Yıldıray OĞUR
Başkan: Bir kız çocuğu, gayrımeşru bir çocuk sahibi olmuşsa; onun rızası ve velinin izniyle on hafta içinde yine çocuğu aldırabilecek değil mi? Öyle anlaşılıyor.
Deniz Hâkim Yüzbaşı M. Tevfik Omdan (Adalet Komisyonu Başkanı): Evet Sayın Cumhurbaşkanım.
Başkan: Yani illa bir tıbbî zaruret olması şart değil.
Hâkim Albay Edip Gültekin (İçişleri Komisyonu üyesi): Sayın Cumhurbaşkanım, yüksek malumlarının bulunduğu veçhile, 18 yaşın ikmali ile kişi reşit olur. Ancak 18 yaşını bitirmemiş olan bir kişi evlenmiş ise, evlenmeye de reşit olur.
Başkan: Olur tabii. Zannediyorum; kızlarda bu sınır 15 yaştır, değil mi?
Hâkim Albay Gültekin: Evet efendim. Burada amaçlanan 18 yaşından küçük ve evlenmemiş olduğu için de reşit olmamış olanlara da kendisinin ve velisinin rızası ile müdahale edilebilmesi içindir. Buyurduğunuz husus bu hâliyle gerçekleşmiş oluyor.
Başkan: Madde üzerinde söz almak isteyen var mı? Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum.
Kabul edenler. Kabul etmeyenler. Madde kabul edilmiştir.
24 Mayıs 1983 günü Milli Güvenlik Konseyi’nde kürtajın kabul ediliş görüşmelerini okudunuz. Oturumu yöneten başkanın adı Kenan Evren’di.
MGK’nın o günkü toplantısında hazır bulunup, parmak kaldırarak kürtajı serbest bırakan Kenan Evren, Nurettin Ersin, Sedat Celasun’un ünlü jinekologlar, Albay Edip Güntekin ve YüzbaşıTevfik Odman’ın feminist dernek yöneticileri olmadığını bilmem söylemeye gerek var mı?
Zaten darbecilerin alelacele görüşüp oynadıkları kanunun adı da “Nüfus Planlaması Hakkındaki Kanun Tasarısı”ydı. Ne kadınların talepleri umurlarındaydı ne de özgürlükler, ne de haklar...
Kanun teklifini hazırlayıp Milli Güvenlik Konseyi’ne sunan komisyonun üyesi,
darbecilerin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Aile Planlaması Genel Müdürü Prof. Dr. Güler Karna, gazetelere “Gönlümüzde yatan kürtaj değil aile planlaması” demişti açıkça.
Türkiye’de kürtaj böyle yasallaştı. Yukarıdan, jakoben yöntemle, demir yumrukla, hiç tartışılmadan, sindirilmeden, kadınların ne dediği hiç sorulmadan, zaten onlar için değil nüfusu azaltmak üzerine kurulu eski usul bir kalkınma stratejisinin heyecanıyla.
Galiba tepeden gelen kürtaj hakkı, 30 yıl sonra yine aynı usulle gidiyor.
Önceki akşam Çırağan Sarayı’nda gazetecilere 2003- 2010 arasında sağlık alanında gerçekleştirdiği devrimi haklı bir şekilde övünerek anlatan, büyük bir özgüvenle telefonla randevu sistemini gazetecilerden birine canlı canlı test ettiren Sağlık Bakanı Recep Akdağ konu sezaryen ve kürtaja gelince artan sorular karşısında birden tüm ikna ediciliğini kaybediyor. Başbakan’ın cinayet benzetmesi hatırlatılınca “Sağlıkla ilgili konular hariç kürtajın tamamen de yasaklanabileceğinden” bahsediyor. Ne zaman, nasıl, kaç aylığa kadar diye çoğalan sorulara ise “Raporumuzu yazıyoruz”, “Rakamların üzerinde çalışıyoruz” diye cevaplar vermekle yetiniyor. Hem sezaryen hem de kürtaj Bakan’ın çalışmadığı yerden sorular.
Türkiye’nin en ciddi meselesi haline gelen kürtaj, her konuda yüzlerce verinin, hedefin yer aldığı Sağlıkta Dönüşüm Programı için hazırladığı 380 sayfalık kitapta tek kelime geçmiyor. Hazırladığı öğretici sunumda ise yine kürtajla ilgili tek slayt yok, sezaryenden de cinayet diye değil “cerrahi bir operasyondur” diye bahsediliyor, sinsi komplodan değil makul sınırlara çekilmesinden dem vuruluyor.
“Başbakan sizin bir notunuz, uyarınız, raporunuz üzerine mi kürtaj ve sezaryenle ilgili bu mesajları verdi” sorusuna Bakan Akdağ “Sezaryen meselesini daha önce de gündeme getirmiştik” diye cevap veriyor ama belli ki Başbakan’ın o günkü sözlerini o da tüm Türkiye’yle birlikte duymuş. Bakanlık telaşla atı arabaya koşturmaya çalışıyor yani.
Peki, AK Parti’nin 2001’den beri parti programında, kısa bir süre önce yapılan seçimler de dahil seçim beyannamelerinde tek kelime bahsetmediği, seçmene vaat etmediği, tartıştırmak için bile bahsini açmadığı kürtaj nasıl oldu da Başbakan’ın ağzından bir büyük parti politikasına dönüşüvermişti? Hem AK Parti bunun için neden 10 yıl beklemişti. Eğer kürtaj cinayetse neden bu 10 yıl boyunca bu cinayetlerin işlenmesine seyirci kalmıştı?
Bakan Akdağ’ın bu sorulara verdiği tek anlamlı yanıt girişteki kürtajın kabul ediliş hikâyesi oldu. “Kürtaj hiç tartışılmadı ki, darbeciler yaptı ve oldu, kimseye de sormadılar” sözleri, kabul bir demokrat için ikna ediciydi.
Ama ya şimdi yapılan? Sağlık konusunda Türkiye’de sahiden her hakkaniyetli insanın teslim ettiği bir devrim gerçekleştiren Sağlık Bakanı’nın bile haberi olmadan gündeme gelmesinin, Başbakan öyle istedi diye kanun teklifleri hazırlanmasının Kenan Evren’in izlediği usulden ne farkı var?
Ve aynı 29 yıl önce olduğu gibi sözkonusu olan yine kadınlar, bebekler ve onların etrafındaki derin ahlaki tartışma değil, nüfus artış oranları, kalkınma planları, hesap makineleri...
Başlıktaki cisimler ise 1983 yılında kürtaj yasası için hazırlanan teklifin gerekçeler bölümünde sıralanan Anadolu’da kürtaj yapmak için kullanılan aletlerden birkaçı.
Kibrit çöpü, sabun, çivi, tavuk teleği, ayakkabı çirişi, şiş, tığ, süpürge çöpü, çıra, kaynar su...
Yasaklayabileceğinize emin misin? Tümüyle yasaklarsanız işlenecek cinayetlerin sorumluluğuna hazır mısınız?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025