Yıldıray OĞUR
Şimdiden Türkiye düşünce tarihi üzerine yazılmış referans bir kitap olarak kabul edilen- her ne kadar soldan bakışın izleri bütün sayfalarına sinse de- “Cereyanlar”’ı henüz okumayı bitiremeyen okurları, Tanıl Bora’nın yeni kitabını da önümüzdeki hafta raflarda görecekler.
Daha önce Birikim’de çıkmış yazılarından oluşan “Zamanın Kelimeleri: Yeni Türkiye’nin Siyaset Dili” adlı kitabın Yeni Türkiye kavramının anlatıldığı sayfalarında benim adımının da geçtiğinden bir arkadaşımın uyarısı sayesinde haberdar oldum. (Kitap pdf olarak önce internette yayınlanmış)
Aslında bu köşede “ben” kelimesini kullanmamaya, birinci tekil şahıslı cümleler kurmamaya, kişisel meselelere ise hiç girmemeye çalışırım. Ama zaten bu da çok kişisel bir mesele sayılmaz.
Kitaptaki bölüm şöyle:
“Veya Star’da yazan “genç sivil” Yıldıray Oğur’un, Yeni Türkiye’nin daha henüz inşa edileceğini, şimdiye kadar yapılanın gecekonduyu yıkarak araziyi
temizlemekten ibaret olduğunu söyleyen ‘durmak yok’çu, ‘geleceğe bakan’ dili... Yıldıray Oğur aynı konuşmasında Yeni Türkiye yolunda önemli bir durak olarak, “yeni neslin Osmanlıca öğrenecek olmasının” geçmişle kopuşu tamir edeceğini de söylemiş. Buradan hemen, Yeni Türkiye söyleminin başka bir hattına bağlanabiliriz. Restorasyoncu-muhafazakâr diyebileceğimiz bu hatta Yeni Türkiye aşağı yukarı Yeni Osmanlı’dır.”
Paragrafı bitirince insanın aklına “acaba Cereyanlar kitabını da böyle mi yazdı?” şüphesi düşüyor.
Bir Google uzaklığındaki bilgiyi düzelterek başlayalım: Bir kaç kere Açık Görüş ekinde yazım çıkması dışında Star’da hiç yazmadım.
Ama zaten tırnak içindeki “genç sivil” kullanımı, “seni tanımıyorum ve saygı da duymuyorum” diyor.
Fakat buradan hareketle yazarın Google kullanmadığını söylemek de haksızlık olur. Çünkü ardından bulduğu konuşma Google’dan. Herhalde Yeni Türkiye araması sırasında ‘çakacak’ malzeme olarak karşısına çıkmış.
2014’te yılında Başakşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Yeni Türkiye kavramının tarihini anlattığım bir konuşma üzerine belediye görevlilerinin yazdığı (ve sonra bir ajansın abonelerine aynen geçtiği) bir haber kaynak. Doğal olarak cümlelerin bir kısmı bana, pek çoğu da o haberi yapan görevliye ait:
http://www.basaksehir.bel.tr/manset/2032/yildiray-ogur-yeni-turkiye-kavramini-anlatti?open=0
http://www.milliyet.com.tr/gazeteci-yazar-yildiray-ogur-yeni-turkiye-istanbul-yerelhaber-509727/
Bu kavramla ilgili saf kendi cümlelerimle derdimi anlattığım yazılarımı bulmayı ise herhalde nerede yazdığını bile merak etmediği, tırnak içinde sıfatlarla andığı biri için fazla meşakketli bulmuş.
Ama en azından üzerine atladığı Google malzemesini kullanmanın da bir asgari fikri ahlakı olmalıydı.
Çünkü, tam olarak öyle ifade etmediğim cümlelerden hareketle, her demekse “durmak yokçu, geleceğe bakan dil” den, yeni Osmanlıcılığa bağladığı o konuşmada, belediye görevlisinin notlarına göre şöyle şeyler de demişim:
“Yeni Türkiye’yi yeni yapan meselelerden bir tanesi de Ermeni meselesidir, diyen Oğur, “Ermeni meselesi bizim üzerini kapattığımız, görmezden geldiğimiz, konuşmadığımız bir meseleydi. AK Parti, İttihatçıların günahıyla yüzleşti. Cumhuriyetin unutulmuş sayfalarından biri olan Dersim olayı için özür dilendi. Tüm bu hesaplaşmaların artması, yeni bir şeyin başladığının işaretidir. Yeni Türkiye’nin tartışmalarını yaşıyoruz, ama henüz tam olarak yeni Türkiye devresinde değiliz...Yeni Türkiye henüz gelmedi, yeni Türkiye’nin inşa olacağı zemin şu an inşa ediliyor. İçinde bulunduğumuz gecekonduyu yıktık, bir alan açılıyor. Bunun üzerine inşa edileceği en önemli kavram yeni bir anayasadır. Yeni Türkiye dediğimiz şeyin çizgilerini yeni anayasa belirleyecek. Şu an bu anayasanın içerisine neyin girip, neyin girmemesi gerektiğini konuşuyoruz. Bu anlamda da pek çok engeli de aştık. Türkiye, bu büyük kırılma yaşanırken marjinal bir sonuç çıkmasını engellemek zorundadır”
Son cümleyi muhtemelen böyle dememişimdir.
Diğer cümleler bana ait. Okuyunca 2014 yılında Başakşehir’de halka açık bir toplantıda bunların konuşulduğu Yeni Türkiye’yi özlüyor insan.
Ama anlaşılan Ermeni meselesi, Dersim özrüyle tarif edilen ve ancak Yeni Anayasa üzerine kurulabileceği söylenen o Yeni Türkiye, sol entelektüeller içinde en az bağnaz olan “Birikimci” (böyle tırnaklı sıfatlara gerek duymadan da konuşmak mümkün) bir yazarı bile kesmemiş, mevzuyu malzemeden çalarak önyargılarına bağlamasını engelleyememiş.
Bugün ise herhalde dört sene önce 1915 taziyesine, Dersim özrüne yeni anayasaya ve hatta çözüm sürecine burun kıvırdıkları, sürekli bahaneler bulup söylendikleri o Yeni Türkiye’yi onlar da özlüyorlardır.
Maalesef ucundan tutmak bile ayıp olunca, dört yıl sonra o Yeni Türkiye’den geriye pek bir şey kalmadı.
Ama bu hale gelmesinde, zamanında o iyi ve yeni şeylere, önyargılarla ve ısrarla “kötü ve eski” diyen bu entelektüel bağnazlığın katkısı az değil.
Ama bugün bütün bunları konuşacak, bu tartışmaları yürütecek haklı bir zemin kalmadı ortada.
Çünkü masanın karşısındaki muhataplarımızla eşit şartlarda değiliz. Hatta çoğu örnekte masada karşımızda oturacak bir muhatap bile bulmak artık çok zor.
Örneğin, Türk Tabibler Birliği’ne “PKK’ya karşı Zeytin Dalı operasyonu halk sağlığı sorunu da, IŞİD’e karşı Fırat Kalkanı operasyonu değil miydi? O savaşa karşı niye ses çıkarmadınız” gibi zor ve haklı sorular sorup tartışmak, hayatı savunması gereken bir birliği, ideolojik bagajının eseri bu çifte standartla yüzleştirmek, buradan bir ahlaki tartışma yürütmek mümkündü.
Ama TTB yöneticileri bu açıklamaları yüzünden gözaltına alınınca ortada bunu konuşacak bir masa dahi kalmadı. Artık bu şartlardaki insanlara bu soruları sormak, bu tartışmayı yapmak belki bazıları için hala mümkün ama artık ahlaki değil. Ahlaki olmadığı için de böyle bir tartışmadan bir ilke, standart, kamusal fayda üretmek de artık mümkün değil.
PKK’nın özerklik ilanı ve hendekleriyle başlayan çatışmalarla ilgili, sadece devleti muhatap alan bir barış çağrısı yapan, akademisyenlerle de konuşacak çok şey vardı. Bu tartışmalardan sahiden barış ve şiddete karşı mesafe alınarak da çıkılabilirdi, ahlaken üstünlük kurulabilirdi.
Ama içinde şiddet övgüsü olmayan bir bildiriyi imzaladıkları için binlerce akademisyen, üniversiteden, hiçbir sosyal hakları tanınmayarak, başka bir yerde çalışmaları engellenerek ve pasaportları ellerinden alınarak atılınca, bir de üstüne haklarında ceza davası açılınca artık tartışmanın zemini ayağımızın altından kaymış oldu. Bu bildiriye karşı ahlaki üstünlük kaybedildi.
Son örnek El Ezher’de okumuş, radikal fikirleri olan, Adana merkezli bir vakıf etrafında küçük bir cemaat kurmuş Alparslan Kuytul’un başına gelenler. Fikirlerini, Suriye, darbe, iktidar hakkındaki küçük videolarla zaman zaman önümüze düşen siyasi pozisyonlarını eleştirmek, yerden yere vurmak mümkündü. Zaten bu yapılıyordu.
Ama Kuytul’u gözaltına almak, vakfına kilit vurmak, hem de bunu yaparken somut bir delil ortaya koyamayıp, siyasi eleştirilerini gerekçe göstermek, hatta bir muhafazakar gazetenin yazarının yazdığı gibi işi 28 Şubatvari “dini siyasete alet ediyordu” argümanlarına kadar vardırmak, “vakıf kasasından 350 bin tl çıktı” gibi haberlerle linçe kalkmak, ortada konuşacak hiç bir şey bırakmıyor. Artık sorun bir ilahiyat, siyaset tartışması değil, bir polisiye vaka. Ve diğer pek çok örnekte olduğu gibi bağlılarının kendisine daha da bağlanmasından başka hiçbir sonuç üretmeyecek. Ayrıca ortada somut bir suç yokken, devletin siyasi fikirlerini ya da dini yorumunu beğenmediği için dini bir cemaatin kapısına kilit vurabilmesi kapısını da bir kere daha açacak.
En kötüsü ise sevmediğimiz fikirler, insanlar, işlerle mücadelede tek ve kestirme yol olarak devletin kolluk güçlerini devreye sokmanın ve ihbarcılığın bir gün hepimizi vurabilecek kötü bir alışkanlık haline geliyor olması.
Uydudan ve internetten yayın yapan, istemeyenin izlemeyebileceği Adnan Oktar ve arkadaşlarının sohbetlerinde olanlardan rahatsız olanlar devletten kanalın kapatılması istiyor. Minibüsteki yolcunun fikirlerini beğenmeyen başka bir yolcu polise ihbarda bulunup onu gözaltına aldırıyor. Hatta son olarak bir işadamı bira satışları düştüğü için evde bira üretenlere karşı devleti göreve çağırdı.
Karşılıklı güvensizlikler, hukukun zayıflaması, konuşmanın imkanlarının daralmasıyla her meselede tek çare devlet haline geliyor. Sivil toplum ve insanlar zayıflarken devlet güçleniyor.
Halbuki Türkiye yakın tarihi, devletin kolluk güçlerinin siyasi ve fikri tartışmaların ortasına operasyon düzenlemesiyle bir siyasi ya da fikri mücadelenin kazanılamayacağının da tarihi.
Farklı fikirlerin, pozisyonların hayatımızdan tek tek çekildiği bir ülkede haklı ve mutlu olmayacağız. Kim olduğumuzu biraz da kim olmadığımızı görerek ve onlarla test ederek buluruz çünkü.
O yüzden herkese Tanıl Bora’nın son kitabını tavsiye ederim.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025