Yıldıray OĞUR
1962 Yılının Temmuz ayında Mardin’de 13 yaşında bir çocuk Kırıkkale yapımı silah ve 40 kurşunla yakalanır. S.U adlı çocuk, Mardin’e İstanbul’dan gelmiş, Galata’da lüks bir apartmanda oturan emekli bir subayın ortaokul üçe giden oğludur. Karakoldaki sorgusunda şehre niye geldiği sorulunca herkesi şaşırtan bir cevap verir: Molla Mustafa Barzani’yi vurmak için.
Ertesi gün gazeteler “maceraperest” çocuğun elinde silahı ile gazeteciler ve zabitlerle gülümsedikleri pozları yayınladılar.
1961’de Irak’ta başlattığı ve bölgedeki Kürtleri heyecanlandıran isyanın haberleri sadece İstanbullu küçük bir çocuğu değil, o sırada darbenin kudretli devlet başkanı Cemal Gürsel’i de tedirgin etmiş olmalı. Çocukla ilgili haberlerin çıktığı gazetelerin manşetlerinde Barzani’ye ve Kürtlere karşı epey açık sözlü: “Bu tahrikler devam ederse, Şarkta çok ızdırap çekecekler olacaktır. Biz kendi hudutlarımız içinde bu gibi hareketleri yıldırım hızı ile bertaraf etmek azmindeyiz.”
Ülkenin entelektüellerinin yarım asır boyunca “devrim” diyeceği darbenin liderinin ilk açık sözlülüğü değil bu. 24 Ekim 1960 günü geldiği Diyarbakır’da Belediye önünde toplanan kalabalığa dönüp “Bu memlekette ve bütün şarkta Kürt diye bir millet yoktur. Fısıltı ile bizleri yoldan ayartanların yüzlerine tükürünüz. Hayır deyin bu memlekette herkesin aslı Türktür” demişliği de var.
Paşanın kehanetlerinden sadece biri doğru çıktı: Şarkta çok ızdıraplar çekildi. Ama Molla Barzani’nin süvarilerinin atlarına nalı sınırdan koyunlara bağlayıp geçiren Kürtlerin Kürtlüğünden hiçbir şey eksilmedi.
Aradan 47 yıl geçti. İdam ettikleri Menderes’in yerine Erdoğan, Molla Mustafa Barzani’nin yerine oğlu Mesut Barzani geldi. Paşa’nın koltuğunun halefi Büyükanıt’ın 47 yıl önceki halefinden tek farkı yeteneksiz bir darbeci olmasıydı.
27 Nisan 2007’de hükümete karşı yayınladığı e-muhtıranın son cümlesinde “Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır” demesinden dört yıl sonra bildirisi Genelkurmay sitesinden kaldırıldı. 6 yıl sonra ise “Ne Mutlu Türküm Diyene” tabelası Diyarbakır şehir merkezinden indirildi.
Ve sadece altı yıl önce Başbakan Barzani ile ilk görüşme sinyali verdiğinde, gazetecilere “kim isterse görüşsün, PKK’ya destek verenle biz ne konuşacağız” diye ayar çekebilen bir Genelkurmay Başkanımız ve onun ağzından bir laf almak için bekleşen gazetecilerimiz vardı.
Türkiye’nin 47 yıldır durmuş motorunun son altı yılda kazandığı ivmeyi bugün inkar etmek epey moda. 28 Şubat, 12 Eyül hatta 27 Mayıs bile bugünden daha iyiydi demenin şehvetine kapılan çok. Herhalde bunu en tuhaf bulan bir Barzani Ailesi mensubu olmalı.
Dün Mesud Barzani Diyarbakır’da dolaşırken baktığı her yerde ailesinin ve Türkiye’nin 100 yılı aşan ortak tarihinin izlerini görmüştür.
Tarihi hapishanenin önünden geçerken 1903’te Hamidiye Alayları’ndan kaçan ailesinin atıldığı hapishanede 2 aylık babasının geçen iki yılını düşünmüş olmalı. Sur İlçesi’nden geçerken gördüğü Süleyman Nazif Mahallesi ya da Süleyman Nazif İlkokulu tabelaları ise herhalde ona Kürt şair Nazif’in Musul Valisi iken astırdığı amcası Abdülselam Barzani’yi hatırlatmıştır. Bağlar’dan geçerken gördüğü Fevzi Çakmak Ortaokulu ise ailenin reisi amcasını gece kaldığı evde uyurken derdest edip ödül için genç bir Subay olan Fevzi Çakmak’a teslim eden Kürt ağayı, bırakujileri, devletlerin ihanetlerini düşündürmüştür. Turgut Özal Bulvarı’ndan geçerken iyi hissetmiş olmalı. Türkiye’den aldığı kırmızı pasaportu, Özal’ın çözüm çabalarını düşünmüştür. Başbakan’ın yanında gördüğü yeni başdanışmanını ise beş yıl önceki “TSK, Barzani denen teröristi alıp gelecek bir operasyona girişebilir” yazılarından hatırlamış olabilir.
İşte dün o aşiret reisi denen Barzani ve o muhtar bile olamaz denen Erdoğan’ın günüydü. 21 Martta Öcalan’ın herkese yeniden hatırlattığı “Zamanın ruhu” böyle olmasını istedi. Zamanın ruhunu iyi okumayanlar 13 yaşında Barzani’yi öldürmek için Mardin’e giden Galatalı çocuk kadar acul ve ve komik görünüyor uzaktan. Dün Erdoğan, Barzani, Şivan Perwer, Leyla Zana Diyarbakır’da bu filmin sonu hakkında epey bir fikir veren bir spoiler verdiler birlikte. Filmin mutlu sonuna biraz daha var. Ama bu katarsis anı hafızalarımızdan çıkmayacak…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sessizlik neden en büyük tehdittir?
25.06.2025 - “Marg bar Amrika!” nereden çıkmıştı?
21.06.2025 - Türkiye’de legal siyaset yapmak mı, İsrail’in proxy örgütü olmak mı?
18.06.2025 - Mesele dış politika ve güvenlik, aptal!
16.06.2025 - Tıraşçı Ahmet’in oğlu nasıl CHP’li oldu?
15.06.2025 - Greta’nın büyüklüğü bizi küçültür mü?
11.06.2025 - İzmir Limanı’ndaki hamallar greve gittiğinde..
8.06.2025 - Kürtler Türkiye’ye ne zaman gelmişti?
4.06.2025 - Bir grevin anlattığı
2.06.2025 - PKK’nın sahiden silah bıraktığının delili…
1.06.2025
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Yolları açık olsun . Herkese hayırlı olsun . Seninde ellerine sağlık