Yıldıray OĞUR
Sadık Canarslan. Adını internette arattığınızda karşınıza “davamızda yaşıyor” yazan siteler çıkıyor. Sultanahmet İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde okuyan bir öğrenciymiş. Maocu Halkın Kurtuluşu örgütünün inanmış bir sempatizanı olarak Kocamustafapaşa Halkevi’ne gidip geliyormuş.
Yaklaşan 1 Mayıs için afiş asmak üzere 18 Nisan 1977 günü Kocamustafapaşa tren istasyonuna gitmiş. Ama ondan önce TKP’nin gençlik kolu İlerici Gençler Derneği’nin (İGD) üyeleri gelip her yeri afişlerle donatmış. O da “sosyal faşistlerin” afişlerini yırtıp yerine Kadıköy Yurtsever Gençlik Derneği’nin afişlerini asmaya başlamış.
O sırada İGD’li bir grup onu görmüş ve kıyamet kopmuş. Görgü tanıklarına göre İGD üyelerinden biri silahını çekip Canarslan’ı vurmuş. Canarslan kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş. Yoldaşları cenazesini hastaneden kaçırıp Site Yurdu’ndan öfkeli bir törenle kaldırmış.
Olaydan sonra İGD basılmış ve üç kişi gözaltına alınmış. Dernek olan biten için ilk akla geleni söylemiş “provokasyon”: Derneğimizin basılması bir gece önce bir kişinin öldürülmesi üzerine Maocularca uydurulan bir iftiradan kaynaklanmaktadır. Bu gibi düzmeceler, İGD’nin gelişmesi ve güçlenmesi karşısında gerileyen, tecrit olan işçi sınıfı düşmanı akımların başvurdukları bir provokasyondur.
Maocu Halkın Sesi’nin cevabı aynı sertlikte olmuş: İGD’li katiller bildirilerinde cinayetleri örtbas için işte böyle gürültü koparmaktadır. Halkımız her cinayetlerinden sonra öleni suçlayan Ülkücülerin bildirilerini çok iyi bilmektedir. Şimdi aynı yönteme sosyal emperyalistlerin beslemeleri de başvurmaktadır. İGD’nin bildirisi altına katillerin bizzat imza attıkları bir cinayet tutanağıdır.
Kanlı 1 Mayıs’a doğru gidilirken ikinci cinayet İzmir’de işlenmiş. Taksim’deki mitingden günler önce 28 nisan günü İzmir Konak Meydanı’na gidip DİSK için afişleme yapan gençlerle Maocu gençler arasında çatışma çıkmış. Altı genç yaralanmış, sakat kalanlar olmuş. Tedavi için Macaristan’a gönderilenler olmuş. Maocu gruptan Dişçilik Fakültesi öğrencisi İdris Türkoğlu ise hayatını kaybetmiş. Türkoğlu’nu kimin öldürdüğü üzerinde de türlü komplo teorileri geliştirilmiş. DİSK’lilere göre Maocularla DİSK’liler çatışırken o meşhur beyaz otomobil gelmiş ve Türkoğlu’nu öldürmüş. O beyaz arabadakiler de Maocuymuş ama. Yanlışlıkla kendi arkadaşlarını vurmuşlar. Bu anlaşılmasın diye de vurulan arkadaşlarını arabayla alıp kaçırmış, yakınlardaki hastane yerine uzaktaki bir hastaneye götürmüş, bu yüzden de kan kaybından ölüme neden olmuşlar.
Okumaktan sıkıldınız değil mi? İki gencin hayatı üzerinde üretilen bu zırva komplo teorileri, siyasi lafazanlık, katillerin bu zırva komplo teorileri ve politika sanılan kabadayılıklar arkasına saklanması midenizi bulandırdı değil mi? İşte solun yüzleşmediği devrimci şiddet tarihi böyle kolayca harcanmış insan hayatlarıyla dolu. Maocu, Sovyetçi, faşist diye bin bir teorik meşru çerçeve içinde öldürülenlerin yine de bir hikâyesi var. Ya sadece Diyarbakırlı ya da Yozgatlı diye bir kimlik kontrol noktasında ömürlerini tamamlayanlar.
Bu yazıyı okuyup “ama İGD’liler o kadar çok öldürmedi, esas Maocular çok öldürdü” diyecek sesler kadar uzak bize yüzleşmek. Ülkücülerin kanlı tarihi çoktan lanetlendi. Ama solun devrimci şiddeti hâlâ faşistlere karşı verilmiş iftihar vesilesi bir haklı savaş olarak başı dik dolaşıyor aramızda. Ermeni Soykırımı için milliyetçi Türkleri haklı bir yüzleşmeye çağıranların, kendi silahlı tarihlerindeki bu siyasi kremayla kaplanmış ilkel şiddetle yüzleşmemek için NTV’ye bir F-16 filosu düşürmekle eşdeğer komplo teorilerinden medet ummaları bu yüzden.
Ben, 1 Mayıs 1977’ye giderken işlenen bu cinayetlerden Twitter’a atılan Ümit Kıvanç’ın eski bir Birikimyazısı sayesinde haberdar oldum. Yazının başlığı şöyleydi: Hiç Yanlışsız, Hep Mağdur.
Hem o başlık hem de kanlı 1 Mayıs’ın daha afişleri asılırken kolayca harcanmış o iki gencin hikâyesi her türlü komploculuğu anlamsızlaştırmaya yeter.
Ümit Kıvanç’a geçenlerde Ermeni Soykırımı için yazdığı şahane yazıdaki cümlesiyle hoşçakal demek isterim: İnkâr, dolayısıyla bir yerde fiilen sahiplenme devam ettikçe, farkında olsun olmasın, bu toplumu her an her şekilde huzursuz eden, maneviyatını bozan, erdemlerini bastıran, kötülükleri öne çıkaran o en derindeki hastalık tedavi edilemeyecek.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025