Yıldıray OĞUR
Kimsenin dikkatini çekmemiş bir cenaze haberi. 2012 yılındaki çatışmalarda ölen iki PKK’lının bir yıldan uzun zamandır Malatya Adli Tıp Kurumu’nda bekleyen cenazeleri alınıp Hakkari Yüksekova’nın İran’a en yakın noktasındaki mezarlıkta toprağa verildi. Çünkü iki PKK’lı İranlıydı ve İran devleti PKK’lıların cenazelerinin bile sınırı geçmesine izin vermemişti. Gecikmenin nedeni de buydu. İlamlı Ruhullah Sidinecat ve Merivanlı İdris Fereci'nin cenaze için Hakkari’ye gelen aileleri sınırın öte tarafında mezarlıktan aldıkları toprağı götürebildiler.
Aynı günlerde sınırın tam karşısındaki Urumiye’de ise İran rejimi kritik bir adım attı. 79 Devrimi’nden beri sadece Şiileri vali olarak atayan rejimin “güleryüzü” Cumhurbaşkanı Ruhani, ani bir kararla Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı şehre bir Kürt'ü vali olarak atadı. Vali Feridun Himmeti, sadece rejime sadık, İran İçişleri Bakanı’na yakın bir isim değil. Aynı zamanda başta Cemil Bayık olmak üzere PKK’ya da yakınlığıyla bilinen bir İranlı Kürt.
Ruhani’nin ABD ziyaretinden önce acilen başlattığı Kürt açılımı bununla da sınırlı değil. Rojova’ya bir heyet gönderen, Esed’e Kürtlerle arayı iyi tut tavsiyelerinde bulunan İran yönetimi 2014 Şubat’ında Kamışlı’da da bir temsilcilik açmaya hazırlanıyor.
Peki İran neden durup dururken Kürtlere açılım başlattı?..
Soruyu haklı kılan yakın bir tarih var. İran, 2011’de Kandil’e ortada çok mühim bir sebep yokken ağır bir saldırı düzenlemiş, PKK ana karargâhını kuşatıp, örgütü PJAK’ın İran’daki tüm faaliyetlerine son verdiren bir anlaşmaya mecbur bırakmıştı.
PKK yakaladığı militanlarını doğrudan idam eden, Kürtlere göz açtırmayan İran’la savaşı hiç şart ileri sürmeden bitirmiş, militanlarını da yine hiçbir bahane göstermeden Kürtlere açılım yapan Türkiye’ye geri çekmişti.
Geçen hafta gözlerden kaçan kritik bir açıklama İran’ın bölgeye ne derece hakim olduğunu ortaya koydu. Rejimin özel kuvvetleri Pasdaran’ın Komutanı Muhammed Pakpour, Yeni Şafak’ta Çetiner Çetin’in haberine göre şöyle dedi: “3 yıldan bu yana Kandil'deki kritik bölgelerin kontrolü bizde, hatta Kandil’e giden yollar açıyoruz...”
Peki, PKK İran’a neden bu kadar çabuk teslim olmuştu? Bunun İran PKK’yı kullanıyor, şu İran’ın adamı gibi kriminal analizlerden daha basit bir cevabı var; PKK, İran’dan korkuyor. Ve bunda da çok haklı.
Çünkü İran kimsenin yapıp ettiklerini sorgulayamadığı, kimseye hesap vermeyen bir devlet. İdam kararları verirken de, askerî operasyon düzenlerken de, başka ülkelerde silahlı proxy örgütler kurdururken de kimsenin bir şey diyemediği, dese de bunu dinlemeyeceği çok açık, ne yapacağı kestirilemeyecek başına buyruk bir devletten bahsediyoruz.
Türkiye ise tam tersi. Yapıp ettikleri hakkında hem içeride hesap vermesi gereken bir kamuoyu var, hem dışarıda kendisini izleyen sorgulayan bir dünya.
Ama işte bu İran da Kürtlere karşı açılım yapmak zorunda kaldı.
Bu açılımın en büyük motivasyonu da tabii ki bölgedeki en büyük rakip Türkiye’nin Kürtlere doğru attığı yeni adım.
İçeride beğenilmeyen, PKK’nın “kabak” diye dalga geçtiği paketle Türkiye’nin Kürtlere doğru attığı yeni adımın, Kürtlerin cenazelerini bile kabul etmeyen İran’ın yeni lideri Ruhani’yi telaşla açılım yapmaya teşvik ettiğine şüphe yok. (Bizzat İran’a yakın bilinen Cemil Bayık, İran rejiminin çözüm sürecinden hoşlanmadığını açıklamıştı)
Telaşlananlardan biri de Beşar Esed. “Gözlerini parlatan hediyeler sunan” Yurt “muhabiri”ne konuşan Beşar Esed de ilk kez bu kadar açık Suriyeli Kürtlere ve PKK’ya mavi boncuk göndermiş:
“Kürtlere gelince, onlar da her Suriyeli gibi kendilerini savunuyorlar. Özellikle en baştan beri vatan ve devletin yanında yer alarak güçlü bir duruş sergilediler. Kürtler halk olarak bir duruş sergiliyor. Bu teröristlere karşı mücadelemizde her oluşumu destekleriz. Kürtler de dahil. Vatanı koruyan herkesi destekleriz. Parti ve oluşumları ile birlikte... Bu kriz Kürtlerin vatanseverliğini ortaya koymuştur. İleride hangi yönetim olursa olsun herkes bu dönemi hatırlayacaktır.”
Kürtler yine ateşkeste, barışta kazanıyor. Türkiye gibi bir demokraside, büyük bir ekonomide elde ettikleri kazanımlarsa bütün bölgedeki Kürtlerin hayatını değiştiren bir ivme oluşturuyor. Sıradan bir Kürt’ün hayatındaki karşılığı açısından Türkiye’de elde edilen kazanımlarla, İran, Suriye gibi otoriter rejimlerden elde edilen akıbeti meçhul stratejik kazanımlar hatta Irak’ta bağımsızlığa doğru atılan adımlar kıyas edilemez.
Bunu bir de her şeyi Kandil çözer zanneden Cemil Bayık’ın anlaması gerek. Öcalan yakalandıktan sonra iki yıl Şam’dan Kandil’e gitmeyen Cemil Bayık’ın…
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025