Yıldıray OĞUR
PKK esir aldığı kamu görevlilerini, erleri bıraktıktan sonra sırada şimdi rahatça tarihî diyebileceğimiz Üçüncü İmralı görüşmesi var sırada. Tarihî çünkü o görüşmeden sonra 21 marta kadar ya da 21 mart günü PKK’nın sınır dışına çekilme kararını açıklaması bekleniyor.
30 yıldır 40 binden fazla insanın hayatına mal olan, onbinlerce insanı sakat bırakan, yüzbinlerce insanı evinden, yurdundan eden bir savaşın son demlerine yaklaşıyoruz.
Bundan ne kadar heyecan duysak, bunun ne kadar üzerine titresek az.
Çok klişe bir giriş oldu farkındayım.
Ama tam da böyle klişe şeyleri söylemeleri, siyasi çözüm için savaşın iki tarafına böyle klişe cümlelerle barışı vazetmeleri, arayı bulmaları, makul olanı söylemeleri bekleniyordu âkil adamlardan.
Ama günün sonunda âkil adamlardan çok azı âkil çıktı, çözüme neredeyse herkesin kafası yattı, geriye bir tek âkil adamları ikna etmek kaldı.
Öcalan’ı, Karayılan’ı, Kandil’in şahin kanadını, daha birkaç ay öncesine kadar kilometrekare hesabı yapan BDP’lileri ve tabii ki bütün Kürtleri kandıran devlet şükür ki bazı Beyaz Türk âkil adamları, barışsever aydınları, Taraf yazarlarını kandıramadı henüz. Dün Taraf’ta çözüm için şartlarını bile öne sürmüş köşe yazarıyla görüşmeden sadece İmralı ve Kandil’le anlaşarak barışın mümkün olacağını falan mı zannediyor hükümet?
Evrensel insan hakları bildirilerini bir tarafa bırakıp, Machievelli’nin Prens’ini eline alarak PKK’ya “silah en büyük kozun, ne yapıyorsun” diye hatırlatan Baskın Oran’ın kıymetini herhalde PKK iş işten geçtikten sonra anlayacak artık. Erdoğan’ın başkanlığına karşı, PKK’dan Abdülhamit’in istibdadına karşıResneli Niyazi’ninki gibi bir performans bekleyen aydınlar da bu “at pazarlığına” (bunu diyen de oldu) karşı Cezayir Lokantası’nda süresiz ve dönüşümsüz risotto yememe grevine başladı başlayacak.
Bu kadar büyük bir fedakârlığa gerek de kalmamış olabilir. Taraf’ın o olmadan çok eksik kaldığı Neşe Düzel’in Cengiz Çandar’la pazartesi günkü röportajını eğer Başbakan Erdoğan okuduysa “Ben bunu yapamayacağım, bunu hak etmiyorum” deyip vazgeçmiştir zaten her şeyden.
Demek ki böyle bir çözüme kalkışmadan önce Erdoğan’ın önce 10 yıl kadar Hollanda’da yaşayıp engin bir hoşgörüyle dolması, demokratlık standartları enstitüsünden belgesini alması gerekiyormuş.
İyi ki bu âkil adamlar, barışsever aydınlar, demokrasi için kaygılanan köşe yazarları 90’ların başında Güney Afrika’da yaşamıyordu. Yoksa “Apartheid rejiminin öncü ailelerinden gelen, ırkçı De Klerk’le barış olmaz” diye Mandela’nın bile aklına girmişlerdi.
İyi ki İspanya’da da yaşamıyorlarmış. “Demokrasi var, peki neden etnik sorun çözülmüyor”diye ya muhakeme yeteneklerini kaybetmişlerdi ya da Baskılılara “nankörler” diye bağırmaya başlamışlardı.
Âkil adamlara akıl vermek ne haddimize. Ama âkil birkaç tavsiyede bulunabiliriz herhalde.
Sakin olun. Ortada bir at pazarlığı, kazanan ya da kaybeden yok. Devlet ve Öcalan Kürt sorununu Türkiye’nin demokratikleştirilmesiyle çözme perspektifinde anlaştı. Bu aynı zamanda Türkiye demokratik bir ülke değil, olmalı demek. Demek ki barış için demokrasi önkoşul değil. Barış uğruna demokrasiyi kaybetmek değil, tam tersine barış için demokrasiyi güçlendirmek hedef.
Duygusal bakmayın. Erdoğan’ın ya da Öcalan’ın demokrat olup olmamasıyla barışı yapıp yapamayacakları arasında bir ilişki de yok. Öyle olsa soykırımcı El Beşir ülkesinin etnik problemini referandumla çözmezdi. Ayrıca insanlar değişir. Irkçı De Klerk’in değiştiğine inananların İslamcı Erdoğan’ın değişmekte olduğuna bir türlü inanmamasının nedeni olsa olsa İslamofobi olabilir. Mandela’nın değiştiğine inananların Öcalan’ın değiştiğine inanamaması da Kürtfobi.
Makul olun. Erdoğan’ın gazileri bile karşısına alacak kadar büyük bir siyasi riske sırf başkanlık aşkı için girdiğini düşünenlerin ya da Erdoğan’ın başkanlığını, gencecik insanların ölümünden daha büyük bir felaket olarak görenlerin âkilliği artık epey şüphelidir. Ama çözümün iki tarafının başkanlık sisteminde anlaşması gayrımeşru değildir. AKP ve BDP gibi iki büyük siyasi hareket kitlelerini buna ikna ederse, Meclis’ten ya da referandumdan bu böyle geçerse geri kalanlara tahammül etmek düşer. Başkanlığa karşı çıkanlar muhalefet için barışa şüpheyle bakmaktan, PKK’nın aklını çelmekten daha barışçıl yollar bulun.
Çözmeye çalıştığınız problemi önce anlayın. Dünyada etnik meseleler iki biçimde ortaya çıkmıştır. İç mesele olarak veya ayrılıkçılık olarak. PKK, önce ayrılıkçı bir hareket olarak ortaya çıktı. Türkiye devleti de bu meseleye önce dış güçlerin bir oyunu, bir ayrılıkçılık olarak baktı ve öyle davrandı. 1993’ten sonra PKK ayrılma talebinden vazgeçti. Ama ne devlet ne de PKK bir iç meselenin aktörüymüş gibi davranmayı becerebildiler. Devlet kendi vatandaşına karşı ancak düşmanına davranıyormuş gibi davrandı. PKK, masaya oturmak istediği devleti ve birlikte yaşayacağı insanları kurşunla ikna etmeye çalıştı. Bugün artık hem PKK hem de devlet bu meselenin bir iç mesele olduğunun farkında ve ona göre davranıyor. “Bu sorunu kendi aramızda çözeceğiz ve birlikte yaşamanın daha iyi bir yolunu bulacağız” diyorlar. Bu da birbirini öldürerek arada silah varken yapılamaz. Bugün çözümün en büyük garantisi bu bakış açısıdır.
Erdoğan kadar değişin yeter. Devir değişti, ama Türk aydınlarının klişeleri değişmedi. Hâlâ bu meselenin bir iç mesele olduğunun farkına varamadılar. Sinop’a gidip Türkleri iknaa çalışmaları bu yüzden. Mesele Türklerle Kürtler arasında değil. Kürtlerle devlet arasında. Kürt meselesi “Halkların kendi kaderini tayin hakkı” meselesi değil artık, bu yüzden ne PKK’yı ne de devleti anlıyorlar. Kimseye de o yüzden güvenmiyorlar. PKK’nın Sandinista militanları gibi bir gün atlarıyla şehirlerde zafer turu atmasını bekliyorlar. Onlara kalsa Kürtler sınırları içinde yaşadıkları dört ülkeyle sonsuza kadar savaşarak ancak özgür olabilir. Yani ölerek. Ne de olsa Kürtler fedakârlığa, ölmeye alışık bir millet. Neyse ki Kürt liderler artık ölümle değil siyasetle yol almak istiyor, dört ülkeyle birden papaz olarak bu coğrafyada mutlu olmanın mümkün olmadığının da farkına varıyor. Kürtleri Kürtlerden çok düşünmekten vazgeçin.
Çözüm sürecinin ilk kötü sonucu sivil aktörlerin, barış istiyoruz bildirilerini imzalamaktan yorgun düşmüş aydınların devletin gerisine düşmesi oldu. Çözüme destek için bir kuru imza atmaya takati kalmamışların yanında neredeyse MİT en ilerici ve radikal sivil toplum kuruluşu gibi kaldı.
Âkil adamları ikna için ise hem devlete hem de PKK’ya büyük görevler düşüyor. Mesela birkaç gün içinde Ataköy Marina’dan kalkacak koster, İmralı’dan önce Cihangir’e dümeni kırsa, MİT âkil adamlarla Oslo’da görüşmelere başlasa, âkil adamları ikna için bir Âkil Adam grubu kurulsa...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Son konuşan Korgeneral!
27.08.2025 - Mete Tunçay mı yanılmıştı?
23.08.2025 - Şam-SDG uzlaşmasının alternatifi var mı?
20.08.2025 - Fidan’a TikTokçu diyerek dış politika açığı kapanır mı?
18.08.2025 - Diyanet, devleti hedef alan faiz hutbesi irad edebilir mi?
16.08.2025 - Rojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar…
13.08.2025 - Üzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor
11.08.2025 - Mehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor?
9.08.2025 - Hayır, bu Türklük Sözleşmesi değil!
4.08.2025 - Netanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü?
2.08.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Îsmaîl Girikî
Mesûd Barzanî Pkk Üzerinde hic bir etkisi bana göre yoktur. Nedenide aciktir. PKK Kemalist derin yapilanmalarinin bir yapilanmasidir. Mesûd Barzanî bunu cok iyi bilmesine ragmen, arasira ,Biz üzerimize düseni yapmaya hazirir" demenin yaptirim gücü olmadigi ben biliyorum. Kemalizmi güncelemeye calisan bir Kandil-Imrali vardir sahada. Kürd imrali kitleleride Kemalist pkk nin bir Ergenekon teskilati oldugu, devletin emrinde siyast ve eylemler yapildigini bir türlü bilmek, ögrenmek istemiyor.