Yıldıray OĞUR
“Kullanışlı sefil”, “Yağlı sürüngen”, “Oda hizmetçisi”, “Çoluk çocuk”, “Zavallı çocuk”, bolca “Alçak”, “Rezil” ve son olarak da “İstihbahratçıların av köpeği”…
Ahmet Altan’ın ‘büyük’ edebiyatından aylardır hesabıma düşenler bunlar. Ama yine de tuhaf bir şekilde bende nefret uyandırmayı başaramıyor.
O yüzden bu yazının (http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/585110.aspx) son karşılaşmamız olmasını tercih ederdim.
Orada kibarca uyarmaya çalışmıştım. Ama “Korgeneral Engin Alan'ın o seminerdeki konuşmasını dinlediniz mi ya da okudunuz mu? Ben size o konuşmanın bir bölümünü hatırlatayım” diye bir efeyle kurduğu cümle yüzünden 10 bin TL tazminata mahkûm olmasına engel olamadım. O hatırlattığı cümle Engin Alan’dan değildi çünkü. Bir gazetecinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı gazetenin haberinden bile haberdar olmadığının ortaya çıkması kötü bir talihsizlik…
Ama daha kötüsü bunun üzerine oturup hâlâ “Genç gazetecilere dersler” başlıklı yazılar yazma öz güveninden bir şey kaybetmemesi herhâlde…
Aslında bu seferki de kibar bir uyarıydı.
Belki okuyup “Üç sene önce adını ve soyadını değiştirmiş, Türkçe Olimpiyatlarında sunuculuk yapmış eski bir cemaat okulu öğretmeninin parasının nereden geldiği meçhul sitesinde, cemaat polisleri tarafından İrancı diye içeri tıkılmaktan son anda kurtulmuş isimlerle birlikte ben ne yapıyorum burada” diye sorup bir muhasebe yapabilirdi.
Ama onun yerine tamamı internetten, açık kaynaklardan yazılmış bir yazının aslında bir istihbarat oyunu olduğunu ortaya çıkarıp, Pensilvanya eyaletindeki bir çiftlikte dağıtılacak Pulitzer ödüllerinden birini ucundan tutmayı tercih etti.
Böyle bir yazıyı gerçek adını bile yeni öğrendiği birinin kurduğu, cemaatin istihbarat aklının eseri bir sitede yazması ise bu trajedinin boyutlarını artırıyor sadece…
Bir kuşağın millî sporuydu, birini MİT’çi, ajan, muhbir ilan etmek. Şanslıyız ki bunun için adam vurulan zamanlar geride kaldı. (Yazıyı büyük bir iştahla paylaşan Hasan Cemal, Amberin Zaman, Murat Sabuncu gibi gazeteciler de umarız bu ekolün yaşayan son temsilcileridir.)
Türkiye’deki muhaliflerin devletin sonsuz kudretine ve becerisine olan iyimser inançlarının ve gizli hayranlıklarının sonuçlarından biriydi herhâlde bu milli spor.
Muhtemelen bir kısmı da doğruydu.
Mesela CIA’nin Türkiye Masa Şefi Ruzi Nazar’ın “Çetin Altan benim o dönem dostumdu, beni birçok kişi ile tanıştırdı. Kendisi vatansever bir solcuydu” sözlerini böyle yorumlayanlar çıkmıştı.
Ne denebilir ki? Medya etiği, gazetecilik eğitimi için dünyadan tonlarca fon alıp, bir gazetecinin yazısı yüzünden sıfır delille “istihbaratçıların av köpekliği”yle suçlandığı bir yazıyı paylaşabilen P24 sitesinin kurucusunun eşi için de bir zamanlar “CIA ajanı” dendiğinde Ahmet Altan ne dediyse onu demekle yetinelim:
“Rezilce iftiralar, yalanlar, küfürler, bu büyük hareketliliğin yanında sıçan kuyruğu gibi kalıyor, 'kullanışlı' medyanın çaresiz alçaklıkları, sadece bu alçaklıklara imza atanların kişisel tarihlerini biraz daha kirletmekten başka işe yaramıyor.”
Hazır Ahmet Altan’ın “oluk oluk kan akma” fantezileri kurmadığı, hayallerini CHP-HDP ittifakının süslemediği eski zamanlarındaki güzel yazılarından bahis açıldı, daha ortada hiçbir şey yokken 2012 yılında yazdığı şu yazısı nasıl unutulabilir:
“İzin verirseniz ben hükümet-Cemaat çekişmesi olduğunda tavrımın ne olacağını baştan net bir biçimde koyayım. Eğer hükümetle Cemaat siyasi iktidar kavgasına girerse, Cemaat siyasi iktidarı paylaşmak isterse ben hükümeti desteklerim. Hükümet, isterse MHP hükümeti olsun, benim için fark etmez. Siyasi iktidara sadece siyasi aktörler, siyasi partiler talip olabilir, siyaset dışı bir güç siyasi iktidardan pay talep edemez, siyasi bir iktidar istiyorsa siyasi partisini kurar. Eğer hükümet, devlette görevli insanları Fethullahçı diye fişlerse, onların hak ettikleri hâlde yükselmesine izin vermezse ben Cemaat’i desteklerim. Çünkü herkes inancında özgürdür, buna kimse karışmaz, kimse kimsenin önünü inancından dolayı kesemez. Eğer Cemaat’ten birileri devlet içinde geldikleri mevkileri, o mevkiin gereklerine göre değil de Cemaat’in isteklerine göre kullanmaya kalkarsa, bu yüzden işinden olursa, onu görevden alan hükümeti desteklerim. Bunlar basit ve net hukuk kuralları, benim ölçüm bu kurallardır.”
Bu kadar basitti işte. Ama insan, kendi koyduğu ölçülere bile riayet etmeyince Türkiye cumhuriyeti tarihinin ilk istihbaratçı darbe girişimine meze olabiliyor, Emniyet istihbaratın sahte evraklarla kandırdığı kullanışlı aptalı olmakla yetinmeyip, her şey ortaya çıktıktan sonra bile sadık bir bekçi köpeği gibi terk etmediği pozisyonundan ona buna istihbaratçı diyecek hâllere düşebiliyor.
Üstelik memleketin en karanlık iki şebekesinden birinin bekçi kulübesinde oturmak yetmezmiş gibi diğerininkine de göz koymuşken…
“AKP 'çiftliklerde' silahlı milisler yetiştiriyor. Hitler’in SA’ları gibi onları iktidarda tutacak birlikler oluşturuyor” türü şeylere inanabilen birinin, ismini üç sene önce değiştirmiş eski bir cemaat öğretmeninin Van’a gidip yaptığını iddia ettiği “12 kişi devlet tarafından infaz edildi” haberine inanmasında bir tuhaflık yok aslında.
“12 kişi” çünkü Altan’ın gazetecilik ders notlarıyla sahneye fırladığı haber, o gazeteci tarafından önce kimin çektiği meçhul bir videoyla “12 kişinin kafasından vurularak öldürüldüğü ev-1” diye paylaşılmıştı.
Herhâlde kaynağı da sosyal medyanın en güvenilir ismi olan -her haberi yalan çıktığı için- PKK’ya yakın gazetecinin attığı “Van’da 12 PKK’li öldürüldü diyorlar. Paylaştıkları cenaze fotolarının hepsi sivil ve sadece bir Kalaşnikof var ortada” tweetiydi.
Daha sonra PKK bir açıklama yapıp, bu 12 kişinin, “kişi” değil profesyonel, tecrübeli gerillaları olduğunu açıklayıverdi.
Ama “Günlerce çarpışacak cephaneleri olan bu kadar tecrübeli gerillalarımız nasıl olur öldürülür, bu kesin komplo ve ihanet” temalı bir açıklama yapan PKK’nın bile infaz konusunda Ahmet Altan ve onun ismini yeni öğrendiği Genel Yayın Yönetmeni kadar kesin konuştuğu söylenemez:
“12 silahlı, tecrübeli ve profesyonel HPG gerillasının bulunduğu bir mekânı Türk devlet güçlerinin yarım saat ya da birkaç saat içerisinde etkisiz kılması mümkün değildir. En azından 2-3 günlük bir çatışma yaşanabilirdi. Çünkü bunun için gerekli olan imkân ve malzeme söz konusudur. Ancak grubun çok kısa sürede etkisiz kılınmasının bir komplo yöntemiyle gerçekleştiği açıkça görülmektedir. Ya bir biçimde temin edilen gıda malzemelerine zehir konularak etkisiz kılınmışlardır; veyahut bayıltıcı bir gaz kullanılması suretiyle bu arkadaşlarımız hareket edemez, çatışamaz konuma getirilmişlerdir.”
Belki, “kesin ya şöyle oldu ya böyle”li bir PKK açıklaması kadar kıymeti yok ama olayla ilgili Van Valiliği’nin açıklamasını da bir hatırlayalım:
“10 Ocak 2016 Pazar günü saat 05.30 sıralarında operasyon düzenlendiği ifade edilerek 'Özel Harekât Şube Müdürlüğü' personelinden oluşan emniyet güçlerimiz, çevre güvenliği aldıktan sonra iki katlı evde olduklarını tespit ettikleri örgüt mensuplarına 'teslim ol' çağrısı yapmış, ancak bu çağrıya ateşle karşılık verilmiştir.”
Bu da “infaz” edilmiş PKK’lılardan çıkan cephane:
“7 Kalaşnikof uzun namlulu silah, 2 adet M-16 uzun namlulu silah, 1 otomatik uzun namlulu Bixi marka silah, 2 tabanca, 25 patlamamış el bombası, 2 el bombası maşası, 32 Kalaşnikof tüfeğe ait şarjör, 10 adet M-16 silaha ait şarjör, sayılan silahlara ait toplam bin 908 fişek.”
Hiçbiri sizi utandırmıyorsa, cenazesinde "Babacığım ben sana gitme demiştim, dinlemedin" diyerek babasının tabutunu okşayan 8 yaşındaki Erva sizi utandırır belki. Çünkü onun 41 yaşındaki babası polis memuru Önder Ertaş sizin “infaz” dediğiniz çatışmada o “12 kişi” tarafından öldürüldü. Yaralananlar da var.
Tabii bunları hatırlatmak istihbarata avcı köpekliği yapmakken, PKK’nın ya da Cemaat'in her dediğini ağzıyla yakalayıp getirmek araştırmacı soruşturmacı gazetecilik oluyor.
1 tonluk bombayla lojmana saldırıp çocukları öldüren bir örgüte tek çift laf etmeyip, yüzlerce insanı öldürecek cephaneyle şehre inmiş PKK’lıların çatışmada ölmesinden insan hakları mücadelesi, Kürt dostluğu, gazetecilik dersleri çıkarabilmek -şeytani olsa da- bir beceri ister muhakkak.
Yine de başta söylediğim gibi nedense bende bir nefret duygusuna sebep olmuyor bütün bunlar. Yazılarına rastladıkça, tv’de karşıma çıktıkça, belki sadece dedesini bir evlilik programında kendine eş ararken görmüş birinin yüzünde belirebilecek türden bir utanma duygusu beliriyor.
Hani ellerinizle yüzünüzü kapatıp “yapma bunu artık” dedirten türden...
Yazarlar
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025