Yıldıray OĞUR
Bugün Ankara’da ilginç bir darbe davası görülmeye başlanacak. Ama Akıncılar ve diğer darbe davalarının yanında epey küçük ölçekli bir dava olduğundan muhtemelen çok az sayıda muhabir bugün duruşma salonunda olacak.
Çünkü bu iddianamede sadece yedi sanık var. Sanıklar EDOK olarak bilinen Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’na bağlı iki korgeneral, bir tümgeneral, iki tuğgeneral, bir albay ve bir binbaşı. Ama bu darbe sırasında EDOK’ta işlenmiş suçlar hakkında bir iddianame değil. EDOK Komutanı olan ve darbeden sonra ilginç bir şekilde istifa eden Orgeneral Kamil Başoğlu’nun kaçırılmasıyla ilgili ayrı bir iddianame var örneğin.
Bu dar kapsamlı iddianamenin merkezinde iddianamenin bir numaralı sanığı olan bir korgeneral var; EDOK’a bağlı dört komutanlıktan biri olan Muharebe ve Muharebe Destek Komutanı Metin İyidil.
İyidil’in TSK’daki kariyeri oldukça dikkat çekici. 20 yıldır Ankara’da ve karargahta bulunan İyidil, ordudaki atamalarda en etkili pozisyon olan Personel Daire Başkanlıkları’nda çalışmış. 2012 yılında Korgeneralliğe getirilen İyidil, önce Kara Kuvvetleri ardından 2014’e kadar da Genelkurmay Personel Daire Başkanı olarak ordudaki terfi ve atamalarda en kritik kararların altında imza atmış.
(Ocak 2016’da Ankara Kocatepe Camii’ndeki bir cenaze nedeniyle fotoğrafları gazetelerde yer almıştı. Ablası Gülseren Özdemir’in (işadamı Nihat Özdemir’in eşi) cenazesinde siyasilerin taziyelerini kabul ederken.)
Darbeden sonra tutuklanan ve 25 Haziran’da KHK’yla ordudan atılan Korgeneral İyidil’in etrafında dönen iddianame ancak darbeden bir yıl sonra Haziran ayında yazılabildi.
Halbuki Ocak 2017’de kendisine bağlı, Isparta Eğridir’deki Dağ Komando Okulu’ndaki darbe suçlarıyla ilgili hazırlanan iddianamede adının olduğu basında yer almış.
http://arsiv.dha.com.tr/harbiyelileri-ankaraya-goturmek-istemisler_1436672.html
Daha sonra savcılık İyidil’in adının iddianameye yanlışlıkla girdiğini açıklamıştı.
http://www.hurriyet.com.tr/korgeneral-iyidil-isparta-darbe-girisimi-davas-40337654
O iddianamede İyidil’in aleyhine ifade veren kişi Isparta Valisi, darbe sabahı 06.00 sularında İyidil’in kendisini aradığını, o sırada orada görevli 700 komandonun devlet kurumlarını korumak gerekçesiyle Ankara’ya götürülmesi için izin istediğini ama durumdan şüphelenip izin vermediğini anlattı. Savcıya göre o saatte komandoları Ankara’ya taşımak hala ümidini kesmemiş darbecilerin bir girişimiydi. Ama İyidil bu davada sanık olmadı.
Adının neden Akıncı, Genelkurmay ya da Kara Kuvvetleri ile ilgili iddianamelerde yer almayıp, hakkında ayrıca bir iddianame yazıldığını bilmiyoruz.
Ama bu iddianamenin diğerlerinden önemli bir farkı var; İddianamede Türkiye’de savcıların pek yapmadığı, darbe davalarında ise hiç yapılmayan bir şey yapılmış ve Korgeneral İyidil lehine tanıklıklara da yer verilmiş.
İyidil lehine olan en önemli delil, darbecilerin atama listesinde Kara Kuvvetleri emrine alınmış görünmesi, bu darbecilerin atama listesinde kızağa çekmek demek. İkinci lehte delil darbe gecesi 01.30, iddianamedeki bir tanığın ifadesiyle yeğeninin girişimiyle önce NTV’ye ardından iki kanala daha bağlanıp darbeye karşı Cumhurbaşkanı’na destek açıklamaları. Üçüncüsü ise ilginç bir tanık ifadesi. 16 Şubat 2017’de savcılığa giden eski askeri savcı Ahmet Zeki Üçok şu ifadeyi vermiş;
“29.04.2014 tarihinde MİT'e gönderdiğim listelerin yapmış olduğum çalışmanın ayrıntılı ve titiz bir çalışmanın sonucu ortaya çıktığı dikkate alınarak kurum tarafından yapılan çalışmalara gerekçe yapıldığını geçtiğimiz günlerde öğrendim. Hazırlamış olduğum listelerde bulunan iki ismin eksik bilgiye dayanarak bu listelerde yer aldığını darbe sonrası yaptığım çalışmalar neticesinde tespit ettim... Ben Metin İYİDİL'in 15 Temmuz darbe karşıtı tutumunu ve edindiğim yeni bilgileri bir araya getirdiğimde Metin İYİDİL'in FETÖ ile ilgisinin olmadığı, darbeye katılmadığı kanaatini edindim.
Bu süreçte Metin İYİDİL'in tutuklu olduğunu öğrendiğimde başvurarak kendisi hakkında sonradan öğrendiğim ve yukarıda ayrıntısını anlattığım şeylerle ilgili bilgi vermek istedim."
İddianamede İyidil aleyhine de tanıklıklar var. Darbecileri polise teslim etmek istemediği, darbe bastırılınca darbeye direnmiş gibi rol yaptığını anlatan asker ve sivil tanıklar. Sonunda savcı da benzer bir kanaate varmış . İyidil’in darbenin başarısız olduğu anlaşılınca takiyye yaptığını tanıkların ifadeleriyle iddianamesine yazmış;
“15/07/2016 günü gerçekleşen Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya yönelik eylemler öncesinde, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensubu asker şahıslarla darbeye hazırlık konusunda düzenli görüşmelerinin olduğu (Polatlı iddianamesi), olay günü de sözde Yurtta Sulh Konseyi Üyesi olan ve sözde atama listelerinde imzası bulunan Mehmet PARTİGÖÇ ile Genelkurmay karargahında görüşmesinin olduğu (Genelkurmay iddianamesi), Isparta Dağ Komanda Okulunda eğitim gören harbiyelilerin darbe kalkışmalarında kullanılabilmesi için Ankara'ya getirilmesi için çaba gösterdiği (Isparta İddianameleri),... darbeye teşebbüs eylemlerinin sonuca ulaşmasını sağlayamadıkları, bunun belirtilerinin olay gecesi ortaya çıkması üzerine ısrarla kendisinin darbe karşıtı olduğunu gösterecek şekilde faaliyetler ve davranışlar sergilemeye çalıştığı, bu kapsamda tv. açıklaması yaptığı saatler, kendisinin zırhlı birliklerde bulunduğunu gösteren kamera görüntülerini temin etmeye çalışması vb. eylemlerle örgütün en başarılı olduğu takiyye uygulamasını gösterdiği, EDOK Karargahında bir problem olmadığını öğrenmesine rağmen, darbenin engellenmesi için görevinin başına geçerek, olay gecesi ülke genelinde çok önemli olayların yaşandığı bağlı birliklerine resmi yollardan yazılı ve sözlü talimatlar verebilecek durumda olmasına rağmen, bir cafede telefon görüşmeleri ile darbe kalkışmasının gidişatını anlamaya çalıştığı”
Tabii ki kararı bugün başlayacak mahkeme verecek. O yüzden izlenmesi ilginç bir dava olacak. Ama sadece bu yüzden değil.
Metin İyidil’le ilgili iddianamedeki iki belge darbenin arkaplanı, hazırlık sürecinde devletin zaafları hakkında bize çok önemli bilgiler verebilir. Bu belgelerin çıktığı yer de çok önemli; Darbenin Genelkurmay’daki beyin isimlerinden Genelkurmay Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç’ün kasası.
İddianameden okuyalım:
“Adli Emanetin 2017/3576 sırasında kayıtlı Mehmet PARTİGÖÇ'ün kasasında bulunan belgeler arasında yer alan 9 numaralı belgede şüpheli Metin İYİDİL ile ilgili yapılan araştırma neticesinin bulunduğu belirtilerek dosyamızda değerlendirilmesi için gönderildiği, dosyaya alınan belgenin T.C. Başbakanlık MİT. Müsteşarlığından 23/06/2015 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına gönderilen Çok Gizli Kişiye Özel ibareli 004141 nolu yazı ekinde şüpheli Metin İYİDİL hakkında Paralel Devlet Yapılanması (PDY-PÖ) mensubu olduğuna dair iddiaların bulunduğu yönünde bilgi mevcut olduğunun belirtildiği görülmüştür”23 Haziran 2015 tarihinde MİT, Genelkurmay’a gizli bir not göndererek Metin İyidil’in o zamanki adıyla paralelci olduğunu söylemiş. Bu tarih ilginç 2015 Yüksek Askeri Şura’nın hemen öncesi. Şura hazırlıkları sürerken.
İddianameye göre Partigöç’ün kasasından ikinci bir belge daha çıkmış. Yine iddianameden okuyalım:
“Mehmet PARTİGÖÇ'ün kasasında bulunan belgeler arasında şüpheli Metin İYİDİL'in kendi imzasını taşıyan 13 Temmuz 2015 tarihli emeklilik dilekçesi suretinin dosyamızda değerlendirilmek üzere gönderildiği görülmüştür”
Metin İyidil’in emeklilik dilekçesinin Partigöç’ün kasasında ne işi olduğu, bu dilekçenin MİT’in raporundan sonraya denk gelmesinin tesadüf olup olmadığı herhalde mahkemede üzerinde durulacak sorular olacak.
Esas sorunun ise cevabı var; Peki, hakkında MİT’in Genelkurmay’a paralel dediği, hatta son bir çıkış olarak emeklilik dilekçesini bile yazmış Metin İyidil’e 2015 Yüksek Askeri Şura’da ne yapıldı?
Bunu da Resmi Gazete’den okuyalım. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/08/20150807-7.htm
4. Kolordu Komutanlığı’ndan, karargahtaki EDOK Muharebe ve Muharebe Destek Komutanlığı’na atanmış.
Metin İyidil, o YAŞ’ta atanan ve daha sonra darbeden tutuklanacak tek general de değildi. Genelkurmay Çatı İddianamesi’ne göre 2015 Yüksek Askerî Şûra’sında albaylıktan tuğgeneralliğe/tuğamiralliğe terfi edenlerin yüzde 78’i darbeci/FETÖ’cü çıktı. Bu rakam tümgeneralliğe/tümamiralliğe yükselenlerde yüzdü 53. (Bu yüzde elli üç içinde, yani 2015 YAŞ’ında tümgeneralliğe terfi eden isimler arasında 15 Temmuz’un kilit isimlerinden Tümgeneral Mehmet Dişli de var.) Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda ise 2015 YAŞ’ında tümgeneral yapılan 4 tuğgeneral 15 Temmuz sonrası ordudan atıldı yani oran yine yüzde 100.
Peki, 2015 YAŞ’ından önce MİT’ten Genelkurmay’a gelen ve paralelci askerleri gösteren listede sadece Metin İyidil’in mi adı vardı? Bilmiyoruz. Bu da mahkemede ortaya çıkabilecek bilgilerden biri.
Ama kesin olan darbe gecesi, darbenin başladığını bildirmediği için yüklenilen MİT, (Üçok’un ifadesinden anladığımız kadarıyla) hem 2014 hem de 2015 Yüksek Askeri Şura toplantılarından önce üst düzey FETÖcü askerlerin isimlerini tespit etmiş ve bildirmişti.
Hatta dönemin Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 2015 Mayıs’ında 1000 isim için ellerine ihbar geldiğini söyleyerek bunu açık da etmişti. http://www.hurriyet.com.tr/milli-savunma-bakani-ismet-yilmaz-1000in-uzerinde-kisi-icin-ihbar-geldi-28991382
Ama bu listelerin gereği YAŞ toplantılarında yapılmadı.
Darbeyle ilgili Türkiye’deki bütün kurumların hesap vermesi, sigaya çekilmesi, postmortem yapması, kendini düzeltmesi gerekli. Özellikle istihbarat zaafının sorgulanması bundan sonrası için hayati. Keşke bunun için ABD’nin 9/112'den sonra yaptığına benzer bir komisyon kurulsa ve bütün devletin bir check-upı çekilebilseydi.
Ama böyle bir zaaflar listesi yapılacaksa herhalde o listenin ilk sıralarına MİT’in adı yazılamaz.
Darbeden önce görevi olmamasına rağmen ordudaki üst düzey FETÖ’cü generallerin adını bildirmek dışında, ByLock’un varlığını keşfedip verilerini ele geçiren ve böylece darbeden sonra ordudaki uyuyan hücrelerin tespitini sağlayan da MİT oldu. 9 ay Ankara’da organize edilen darbeyi öncesinde göremediler, zamanını bilemediler ve bu yüzden eleştirilmeleri çok doğal ama darbe günü darbecileri telaşlandıran ve darbenin saatinin erkene alınmasına neden olup, darbenin başarısızlığını sağlayan da MİT’in girişimleri oldu.
Herhalde bu sicil yüzünden geçen hafta mahkemedeki savunmasında o zamanlar YAŞ üyesi olan Akın Öztürk bile tespit ettiği paralelci askerlerin adını MİT’e bildirdiğini söyleyerek kendini savunmaya çalıştı.
Zaten tam da bu yüzden Kara Havacılık Okulu’nda görevli ve cemaat mensubu olan pilot binbaşı, kendisine verilen ve içine sinmeyen MİT’le ilgili görevi, amirlerine, bağlı olduğu Kara Kuvvetleri’ne, Genelkurmay’a ya da Emniyet’e değil, doğrudan MİT’e gidip bildirdi.
Devlette böyle bir ihbarın hangi kuruma yapılabileceğini FETÖ’cü bir pilot Albay’dan daha iyi kim bilebilir ki?
Yazarlar
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025