Yıldıray OĞUR
“Partiler arasında kurulan koalisyonlar, bu koalisyona katılan partilerden her birinin kendi görüşlerinde belli ölçülerde fedakârlık yapmasını gerektirir. Bu bakımdan partilerin kendi programlarını tam olarak tatbik etmeleri eksiksiz olarak gerçekleştirmeleri beklenemez. Bununla birlikte … koalisyon hükümeti kırgınlık ve acıları gidererek bütün geçmişin bir yana bırakılmasını, karşılıklı bağışlama ve hoşgörüye dayanan bir kardeşlik ortamının kurulmasını ilk görev sayar.”
Eğer önümüzdeki 45 gün içinde bir koalisyon hükümeti kurulabilirse imzalanacak protokolün girişinde muhtemelen benzer cümleler yazacak. Zor ama imkânsız değil. Öyle olsa 1974 yılının Ocak ayında yukarıdaki protokolde üç noktalı yerde CHP ve MSP’nin adları yan yana gelemezdi.
Bir tarafta laikliğe aykırı eylemleri yüzünden iki sene önce kapatılmış, lideri İsviçre’ye gitmiş Milli Nizam Partisi’nin devamı olan Milli Selamet Partisi. Tam karşısında da onun “hak geldi batıl zail oldu”da batıl olarak kastettiği pek çok şeyi temsil eden CHP.
Laiklerle dindarlar arasında ilişkilerin 0 düzeyinde olduğu, dinci, yobaz terminolojisinin ayıp olmadığı zamanlar…
Evet, o günkü CHP, inançlara saygılı laiklik diyen, jakoben cumhuriyetçiliği eleştiren Ecevit’in CHP’siydi ama CHP’ydi işte. MSP de ilk hedefini tebliğ, ahlaki kalkınma olarak belirlemiş, tecrübesiz, sert çekirdek bir ''İslamcı'' parti.
1973 seçimlerinde de bugüne benzer bir sonuç çıkmıştı. CHP 185, Adalet Partisi 149, MSP 48 vekil çıkarmış, Demirel “Halkımız bize muhalefet görevini verdi” diyerek kenara çekilmişti.
En imkansız seçenek CHP-MSP koalisyonuydu. Erbakan kapıları önceden kapatmış, CHP içinden zaten bu “Şeriatçılarla” yan yana gelinemeyeceği itirazları yükselmişti. 3.5 ay hükümet kurulamadı. Ecevit, kendisine verilen hükümet kurma görevini iade etti. İşte tam o sırada geriye kalan tek ihtimal olarak CHP-MSP temasları başladı. Görüşmeleri yürütenlerden biri ne tesadüfdür ki CHP’nin Antalyalı genç genel başkan yardımcısı Deniz Baykal’dı.
İki taraftan da sert tepkiler geldi. CHP’li Kemalist medya iş birliğine karşı çıktı, Necip Fazıl’ın aralarında olduğu isimler Erbakan’ı sert sözlerle uyardı. Meclis’teki af kanunu oylamasında “Komünistler affediliyor” diyerek çatlak ortaya çıktı, çoğunluğunun Nurcu olduğu söylenen 20 MSP’li affa oy vermedi..
İki parti arasında girişteki umutlu ifadelerle başlayan 109 maddelik bir protokol imzalandı, MSP aralarında Adalet ve İçişleri’nin de olduğu 7 bakanlık aldı. Ama homurtu sesleri geçmedi.
Ama 7.5 aylık bu iktidar döneminde CHP ve MSP asla buna izin vermez denen pek çok şey yapıldı 141, 142, 163’ten içerde olan solcular, sağcılar, İslamcılar afla serbest kaldı, Osmanlı hanedanının yurda giriş yasağı kaldırıldı, İmam Hatiplerin orta kısmı yeniden açıldı, İsmail Cem TRT genel müdürü oldu, haşhaş yasağına karşı ABD'ye birlikte posta kondu ve tabii Kıbrıs Barış Harekâtı oldu.
Bunca engeli aşan koalisyon Ecevit, İskandinavya’ya giderken vekaleti yardımcısı Erbakan yerine CHP’li bakana bırakmak isteyince çöktü.
Kıbrıs Fatihi olarak erken seçime gitmek isteyen Ecevit’in hamlesi kendi partisine takıldı, sonra doktor Sadi Irmak’ın 450 vekilden 18 güvenoyu almış bağımsız iktidarlarına kaldı ülke…
CHP’yle koalisyon yaptığı için Erbakan yıllarca topa tutuldu. Necip Fazıl, Erbakan’a mektup yazıp “İslam davasını batırmakla suçladı”, Mehmet Şevket Eygi “Mütevazı ol, manyaklığı terk et'' diye yazılar yazdı. Koalisyon sırasında AP’li Nurcu Yeni Asya gazetesi MSP’li Korkut Özal’ın içki içtiğini iddia eden fotolar bile yayınladı.
1973’ten bu yana katı olan pek çok şey buharlaştı. CHP başka bir CHP, Milli Görüş içinden üç parti kapatmadan sonra AK Parti çıktı. Ama hâlâ katı olan çok şey var. CHP ile AK Parti arasında tarihi karşıtlığın harareti geçse de hâlâ canlıdır, Cumhurbaşkanı’nın konumundan, 17/25 Aralık’a, Suriye meselesine kadar da daha taze ve daha uzlaşmaz çelişkiler mevcuttur.
MHP ile AK Parti arasında da pek çok benzerlik bulunabilir. Belki en az çelişki HDP-AK Parti arasında var ama orada da öylesine büyük ve haklı güvensizlikler, uluslararası ilişkilere uzanan çıkar farklılıkları var ki bütün o benzerlikleri örtmekte….
Yani bu denklemde bir koalisyonun neden olmayacağını yazmak çok kolay bir iş. Her partinin şahinleri, kendi partisini diğer partililerin yanına layık bulmayan inançlı, has çekirdekleri için malzeme bol. Bir koalisyonun neden olmayacağına ikna edici, haklı, meşru yüzlerce sebep bulunabilir. Kurulsa bile “çok yaşamaz” denecek pek çok mayınlı alan gösterilebilir.
Kurulduktan sonra da “bunu da mı yaptınız, bir daha size oy falan yok” diye atar yapılacak pek çok gerekçe de çıkacaktır.
Ama unutmayalım; 7 Haziran’da bir seçim oldu. Hatta bir kere daha yazmakta yarar var; 7 Haziran 2015 Pazar günü bir seçim oldu. Bu seçim olmamış gibi davranılamaz artık.
Hiçbir anket bu seçim yenilendiğinde önümüzdeki matematiğin değişeceğini söylemiyor. HDP artık baraj üstünde rahat bir parti, belki AK Parti, acilen seçime giderek koalisyonfobik, istikrar isteyen, elinin ayarı kaçmış hisseden eski seçmenlerinin bir kısmını geri alabilir ama bunun tek başına bir iktidara yetip yetmeyeceği hakkında kanaatte bulunmak için elde bir veri yok. Bu bir kumar da olabilir. Bu iç ve dış karışık denklemde bir hata, elde olmayan bir olay daha da kötü bir sonuca sebebiyet verebilir.
AK Parti de dahil bütün partiler için tek çare kısa süreli ya da gittiği yere kadar koalisyonları denemektir. Seçmen davranışı, seçime doğru giderken koalisyon kurma niyetleriyle değil, ancak koalisyon içinde performans göstererek, yeni mevziler kazanarak değiştirilebilir. Hatta bir koalisyonu bozma gerekçesiyle bile…
AK Parti en şanslı partidir. Sadece AK Partili seçeneklerin mümkün olduğu muhalefetin yanlış stratejisiyle erkenden ortaya çıkmıştır. Mümkünse AK Parti diğer üç partiyle de kısa süreli koalisyonlar yaparak onların AK Parti düşmanlıklarını törpüleyebilir, tabiri caizse onları “kirletebilir”. Çünkü esas sert düşmanlıklar AK Parti’den diğer partilere doğru değil, CHP, MHP ve HDP’den AK Parti’ye dönüktür. AK Parti onlara yaklaştıkça aleyhine dönen “uzlaşmaz, sert” görüntüsünü yumuşatır, diğer partiler AK Parti’ye yaklaştıkça ise tek sermayeleri ona karşıtlık olduğu için oy kaybeder.
Yani AK Parti için böyle bir koalisyon denemesinde yapılacak ilk ve en faydalı iş yol, baraj, havaalanı yapmak değil, karşısındaki monoblok hale gelmiş cepheyi kırmak, yumuşatmak, yeni müttefikler kazanmaktır. Neredeyse HDP ile MHP’yi, Cemaatle PKK’yı, İsrail’le İran’ı kendisine karşı yan yana getirmiş AK Parti’nin hepsiyle aynı anda kavga etmesi artık zordur ve bu kutuplaşmadan yüzde 40’dan fazla oy çıkmadığı ortaya çıkmıştır.
Baykal’la ve onun üzerinden klasik CHP’lilerle kurulan temas, İsrail’le görüşmeler, Kürt cephesinde Barzani’yle daha sıkı yan yana durmak bu cephe kırma hamlelerine örnek olarak da okunabilir.
Muhtemel bir AK Parti-CHP iktidarı, intikamcı cemaatin, “yargılanacaksınız”cı Gezicilerin ve AK Parti’yle koalisyon yaparsanız köşemde kendimi yakarımcı emekli liberallerin huzur bozucu, can sıkıcı şahinler olarak marjinalleştiğine, “ya bir dakika ama” diye azarlandıklarına şahit olabiliriz. Muhtemel bir AK Parti-MHP koalisyonunda ise, söylendiğinin aksine aslıyla yan yana gelince AK Parti hakkındaki faşist, milliyetçi ithamların altı boşalabilir, örneğin Erdoğan sürpriz bir şekilde Kürt meselesinde inisiyatifi ele alan Özalvari bir aktör haline gelebilir. Bir HDP koalisyonu ya da azınlık hükümetinde ise, HDP’nin bütün siyasi stratejisini üzerine kurduğu IŞİD'çi şeytani AK Parti hikayesi tepetaklak yıkılır.
Bu koalisyonların her biri AK Parti cephesinde de partilerini kimselere layık görmeyen, her türlü koalisyonu ihanet olarak kodlayan şahin kanadın geri çekilmesine neden olacaktır. CHP’yle koalisyon yapmaya cesaret etmiş Erbakan’ın siyasi mirası hâlâ yaşarken, onu ihanetle suçlamış Necip Fazıl’ın sadece bir usta şair olarak hatırlanmasından çıkarılacak çok ders var…
O yüzden mevsim şartları oldukça uygun olsa da şahinliğin, siyasi tekfirciliğin tuzaklarına düşmeyenlerin kazanacağı, cepheleri daraltmanın, tasfiyeciliğin değil (hele kendi adamlarını yemenin, dar çekirdeğe çekilmenin hiç değil) iyi siyasetin, cepheleri genişletmenin yükseleceği ve bu testleri geçenlerin bir sonraki levele geçmeye hak kazanacağı bir dönem bu…
Herkese iyi şanslar…
Yazarlar
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025