Yıldıray OĞUR
Oneminute. Devletle PKK arasındaki, Oslo görüşmeleri olarak bilinen müzakere sürecindeki toplantılardan birinin ses kaydını Vimeo video paylaşım sitesine yükleyen kullanıcının adı.
Hakkında bildiğimiz bundan ibaret.
Eğer 13 Eylül 2011 günü Dicle Haber Ajansı (DİHA), bu ses kaydını haber yapmasıydı, kimsenin milyonlarca video içinde duran bu kayıttan haberi olmazdı. Haberin yapılış hikâyesi de çok tuhaftı. Hatırlayalım.. Önce PKK’ya yakın DİHA ses kaydını ve dökümünü haberleştirip abonelerine geçti. Sonra haber kısa bir süre sonra DİHA mahreçli olarak PKK’ya yakın Fırat Haber Ajansı’nda da haber oldu.
Bir süre sonra DİHA, sanal saldırı sonucu haberin siteye girdiğini belirterek, haberini geri çekti ve abonelerinden özür diledi. Bunun üzerine Fırat Haber Ajansı da haberini geri çekerek, şu açıklamayı yaptı: “Haber DİHA yetkililerinin, haberin kendilerine ait olmadığı yönündeki uyarısıyla yayından kaldırıldı. Okuyucularımızdan özür dileriz.”
Hadi diyelim ki DİHA’nin sitesi hacklendi ve uzun bir süre haber orada bir şekilde kaldı. Peki, böylesine kritik bir sızıntı örgüte danışılmadan, sorulmadan mı Fırat Haber Ajansı’nda da haber yapılmıştı? Tuhaf.
Tek bildiğimiz, ses kaydının yer aldığı videoyu yükleyenlerin bunun bağıra çağıra PKK’nın ya da PKK yanlısı birilerinin işi gibi göstermek istemesi de bir o kadar tuhaftı.
Oneminute tarafından Vimeo’ya yüklenen ses kaydı, pek sık kullanılmayan Kongra-Gel bayrağıyla açılıyordu. 2003’te PKK yerine kurulan Kongra-Gel Brüksel merkezli bir yapı.
Sanki biri, bu sızdırmanın Brüksel’deki Kongra-Gel yetkilileri tarafından sızdırıldığını söylemeye çalışıyordu. Zaten sızdırılan görüşmede masada sesi duyulanlar arasında, Brüksel’deki Kongra-Gel yapılanmasında yöneticilik yapan Zübeyr Aydar ve bağlantılı KNK (Kürdistan Halk Meclisi) yöneticisi Adem Uzun da vardı.
Tuhaflıklardan bir başkası ses kaydını siteye yükleyen kişinin videosuna başlık olarak “Erdoğan’ın içyüzü Erdoğan’ı yakacak”ı seçmiş olmasıydı.
Şayet, PKK tarafından yüklendiyse, fazla iç politikaya, Erdoğan’a oynayan bir başlıktı bu. Videonun altına yazılan ise örgüt jargonuna daha yakındı: “KCK Heyeti ile devlet heyeti arasında yapılan görüşmelere ait kayıtlar, Kürt halkına ve gerilla güçlerine karşı vahşi bir savaşa girişen Erdoğan ve AKP hükümetinin Türkiye toplumuna söylediği yalanları ve ikiyüzlü karakterini ortaya çıkardı.”
Hakan Fidan’ın konuşmalarının ağırlıklı olduğu 47.05 dakikalık ses kaydının diğer ilginç bir tarafı ise video kaydının arasına yerleştirilmiş yönlendirici başlıklar. 2011’de izlediğimizde pek ilginç gelmeyen o başlık tarzını, 17/25 Aralık’tan sonra internete yüklenen tapelerin hepsinde görmüş olmak tabii başka gözle bakmaya neden oluyor.
O ara başlıklara da şöyle bir bakalım: “Barışın önündeki tek engel AKP’nin Türkiye toplumuna karşı ikiyüzlülüğü ve korkaklığıdır”, “Merkezi koordinatör ülkenin zorlamasıyla başlayan açılımı kendi projeniz olarak sunmadınız mı”, “Görüşmelerde taleplerimizin meşruluğunu kabul etmediniz mi”, “Önderlikle aramızdaki iletişim kanallarının açık tutulacağın kabul etmendiniz mi”, “Demokratik özerkliğin önünü açmak için bize söz vermediniz mi”, “Önderliğin kıymetini takdir etmediniz mi?”, “KCK’lıların serbest kalacağının güvencesini vermediniz mi?”
İlk ikisi dışındakiler AKP’yi sıkıştırmak için PKK’dan çok, MHP’nin de sorabileceği sorular bunlar.
Peki, ses kaydı sızdırılan bu görüşme ne zaman yapılmıştı?
Ses kaydında Habur Olayı (Ekim 2009), Reşadiye Baskını’ndan (Aralık 2009) geçmiş zaman kipiyle bahsedildiğine, Newroz’a giden süreçte bir girişimden gelecek kipiyle bahsedildiğine ve Hakan Fidan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak takdim edildiğine göre (MİT’e müsteşar yardımcısı olarak atanma haberleri 16 Nisan 2010’da çıkmış) en muhtemel tarihler Ocak, Şubat, Mart 2010.
Tahmini zaman aralığını biraz daha daraltabiliriz. Görüşme, 4 Mart 2010’dan da önce bir tarih olmalı. Çünkü o gün Belçika polisi Brüksel’deki Kongra-Gel binasını, Roj Tv’yi basıp o masada oturan Kongra-Gel Başkanı Zübeyr Aydar ve Adem Uzun’un da aralarında olduğu pek çok ismi gözaltına almıştı. Haberlere göre Zübeyr Aydar ve Remzi Kartal 25 Mart’a kadar gözaltında kalmışlar. Adem Uzun’un ne zaman bırakıldığı ile ilgili bir bilgi yok...
Ses kaydıyla ilgili bilgilerimiz bu kadar. Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu sızdırmanın arkasında paralel devlet olduğunu defalarca söyledi. PKK’dan da benzer açıklamalar geldi.
Dört yıl sonra ilk kez biri ses kaydını kimin kaydettiği ve sızdırdığı konusunda isim verdi. Durup dururken bu ismi veren kişi de ilginç ve önemli. Emniyet İstihbarat Dairesi’nin meslekten ihraç edilen eski başkanı Ömer Altıparmak.
İzmir’de gözaltına alınan polislere desteğe giden Altıparmak, paralel devlet iddialarının merkezindeki en kritik isimlerden biri. Görevden alındıktan sonra İdris Naim Şahin’in partisinden siyasete de girmiş. Ergenekon’dan, Balyoz’dan tutuklanmış askerler, polisler, yıllarca hapis yatan İlker Başbuğ, Hanefi Avcı gibi devletin sırlarını hakim isimlerin yapmadığı bir şeyi yapıp, görevi icabı bildiklerini intikam için kullanmaktan çekinmemiş Altıparmak ve dört yıl sonra bu sızdırmayla ilgili ilk kez bir ismi telaffuz etmiş:
"Anayasal düzen üzerinde pazarlık yapılıyor. Özerklik hususunda terör örgütü mensupları ve hakem devletin mevcudiyetinde tartışmalar yürütülüyor. Bu, anayasamıza ve yasalarımıza da aykırı bir husus. Bu hususu Oslo görüşmelerini, hatırlarsanız katılanlardan biri de Sabri Ok'tu. Geçenlerde, 'Kürdistan'dan Türk polisi ve askeri çekilsin' diyen adamdı, masanın bir tarafında oturan. Öbür tarafta Adem Uzun diye dışişlerinden sorumlu bir adamı vardı PKK'nın. Maalesef meslek acemiliği mi dersiniz ne derseniz deyin, Oslo'da yapılan tüm görüşmeleri terör örgütü PKK'nın Adem Uzun denilen adamı üstündeki dinleme cihazıyla birebir kaydetti ve bunu terör örgütünün internet sitelerinde yayınladı. Birileri döndü bunu polisin üzerine atmaya çalıştı. Terör örgütü mensupları tarafından kaydedilmiş ve devleti zora sokmak için internet sitelerinde yayınlanan hususu bize yormaya çalıştılar."
Peki gerçek hikâye ne?
İşe ses kaydını yeniden dinlemekle başlayalım. http://www.dailymotion.com/video/xy2d42_mit-pkk-gorusmesinin-gizli-ses-kaydi_news. Hemen ilk dakikalardan itibaren kayıttan gelen kumaşa, zemine sürtünme seslerini herkes duymuş olmalı. Görüşme tutanaklarındaki bazı ifadelerden bu görüşmelerin ses kaydının resmen alındığı anlaşılıyor. Ama bizim duyduğumuz kayıtta, ses kaydeden cihazın mikrofonunun kumaşa sürtünme sesleri bunun amatör bir çekim olduğunu düşündürüyor. Bu sürtünme sesleri bazen, üzerindeki kişinin hareketiyle de artıyor Bu da bu kaydın resmî bir kayıt değil, birinin üzerindeki gizli bir kayıt cihazıyla kaydedildiğini düşündürtüyordu insana.
Parçaları birleştirelim.
4 Mart 2010 tarihini yeniden hatırlamakta fayda var. Brüksel’de masada oturan Zübeyr Aydar ve Adem Uzun’un Türk polisiyle koordineli bir operasyonda Belçika polisi tarafından gözaltına alınıp, ofislerinin arandığı tarihe.
Neredeyse ses kaydı sızdırılan son Oslo görüşmesinden (ki bu görüşmenin Oslo’da yapılmadığı biliniyor) hemen sonra olmuş bu operasyon.
Operasyonun neden yapıldığı, neler bulunduğu belirsiz. Çünkü bir süre sonra herkes serbest kalmış. Brüksel’deki PKK faaliyetleri hiçbir şey olmamış gibi (ROJ Tv’nin adını değiştirmesi dışında) devam etmiş.
Ama Ankara’ya göre bu operasyonla Oslo kayıtlarının sızdırılması arasında doğrudan bir ilişki var.
Evet, ses kaydını duyduğumuz Oslo görüşmesini kaydeden kişi Adem Uzun’du. Bunu, PKK’dan habersiz olarak yapmıştı. 4 Mart 2010 günü Belçika polisi Adem Uzun’u gözaltına alırken bu ses kaydına el koydu. Daha sonra Belçika polisi, bu ses kaydını Türk polisine ulaştırdı.
Daha önce Sabah gazetesinde çıkan bir habere göre bir polis ya da istihbaratçı bizzat gelerek bu kaydı teslim etti. Bunu neden yaptığı sorusunun cevabı ise meçhul. Ankara'ya göre bu kaydı internete sızdıran da polis yani cemaat...
İnternete düşen ses kaydı bir yıl sonra başka bir adreste daha bulundu. Polis, 13 Ocak 2012 günü 17 ilde 123 adrese birden yapılan KCK operasyonunda aranan BDP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda Oslo kayıtlarını bulduğunu açıkladı.
Peki, biz bunu ne zaman öğrendik? 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı KCK soruşturmasında sanık olarak ifadeye çağrıldığında…
Hakan Fidan aleyhine olan deliller arasında bu ses kayıtları da bulunmaktaydı.
Neden sorularının cevabını hâlâ vermedik. Neden Adem Uzun görüşmeyi kayda aldı, neden Belçika polisi, Türk polisine Oslo ses kayıtlarını verdi?
Bir cevabımız yok henüz.
Belki küçük bir kronoloji herkese bir fikir verir.
Tekrar başa dönelim:
Ses kaydını sızdıran hesabın adı Oneminute’di.
29 Ocak 2009 Erdoğan, Davos’ta “one minute” çıkışını yaptı.
Ocak-Şubat 2010 Hakan Fidan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak ilk kez Oslo görüşmelerine katıldı.
4 Mart 2010 Brüksel’de Adem Uzun ses kayıtlarıyla birlikte gözaltına alındı.
10 Nisan 2010, Hakan Fidan ABD’deki İran Nükleer görüşmelerinde Türkiye’nin Şerpa’sı olarak katıldı.
16 Nisan 2010 Hakan Fidan MİT Müsteşar Yardımcılığına getirildi.
24 Mayıs 2010 Hakan Fidan MİT Müsteşarı oldu.
31 Mayıs 2010 İsrail Mavi Marmara gemisine saldırdı.
Haziran 2010 Haaretz’de Mossad’ın Hakan Fidan’dan rahatsızlığıyla ilgili haberler çıktı.
1 Ağustos 2010 İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Hakan Fidan’ın İran’a bilgi sızdırma ihtimalinden bahsetti.
6 Haziran 2011 Öcalan, barış konseyleri kurma konusunda hükümetle anlaştıklarını açıkladı.
12 Haziran 2011, AK Parti yeniden tek başına iktidara geldi.
14 Temmuz 2011, PKK, Silvan Saldırısı’nı yaptı.
13 Eylül 2011, Oslo ses kaydı internete düştü.
22 Kasım 2011, Öcalan’ın avukatlarına KCK operasyonu düzenlendi. Polis örgütün bütün mail trafiğini ele geçirdi.
26 Kasım 2011, Başbakan Erdoğan ameliyat oldu.
25-26 Kasım 2011, Başbakan’ın ofislerine dinleme cihazlarını yerleştirildi.
28-29 Aralık 2011, MİT Başbakan’ın ofislerindeki dinleme cihazlarını buldu.
28 Aralık 2011, gecesi Uludere Katliamı yaşandı. Hemen ardından cemaat çevreleri suçu MİT’e atan haberler yaptı.
13 Ocak 2012, Polis, KCK operasyonunda Diyarbakır BDP binasında Oslo ses kayıtları ve protokolleri buldu.
7 Şubat 2012, Hakan Fidan KCK'dan sanık olarak ifadeye çağrıldı.
Ben cevabımı buldum…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025