Yıldıray OĞUR
6 Ağustos 1945’de ABD, Hiroşima’ya atom bombası attı. 3 gün sonra bir atom bombası da Nagazaki’ye atıldı.
Dün Japonya’da anmalar vardı.
Hiroşima Valisi törendeki konuşmasında savaşlarda öldürülen çocuklardan, kadınlardan bahsederken töreni yayınlayan kanal İsrail’in Tokyo Büyükelçisi’ni çekmeye başladı.
Vali İsrail’den ya da Filistin’den bahsetmemişti ama neredeyse zoom yapılan büyükelçi kendisinden bahsedildiğinin farkında bir telaşe içindeydi.
Nagazaki’deki törene ise İsrail, ABD elçileri davet edilmedi.
Türkiye’deki bazı çevreler tam olarak farkına varamasa da, hala bunu İslamcıların bir abartısı gibi görmeye devam etse de dünyanın en büyük toplu katliamlarından biri olan Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombasının yıldönümünde bile suçlayıcı bakışların çevrildiği bir ülke artık İsrail.
Marksist tabirlerle söylersek Türkiye’deki bu ideolojik yanlış bilincin arkasında uzun bir tarihsel bagaj, kimlik ve modernleşme krizleri var.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları da bunu konuşmak için çarpıcı bir örnek.
Aslında Hiroşima ve Nagazaki’ye bombalar düştüğü andan itibaren Batı’da eleştiriler başlamıştı.
Japonların teslim olması yüzünden yaşanan bir aylık bir sevincin ardından ABD’de bile eleştirel tepkiler ve haberler gündeme hakim olmuştu.
New Yorker’ın Hiroşima’da ölenlerle ilgili dosya haberi bombadan bir ay sonra yayınlandı.
Bombanın mucidi Oppenheimer’ın bile keşfettiği şeyin dehşetinden nasıl ürktüğünü filminde zaten izledik.
Savaşta büyük trajediler yaşamış Avrupa da ilk andan itibaren atom bombasına eleştirel bakmış, gazeteler Hiroşima ve Nagazaki’deki trajediyi haberleştirmişti.
İngiliz gazeteleri atom bombasını "Canavar" ve "Korku bombası" gibi manşetlerle duyurmuş, Japon radyosunun ve görgü tanıklarının anlatımlarına yer vermiş, en çok okunan yazarlardan William Connor "Ölüm Yoluyla Dünyayı Kurtarmak" makalesi büyük ses getirmişti.
Savaşın doğrudan acılarını yaşamış Batı hatta ABD basını atom bombasına karşı böyle mesafeliyken, tuhaftır savaşa girmemiş tarafsız Türkiye’de ise Hiroşima’ya atom bombası atılması tuhaf bir sevinç ve heyecanla karşılanmıştı.

7 Ağustos 1945 günkü Cumhuriyet, Tan, Tasvir, Akşam gibi devrin büyük gazetelerinden birkaç başlık ve spot okuyalım.:
“20.000 ton dinamite muadil tek bomba”

“İngilizler Amerikalılar tahrib işinde yeni ve korkunç bir devre açan atom bombasını icad ederek kullanmaya muvaffak oldular”
“İlk atom bombası dün bir Japon şehrine atıldı, şehrin ne hale geldiği dumandan anlaşılamadı”
“Dünyanın en büyük keşfi”
“Şehirleri yerinden sarsacak bomba”
“…Atom bombaları ilk defa olarak Amerikalılar tarafından Japonlara karşı kullanıldı, tahrip işinde yeni bir devir açıldı.”
Dehşetin boyutunun ortaya çıkmasından sonra da Türkiye medyasında Hiroşima ve Nagazaki’nin acıları görünmedi:
“Fennin Eşsiz Bir Mucizesi”
“Bu müthiş atom enerjisi dünya barışının korunması işinde de kullanılacak”
“Yeryüzünde harp kalkıyor mu”
“Atom bombası harikası”
“Atom bombası ya harbin yahut ta dünyanın sonu olacak”
Bir hafta sonra Oppenheimer depresyona girmişken Türk medyası olayın bilimsel mucize yönüne doğru yoğunlaşmıştı:
“Atom bombası araştırmalarından tıpta istifade ediyor.”
“Bazı hastalıkların tedavisi mümkün oldu, kanser hastaları için de tecrübeler yapılıyor.”
“Atom bombası tıp alemine de yaradı.”
“Atomları infilak ettiren bu alet biyolojide ve hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.” “Kömür, petrol tarihe karışacak, buhar devri bitecek”
“Yeni keşif sayesinde ağaçların bir kaç gün içinde büyümesi kabil olacak”
“Yeni bomba ile bulutlar dağılacak, istenildiği zaman yağmura son verilecek, sokaklar ısıtılacak, soğuk yerlerde portakal, üzüm yetiştirilebilecek”
Ülke önde gelen köşe yazarları da atom bombasını övgüler düzerek, Japonları suçlamışlardı.
Burhan Felek: “Atom bombası fende gelişmelere neden oldu. Dünya koşuyor, hatta uçuyor!"
Ömer Rıza Doğrul: “Yöneticilerin açgözlülüğü imparatorlukları yok eder, tıpkı
Japonya'nın durumu gibi. Pearl Harbor baskınını yapan Japonya bu duruma kendi hatası yüzünden düştü.”
Hem Nalına hem Mıhına: “Japonlar ruhen ilkel ve geri kalmış bir millettir.
Japon halkı İmparatora bir tanrı gibi tapar. Ama o imparator Japonya'ya tarihindeki en büyük felaketi yaşatan kişidir.”
Nadir Nadi: “Eğer bu bomba olmasaydı kullanılsaydı, savaş aylar, hatta belki de birkaç yıl sürerdi. Bomba savaşı kısalttı ve milyonlarca masum insanın israf ediliyor. Almanya ve Japonya tanrıya tapıyordu ve kaybettiler"
Gerçekten çok tuhaf.
Hiroşima ve Nagazaki konusunda Türkiye’de duyarlılık ise uzun yıllar sonra anti-Amerikancılık ve solculukla birlikte yükseldi.
Peki, neredeyse atom bombası karşısında Celal Şengör gibi geçilen bu saygı duruşunun bu aşırı empati yoksunluğunun sebebi ne olabilir?
Bunu sadece dönemin kurulan dış ittifaklarına bağılılıkla açıklamak kolay bir cevap olur.
ABD ve Avrupa’da atom bombasını eleştiriliyordu.
Papa, daha ilk günden duyduğu dehşeti paylaşmıştı.
Buradaki empati yoksunluğu daha çok Türkiye’nin modernleşme, Batılılaşma, kimlik meseleleriyle ve ben merkezli dünya algısıyla ilişkili.
Batı’nın yaptığı atom bombasına bile hayranlık duyan self-oryantalist bir Batıcılık, 80 bin insanı öldüren bir bombayı aydınlanmanın bir sonucu olarak kutlayan 19’uncu yüzyıldan kalma bir bilimcilik, kendisinden doğuda olan toplumları insan gibi görmeyen bir oryantalizm ve tabii dünyayı sadece kendi bağlamı içinden gören bir narsisizm Türkiye modernleşmesinin ürettiği insan profilinin özellikleriydi.
Bu profilin dışına çıkamayan biri için Gazze’deki son yüzyılın en büyük katliamlarından birine bakarken empati kurmak da kolay değil.
Gazze’de öldürülen insanlara baktıklarında önce trajedi değil, kimlik görüyorlar, AK Parti görüyorlar, laiklik tartışmaları, şeriat, din, sakal, başörtüsü, geri kalmışlık görüyorlar.
Yani aslında bana her şey seni hatırlatıyor gibi Türkiye’yi, Türkiye’deki tartışmaları görüyorlar.
İsrail’in suikastlarında ise itiraf edilmese de kıskanılacak bir beceri, demir kubbesinde akıl, bilimsellik görüyorlar.
Tabii ki her anı videoya çekilen ve sosyal medyada bir story uzaklığında olan trajediye kör kalmak kolay değil.
Ama bir noktadan sonra o trajedi, içine bizi de çekebilecek Ortadoğu’nun bataklığında rutin ama bizim uzak durmamız gereken bir anafor gibi görünüyor.
O yüzden “Ama 7 Ekim”, “Ama Hamas diyerek” gözlerini bu devasa trajediden çeviriyorlar.
İnsanların açlık çektiği, çocukların öldüğü insanların sadece canlı kalmaya çalıştığı bir yerde HAMAS’ın şeri yönetiminden bahis açılabiliyorlar.
Sanki El Fetih ve sosyalist FHKC olimpiyat köyü basmamış, uçak, otobüs kaçırıp sivilleri öldürmemiş gibi 75 yıllık bir trajedinin yükünü Hamas’a yıkıyorlar.
Artık sadece hayatta kalmaya çalışan Filistinlilerin geride bıraktığı sağ-sol, laik-İslamcı kavgalarını Türkiye tartışmasının hararetiyle Filistin’de sürdürmeye çalışıyorlar.
7 Ekim’i yaptıkları için bütün bunların başlarına geldiğini söylerken aslında hem milyonlarca insan hakkında kolektif bir suçlama yapıyorlar hem de katliamı, “beklendik”, “öngörülmesi gereken” bir karşı tepki olarak küçümseyip, sanki devam eden bir katliam değil de 50 sene önce yaşanmış tarihi bir olay olarak bir çekmeceye tıkıyorlar.
Tıpkı Hiroşima sonrası Türk medyasının yaptığı gibi.
Aynı derin kimlik meseleleri, modernleşme-batılılaşma krizleri, dünyadaki her olayı kendi bağlamında, ben merkezci narsist okuma…
Ama bugün atom bombasından heyecan duymak büyük bir ayıp.
Hiroşima’nın her yıl dönümünde bütün dünyada bu bombaların dehşeti ve yarattığı büyük acılar dışında hiçbir şey konuşulmuyor.
Hiroşima’yi Nagazaki’yi açıklamak, meşrulaştırmak için Japonların Çinlilere ve Korelilere yaşattığı dehşet, katliam ve tecavüzlerden bahsetmek ya da Pearl Harbour baskınıyla Japonların bunu hak ettiğini söylemek ise büyük bir ayıp.
Çünkü Hiroşima ve Nagazaki diğerlerin hepsinden daha büyük, daha dehşetli bir suç.
Tarihe de o dehşet ve utanç kaldı.
Bazen tarihin yanlış sayfasında kalabiliyor insanlar. İdeolojik önyargılar, güncel tartışmaların harareti insanları yanlış bilinçlere gark ediyor, gözlerini kapatıyor, empati hislerini köreltiyor.
O sayfanın ne kadar yanlış olduğu ise ancak yıllar sonra arşivler karıştırılınca görülüyor.
Hiroşima anılırken bile kameralar İsrail elçisini çekiyor.
Gazze Katliamı’nın tarihe nasıl geçtiğini ve geçeceğini anlatmak için başka delile gerek var mı?
Yazarlar
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025