Yıldıray OĞUR
Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı İnsan Hakları Eylem Planı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı.
Planın en sonunda, hazırlıklar sırasında yapılan 24 toplantı sıralanmış.
Bu toplantılar içinde Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği Komisyonu, AB Parlamentosu Türkiye raportörü, gazeteciler, aydınlar, akademisyenler ve sivil toplum örgütleriyle yapılan toplantılar da var.
Sadece iktidara yakın sivil toplum örgütleriyle de görüşmedi bakanlık.
Daha iki hafta önce İçişleri Bakanı’nın Meclis’te adını vererek suçladığı İnsan Hakları Derneği de görüşülen sivil toplum örgütleri arasındaydı.
Bu yüzden planda insan hakları gibi artık üzerinde kalem oynatmanın mümkün olmadığı bitmiş bir meselede kurulan cümlelerin hepsi doğru.
Kağıt üzerinde hiçbir sorun yok.
Zaten aksi de mümkün değildi.
Çünkü bu planı aynı zamanda bir AB ve Avrupa Konseyi projesi.
Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi, "İnsan Hakları Eylem Planı'nın Uygulanmasını ve Raporlamasını Destekleme Projesi" adıyla, bu eylem planı için yüzde 85’i Avrupa Birliği'nden ve yüzde 15’i Avrupa Konseyi'nden olmak üzere 1 milyon 200 Euro fon almış.
Avrupa Konseyi'nin sayfasında ayrıntılı bilgileri yer alan projenin amacı; "İnsan Hakları Eylem Planının uygulanmasını ve raporlanmasını desteklemek üzere, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı ve yetkili Türk makamlarının kurumsal kapasitelerini güçlendirerek Türkiye’de insan haklarının korunması çabalarına katkı sunmaktır."
Projenin paydaşları arasında "Adalet Bakanlığının ilgili birimleri, Adalet Akademisi, İçişleri Bakanlığı, yargı organları" da gösterilmiş.
"1 Eylül 2019 tarihinde başlayan projenin 18 ay sürmesi ve 1 Mart 2021 tarihinde tamamlanması" öngörülmüş.
Tam zamanında bitirilmiş gözüküyor.
Tabii ki bunda hiçbir sorun yok.
Türkiye Avrupa Konseyi'nin bir üyesi ve AB adayı olarak da bu fonlara para veren ve kullanma hakkı olan bir ülke.
Çok uzun yıllardır da devletin neredeyse her birimi, tabii ki Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı da AB fonlarıyla projeler yürüttüler.
Ama Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı İnsan Haklar Eylem Planı’nın Avrupa Birliği fonuyla finanse edildiğini öğrendiğinde, 1219 gündür hapiste olan ve sadece sivil toplum faaliyetleri için aldığı fonlar yüzünden "Soros'un Türkiye'deki elemanı" diye her konuşmada suçlanan Osman Kavala gülümsemiştir.
Çünkü onun iddianamesinde AB’den fon olmak, savcı tarafından dış güçlerin adamı olmanın bir delili olarak resmediliyor.
Yine gülümseyeceklerden biri de 80 yaşındaki usta gazeteci Aydın Engin olmuştur. O da Cumhuriyet gazetesine AB'den fon alınabilir diye bir telefon konuşması yapmasının da suçlamalar arasında olduğu Cumhuriyet Davası'nda 5 yıl hapis cezası almıştı. Neyse ki ceza Yargıtay'dan döndü.
Büyükada Davası'nda yargılanan, Türkiye'nin en geniş kadın sivil toplum örgütleri platformu olan Kadın Koalisyonu'nun koordinatörü İlknur Üstün'ün tutuklama gerekçesi ise bilgisayarında bulunan bir Word dokümanında İngiltere Büyükelçiliği’nden bir kadın projesi için fon almaktan ibaretti.
Savcılığın tutuklama gerekçesini yeniden hatırlayalım:
"Büyükelçiliğiniz desteğiyle gerçekleştirmekte olduğunuz" adlı bir word belgesinin yapılan incelemesinde; İlknur Üstün tarafından yazıldığı değerlendirilen yazıda Gender equality, participation in policy making and reporting projesi kapsamında çeşitli giderlerin oluştuğu, bu giderlerin büyükelçilik tarafından karşılanmasının istendiği"
Bu yüzden İlknur Üstün, 4 ay hapis yattı. Beraat kararı alması üç yıl sürdü.
Herhalde İlknur Hanım bunlara çare olması için hazırlandığı iddia edilen İnsan Hakları Eylem Planı’nın AB fonuyla hazırlandığını gördüğünde ya da bir toplantıya katıldıkları için günlerce iktidar medyasında linç edilmiş ve aylarca hapiste yatmış Büyükada davasının diğer mağdurları, dün Cumhurbaşkanı’nın İnsan Hakları Eylem Planı’nın 11 temel ilkesinden en çarpıcısını açıkladığı anlarda kendilerini tuhaf hissetmişlerdir:
"Hiç kimse eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz."
Altına imza atılacak, her karakola, savcılığa, mahkeme salonuna asılacak planda harika görünen bir ilke.
Ne var ki dün Cumhurbaşkanı tarafından açıklandığı saatlerde bile bu ilke Türkiye’nin dört bir köşesinde ihlal edilmekteydi.
Sadece Cumhurbaşkanı'nın bu ilkeyi açıkladığı video haberlerin üstüne, dün bütün gün Cumhurbaşkanı’na hakaret, devlet büyüklerine hakaret, Atatürk’e hakaret, dini değerlere hakaret, attığı bir tweet yüzünden halkı kin ve düşmanlığa tahrik, terör propagandası suçlamalarıyla gözaltına alınmış, hapiste yatmış hala davası devam eden insanlar sonu gülümse işaretiyle biten yorumlar bıraktılar.
Mesela Manisa CHP eski gençlik kolları başkanı Gülşah Durbay, bu haberlerden birinin üstüne şöyle yazdı:
"Bu açıklamadan tam 20 dakika önce Tayyip Erdoğan hakkında yaptığım bir açıklama sebebiyle 11 ay 20 gün hapis cezası aldım, tweete bakıp bakıp gülüyorum :)"
Durbay, Gezi Olayları'nın 7. Yıldönümü için yaptığı bir açıklamada Cumhurbaşkanı'na "Diktatör bozuntusu" dediği için bu cezayı almış. Cezası beş yıl ertelenmiş.
Cumhurbaşkanı’nın "Hiç kimse eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz" dediği saatlerde, Boğaziçi Üniversitesi protestolarına katıldıkları için ev hapsi cezası alan Doğukan ve Cihan'ı arkadaşları özgürlüklerin yoksun bırakıldıkları apartmanda ziyaret ediyordu.
Yine aynı saatlerde Urfa’da Köklü Değişim Dergisi’nin "Hilafet'i Kurun" sayısını dağıttıkları için sabah evlerinden gözaltına alınan 11 kişi ifadelerinin alınması için Emniyet'te beklemekteydi.
Geçen yaz attığı "Diriliş Ertuğrul ve Kuruluş Osman'dan sonra şimdi de TRT'de Uyanış Selçuklu başlıyor. Sırada; Bayılış Yavuz, Ayılış Fatih, Yatış Kanuni, Kalkış 4.Murat, Sızlayış Abdülhamit, Yalvarış Vahdettin var" tweeti yüzünden evinden ağır silahlı ve zırhlı araçlı polisler tarafından gözaltına alınmış, "suçtan mağdur olan: Osman Padişahları" yazan komik bir davada yargılanan Vanlı gazeteci Oktay Candemir ise daha yeni kovuşturmaya gerek yoktur kararını alabilmişti.
Okuduğu şiir yüzünden hapse atılmış Cumhurbaşkanı’nın İnsan Hakları Eylem Planı’nda bu ilkeyi okuduğu günden bir gün önce, bir süre tutuklu da kalan Mimar Sinan Üniversitesi öğrencisi Beyza Buldağ hakkında ise Boğaziçi protestolarına destek için Whatsapp grubu kurarak, 18 tweet atarak ve Tevfik Fikret şiiri paylaşarak halkı kin ve nefrete tahrik ettiği suçlamasıyla hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2008'de Başbakan iken bu kuru kuru yazılmış ilkeden çok daha ileri sözlerle ifade hürriyetini savunuyordu.
En unutulmazı Kültür ve Turizm Bakanlığı "2008 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü"nün Çetin Altan'a layık görüldüğü törende yaptığı konuşmaydı.
1 Şubat 2009'da kendi elleriyle ödülü Altan'a vermiş, onun uzun konuşmasını sahnede ayakta dinlemiş ve sonra da onun yanında şöyle demişti:
"Üzülerek söylemeliyim ki yakın tarihimizde düşüncenin serüveni meşakkatli bir yolculuk olmuştu. Farklılıkların kabulü kolay olmamış, kemikleşen önyargılar tahammülsüz anlayışlar düşünceyi ağır şekilde cezalandırmış ve bedelini bütün Türkiye ödemek zorunda kalmıştır. Bu yolcukta direnç gösteren, bedel ödemek pahasına düşünce sevdasından vazgeçmeyen, otoriter anlayışlara boyun eğmek yerine gerçeği söyleyen aydınlarımızın yazarlarımızın öncülüğü büyük önem taşıyor. Hiç kuşkusuz onlardan birisi Çetin Altan’dır... Eleştirel akıl olmadan, eleştiriye tahammül olmadan yol alamayız. Söz olmadan, yazı ve fikir olmadan uygarlık iddiamızı gerçekleştiremeyiz. Farklı düşünmek asla birbirimizi anlamaya, en azından anlama çabasına mani olmamalı. Demokrasinin temeli tahammül duygusudur. Bugün mutlulukla ifade ediyorum ki Türkiye ne Çetin Altan’ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran ve düşünceyi mahkûm eden bir Türkiye’dir, ne de Nâzım Hikmet'i 12 yıl boyunca hapishanelerde tutan Türkiye'dir."
Bu ödülden altı yıl sonra Çetin Altan hayatını kaybetti.
Neyse ki gökkubbe altında böyle sözler edilmiş Türkiye’de iki yıl sonra iki oğlunun sadece konuşmaları ve yazılarından ibaret delillerden oluşan suçlamalarla tutuklandıklarını görmedi.
Ahmet Altan hala hapiste.
Dün 71’inci yaşına hapishanede girdi.
Hapishanede beş yıla yakın geçirmesine neden olan suçlamalar televizyonda yaptığı bir konuşma ve bir kaç yazısından ibaret.
Bizzat Anayasa Mahkemesi Başkanı ve beş AYM üyesi bu konuşma ve yazıların suç olmadığını AYM'nin Altan kararına yazdığı şerhde açık açık yazdılar.
71. yaşına hapishanede giren Ahmet Altan, muhtemelen koğuşundaki televizyondan haberleri izlerken Cumhurbaşkanı’nın İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklarken "Hiç kimse eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz" sözüne geldiği anda gülümsemiştir.
Belki doğum gününde televizyonunda olan kanallardan biri de 2018 yapımı şimdiden kültleşen Ölümlü Dünya filmini gösterir.
O kült sahneye o da hepimiz gibi kahkahalarla güler:
"Başka bir yerde mi dayak yedim ben?"
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025