Yıldıray OĞUR
Kaliningrad, Rusya'nın Rusya ile kara bağlantısı olmayan, Litvanya ile Polonya arasında kalmış Baltık Denizi kıyısındaki şehri.
Dün Kaliningrad’ın Valisi Alikjanov, Twitter hesabından bir harita paylaştı.
Harita Moskova’dan kalkan bir Rus uçağının Kaliningrad’a gelebilmek için kat etmesi gereken yeni rotayı gösteriyordu.
Yeni rotaya göre bir Rus iç hatlar uçağı Moskova’dan Kaliningrad’a gidebilmek için Baltık Denizi’ne kadar çıkıp, oradan uluslararası hava sahasını kullanarak Kaliningrad’a ulaşabiliyordu.
Yolculuğu bir saat uzatan bu rota değişikliğinin sebebi Rus uçaklarına Avrupa’da kapatılan hava sahaları.
Henüz Avrupa Birliği, hava sahasını kapatma kararı vermeden İngiltere ile birlikte Rus uçaklarına hava sahalarını ilk kapatan ülkeler listesi de oldukça dikkat çekiciydi:
Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya...
Böylece Belarus dışında Rusya’ya hava sahasını kapatmamış Avrupa kıtasında komşusu kalmadı.
Finlandiya dışındaki bu ülkelerin bir ortak özellikleri daha var:
Hepsi 1991’den önce ya SSCB içindeki cumhuriyetlerdi ya da Doğu Bloku’nun içindeydiler.
Yani bundan 30 yıl öncesine kadar her kararları öncesi yüzlerini önce Moskova’ya çeviren ülkelerdi.
Bu ülkeler sadece hava sahalarını eski yoldaşlarına kapatmakla kalmadılar.
Üyesi oldukları NATO’yu da üye devletlerden biri, güvenlik riski altında olduğu durumlarda imdat çekici olan 4. maddeye dayanarak toplantıya çağırdılar.
Rusya’nın Ukrayna istilasının başlamasından bu yana bu eski Sovyet cumhuriyetleri ve Doğu Bloku ülkelerinde büyük protesto gösterileri oluyor.
Özellikle de askeri olarak alarm durumuna geçen Baltık ülkelerinde.
Bütün tarihleri Rusya ve Almanya arasında ezilmekle geçmiş Litvanya, Estonya ve Letonya’da halk günlerdir sokaklara çıkıyor ve Rusya’yı protesto ediyor.
Bu üç ülke, üyesi oldukları NATO’dan askeri takviye de istedi.
Yine bir zamanlar Sovyetler içinde bir cumhuriyet olan, Stalin’in memleketi Gürcistan’da da ülke tarihinin en büyük yürüyüşlerinden biri Rusya’yı protesto için yapıldı.
2008’de Rusya’nın işgalciliğinden nasibini almış ülkede Rusya ve Batı ittifakı arasında gidip gelen siyasi kutuplaşmada Batı ittifakından yana olanlar moral üstünlüğü ele geçirmiş durumda.
Eski Doğu Bloku ülkeleri Bulgaristan ve Romanya’da da hükümet yetkilileri Rusya’yı kınayan sert açıklamalar yaptı, Rusya Büyükelçilikleri önünde günlerdir protestolar sürüyor.
Avrupa Birliği’nde Putin’in en yakın dostlarından olan yine eski Doğu Bloku ülkesi, 1968’de başkenti Sovyet tankları altında ezilmiş Çek Cumhuriyeti’nin popülist lideri Milos Zeman bile Rusya’yı sert ifadelerle kınayan sözler söyledi, ülkedeki tarihi Rusya karşıtlığı yükselmiş durumda.
Putin’in bir diğer yakın dostu Orban sessizliğini koruyor ama AB yaptırımlarına yönelik blokajını sürdüremedi.
Putin’den izinsiz adım atmayan Aliyev’in rejimden izinsiz kuş uçurtmadığı Bakü’de bile Rusya’yı protesto için büyük bir gösteri oldu.
Yaptırımlara henüz katılmamış, Rusya’nın Avrupa Konseyi oylamasında çekimser kalan Rusya’nın NATO içindeki yakın müttefiklerinden Türkiye, işgali ilk günden kınadı, Boğazları kapatma noktasına geldi.
Hava sahasını Rusya’ya ilk kapatan komşu ülkelerden biri de Finlandiya.
Daha önemlisi 70 yıldır NATO ile Rusya arasında tampon ülke olan Finlandiya’nın Ukrayna’ya model olarak gösterilen “Finlandizasyon” devri de Putin’in Ukrayna’yı istilasıyla bitiyor olabilir.
Ülkede uzun yıllar boyunca herkesin desteklediği tarafsızlık siyasetini artık Finli solcular bile savunamıyor, Ukrayna’dan sonra NATO üyeliğine destek patlama yapmış durumda.
5.5 milyon nüfusa sahip ülkede sadece 5 gün içerisinde 56.264 kişi ülkenin NATO üyeliği için bir referandum yapılmasına yönelik yasa tasarısına imza attı. 2012’de yapılan anayasa değişikliği uyarınca 50.000’den fazla imza toplanması durumunda halk meclise yasa önerisi sunabilme gücüne sahip. Yani konu Meclis’in önüne geldi. Finlandiya Başbakanı Sanna Martin, NATO üyeliği tartışmasının şeklinin Ukrayna’nın işgalinden sonra değiştiğini açıkladı.
Rusya’dan doğrudan İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine gelen tehditler İsveç’in 70 yıllık tarafsızlık pozisyonunu da değiştirecek gibi görünüyor.
Her ne kadar İsveç’teki iktidar NATO üyeliğini düşünmediklerini açıklasa da güvenlik endişeleri ve Rusya karşıtlığı yükselmiş durumda.
Ve Rusya’nın Avrupa’daki en büyük ticari partneri ve dostu olan Almanya.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nı çıkaran ve sonra cezalandırılıp silahsızlandırılan Almanya, yine Putin sayesinde 75 yıllık pasifist siyasetini terk edecek bir adım attı.
Üstelik bu militarist adımı atmak da pasifist siyasetin bayraktarlığını yapmış Sosyal Demokrat Parti’nin başbakanına nasip oldu.
Başbakan Scholz, Bundestag’da bütün partilerin alkışları arasında Almanya ordusunu güçlendirmek için 100 milyar Euro’luk özel bir fon oluşturulduğunu duyurdu ve şöyle dedi:
“Putin, Ukrayna’ya saldırırken sadece bir ülkeyi dünya haritasından silmek istemiyor, Avrupa güvenlik yapısını da yok ediyor. Uçan uçaklara, yelken açan gemilere ve görevleri için en iyi şekilde donatılmış askerlere ihtiyacımız var. Ve Avrupa'daki büyüklüğümüze ve önemimize yakışır olmalı.”
Bu politikaya Dışişleri Bakanlığı’nın verildiği Yeşillerden de destek var. Yeşiller bizdeki solun anlamayacağı ölçüde NATO ve Atlantik ittifakı yanlısı ve Rusya-Çin karşıtı. Alman siyasetinde Rusya ve Putin’e en yakın olan aşırı AfD ve aşırı sol Die Linke bile işgali ve Putin’i eleştiren açıklamalar yaptılar.
Putin, yakın dostu Çin’in bile tam desteğini alamamış durumda.
Daha bir ay önce kurtardığı Kazakistan’ın lideri bile Ukrayna’ya asker göndermeyi reddetti. Hindistan çekimser kaldı.
Bütün siyasetini tarafsızlık üzerine kurmuş İsviçre bile ambargolara katılıyor.
Putin’i destekleyen ülkeler olarak geriye; emir kulu Belarus, yolsuz sol diktatörler tarafından yönetilen Nikaragua ve Venezeüella kalıyor.
Şili’nin yeni solcu devlet başkanı bile hiç NATO ve emperyalizm demeden Ukrayna için net dayanışma mesajları verdi.
Peki ne oldu da, bir zamanlar Ruslarla aynı ülkeyi ve aynı bloğu paylaşmış ya da iyi komşuluk yapmış bütün bu ülkeler bir anda böyle döndüler?
Hepsini NATO tahrik etmiş olabilir mi? Hepsi emperyalistlerin oyununa mı geldi?
Yoksa çok basit bir duyguyla mı hareket ediyorlar:
Korku...
Rusya gibi dev bir ülkeyle komşu olmak yetmezmiş gibi şimdi de bu ülkenin başında ülke sınırlarına sığamayan, eli hemen tanklarına, nükleer silahlarına giden bir Rus milliyetçisi var.
Eski Sovyet cumhuriyetlerinde yeniden hegemonyasını kurmak istiyor. Hepsini gel deyince gelen git deyince giden Belarus’a, ülkedeki protestoları bastırmak için bile asker gönderdiği Kazakistan’a, elinin altında tuttuğu Türkmenistan’a, Azerbaycan’a, Ermenistan’a çevirmek istiyor.
Ukrayna’da siyaset de uzun yıllar böyle bir uydu devlete tav olan Rusya taraftarları ile bağımsızlık isteyenler arasında bir bilek güreşine dönmüştü. Rus taraftarı iktidarlar zorbalık ve yolsuzluklarla popülaritelerini kaybedince 2004’de Turuncu Devrim oldu, bu yüzden 2014’de Maidan ayaklanması çıktı.
2019’da da bu Rusya korkusuna karşı NATO-AB üyeliği ve barışçıl çözüm vaadiyle bu yüzden Ukraynalıların yüzde 73’ü son çare komedyen Zelenski’yi Cumhurbaşkanı seçtiler.
Kimse onları zorlamadı. NATO ve AB de kucağını açıp onları bağrına basmadı. Ukrayna 15 yıldır bekliyor.
Ama bugün yaşananlar yaşanmasın diye bir güvence olarak Ukraynalılar NATO şemsiye altına girmek için ısrar ettiler.
Korkularının ne kadar haklı olduğu da bugün ortaya çıktı.
Bu korku bize çok tanıdık gelmeli.
Çünkü İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çok benzerini Türkiye de hissetmişti.
Savaştan sonra ganimet isteyen Stalin, gözünü Kars-Ardahan ve Boğazlar’a dikince, İnönü’nün yönettiği Türkiye bu emperyal açgözlülüğü ancak ABD ve İngiltere’yle yakınlaşarak, 1949’da da NATO üyeliğine başvurarak dengelemeye çalışmıştı.
https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/amerikan-bayragini-neden-sallamisti-8119
Türkiye bu yüzden ısrarla iki yıl NATO’nun kapısında bekledi. Ama bundan erinmedi, kapıyı üç kere çaldı, Kore’ye asker gönderdi ve nihayet kendisini 1951’de içeriye atarak Kuzey’deki tehlikeye karşı güvenliğini sağladı.
O yüzden bugün Ukrayna’nın, Baltık ülkelerinin, Finlandiya’nın endişelerini en iyi anlaması gereken ülke Türkiye.
Çünkü bu son hikayede de güvenliği risk altında olan, korkan, kışkırtılan Rusya değil.
Tam tersine Rusya gibi tekin olmayan kudretli bir ülkeyle komşu olmaktan duydukları haklı endişeler komşularının NATO’nun kapısını çalmasına neden oluyor.
O komşuları ki pek çoğu bir zamanlar yoldaşıydı.
Demek ki zamanında da sevgi ve güven üzerine değil, korku üzerine kurulmuş bir yoldaşlıktı bu.
Komünist yoldaşlık dışında, Slav, Ortodoks kardeşi de olan Ukrayna’ya bile bunu yapan bize ne yapmaz diye endişelenmekte herhalde haklılar.
Zamanında biz de haklıydık....
Zaten bu hikayede bir tek haksız var:
Emperyal heveslerini dizginleyemeyip komşularına korku salan, bütün müttefiklerini kaybeden, hayat öpücüğü verdiği NATO ittifakını uzun yıllar sonra tekrar anlamlı hale getiren, Atlantik ilişkilerini tamir eden, dış politikada hippi takılan AB’yi savaşan bir ülkeye savaş uçağı yardımı yapacak hale getiren, Almanya’yı silahlandıran, Finlandiya’ya tarafsızlığını bile sorgulatan Putin...
Onun büyük stratejik dehasının bedelini de hava sahaları kapanmış, kredi kartları yakında çalışmayacak ama çoğunluğu uzun yıllardır bu emperyal heveslerle heyecanlanan Ruslar ödeyecek.
Yazarlar
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025