Yıldıray OĞUR
2007 seçimlerinin hemen öncesiydi. İstanbul’da ne kadar demokrat, solcu, liberal bilinen isim varsa Beyoğlu’ndaki Yeni Melek Sineması salonunu doldurmuştu.
Baskın Oran, bağımsız milletvekilliği adaylığını açıklayacaktı. Baskın Hoca sahneye çıktı. Sahnenin arkasında asılan flyerlarda Kürtlere, emekçilere, kadınlara, eşcinsellere özgürlük, eşitlik talep eden pozitif sloganlar yer alıyordu. Biri hariç: "Üniversite hocası türban takamaz ama üniversite öğrencisi takabilir."
Sloganı “Ezberleri bozmaya gidiyorum” olan kampanyanın, altında memeleketin en ünlü solcu, liberal, sosyal demokrat aydınlarının, STK'larının imzasıyla hazırlanan seçim bildirgesinde bir yasağın korunması vadediliyordu. Anlaşılan kendi ezberini bozamamış. Tek başına üniversite öğrencilerine başörtüsü özgürlüğünü istemek hassas bünyelere dokunmuş, hemen başına sarımsak misali bir yasak vadolarak asılmıştı. Laik bünyeleri huzura erdiren sihirli formülün adı “türbanda hizmet alan hizmet veren” ayrımıydı.
Bu yasak vaadi bile pek çok başörtülü kadının, dindar erkeğin Baskın Oran’ın kampanyasında çalışmasını engellemedi. Çünkü buralara nerelerden gelmiştik.
Başörtüsü, ideolojiden çok Şamanist bir kült olan Kemalizm için kötü ruhları çağıran bir sembol ola geldi. Başörtüsüne özgürlüğü savunmak ise Gardırop Devrimciliği’nden ibaret resmî ideolojinin gardırobuna yani aşil topuğuna doğrudan saldırıydı. O yüzden AK Parti’ye 7 yıl boyunca tahammül eden sistem, başörtüsü adımını attığı anda kapatma davasını açtı.
Yasağı savunmayı yakışıklı bulmayanlar içinse kaçış yeri geleceğe dönük bir korku pazarlamacılığı oldu. Aşağı yukarı şöyle bir şeydi söylenen:
“Merve Hanım özel yaşamında istediği gibi giyinir kuşanır. Buna kimsenin bir diyeceği olamaz. Meclis binasına başı örtülü gelmesine, kendi Meclis bürosunda başı örtülü çalışmasına da kimse karışamaz.
Ancak Meclis çalışmaları için Genel Kurul'a ya da komisyonlara toplantı için girerken Meclis'in geleneklerine, kurallarına uyması gerekir. Ama uymak istemiyor. Çünkü Merve Hanım'ın amacı meydan okumak. Bazı hassasiyetleri kaşımak. Bir ilkin altına imza atarak bir kapıyı aralamak...”
Kavakçı’nın dışarı, dışarı diyerek Meclis’ten kovulduğu günlerde Hasan Cemal’in yazdığı bu satırlarındaki (Bunun için pişmanlık beyan eden bir kitap yazdı mı bilmiyorum) sihirli kelime (artık klasikler arasına giren hassasiyetleri kaşımak tehdidi değil) “bir kapıyı aralamak…”
90’ların başörtüsü özgürlüğü konusunda en liberal argümanı da bu korkuya karşı Kemalistlere sosyolojik olduğu söylenen ama epey modernist, sosyal determinist bir kefaletten ibaretti: “Bırakın kızlar üniversiteye girsin, ailelerinin baskısından kurtulsun, aydınlansın, modernleşsin, kendi ayakları üstünde dursun zaten üniversitenin aydınlık koridorlarında seken bir kadın türbanlı kalabilir miydi?”
Liberallerin bu sosyolojik teskini fos çıktı. Üniversiteyi zor bela bitirebilen başörtülü kadınlar iş bulmaya çalıştılar. Karşılarında yine Kemalistlerle birlikte bazı laik liberalleri ve solcuları buldular.
Bu kez yürürlükte iki argüman vardı: “Şimdi sırası mı türbanın, başka mesele mi kalmadı” ve dünya çapında laiklik ve demokrasi referansları kenarına süs yapılmış “hizmet alan hizmet veren ayrımı.”
Bu argümanlar aşırı kullanım haddine 2008’de ulaştı. Üniversitede başörtüsüne özgürlük getiren yasal düzenlemeye Hürriyet “411 El Koasa Kalktı” manşeti atarken, memleketin demokratik standartları ayarlama enstitüsü üyesi meşhur solcu, liberal akademisyenleri de bu net ayrımcılıkta atılan küçük adımda bile yan çizip “Hem Özgürlük Hem Laiklik” başlıklı üçüncü yolculuğun en utanç verici örneklerinden biri olan bir bildirinin imzacısı oldular.
Liberallerle AK Parti’nin arası açıldı tartışmalarının başlangıcı da o günlerde başörtüsü meselesinden başladı. Murat Belge’nin Neşe Düzel’e verdiği röportaj bir demokratın demosa olan “sonsuz güveninin” şahikasıdır:
“Soru: Türban kamuda hizmet verenler cephesinde serbest bırakılırsa, sonuç sizce ne olur?
Cevap: Toplumdaki bireylerin büyük çoğunluğunun siyasi olgunluk düzeyi çok aşağılarda olduğu için bin türlü sorun çıkarırlar. O özgürlüğü alan adamlar, o özgürlükle ne yapacaklarını bilmezler. Birçoğu türban takmayanlara hemen baskı yaparlar. Öbür kesimin de hangi rasyonaliteyle davranacaklarını bilemeyiz. Onlar da rasyonel değiller. Birbirlerini vururlar, öldürürler. Gerilimler, intikam duyguları yaşanır. Ben bu konuya biraz evrimsel bakmaktan yanayım.”
Aradan beş yıl geçti. Bu kısa süre herhalde evrimde bir şempanzenin kulağındaki tek bir kılın bile düşmesine yetmezdi.
O beş yıl sonunda Türkiye’de küçük çağlı bir devrim oldu. Beş yıl sonunda ise elimizde Taraf’taki röportajında “askerî vesayet bitti, Müslüman vesayeti başladı” diyen Murat Belge ile “Makbul vatandaşı belirleyen devleti tarihin çöp tenekesine attık” diyen bir Erdoğan var artık.
Yani bu ülkede kimsenin kimseye demokratlık dersi verecek hâli de, şanlı bir şeceresi de yok. Kimse Antik Yunan’ın en demokratı Perikles’in mavi kanlı torunu falan değil.
Bilançolar dökülse 27 Mayıs’a destek vermiş, 9 Mart’ta bizzat darbeci olmuş, 28 Şubat’ta darbeyi destekleyen net yazılar yazmış Hasan Cemal’in her darbede partisi kapatılmış, birinde de içeri atılmış ve sonunda o darbecileri yargılatmış Erdoğan’a demokrasi borcu bile çıkar.
Dünkü Resmî Gazete sivil çıktı. Kamuda başörtüsünü yasaklayan ve her sabah çocuklara Andımız’ı okutan yönetmeliklerin kaldırıldığı haberleri Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Ve bazıları Resmî Gazete’nin bile gerisine düştü...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025