Yıldıray OĞUR
1950’lerde Türkiye ile Yunanistan arasında Kıbrıs yüzünden zaman zaman gerilen ilişkilerin sigortası iki ülkenin Başbakanları Andan Menderes ve Konstantin Karamanlis arasındaki yakın dostluktu.
İki liderin bir araya geldiği bir toplantıda Menderes, ‘‘Talihin şu garip cilvesine bakın. İsminiz ‘Karamanlis', yani Türkçesi ile ‘Karamanlı' ve siz Yunanistan'ın başbakanısınız’’ deyince Karamanlis hemen cevap vermişti: ‘‘Sizin isminiz de ‘Menderes', yani Yunancası ile ‘Meandros' ve siz de Türkiye'nin başbakanısınız’’.
(Aktaran eski bir DP milletvekilinin tanıklığından Murat Bardakçı/ Hürriyethttp://www.hurriyet.com.tr/karamanlilar-bosuna-sevinmesinler-konstantin-karamanlis-serezlidir-209368)
Aslında ne Menderes’in kökenleri Yunan’dı ne de Karamanlis ailesinin Karaman’la bir ilgisi vardı.
1907 Serez doğumlu olan Karamanlis’in ailesi kuşaklar boyu Yunanistan’da yaşamış bir aileydi. Babası Makedonya’da Osmanlı’ya karşı başlayan Yunan ayaklanmasının öncüllerinden biriydi. Karaman’la ya da oradan göçen Karamanlı Rumlarla bir ilgileri yoktu.
Ama Türk medyası ilk başbakan olduğu 1955’den, 91 yaşında cumhurbaşkanı olarak vefat ettiği 1995’e kadar Karamanlis’in adı geçtikçe onun Karamanlı ve Türk asıllı olduğunu yazmaktan bıkmadı.
Sonra o vefat etti, siyaset sahnesine yeğeni Kostas Karamanlis çıktı.
İkinci kuşak Karamanlis de 2004’te Başbakan olunca, bir kere daha bizim gazetelerde “Yunanistan’a Karamanlı, bizden başbakan” başlıkları atıldı.
Hatta yolları kuşaklar boyu Karaman’a düşmemiş Karamanlis ailesinin Karaman’daki evi bile bulundu. AK Parti Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün de iddiaları doğrulayıp "Karamanlı bir hemşehrimizin seçimden zaferle çıkması bizi mutlu etmiştir. Sayın Karamanlis'in Türk-Yunan ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunacağına hiç şüphemiz yoktur” diyerek Karamanlis’i Karaman’a davet etmişti.
Tabii Türkiye’de çıkan bu haberler ve açıklamalar Karamanlis’in muhalifi milliyetçi Yunan siyaseti ve medyasının da ilgisini çekmiş, onlar da bu “Türk kökenli” iddiasını siyasi rakiplerinin aleyhine kullanmaktan çekinmemişlerdi.
Türk medyası bir dönem de Mora doğumlu Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantin Stefanopulos’un da aslen Trabzon doğumlu olduğunu iddia etmiş, Yunanistan’a Trabzonlu Cumhurbaşkanı manşetleri atılmıştı.
Yunanlı siyasetçileri Türk, Trabzonlu, Karamanlı çıkarmaya çalışan milliyetçi Türk medyası ve yazarlarının bir başka hobisi daha vardı.
Sevmedikleri Türk siyasetçilerin, yazarların, aydınların Rum, Yahudi, Ermeni, Dönme olduklarını iddia etmek.
Böylece “ihanet” bir siyasi tercih olmaktan çıkarılıp, kalıtsal, asla değişmez, ontolojik bir kötülükle açıklanıyordu.
Herhalde bu ırkçılıktan en çok da ulusalcılığın yükselişe geçtiği yıllarda iktidara gelmiş AK Partili siyasetçiler nasiplerini aldılar.
Bu ırkçı iddiaların zirvesi tabii ki 2007’de çıkan Ergun Poyraz’ın Musa’nın Çocukları kitabıydı.
Aylarca en çok satanlar listelerinden düşmemiş, Türkiye’nin en seçkin kitapçılarında satılmış, köşe yazarlarınca övülmüş kitapta Erdoğan’ın biraz Rum, biraz Gürcü hatta bir miktar da Yahudi olduğu, Emine Hanım’ın ise Arap değil, doğrudan Yahudi olduğu iddia ediliyordu.
Kitap çok tutunca bu kez Abdullah Gül’ün aslen Kayserili değil, Siirtli Yahudi bile aileden geldiğini iddia eden Musa’nın Gül’ü kitabı çıktı. O da bestseller oldu. Şimdilerde haklı olarak benzer ırkçı haberlere kızanların kütüphanelerindeki yerini aldı.
Bu iddialar sadece kitaplarda da kalmadı. Siyaset alanına da taşındı.
CHP milletvekili Kamer Genç, Erdoğan’ın memleketi Güneysu’nun eski adı olan Potamya’yı kastederek “İstiklal Savaşı'nda Potomyalı'ları Ege'de, İzmir'de denize döktük. Sen hala onların kalıntısı olarak çıkmış gelmişsin bu memlekete” bile dedi.
Başka bir CHP milletvekili olan Canan Arıtman ise Cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül’ün öncülüğünü yaptığı Ermeni Açılımı günlerinde daha da ileri gidip Gül`ün annesinin Ermeni olduğunu, etnik kökeninin araştırılması için DNA testi yapılmasını istemişti.
Tabii her ikisi de bunları söylerken asla ırkçı olmadıklarının altını ısrarla ve özenle çizdiler.
Canan Hanım “kimsenin etnik kökeni beni ilgilendirmez. Herkesin etnik kökenine saygı duyarım. Benim itirazım Abdullah Gül`ün etnik kökenine değildir. Etnik kökeni sebebi ile Cumhurbaşkanlığı makamında tarafsız kalması gereken bir konuda tarafsızlık ilkesini çiğnemiş olmasınadır" diyerek ırkçılık konusundaki “büyük” hassasiyetini ortaya koymuştu.
Maalesef yayınlar artınca Abdullah Gül de annesinin Ermeni olmadığını ispatlamak için bütün ailesinin Türk ve Müslüman olduğunu gösteren şeceresini açıklamak zorunda kalmıştı.
Ne kötü bir talihimiz var.
Şimdi aynı açıklamayı AK Partili siyasetçiler, yazarlar, troller haftalardır Ekrem İmamoğlu’ndan istiyorlar.
Yunanistan medyasında, özellikle bazı internet sitelerinde Ekrem İmamoğlu’nun Trabzonluluğundan hareketle, bizdeki “Karamanlı, bizden Başbakan Karamanlis” haberleri gibi sansasyonel başlıklı, içeriği olmayan haberler için İmamoğlu’ndan ırkçı imalarla yalanlama ve açıklama isteniyor.
Önce bir kaç gazete, internet sitesi, kendisi de Rizeli olan eski bir İstanbul Milletvekili ve troll hesapların başlattığı saldırılara birinin “durun ayıp oluyor” demesini beklerken, aynı ima AK Parti Esenler Belediye Başkanı ve Büyükşehir Belediyesi Meclis Grubu Başkanı Tevfik Göksu’nun Esenler’de bir iftar programında attığı hamasi nutukta karşımıza çıktı.
Şöyle dedi tam olarak:
“Çünkü İstanbul’u biiiz... Efendim, ne dedi Yunan medyası, takip ettiniz di mi? İstanbul’u Yunan kazandı diyor. Bir dakka ya! Bu arkadaş nereli? CHP’nin adayı nereli? (Salondan “Trabzonlu” sesleri) Nasıl oldu da Yunan medyası İstanbul’u bir “Yunan kazandı” dedi bir ses çıkmadı. (Salondan: Başkanım biz bilmiyoruz ki nereli olduğunu) Haaa.. olay, olay büyük, hesap büyük, bu hesabı Esenler döndürecek Allah’ın izniyle”
Ama meğerse Esenler’de bir iftarda coşkuyla Yunanistan medyasında İmamoğlu’nun Yunan olduğu haberlerinden bahsetmesinin sebebi İmamoğlu’nu bu haberlere karşı açıklama yapmaya çağırmakmış. Ve asla oradaki kalabalığa “bu arkadaş nereli” diyerek söylettiği Trabzon’a da bir laf etmemiş.
Olayın neden büyük, hesabın neden büyük olduğundan kastının ne olduğunu ise bilmiyoruz.
Ama maalesef o “büyük hesap” Esenler’den de dönmedi.
Gelen tepkilere rağmen artarak sürüyor.
Son olarak CNNTürk’te katıldığı programda İmamoğlu’na sorulması için Twitter’dan sorular gönderen Ankara eski belediye başkanı Melih Gökçek’in iki sorusu da bu konunun “aydınlığa” kavuşturulmasını istiyordu:
“Yunan medyası siz İstanbul’u kazanınca “Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazanan Yunanlı diye diye yazdı. Bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz. İnsanın kökeni ayıp ve kınanacak bir şey değil ama kamuoyunun bilmesi açısından soruyoruz kökeninizde Rum’luk var mı? Yunan medyası sizi “Kripto Hristiyan” olarak değerlendiriyor. Buna cevabınız ne olacak? Size bu suçlamayı yapan Yunan medyasını kınayacak mısınız?”
Görüldüğü gibi tıpkı Canan Arıtman örneğinde olduğu gibi burada da niyetler temiz, asla ırkçılık kastı yok, Siz de Rum’luk var mı, Kripto Hristiyan mısınız sorularının amacı kamuoyunu doğru bilgilendirmek. Herhalde bu yüzden bu mühim soruları içeren tweeti çok sayıda AK Partili siyasetçi ve milletvekili de paylaştı. Hatta onlardan biri yerel seçimlerde üzüm bağlarında geçen liberal bir kampanya yapmış AK Parti’nin İzmir Belediye Başkanı adayı, eski bakan Nihat Zeybekçi’ydi.
Demek ki siyasi amaçlar için rakibi düşman görüp üzerine her bulduğunu fırlatmak, bu düşmanlığa kitleleri ikna etmek için köken avcılığına çıkmak, bunu siyaseten kullanmak bir Türkiye geleneği. Irkçılık da fikirden fikire geçen bulaşıcı bir hastalık.
Bu ırkçı imalarla ilgili İmamoğlu, ondan beklenen “Rum değilim, Türküm, Müslümanım” açıklamasını ısrarla yapmayarak en doğrusunu yapıyor.
Siyaseti yıllar önce Türkiye’nin artık aştığını zannettiğimiz bu seviyeye yeniden düşürenlere cevap vermeyerek hem ırkçılığa taviz vermiyor, hem de ülkenin Rum vatandaşlarını kıracak bir cümle kurmuyor.
Ama bir gün ille de bir şey söylemesi gerekirse, 12 yıl önce hakkında benzer ırkçı tezviratlar yapılırken Erdoğan’ın yaptığı şu konuşmanın aynısını yapabilir:
“Benimle ilgili kitaplar yazılıyor, Yahudi deniyor Rum deniyor. Kimisi Musa'nın çocuğu diyor. Arkadaşım Abdullah Bey için Musa'nın gülü deniyor. Bütün bunları yapıyorlar. Neden? Bunu hangi edebe, hangi adaba, hangi kaleme sığdırabilirsiniz? Ben bu ülkenin evladıyım, bu ülkenin çocuğuyum ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının verdiği 14 milyon oyla biz bu ülkede iktidarız. Beni kimse kalkıp da olduğumdan farklı bir şekilde gösteremez. Buna hakkı yoktur. Milletvekili olma yeterliliğine sahip bir vatan evladına herhangi bir etik açıdan sınırları zorlayan, sınırları aşan tipler bizi gölgeleyemez, bize çamur atamaz. Kimse güneşi balçıkla sıvamaya kalkmasın. Bunlar tutmaz. Halkım bunlara 22 Temmuz'da en güzel cevabı verecektir. Biz sabırlıyız, bugüne kadar sabırla geldik yine sabırla hizmet kervanımızı yolunda götüreceğiz.''
Ne kadar üzücü böyle bir konuşma yapmak zorunda kalmak. Fakat ondan daha üzücü olanı bu konuşmanın 12 yıl sonra hala güncel olması.
Çünkü Türkiye’de aktörler değişse de kötülüğün cinsi değişmiyor...
Yazarlar
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025