Yıldıray OĞUR
“Kanunlarla sosisler birbirine benzerler, yapılırken görmemek en iyisidir” demişti Bismarck. Aynısı barış süreçleri için de söylenebilir. Ve biz son beş yıldır o sosisin yapımını neredeyse canlı canlı izledik.
1993, 1998 çözüm girişimlerinden sonra AK Parti iktidarları üç kez PKK meselesini çözmek için masaya oturdu. 2005’te Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasıyla başlayan MİT’in PKK ile temasları, 2009’daki Demokratik Açılım ve ardından Habur’la sonuçlandı.
Sınırda özel mahkeme kurulmasına rağmen, içeri giren PKK’lıların üniforma çıkarmama ısrarları, karşılama törenleriyle Batı’da ortaya çıkan negatif havayla bir çuval incir berbat oldu. Ardından yaşanan Reşadiye Baskını’na rağmen görüşmelerin yeniden başladığını ise internete sızdırılan ses kaydından duyduk.
O ses kaydını kim buldu, internete sızdırdı kısmı hakkında tahminler var ama kesin bilinen bu ses kaydının ilk önce PKK’ya ait bir haber ajansı tarafından deşifre etme heyecanıyla haber yapıldığıydı.
Bütün bu tecrübelere, sızdırmalara, yan çizmelere rağmen aynı iktidar 2011 seçimleri öncesinde de Öcalan’ın “Barış konseyinde” anlaştık diye duyurduğu yeni bir girişim başlattı. Leyla Zana’nın Hürriyet’e “Bu işi Erdoğan çözer” dediği o girişim de seçimlerden bir ay sonra PKK’nın Silvan Baskını ve birkaç saat sonra Diyarbakır’da özerklik ilan etmesiyle bitti. PKK, Suriye krizini fırsata çevirmek için Devrimci Halk Savaşı ilan etti. 2011-2013 arasındaki iki yılda PKK’nın saldırılarında 280 asker ve polis, 100 sivil vatandaş hayatını kaybederken, Uluslararası Kriz Grubu’nun raporlarına göre 1000’in üzerinde de PKK’lı öldü.
Devrimci Halk Savaşı’na yine halk katılmadı, PKK’nın final yılı ilan ettiği bir yıl daha bir fantezi uğruna yüzlerce insanın ölümüyle sonuçlandı.
İşte son çözüm süreci; bütün bu ağır bilançoya, önceki iki denemede PKK’nın yan çizmelerine, dünyadaki benzer görüşmelerde daha önce bir kez Tamil Kaplanlarının yaptığını yapıp görüşmelerin içeriğini sızdırmalarına rağmen başlatıldı.
Toplum hazırlandı, herkes heyecanlandı. Öcalan silahlı dönemin bittiğini ilan etti, PKK Kandil’de basın toplantısı düzenleyip çekilme takvimini açıkladı. Başbakan çekilme sırasında PKK’lılara dokunulmayacağı garantisini verdi.
(Kronolojiyi yeniden hatırlamak isteyenler için http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/587467.aspx)
Peki PKK ne yaptı? Gezi sonrası karakol inşaatları diyerek çekilmeyi durdurdu. Çözüm sürecini “bitti, biter” diye tehdit ederek geçirdi. İmralı’da yapılan ilk görüşmeyi sızdırdı. (Bknz. Milliyet’teki İmralı Notları)
Yetmedi, en son görüşme notlarından kitap dahi çıkardılar.
Kitabın otantikliği şüpheli. Ama şu kısmı muhatap hakkında çok şey anlatıyor. Ağustos 2013 tarih. Çözüm sürecinin çok erken vakitleri. İmralı’daki görüşmede Selahattin Demirtaş, Öcalan’a anlatıyor:
“Demirtaş: Kandil’deki arkadaşlar işlerin bu tarzda yürümesinin imkânı olmadığını herhangi bir adım atılmadığını, üslubun bile değişmediğini, yol haritasının ortaya çıkmadığını, tek bir somut belge ve tutanağın olmadığını, bu nedenle zorlandıklarını belirtiyorlar. Zihniyetin değişmediğini dostların bile
'Siz bu kadar riski nasıl aldınız' diye hayretle yaklaştıklarını belirtiyorlar. Önderliğimizin belirlediği 1 Eylül tarihinin kendileri açısından şantaj olmadığını, ciddi olduğunu herkesin bilmesi gerektiğini iletiyorlar...
Öcalan: (Gülerek) Tamam, konuşacağız bunları...”
Bütün bu isteksizliğe rağmen, hükümet yasalar çıkararak, paketler açıklayarak, Akil İnsan heyetleri oluşturarak çözümün peşini bırakmadı. HDP’nin PKK’nın partisi olduğunu görmezden geldi, ona siyaset yapacak büyük bir alan açtı, KCK davalarında tutuklu isimleri serbest bıraktı, Kürt siyasetçilerin meşruiyetinin güçlenmesine yardım etti.
Öcalan’ın silah bırakma, silahlı mücadele döneminin bittiği mesajlarına rağmen PKK ise çözüm sürecine karşı hep isteksizdi, halkı Rojava üzerinden mobilize etmeye, AK Parti ve Erdoğan’a karşı kışkırtmaya devam etti. Sonunda 6-8 Ekim olayları oldu.
Buna rağmen Başbakan Akil İnsanları topladı, çözüm sürecinde yeniden gaza basıldı, Dolmabahçe’ye kadar giden adımlar atıldı. Toplum atılan adımları sonu hayır ve barış olduğu için destekledi, en azından görmezden geldi.
Ama Dolmabahçe gibi Türkiye’de halkın çoğuna fazla gelecek bir adımı bile hemen ertesinde Demirtaş ve Kandil’dekiler boşa çıkaran açıklamalar yaptılar.
Sonra tümüyle Erdoğan karşıtlığı üzerine yürütülen seçimler. Seçimlerden sonra “Barajlar” bahanesiyle bitirilen ateşkes, zaten kendilerinin yönettiği yerlerde özyönetim ilanları, özsavunma adı altında hendekler kazıp, milislerle başlatılan şehir savaşları...
400’e yakın asker ve polisin şehit edilmesi, çatışmalar arasında kalan onlarca sivilin ölmesi, 400 bin insanın göç etmesi, eline silah verilip milis yapılmış bini geçen sayıda gencin ölümüne sebep olmak yetmezmiş gibi bir de üstüne Ankara’nın ortasında canlı bombayla evine gitmeye çalışan, otobüs bekleyen insanlara yönelik iki katliam...
Manzara böyle.
Ve şimdi bütün bunlardan sonra PKK, aracılar, siyasetçiler üzerinden tekrar masaya dönmek istediğini söylüyor. Avrupa’daki liderlerden biri PKK’ya silah bırak çağrısı yapan ABD’den bunun için ricacı oldu.
Başbakan PKK’nın silah bırakıp Türkiye’den çekileceğini açıkladığı “2013 Mayısındayız biz hâlâ” dedi. PKK’nın ateşkesi bitirip cinayetlere başlamasından sonra bile “Çözüm sürecini buzdolabına kaldırdık” diyen Cumhurbaşkanı, konuşulacak bir şey olmadığını sert sözlerle anlattı.
Peki şimdi ne yapılacak?
Önce “zaten hep böyle oldu olur, 2013’ten de önce çok sayıda insan ölmüştü ama çözüm masası kuruldu yine” diyenler, son çözüm sürecinin herkesin gözü önünde olduğunu, sosis yapılırken herkesin izlediğini unutuyor. Ayrıca günün sonunda bunca külfete rağmen kimsenin midesine de sosis gitmedi ve ortada büyük hayal kırıklığı, öfke ve güvensizlik var. 2013 Mayıs’ından en büyük farkımız bu.
Atılan onca adıma rağmen, onca İmralı görüşmesine, Öcalan’ın çağrılarına rağmen PKK’nın kendi kitlesine bile anlatamadığı sebepler yüzünden tekrar silaha başvurduğunu, şehirleri terörize ettiğini, insanları yataklarında, kalleşçe tuzaklarda, şehirlerin ortasında bomba yüklü araçlarla katlettiğini herkes gördü. Çözüm süreci için oluşan toplumsal destek artık yok. Hiçbir iktidar buna rağmen artık bir adım atamaz.
Ayrıca 3 yıllık ateşkese, barış için alınan mesafeye rağmen, siyaset alanı bu kadar açıkken, HDP mecliste bu kadar güçlüyken, HDP/DBP’nin elinde bunca belediye varken özyönetim-özsavunma fantezileri için insanları öldüren, ölüme gönderen, 400 bin Kürt'ü evinden eden, canlı bombalarla katliamlar yapan bir örgütle hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam etmenin ahlaken de siyaseten de savunulması mümkün değil. Ayrıca bu canice şımarıklığın ödüllendirilmesinin ilerideki bir olası çözüme ve barışa da katkısı değil ancak zararı olur. Türkler şahinleşir, Kürtler daha fazla PKK’ya rehin bırakılır.
Şimdi esas sorulara geçelim.
2005’ten bu yana her düzeyde ve her konuda görüşülen PKK’yla artık konuşulacak ne kaldı?
“Önder”liğinin bile biri Dolmabahçe Sarayı’ndan, üçü milyonluk Newroz meydanlarından olmak üzere silahlı mücadele dönemi bitti çağrılarını dikkate almayan bir terör örgütü, daha hangi görüşmeyle silah bırakmaya ve çekilmeye ikna edilebilir?
Ayrıca ikna olduğunu söylese bile son üç tecrübeden sonra kim PKK’ya inanır?
Diyelim PKK’yla tekrar masaya oturuldu. PKK, silahtan vazgeçip çekilmek için Türkiye’den ne isteyecek? Özyönetim! Bunun için zaten aylardır savaşmıyor mu? Savaşarak elde edemediğini masada mı alacak?
Peki bu talebi kimin adına yapacak? İlanları 30 kişiyle yapılmış, ilan edilen yerlerde yaşayan halkın sahip çıkacağına kaçtığı, 200 kez sahip çıkma, yürüme, toplu namaz için yapılan çağrılara PKK’nın kendi has kitlesinin bile rağbet etmediği özyönetimin Kürtlerin bir talebi olduğunu artık kim iddia edebilir?PKK’nın yüzde 90 oy aldığı ilçelerdeki Kürtleri bile ikna edemediği özyönetime devlet nasıl ikna olacak?
Soruları daha da zorlaştıralım.
PKK’nın özyönetim gibi Kürtlerin reddettiğini açıkça gösterdiği fantezileri dışında zaten kendi siyasi tercihleriyle kendini yönetme hakkına sahip Türkiye’de yaşayan Kürtler için savaşmasına gerekçe olabilecek, silah bırakmak için şart olarak gösterebileceği herhangi bir talebi kaldı mı?
PKK’nın şu anda uğruna Türkiye’de çözüm sürecini ateşe verdiği Suriye’deki kantonları dışında bir varlık sebebi, motivasyonu, talebi var mı?
İçinde Suriye geçmeyen tek cümle kurmayan PKK en son ne zaman anadilde eğitimden bahsetti? Anadilde eğitim ya da yerel iktidarları güçlendirmek için elinin altında olan belediyelerde ne yaptı?
(PKK’nın şu anda ne istediğini Rus Dışişleri Bakanlığı’na yakın bir dergiye röportaj veren Cemil Bayık’ın röportajından okuyalım:
“Suriye'deki rejimin, devletin kısa sürede yıkılacağı düşünülüyordu. Baas ya da mevcut devlet içindeki tüm kesimlerin, aktörlerin saf dışı edileceği bir Suriye düşünülüyordu. Rusya’nın alana inmesiyle birlikte; yeni kurulacak Suriye mevcut rejimin de içinde olduğu farklı kesimlerin konsensüse dayanacak yeni bir Suriye olacaktır. Bu durum, geçiş aşamasından sonra demokratik seçimlerle yeni Suriye’nin oluşması biçiminde ifade edilmektedir. Bu nedenle artık batı da, hatta Baas’a çok karşı olan Türkiye de mevcut rejimin de içinde yer alacağı bir geçiş aşamasından sonra yeni bir siyasi sistemin oluşmasını kabul etmiştir...”
“Bizim Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki hedeflerimiz konusunda da şunları söyleyebiliriz. Türkiye'de gelinen aşamada ilk hedef AKP iktidarını düşürmektir. Gerçekten AKP iktidarı Türkiye açısından içeride ve dışarıda çok tehlikeli hâle gelmiştir. Bu yönüyle AKP iktidarının düşürülmesini önemli görüyoruz..”)
Kendi ülkesini iktidarı için yakmış, halkını katletmiş geri kalanını mülteci yapmış Esad’la kendine bir gelecek arayabilen, ama siyasi kanadı olan partisi Meclis’te iktidar ortağı olmaya bile yaklaşmış, belediyeleri, sivil, sosyal yapıları olan Türkiye’de çözüm sürecinde onları muhatap almış ilk hükümeti devirmeyi kendine amaç olarak edinmiş bir örgütle kim ne konuşabilir? Birinci amaç olarak devirmek istediğini söylediği hükümet ne konuşabilir? İstifa şartlarını mı?
Bu PKK’nın artık muhatabı Türkiye ve Türkiye Kürtleri midir yoksa uğruna Türkiye’deki Kürtlerin kazanımlarını ateşe verdiği Suriye rejimi mi? PKK artık bir Türkiye örgütü müdür yoksa Suriye örgütü mü?
Peki buradan nasıl çıkılacak?
Bu sorunun cevabını en iyi PKK biliyor. Bizzat yaşadığı iki tecrübede saklı cevap çünkü.
PKK, 10 yıl süren müzakerelere, Türkiye’de siyasi mücadelenin önünün açılmasına, Kürtlerin elde ettiği onca kazanıma rağmen, liderinin çağrı yapmasını bile takmayarak Türkiye’de silahtan vazgeçmedi. Ama 2011 yılında yakaladığı PKK’lıları idam eden, hiçbir siyasi mücadele imkânı olmayan İran’da hiçbir şey talep etmeden, neredeyse masaya bile oturmadan silahlı mücadeleyi bitirip, PJAK militanlarını İran’dan geri çekti.
Çünkü İran ordusu karşısında silahla yol alamayacağını gördü. Müzakereyle silahı bırakmaya ikna olmayan örgüt, güçle, silahla buna ikna edildi.
Türkiye de PKK’yı siyasi yollarla, konuşarak medeni bir şekilde silahlı mücadeleyi bitirmeye ikna etmeye çalıştı, olmadı. Şimdi de PKK silahın yol olmadığına askeri olarak ikna edilmeye çalışılıyor. Yine bir Prusyalı’dan örnekle bunu açalım; Prusyalı meşhur general Clausewitz “savaş siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir” der. O halde şu anda yürüyen sürece de askerî müzakere dönemi denebilir.
PKK’nın kendi isteğiyle ve kararıyla Türkiye’de silahtan vazgeçmeyeceğini anlayan bir devlet de bundan başka bir ikna yolunu denemeyecektir. PKK, büyük kayıplar verdi, veriyor. Çözüm için yeniden başlayan girişimlerin altında bir mola ihtiyacı olması muhtemel.
İran’da PJAK’ın yaptığı gibi PKK’nın önündeki birinci, epey acılı olan yol.
İkinci yol biraz daha eski. 1999’da yakalanmasından sonra Öcalan, PKK’lılara Türkiye’den çekilme emri vermiş, PKK’lılar Avrupa’da basın toplantısı düzenleyip silahlı mücadeleyi bitirdiklerini açıklamışlardı. Hatta PKK, eski kötü şöhretinden kurtulmak için adını da KADEK olarak değiştirdi.
Öcalan bunları yakalanmadan önce yürüttüğü gizli saklı temaslara güvenerek yapmıştı. Ne siyasi yollar açılmıştı, ne açıktan müzakere yürüten bir devlet vardı ortada, ne de Anayasa’daki vatandaşlık tanımını değiştirmeyi vadeden, Andımızı kaldıran, asimilasyon ve inkârı bitirdik diyen, Kürtçe kanal açan, okullara Kürtçe seçmeli dersler koyan bir hükümet...
PKK, Kürt bile diyemeyen eski Türkiye’den esirgemediğini, neredeyse koalisyon ortağı olarak yönetecek mesafeye geldiği yeni Türkiye’den herhâlde esirgemez.
Bunun için kimseyle oturup görüşmesine de gerek yok. 10 yıl boyunca bu görüşüldü ve karara bağlandı zaten. Talep belli, yapılması gereken de.
Tıpkı 1999’da olduğu gibi PKK, bizzat kendi kararı olarak, Türkiye’deki silahlı faaliyetlerini bitirdiğini ilan edip, güçlerini sınır dışına çekebilir.1999’dan farklı olarak bunu yaparken operasyon yapılmamasını talep edebilir, bunun için görüşmeler yürütülebilir.
Eğer PKK kendiliğinden bunu yaparsa, hem Türkiye’deki Kürtlerin sırtından silah, terör yükünü almış olur, bu Kürtlere yapacağı en büyük iyilik olacaktır. Çözüm süreci gibi bir tecrübeyi kaldırmayacak ama barışa ihtiyacı olan Türkiye’yi de rahatlatır. PKK’nın siyasi kanadı da kriminalize olmaktan kurtulur, önüne açılan alan iyice daralmaz. PKK, bunu yaparsa, çok sevdiği, uğurlarına maceralara girdiği uluslararası müttefiklerinin de elini kolaylaştırmış olur. Ayrıca askeri olarak da tek bir kurşun atılmasını meşrulaştıracak tek bir gerekçe bulunamayacak Türkiye yerine güçlerini silahın hükmünün daha uzun yıllar süreceği Suriye’deki savaşa kaydırmış olur.
Bu iki yol dışında çözüm sürecini buzdolabından kimse çıkarmayacaktır.
Türkiye riskleri alarak, sosis yapımını vatandaşlarına da göstererek çözüm sürecini yürüttü, bu tecrübe sırasında tuhaf bir şekilde Kürtler çözüm sürecini yürüten AK Parti’den koptu, HDP büyüdü. Ama ne zaman PKK süreci manasız yere bozup, savaşı başlattı, çatışmalar başladı, yine tuhaf bir şekilde bu kez AK Parti Kürtleri yeniden kazanmaya başladı.
Çözümle olmayan, savaşla oldu. PKK’nın silahı Kürtler için yük olmaya başladı, 30 yıldır askeri üstünlüğü hep elinde tutan devlet ilk kez PKK’nın ana kaynağını kurutacak ahlaki üstünlüğü ele geçirdi.
Çözüm süreci PKK’nın silah bırakmasıyla sonuçlanmadı ama PKK’nın silahının anlamsızlaşmasıyla sonuçlandı.
Belki çok daha kalıcı ve hayırlı bir sonuç oldu bu.
Şimdi hükümete düşen zaman geçtikçe kendi kendinin kurdu olan, hendeğini kazan PKK’nın kendi kendini yenmesine fırsat vermek, bu arada adım atmayarak PKK’nın Türkiye’de silahla ilişkisi hakkındaki nihai kararını vermesini beklemek, beklerken de güvenlikten taviz vermemek, silahlı gruplara karşı mücadeleyi sürdürmek, bunu yaparken de Kürtlerin kalbine dokunmaya, PKK’nın savaşı için bulamadığı gerekçeleri ona vermemek, Kürtleri incitecek kıracak dilden uzak durmaya devam etmek olmalı.
Çözüm süreci buzdolabında duruyor. Raf ömrü uzun. Havalar zaten ısınacak.
PKK, kendi kendine masayı kurup, müzakeresini yapabilir...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025