Yıldıray OĞUR
PKK’nın Devrimci Halk Savaşı’nın merkez üssü Hakkâri. Her gün onlarca ölüm haberi geliyor. Bir savaş cephesinden farksız. Ama dağlarında çatışmalar sürerken Hakkâri’de hayat devam ediyor. Ve Hakkârililer Türkiye’yi ve siyaseti Ankara’da yaşayan sıradan bir vatandaştan daha yakından izliyor. Çünkü öylesine irticalen söylenmiş her söz onların günlük hayatını doğrudan etkiliyor.
E-maili gönderen arkadaşım Van’da yaşıyor, Hakkâri’ye gidip geliyor. İsmini vermek istememesi bölgenin bitmeyen olağanüstü hâlinin açık göstergesi. Çok canlı, çok içeriden bir izlenim olduğu için herkesin okumasını istedim. En çok da bu savaşın esas olarak moral üstünlüğü elde tutma savaşı olduğunun bir türlü farkına varamayan Ankara’daki devletlilerin. Evet, devlet, bugün Yılmaz Erdoğan’ın Vizyontele’sinde Hakkâri’deki o kasabaya televizyon getiren züppe TRT memurları değil belki ama “bu halk kim güçlüyse o tarafa meyleder, sopayı elden bırakmamak lazım” politikalarına yeniden göz kırpıldığına bakılırsa Deli Emin hikmetinden bile hâlâ Artos Dağı kadar uzakta.
***
“Her şeyin bittiği yerde başlayan şehir.” Hakkâri, hem böyle, hem de dört bir tarafı dağlar ve silahlarla çevrili, epeyce huzursuz ve bıkkın bir şehir.
Hakkâri’de sürekli yaşayan insanlarda Eyüp Peygamber sabrı olduğunu anlamak için orada iki gün geçirmek yetiyor. Belediye ve üç milletvekilinin üçü de BDP’li. Doğru dürüst temsil edilip, hizmet görmek için daha ne yapmaları gerek bilmiyorum ama insanlara düzgün bir belediye hizmeti bile verilmiyor. Şehir içi yollar ve su sorunu hâlâ çözülmüş değil.
Bu ezici siyasi desteğe rağmen, hemen her gün civarda çatışmalar yaratıp, insanlar evlerine hapsediliyor.
Sadece siyasi destek değil, Hakkâri PKK için muazzam bir gerilla kaynağı. Her hafta birileri katılıyor örgüte. Çoğunlukla 20 yaş civarı ve altı gençler. Topladıkları “verginin” miktarını da bilen yok. Van’da da büyük işler yapan bir müteahhitten 10 milyondan fazla alınmış, ve bunu herkes sıradan bir olaymış gibi biliyor, konuşuyor.
Hakkârili birinin deyimiyle “devlet onlara düşman, Türkler onlara düşman, güya dost olan PKK’nin yaptıkları da düşmanlıktan öte bir şey değil”.
Dün abimin kayınpederinin evindeyken misafirleri geldi. Sonra misafirlerden biri, bir telefon aldıktan sonra aceleyle çıkıp gitti. Önceki akşam, PKK’ye katılmak üzere iki minibüs dolusu genç şehirden çıkış yapmış. Biri de bu kadının 17 yaşındaki yeğeni. İdris Naim Şahin’in tartaklanması olayından sonra 16’ya yakın kişiyi gözaltına almışlar. Bir kısmını bırakıp diğerlerini tutuklamışlar. Giden ekipte, bu olaydan sonra serbest kalan çocuklardan da dört kişi olduğunu söylediler. Bir defa gözaltına alınan artık kolay kolay şehirde durmuyor.
Çünkü şehirde yaprak kımıldasa ilk o insanların evleri basılıyor. Hapiste bir yakını olmayan hiç kimse yok neredeyse.
Çocuklarının peşinden kamplara kadar gidenler olmuş, 30 bin TL karşılığında serbest bırakılan birkaç istisna dışında, aileler çocuklarla görüştürülmüyor. Her şey o kadar açık, o kadar göz önünde ki, bu pervasızlık insanı deli ediyor. Mesela o çocukların örgüte katılmak için izledikleri bir yol var, ve bunu başta devlet olmak üzere herkes biliyor. Civarda birkaç köy var. Minibüsle ya da taksi kiralayarak oralara gidiyorlar, oradaki derin vadilerden beş altı km. içeri girdiklerinde de her biri Gerilla Tv’de,MMC Tv’de izleyip, şarkılarını dinledikleri birer gerillaya dönüşüyor. Baharda gelip ölmek ve öldürmek üzere kamplara yollanıyorlar.
Halkta insanın içine oturan bir arafta kalma hâli var. Politik birer hayvana dönüşmüş, Twitter’da filan boy gösteren, savaşçı, şahin azınlık dışında bu ruh hâlini gayet net görebiliyor insan. Devlet Kürtlerin zaten yaralı hafızasını diri tutacak şeyler yaptıkça PKK’nin yaptığı bir sürü şey “evin içinde kalıyor”.
Kürdistan’ın, toplum olarak en hürmetkâr, iyiliksever insanları açık ara Hakkârililer. Bu kadar eziyeti gerçekten hak etmiyorlar. Türkiye’nin dört bir tarafına cenaze yollayan bir yer olmak, sırf ölümle anılmanın korkunç sıkıntısını yaşıyorlar. Hadi öldürdükleri, ölüme yolladıkları umurlarında değil, bir örgüt sırf bu insanlar az da olsa rahat yüzü görsünler diye silah bırakabilir.
Bu arada gördüğüm kadarıyla, evin içinde olanın evin içinde kalma hâli de aşılıyor gibi.
Devlet daha temkinli ve aklı başında davranırsa, yeni bir içe kapanmanın yolunu açmazsa, referandum zamanındaki bir iç çalkalanma yaşanabilir.
Bu arada, ağırlıklı olarak PKK ve halk arasındaki ilişkiden bahsettim. Çünkü Hakkâri’de siyasal olarak ne devlet ne de başka bir parti var. Devlet, “akrep”, “kirpi”, “gözaltı”, “biber gazı”, “sikorsky” ve savaş uçaklarından ibaret. Şimdiye kadar yapılan en “iyi” şey de orijinali “Colemêrg” olan şehrin ismini “Çölemerik” diye abuk subuklaştırıp, şehirde yeni açılan üniversitenin yüksekokuluna vermek.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025