Yıldıray OĞUR
Yağmacıların ateşe verdiği Musaddık’ın evinin önünde devrik Başbakan’ın buzdolabı 35 dolara satılırken, bir araba Tahran’daki ABD büyükelçiliğine geldi. İçinden yeni Başbakan Zahidi’nin oğlu Erdeşir Zahidi çıktı. Havuz başında darbe kutlamalarının sürdüğü elçilik binasında Büyükelçi Henderson, Kermit Roosevelt ve Erdeşir kadehlerini zaferleri için kaldırdılar. Daha sonra Erdeşir Roosevelt’i arabasına alıp başka bir partiye götürdü. Burası General Zahidi’nin üssü olan Subay Kulübü’ydü. Zahidi, askerlerin doldurduğu kulüpte kalabalığa Roosevelt’i anons etti. Ajan Roosvelt Erdeşir’in çevirdiği kısa bir konuşma yaptı:
“Bana, Birleşik Devletler'e ve Britanya’ya kesinlikle hiç borcunuz yok. Sadece bir teşekkür dışında, o da siz isterseniz, bir şey istemiyoruz, isteyemeyiz ve istememeliyiz.”
O teşekkür, bir hafta sonra döndüğü Tahran’daki Saray’ında votka dolu kadehini ajan Roosevelt’e doğru kaldıran Şah’tan geldi: "Tahtımı Tanrıya, halkıma, orduma ve sana borçluyum!"
Kermit Roosevelt, görevini bitirmenin rahatlığıyla bir uçakla Tahran’dan gözleri dolarak ayrıldı. Önce Londra’da Churchill’e ardından Washington’da Eisenhower’a brifing verdi.
ABD ve Britanya hükümetlerinden darbeye ilk tepkilerse New York Times’ın 19 Ağustos günü Londra ve Washington mahreçli iki haberinde görüldü.
Haberlerin başlıkları şöyleydi: “Britanya İran’daki ayaklanma hakkında temkinli”, “ABD daha fazla bilgi bekliyor”
https://partners.nytimes.com/library/world/mideast/082053iran-britain.html
ABD Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına dayandırılan ikinci habere göre ABD yönetimi daha fazla bilgi gelene kadar “tarafsız pozisyonunu koruyacaktı”
Ajanslara konuşan ABD yönetiminden adını vermeyen başka bir yetkiliyse “ABD yönetiminin Musaddık’ın düşmesinden sonra İran gibi stratejik bir ülkede istikrarlı bir yönetim kurulması ve Britanya’yla petrol anlaşmasına ilerleme sağlanmasını umduğunu” söylemişti.
http://www.mohammadmossadegh.com/news/upi-united-press-international/august-19-1953/us-hopes-fall-of-mossadegh-will-mean-stable-rule/
Aynı günlerde Wall Street Journal’da çıkan “İran’dan dersler” başlıklı başyazıda ise şöyle deniyordu: “Musaddık gibi bir diktatörün devrilmesinden zamanımıza çıkarılacak dersler var. Bu diğer diktatörlere kendilerini en güvendiği hissettikleri zamanda bile aslında güvende olmadıklarını hatırlatmalı.”
http://www.mohammadmossadegh.com/news/wall-street-journal/august-21-1953/
Time dergisine göre ise “Bu bir askerî darbe değil, kendiliğinden ortaya çıkan bir halk ayaklanmasıydı.”
http://www.mohammadmossadegh.com/news/time-magazine/august-31-1953/
En ilginç haberse 20 Ağustos 1953 günü New York Times’in iç sayfalarındaki bir sütunda çıktı. “Moskova Şah’ın darbesine ABD yardım etti diyor” başlıklı haber bir önceki gün Sovyetlerin resmî sesi Pravda’da çıkan bir haber hakkındaydı. Pravda, Musaddık’ın devrildiği darbede CIA’nin rol oynadığını, darbede aktif rol alan isimlerden birinin de darbe günlerinde İran’da olan General Norman Schwarzkopf olduğunu yazmıştı.
En ilginci ise New York Times’ın “bir başka Sovyet propagandası” havasında verdiği bu küçük haberin altına hem ABD Dışişleri’nden hem de General Schwarzkopf’tan General’in İran’a tamamen özel nedenlerle “Eski dostlarını görmek için” gittiğini söyleyen açıklamalarının telaşla konmasıydı.
https://partners.nytimes.com/library/world/mideast/082053iran-moscow.html
1953 yılında Musaddık’ın devrildiği darbede CIA ve MI6’ın rolü daha ilk günlerden dillendirilmeye başlanmıştı. Ama daha çok Amerikan sosyalistleri ve devlet karşıtı aşırı sağcı gruplar tarafında dillendirilen iddialara hep komplo teorisi gözüyle bakıldı.
http://www.mohammadmossadegh.com/1953/operation-ajax/an-open-secret/
Ne Kermit Roosevelt’e gizli bir törenle üstün hizmet madalyası veren Başkan Einsenhower ne de “Genç olsam sesinle birlikte bu operasyonda çalışmak isterdim” diyen Churchill anılarında 1953 İran darbesinden hiç bahsetmediler. Dönemin Dışişleri Bakanları, CIA şefleri de...
1953 darbesi unutulmaya yüz tuttu. Ama bazıları olanları hiçbir zaman unutmadı.
Yağmacıların gelmesinden kısa bir süre önce kaçmayı başaran Musaddık bir süre sonra teslim oldu. Yargılandığı mahkemede “benim tek suçum Iran petrol endüstrisini millîleştirmek ve dünyadaki en büyük imparatorluğun sömürgecilik şebekesini ve onun siyasi ve ekonomik etkisini bu topraklardan atmak olmuştur” dedi.
İlk darbeyi halkla bastıran Başbakan “Halkı silahlı ayaklanmaya teşvikten” idamla yargılandı. 3 yıl hapis cezası ve ömür ev hapis cezasıyla kurtuldu. Şah 1962 yılında Ulusal Cephe’nin yeniden kurulmasına izin verdi ama tek şartla; her konuşmada sadece bir kez Musaddık’ın adı geçebilecekti. Muhammed Musaddık, 1967 yılında 85 yaşında yalnızlıklar içinde ev hapsinde tutulduğu köyünde hayatını kaybetti. Cenaze törenine halkın katılmasına izin verilmedi.
Şah’ın en ateşli düşmanı olan Dışişleri Bakanı Fatımi onun kadar şanslı değildi. Darbeden kısa bir süre sonra yakalandı ve bizzat Şah’ın emriyle kurşuna dizildi.
Şah Muhammed Rıza Pehlevi, darbeden bir hafta sonra İtalya’dan Tahran’a döndü. Onu havaalanında Başbakan Zahidi, Kaşani, Beyinsiz Şaban ve ABD Büyükelçisi Henderson’un en önde olduğu bir kalabalık karşıladı. 1979’a kadar sürecek iktidarında diktatörlüğün dozunu her geçen gün artırdı.
Uğruna darbe yapılan ve adını daha sonra BP olarak değiştirecek (Anglo-Iranian Petrol Şirketi) darbeden sonra, İngiliz elçilik görevlileriyle birlikte geri döndü. Ama artık yarı yarıya bir ortakları vardı; Amerikan petrol şirketleri. Halkın tepkisini çekmemek için şirketin adı Musaddık’ın kurduğu İran Millî Petrol Şirketi olarak korundu.
Darbedeki hizmetlerinden dolayı ABD’den bir milyon dolar olan Başbakan Zahidi’nin koltuğundaki ömrü iki yıl oldu. Şah onu uzaklaştırmak için Cenevre’ye BM büyükelçisi olarak atadı. Zahidi’nin oğlu Erdeşir ise Şah’ın büyük kızıyla evlendi, İran’ın Washington ve Londra’daki büyükelçiliklerine kadar yükseldi. 1953 darbesinde CIA’nin rolünü ise hep inkâr etti.
Darbede en önemli rolü oynayan General Nasiri, uzun yıllar muhafız komutanı olarak Şah’ın pis işlerini yaptı, İran’ın karanlık istihbarat örgütü SAVAK’ın başına geçti. İşkenceleri dünyada ayyuka çıkınca Şah “bilmiyordum” diyerek bütün yükü onun üzerine yıktı.
İran’daki ajan ağını örgütleyen ve darbe için ABD’yi ikna eden İngiliz ajan Monthy Woodhouse, Lord unvanı aldı. Herkese demokrasi dersleri veren Chatham House’un başkanlığını yaptı. Sonra Penguin Yayınları’nın koordinatörü oldu, geri kalan ömrünü antik Yunan ve Bizans tarihi üzerine kitaplar yazan bir tarihçi olarak geçirdi.
Beyaz Saray’da Başkan’dan Ulusal Güvenlik Madalyası alan Kermit Roosevelt, kısa bir süre sonra CIA’nin Guatemala’da yapacağı darbe teklifini kabul etmedi. Darbeden 5 yıl sonra emekli olup petrol şirketlerine danışmanlık yaptı. 1979 yılında yazdığı “Karşıdarbe” adındaki anılarında İran darbesindeki CIA’nin rolünü anlattı.
Onun kitabını yazmasından aylar önce İran’da 1979 devrimi başlamış, zamanında Musaddık’a muhalefet cephesinde yer almış Humeyni İran’a geri dönmüştü.
Musaddık’ın millîleştirdiği petrolün başına getirdiği Mehdi Bezergan devrimin ilk başbakanı oldu, Musaddık hayranı Beni Sadr da Cumhurbaşkanı seçildi. Tahran’ın en büyük caddesi Pehlevi’nin adı Musaddık olarak değiştirildi. 1979’daki ölüm yıl dönümünde mezarının başında yüz binler toplandı. Ama devrim içinde devrimlerle ilk kadroların tasfiye edilmesiyle Musaddık adı da yeniden unutulmaya yüz tuttu.
Ama İranlılar 1953’te dört gün arayla yaşanan iki darbeyi hiç unutmadılar. 1979’da ülkeden kaçan Şah’ın tıpkı 1953’teki gibi ABD desteğiyle bir karşı darbe yapıp geri geleceğinden korkanlar bu kez işi şansa bırakmak istemedi ve Kasım 1979’da ABD’nin Tahran Büyükelçiliği’ni işgal etti.
CIA’nin 1953’teki darbesi, 16 yıl sonra 1979’da ABD’yi büyük şeytan olarak gören bir öfke patlamasıyla geri dönmüştü.
ABD, günahıyla ilk kez 2000 yılında resmen yüzleşti. Dışişleri Bakanı Madeline Albright, ABD’nin 1953 yılında İran’daki darbede önemli bir rol oynadığını söyledi.
Ardından New York Times, “CIA’nin gizli sırları” başlıklı bir haberle ilk kez İran darbesindeki CIA rolünü belgelerle deşifre etti. http://www.nytimes.com/2000/04/16/world/secrets-history-cia-iran-special-report-plot-convulsed-iran-53-79.html?pagewanted=all&_r=0
Üç yıl sonra gazeteci Stephen Kinzer, “Şah’ın Bütün Adamları” kitabını yazarak, hikâyenin tamamını ortaya çıkardı.
2009 yılında Türkiye’nin ardından Mısır’ı ziyaret eden ABD Başkanı Obama, Müslüman dünyasına seslendiği “Yeni Başlangıç” adlı konuşmasında ABD’nin 1953’te demokratik yollardan seçilmiş Mussadık’ın devrilmesinde rolü olduğunu söyledi. http://www.mohammadmossadegh.com/news/barack-obama/cairo-speech-to-muslim-world/
Ama bu yeni başlangıç kısa sürdü. 3 yıl sonra Obama’nın konuştuğu Kahire’de demokratik yollardan seçilmiş ilk devlet Başkanı Muhammed Mursi yemin ederek göreve başladı. 9 ay sonra Mursi, bir darbeyle devrildi. ABD, yönetimi darbeyi sessizce izledi.
Bir ay sonra CIA, 60 yıl önceki 1953 İran darbesinin resmî belgelerini açıkladı. http://nsarchive.gwu.edu/NSAEBB/NSAEBB435/
O günlerde darbeye karşı en sert biçimde karşı çıkan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında Amerikan medyasında “diktatör” yayınları başlamıştı.
Üç yıl sonra 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye’de Erdoğan’a yönelik darbe girişimi, tıpkı 15 Ağustos 1953’te İran’da olduğu gibi halkın sokağa çıkmasıyla bastırıldı.
Obama, darbeden ancak 2.5 saat sonra ilk açıklamasını yaptı. Amerikan medyası darbeye bir türlü inanmadı. Ne tesadüf ki darbenin lideri de ABD’de yaşamaktaydı ve her gün başka bir Amerikan medyasında görünüyordu.
Nedendir bilinmez Türkiye halkının yüzde 70’i darbenin arkasında ABD olduğunu düşünüyordu. Böyle düşünenlerin komplocu olduğunu söyleyenler vardı.
60 yıl sonra CIA...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025