Yıldıray OĞUR
Bu yazıyı okumadan önce minik bir ikiyüzlülük testini geçmelisiniz.
Önce fragmanı izleyelim:
“Kadınlar boyalarını sildikten sonra soyundular. Sıcak bir ağustos gecesiydi. Beylerbeyi Sarayı’nın beyaz mermerleri üzerinde yürüyerek salonun ortasındaki göz kamaştıran havuza girdiler. Atatürk kadınların yürüyüşüne dikkatle bakıyordu. Bu eğlence saatlerce sürdü...”
Muhteşem Atatürk dizisinin bu fragmanının televizyonda dönmeye başladığını gördünüz, ne yaparsınız?
RTÜK’ü arayacaklar, Meclis’e soru önergesi verecekler, en yakın Atatürk anıtına yürüyecekler, gösteren kanalın önünde toplanacaklar, “bu kadarı da saygısızlık artık” diye söylenecekler; kaybettiniz.
Doğrudan Atatürk’ün uşağı Cemal Granda’nın hatıratında yer alan bu ve benzeri renkli hatıralardan bir dizi senaryosu yazmayı bugüne kadar aklından bile geçirmemiş senaristler, muhtemelen reyting rekorları kıracak böyle bir diziye para yatırmaya şiddetle karşı çıkacak yapımcılar, bu diziyi kanalında yayınlamaya cesareti olmayacak büyük işadamları, hatta böyle bir dizide oynamayı bile politik olarak reddedecek oyuncular bundan sonra size Muhteşem Yüzyıl için Başbakanı eleştirmek yasak.
Yazının bundan sonraki kısmı televizyonda böyle bir dizi fragmanı gördüğünde tüyleri diken diken olacakları değil, “hah işte izlenecek bir dizi” diyecekleri, televizyonun bir kara tahta değil bir eğlence kutusu olduğunun farkında olanları ilgilendiriyor.
İyi bir Muhteşem Yüzyıl izleyicisi olarak önce diziyi belgesel gibi izlediğimizi zanneden Başbakan’ı teskin etmek isterim.
Merak etmeyiniz, Muhteşem Yüzyıl’ın belgesel olmadığını biliyoruz. Dizinin başında “Bu dizideki olaylar tarihî olaylardan esinlenmiştir” yazıyor. Bu dizi Katolik Kilisesi’nin Tanrı’nın hizmetkârı ilan ettiği dini bütün Kastilya Prensesi Isabella’yı korsanlara kaçırtıp İstanbul’a getirmiş, sonra da o öldüğünde 10 yaşında olan padişahın önce haremine sonra da koynuna sokmayı başarmış bir dizidir.
Muhteşem Yüzyıl sayesinde Kanunî yanlış tanındı diye de üzülmeyin. Emin olun zaten Kanunî’yi tanımıyorduk. Tevhidi tedrisat üretim hatlarından geçmiş her TC vatandaşı için Kanunî, tarih kitaplarındaki o koca göbekli, uzun sakallı, Viyana önlerine kadar gitmiş çok adaletli adamdan başka bir şey değildi.
Dizi sayesinde Kanunî, Hürrem hatta ne lüzumu varsa Mahidevran, İbrahim Paşa hakkındaki yayımlanmış bütün kitaplar tozlu raflardan kitapçı vitrinlerine indi ve hepsi bestseller oldu. Yani anlayacağınız Muhteşem Yüzyıl sayesinde halkımız Osmanlı’yı yeniden keşfetti.
Ve hiç şüpheniz olmasın, yeni nesil için dizideki Sultan Süleyman tarih kitaplarındaki Kanunî’den daha etkileyici bir adam. Adaletli bir hükümdar, cesur bir komutan, süper aşk şiirleri yazmış bir eş, evlatlarına düşkün bir baba. Hatta çağdaş, laik kıyafetli harem hatunları, iki yıldır bir kez Cuma namazı kılarken gördüğümüz, reformist, ilerici bir Kemalist namzedi olan Kanunî’yi gören beyaz Türklerin bile kalbi dizi sayesinde Osmanlı’ya ısınmıştır.
Ayrıca padişahları evliya zannedenlerin kalbinin Osmanlı’dan biraz soğuması da gayet hayırlı olmuştur. Belki Hürrem Sultan’ın türbesine gidip, hayırlı bir gelin için dua eden teyzelerin sayısında bir azalma olmuş olabilir ama 500 yıl sonra tarihin üzerindeki sahte şalların kalkmasından, Osmanlı’nın efsanelerden tarihe döndürülmesinden kimseye bir zarar gelmez.
Teselli ararsanız, İngiliz Başbakanı Cameron’u arayıp dertleşebilirsiniz. Anglikan Kilisesi’nin banisi, en karizmatik İngiliz kralı, ömrü at sırtında geçmiş VIII. Henry’yi önce bir playboy kadar inceltip, bir manyağa çevirerek koskoca güneş batmayan imparatorluğu kadınların peşinden sürükleten Tudors’u, bir de devlet kanalı BBC’nin çekmesini nasıl içine sindirebildiğini anlatabilir size.
Bu çıkışınız umarım diziyi etkiler, padişah evinin erkeği olur, Hürrem’e döner, İran ajanı olması muhtemel büyücü kılıklı Firuze de beş zehirlenme, altı suikastı atlattıktan sonra bir gece hamamda ayağı kayıp düşerek sezon finali yapar. Çağrınızı dikkate alıp, aylar önce zina etmiş İbrahim Paşa’nın kellesini almayı sezon sonuna bırakmayacak savcıların da başımızın üstünde yeri var. Manisa’da bir playboy gibi yaşayan Şehzade Mustafa’nın, bu yaşta hareme dadanmış Şehzade Mehmet’in, pek fetbaz Mihrimah Sultan’ın kendilerine bir çeki düzen vermeleri de hepimizin yararına olacaktır.
Ebussuud Efendi’nin yeni kanunları bir haftada hazırlaması da inşallah anayasa yapım sürecinde örnek alınır. Bu arada Kuzey-Güney’deki problemlere de kangren hâle gelmeden, daha fazla analar ağlamadan hükümetimizin bir el atmasını rica ediyoruz...
Yazarlar
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025