Yıldıray OĞUR
1 Kasım 1989 günü Meclis tarihinin en tuhaf olaylarından biri meydana geldi. 30 Ekim 1989 günü İspanyol CASA askerî uçaklarının alımındaki usulsüzlükleri bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıyan SHP Ankara Milletvekili Tevfik Koçak’ın önergesi imzasını taklit eden biri tarafından geri çekildi.
Olay 2001 yılında Malatya’da ve ardından Ankara’da peş peşe düşen CASA uçaklarıyla yeniden gündeme geldi. Tevfik Koçak o tuhaf olayı Milliyet’ten Derya Sazak’a anlattı:
“Önerge Meclis'te beklerken Başkanlık Divanı üyesi Mustafa Sarıgül (günümüzün Şişli Belediye Başkanı) bir sabah Tevfik Koçak'ı arıyor ve Ankara Hilton'da kahvaltıya davet ediyor. Sonrasını Koçak'tan dinleyelim:
"Otelde
Sarıgül beni CASA uçaklarının temsilcisi olduğunu öğrendiğim Zeynel Abidin Erdem'le tanıştırdı. Buluşmanın maksadı, soru önergesiymiş. O bey, benim iddialarımın rakip firmanın uydurması olduğunu söyledi ve lütfen işleme koymayın diye önergemi çekmemi istedi. Tabii ki yapmadım, o sırada bana Hava Kuvvetleri'nden CASA'larla ilgili olumsuz raporlar geliyordu. Genel Başkanımız Erdal İnönü ile de görüşmüştüm. Üzerine gitmemizi istedi. Aradan birkaç ay geçti soru önergem âdeta kaybolmuştu.
Meclis Başkanı'na gittim. Kaya Erdem, kanunlardan soruşturdu, önergenin çekildiği söyleniyordu, bir görevli araştırdı ve dönüşte, sayın milletvekilinin imzası değil, taklit edilerek önerge geri çekilmiş..."
Tevfik Koçak'a soruyoruz:
"Sizi Zeynel Abidin Erdem'le buluşturanın Mustafa Sarıgül olduğunu söylüyorsunuz, bu durumda sahte imza kuşkusu da aynı kişide mi toplanıyor?"
Koçak, "O zamanki divan üyemiz Sarıgül'dü" demekle yetiniyor.”
Tartışmalar büyüdü, hedefteki Sarıgül iddiaları reddetti ve önergeyi Koçak’ın kendisinin geri çektiğini söyledi.
Ama hikâyenin bundan sonrası için tuhaf kelimesi epeyce hafif kalabilir.
Sarıgül’ün uğruna belki de sahte imza gibi bir skandala imza attığı, rahatsız olduğu önergeyi geri çekmek için vekil arkadaşlarını buluşturduğu iş adamı Zeynel Abidin Erdem, “Marks’ın ve Lenin’in Dramı” diye anti-komunist bir kitabı bile olan ülkücü bir iş adamı olarak tanınıyor.
Daha fazlasını CHP teşkilatının ve İstanbul’daki sol camianın tanınmış isimlerinden İmambakır Üküş’ün “Bir Cinayetin Anatomisi” yazısından okuyalım: “O dönem Şişli'de 'Ülkücü' hareketle en çok sözü geçen kişilerin başında Zeynel Abidin Erdem geliyor... 'Ülkücü' gençlerin
'abisi' olan Zeynel Abidin Erdem'in her sözü 'emir' kabul ediliyor...”
(5 Ağustos 2013- İstanbul Gerçeği)
Tuhafın yanında hafif kaldığı ilişkiler bundan sonra başlıyor.
Mustafa Sarıgül, Şişli CHP Gençlik kollarında çalışan aktif bir genç olarak tanışıyor CHP İstanbul milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu’yla. Daha sonra kızı Hülya Köksaloğlu’yla evleniyor ve damadı oluyor.
Abdurrahman Köksaloğlu adının pek duyulmamış olması tuhaf. Halbuki 1980 öncesinde öldürülen tek milletvekili o.
12 Eylül’e çeyrek kala 15 Temmuz 1980’de Şişli’deki iş yerinde öldürülüyor. MHP’li Bakan Gün Sazak’ın öldürülmesinden birkaç ay sonra, eski Başbakan Nihat Erim’in öldürülmesinden kısa bir süre önce.
Cinayetin 12 Eylül’den önceki diğer siyasi cinayetlerle birlikte anılmaması, adına CHP’nin bile anmalar düzenlememesi, 80 öncesi suikasta uğrayan tek milletvekili olmasına rağmen adının Sarıgül’ün kayınpederi olması dışında pek duyulmamasının sebebini yine o çatışmalı yılları, CHP’yi, sol dünyayı iyi bilen Üküş’ün yazısında arayalım:
“Abdurrahman Köksaloğlu'nun MHP'li veya Ülkücülerin hedefinde olmasını gerektiren 'özel' bir neden yoktu...'Sivaslı Oto'da lastik bayiliğinin yanı sıra taksi işletmeciliği yapan bir 'iş adamı'ydı... Otopark ve özellikle taksi işletmeciliği yapanların büyük bir çoğunluğu İstanbul'da 'Para işi' de yapıyor... Abdurrahman Köksaloğlu, CHP içinde de 'Sol'da yer alan bir isim değildi... O dönemin anti-faşist mücadelesi içinde, Sol çevre ve örgütlerle de bir dayanışması veya bağı mevcut değildi...”
Pek çok görgü tanığına rağmen polis, cinayetin failini ancak 1.5 yıl sonra, darbe günlerindeki cadı avı sırasında yakaladığını açıkladı.
İktisat Fakültesi son sınıf öğrencisi ve İstanbul Ülkü Ocakları yöneticisi Osman Tüfekçi, profesyonel futbolcu olduğu Sarıyer’in bir maçı sırasında devre arasında yakalandı. Olay günü Adapazarı’nda olduğunu teyit eden 50 tanığa, cinayetin görgü tanıklarının çelişkili ifadelerine hatta yargılandığı sıkı yönetim mahkemesinin askerî üyesinin şerhine rağmen önce idama sonra da 29 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1991’deki afla serbest kaldı. BBP’de siyaset yaptı, genel başkan yardımcısı oldu.
Tüfekçi’nin ağabeyi Mustafa Tüfekçi, önce haksızlığa uğradığını düşündüğü kardeşini kurtarmak için sonra da cinayetin gerçek faillerinin bulunması için büyük bir hukuk mücadelesine başlar. Liderlere, gazetecilere mektuplar yazar, belgeler toplar. Ama kimseye derdini anlatamaz. Ta ki üç hafta önce bir savcı ifadesini alana kadar…
Yazarlar
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025