun herkesin aklına ilk gelen cevabı tabii İstanbul.
Peki ya doğru cevap Ciudad Juarez ise?
Ciudad Juarez, Meksika’nın ABD sınırındaki kentlerinden biri. Meşhur El Paso’ya komşu şehirlerden.
Şubat ayında bile sıcaklık en düşük beş derece oluyor. Yani bir Ağrılı için iklim şartları hiç uygun değil.
Ama bu şehrin alamet-i farikası iklimi değil zaten.
Ciudad Juarez’in de yer aldığı Meksika sınırı ABD’ye geçmek isteyenlerin uzun yıllardır en favori geçiş noktası.
ABD bunu engellemek için duvar örmekten, özel sınır birlikleri kurmaya kadar sürekli yeni önlemler alıyor ama sınırı geçenleri engelleyemiyor.
Son yıllarda bu sınırda daha önce buralarda çok görünmeyen bir ülkeden insanlar dikkat çekiyor: Türkiye’den...
Geçen aylarda Fox News’da çıkan haberden okuyalım:
“Teksas Sınır Muhafız Müdürü Gloria Chavez, Twitter hesabından “Türk” istilası yazan bir görsel eşliğinde yaptığı paylaşımda “Sınır güvenliği ulusal güvenliktir. Sınır muhafız ekiplerimiz 45 farklı ülkeden gelen kaçak göçmenleri yakalayarak büyük iş başardılar. Ekibin yakaladığı kaçaklardan beş tanesi Türkiye’den geliyordu” dedi. ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin 2021 yılı raporuna göre 4989 Türk vatandaşı yasadışı yollarla ülkeye giriş yaptıktan sonra göçmenlik başvurusunda bulundu. Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin 2020 yılı raporunda ise bu sayı 2580 idi.”

Peki kim bu Meksika sınırından kaçak olarak ABD’ye girmeye çalışan ve sayıları hızla artan Türkler?
Amerika’da yayınlanan bazı haberlere göre bu Türkler; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Ağrılı Kürtler...
ABD’nin önde gelen liberteryan dergilerinden Reason’da 2019 yılında çıkan bir haberde Ali, Murat, Dozan adlı Ağrılı üç gencin hikayesi üzerinden bu uzun yolculuk anlatılmış.
https://reason.com/2019/10/29/from-turkey-to-cuba-to-mexico-to-america-a-kurdish-refugees-journey/
Bu üç Ağrılı genç, uçak biletleri daha uygun olduğu için önce turist olarak Küba’ya uçmuşlar, oradan Meksika’ya geçmişler.
Doğrudan Meksika’ya gelenler de var.
15 bin dolara yakın para verdikleri şebeke onları Meksika sınırından kaçak olarak ABD’ye geçiriyor.
ABD’de önce sınırı kaçak olarak geçtikleri için gözetim merkezlerine ya da cezaevlerine konuluyorlar.
Ama panik yok, bunların hepsi zaten planın içinde.
Bu noktada şebekeye bağlı avukatlar devreye giriyor.
Bu aşamada siyasi sığınma talebi için mülakata giriyorlar daha sonra da kararı verecek mahkemeye çıkıyorlar.
Mülakatta geri iadelerinin güvenlikleri için riskli olduğunu ispatlamaları gerekiyor.
Türkiye’den gelen bir Kürt olunca bu çok zor olmuyor. Ama Türkiye’de hayatının risk altında olduğunu ispatlamak için yine de öncesinde bir hazırlık yapılıyor. Mesela yola çıkmadan önce HDP’ye üye olmak gibi...
Gözaltı tutulurken yakın bir akrabadan gelen bir mektup de işe yarayabiliyor. Türkiye’den gelenler içinde sığınma talebi kabul edilenlerin üç ikna edici argümanı var: Kürdüm, Gülen cemaati mensubuyum veya LGBT bireyim.
Siyasi sığınma talebi kabul edilmeyenler ya da geri gönderme merkezlerinde bekleyenlere ise yine şebekeye bağlı kişiler gelip sponsor olarak çıkarıyor. Sponsor olmak demek, ben bu sığınmacıyı himayeme alıyorum demek. Fakat bu sığınmacıların ayaklarında elektronik kelepçe oluyor.
Meksika sınırından ABD’ye geçip, ABD’de bir biçimde serbest kaldıktan sonra sıra geliyor esas hedefe.
Çünkü Meksika sınırından ABD’ye geçmek için kaçakçılara para döken Ağrılıların esas hedefi ABD değil, Kanada.

Kanada’ya gitmek için bir durak daha var. ABD-Kanada sınırında polisin de girmediği kiliseler. Bu kiliselerde elektronik kelepçeler çıkarılıyor. Ve ardından yine kaçak yollardan Kanada’ya geçiyorlar.
Peki neden Kanada’ya gitmek istiyorlar sorusuna cevap vermeden önce geçen yıl çıkan bir polis operasyonu haberini okuyalım:
“Ankara polisi kaçak göçmenlerin Meksika üzerinden ABD'ye geçişini sağlayan bir uluslararası suç şebekesinin Türkiye ayağını çökertti. Ankara Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekiplerinin 4 ay süren teknik ve fiziki takip neticesinde şebekenin Türkiye ayağındaki 7 kişinin işleri organize ettiğinin şeması çıkarıldı. Buna göre Ağrı'daki şebeke üyeleri kişi başı 10-15 bin dolara anlaşma yapıyor. Şebekenin Ankara'daki üyesi O.A. ve İ.U. Meksika'ya turist vizesi alma işlemlerini gerçekleştiriyor. Havalimanında yurtdışına gidecek olan kişilerle bir araya gelen A.A., Meksika'daki şebeke üyelerine verilmek üzere 6 bin doları hazır ediyor. Meksika'daki şebeke üyeleri de kaçak göçmenleri ABD sınırındaki Ciudad Juarez kentinden sınırı geçirerek oradaki kamp alanlarına alınmalarını sağlıyor. Burada anlaşmalı avukatlar aracılığıyla bu kişiler kamptan kurtarılarak ABD'ye veya Kanada'ya geçiriliyor. Ankara, İstanbul ve Ağrı'da gerçekleşen operasyonda O.A., M.S.S., A.A., M.K., C.Y., D.A. ve İ.U. gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerde ve iş yerlerinde yapılan aramada 58 bin 801 dolar ele geçirildi. Hesaplarında da yüklü miktarda hareketlilik tespit edildi.”
https://www.sabah.com.tr/yasam/agri-meksika-abd-hattinda-umut-taciri-operasyonu-5569610
Herhalde haberdeki Ağrı vurgusu dikkatinizi çekmiştir.
Neden insanları Meksika sınırından ABD’ye geçiren şebekenin bir ayağı Ağrı’da?
İşte bunun cevabı artık polisiye değil siyasi.
Ağrılıların Kanada hikayesinin başlangıcında 1996 yılındaki HADEP kongresi var.
Meşhur HADEP kongresi. Bir kişinin Türk bayrağını indirdiği kongre.
Kongreden sonra aralarında HADEP genel başkanı Murat Bozlak’ın da olduğu onlarca kişi gözaltına alınmıştı.
Sekiz ay sonra tutuklu olan 12 kişi tahliye edildi. Bu tahliye o dönemde devlet ile PKK arasında başlayan çözüm müzakerelerinde atılmış bir adımdı.
(Bunun için bknz. https://www.haksozhaber.net/devletten-apoya-mektuplar-yazi-dizisi-17069h.htm)
O tahliye edenlerden biri Kocaeli’de inşaatlarda çalışan Karslı bir gençti.
1997 yılının yazında hakkında devam eden davadan beraat edince Türkiye’den ayrılmaya karar verdi ve 1997’yi 1998’e bağlayan gece Kanada’ya iltica etti.
Önce inşaatlarda çalıştı sonra Kanada’da Ararat adlı büyük bir inşaat şirketinin sahibi oldu.
Tabii onun zenginleşmesiyle birlikte benzer pek çok göç hikayesinde yaşanan bir durum tekrarlandı.
Ağrı’daki aşiretinden gençler Kanada’ya gitmeye başladılar.
Yıllardır süren bu göç, son yıllarda Türkiye’de ekonomi bozulunca, Türkiye’deki özgürlük ve demokrasi standartları düşüşe geçince arttı. Türkiye’den Kanada’ya iltica eden ve orada zenginleşen Ağrılı genç, 2014’de çözüm sürecinin heyecanıyla artık olgun yaştaki bir işadamı olarak Türkiye’ye döndü ve bölgede de yatırımlar yaptı.
Aynı aşiretin mensubu olan kaynağım son yıllarda 3 bini aşkın Ağrılı gencin Meksika üzerinden Kanada’ya gittiğini anlatıyor:
“Ağrı’da genç kalmadı, gidenlerin para kazandığını duyanlar peşlerinden gitti. Artık aileler yol masrafını biriktirip çocuklarını gönderiyor.”
İşte Ağrılıların hiç alışık olmadıkları bir iklime sahip Meksika’ya uçmalarının sebebi bu; İklimine yabancılık çekmeyecekleri Kanada’ya gitmek.
Türkiye maalesef artık dünyada insanların kaçmaya çalıştığı ülkelerden biri.
Ege denizi, Meriç yolu tehlikeli olunca bazıları folklor ekibine, mehteran bölüğüne giriyor, bazıları belediyeleri kandırıp gri pasaportla sahte çevre toplantılarına gidiyor, bazıları da soluğu Meksika sınırında alıyor.
Ve bu insanlar mülteci değil. Bu ülkenin en düşük standartlarda yaşayan vatandaşları. İktidarın bile belediye başkanı diye mizah dergisi karakterlerini gönderdiği bir şehrin vatandaşları....
Türkiye sadece homurdanırken, Doğubeyazıt halkını elektrik faturalarını protesto için sokağa döktüren de belki bu çaresizlik ve sıfırı tüketme hissidir.
Zaten bir insanın eksi 30’lardaki Ağrı’dan yola çıkıp 12 bin kilometre kat ederek Meksika-ABD sınırındaki çöle varması için muhakkak çok haklı sebepleri olması gerekir...
Yazarlar
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025