Yıldıray OĞUR
O video bir iletişim kazası değildi.
Nerden mi biliyoruz?
Kültür ve Turizm Bakanı ile Dışişleri Bakanı’nın son iki ayda yaptıkları açıklamalardan.
Önce 27 Nisan’da Antalya Belek’te bir otelde düzenlenen Türkiye-Ukrayna Turist Hakları ve Turizm Güvenliği Alt Çalışma Grubu toplantısına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, karşısında turizmciler ve Türkiye’ye turist getirmesi beklenen yabancı tur operatörlerini görünce bakandan çok bir turizm acentesi sahibi gibi rahat konuşmuştu:
“Kısıtlamalar turistleri kapsamayacak. Bu süreçte turistleri hiçbir zaman kapsamadı. Müze ve ören yerlerimiz onlar için açık olacak. Türkiye’de turist olmak avantajlı oluyor… Türkiye genelinde turizm çalışanlarının hepsini aşılıyoruz. Mayıs sonuna kadar personel aşılanmış olacak.”
Bu yıl turizmde mottonun “turizm personelini sizin için aşıladık” olduğunu bir kere de Dışişleri Bakanı’ndan duyduk
6 Mayıs’ta Berlin’de Alman mevkidaşı Heiko Mass ile kameraların karşısına çıkan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, herhalde kendisini sadece Almanlar izliyormuş zannederek şöyle demişti:
“Biz de Türkiye’de turizm sezonuna güvenli bir şekilde girebilmek için elbette halkımızın güvenliğini de sağlamak için bazı ilave tedbirler aldık. 17 Mayıs’a kadar bayram sonuna kadar bir kapanma süreci var. Bunun da faydalarını görmeye başladık. Rakamlar hızlı şekilde düşmeye başladı. Diğer taraftan aşılama sürecimize de hız verdik. Bu aşılama sürecimizde şu anda halkımızın yüzde 26’sından fazlası aşılandı. Aşılama konusunda özellikle turizm bölgelerine ağırlık verdiğimiz gibi tüm turizm çalışanlarını, otellerde, restoranlarda, şoförler, havaalanlarında çalışanlar, aynı şekilde tur rehberleri dahil turistin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız.”
Bakanın daha sonra yaptığı, “turist derken sadece yabancı turisti niye düşünüyorsunuz, yerli turist yok mu” tevili bile “turist için aşılama” stratejisi içinde kalan bir açıklamaydı.
Zaten aynı açıklamada Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin tam kapanmaya girmesini anlatırken büyük bir dürüstlük içinde sözlerine “Biz de Türkiye’de turizm sezonuna güvenli bir şekilde girebilmek için” diyerek başlamış, hemen sonra hafif bir telaşla “elbette halkımızın güvenliğini de sağlamak için” cümlesini ekleyip, turist olmayan sıradan vatandaşların gönlünü –de ekiyle almaya çalışmıştı.
Bir ay arayla hem Turizm Bakanı’nın hem de turizmle Antalya milletvekili olarak yakından ilgili Dışişleri Bakanı’nın farklı cümlelerle “Turistin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız” mesajını vermesi herhalde tesadüf değildi.
Nitekim Mart ayının ortasında Kültür ve Turizm Bakanlığı, “Güvenli Turizm Programı” kapsamında turizm sektör çalışanlarının öncelikli olarak aşılanması için Sağlık Bakanlığı ile “Turizm Personeli Aşılama Kayıt Sistemi”nin hayata geçirildiğini duyurmuştu.
Sadece Anadolu Ajansı’nın İngilizce haberleri, Daily Sabah ve TRT World yayınlarına bakınca bile bu mesajın Türkiye’nin turizmdeki bu yıl alamet-i farikası olarak vurgulandığını görmek mümkündü.
O haberlerden birini okuyalım:
“Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Ülkay Atmaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk turizminin salgın sürecinde de aldığı tedbirlerle dünyaya örnek olduğunu ifade etti: “Öncelikle turizm çalışanlarının da aşılanmasıyla daha güvenli turizm için rakiplerimizin bir adım önünde olacağız. Turizm personelinin aşılanması, rekabette Türkiye’ye avantaj sağlayacak.”
https://www.aa.com.tr/en/latest-on-coronavirus-outbreak/turkey-drive-to-vaccinate-tourism-workers-draws-praise/2175687
Aşılamada turizm bölgelerine öncelik verme hedefinin sonuçlarını, Türkiye’de illere göre aşılama ortalamalarına bakınca bile görmek mümkün.
En az bir doz COVID-19 aşısı uygulananların Türkiye genelindeki oranı yüzde 17,27 iken bu oran; Çanakkale’de yüzde 28,72, Balıkesir’de yüzde 27,89, Muğla’da yüzde 26,97, İzmir’de yüzde 22.32, Antalya’da yüzde 20.42.
Aynı oran İstanbul’da yüzde 15.73, Kayseri’de yüzde 17, Diyarbakır’da yüzde 7.5.
https://www.trthaber.com/haber/saglik/nufusa-gore-en-cok-asi-yapilan-iller-hangileri-579008.html
“Önce turizm, önce turistler” anlayışının çarpık örneklerini, tam kapanma döneminde Ukraynalı turistlerden heves edip denize giren vatandaşın başına gelenlerden zaten görmüştük.
Görmeyenler AFP muhabiri Bülent Kılıç’ın meşhur fotosundan gördüler.
Yani ciddi bütçeli, profesyonel reklam ajansı prodüksiyonu olan o reklam filmi, cin fikirli bir reklamcının ya da bir Turizm Bakanlığı bürokratının fikri değildi.
“Tadını çıkar, ben aşılandım” maskeli turizm çalışanlarının gösterildiği o reklam filmi bu yıl devletimizin resmi turizm politikasıydı.
Peki bu muhteşem fikir, turizmde Türkiye’nin rakibi olan diğer ülkelerin aklına gelmemiş olabilir mi?
Dün Yunanistan, İspanya, İtalya’nın bu yılki turizm tanıtım kampanyalarında pandemi nedeniyle turistlere hangi güvenceleri sunduklarına baktım.
Tabii bütün ülkeler turizm sektörünü bitme noktasına getiren sağlık endişelerini gidermek için özel çaba gösteriyor, en güvenli tatil destinasyonunun kendileri olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Yunanistan, bunun için “Greece Health First” (Yunanistan için önce sağlık) sloganını kullanıyor, bu adla bir de site açılmış. Reklam filmleri çekmişler. Ama hiçbir yerde “turizm çalışanlarımızı aşıladık” dememişler, aşılanan turizm çalışanlarına bir işaret takmak akıllarına gelmemiş.
İtalya’nın sloganı ise “Travel to Italy, Travel Responsibly”. “İtalya’ya seyahat edin, sorumlu seyahat edin.”
Reklam işlerinde iyi olan İtalyanların aklına da “herkesi aşıladık, gelin” demek gelmemiş.
“Travel Safe” sloganıyla özel bir site açan ve reklamlar yapan İspanya’nın, Fransa’nın, vatandaşların çoğunu aşılamış İsrail’in, her şeyi turizm olan Tayland’ın aklına da ilk gördüğüm reklam filmlerine bakılırsa “aşılı turizm personelini” bir koz olarak kullanmak gelmemiş.
Hatta Avrupa ülkelerinin turizm tanıtım sayfalarında “biz aşılandık, her yeri strelize ettik” yerine turistlere uymaları gereken kuralları hatırlatan kampanyalara ağırlık verilmiş. Herhalde bu konudaki ciddiyetlerini böyle göstermeyi tercih etmişler.
Peki, “çalışanlarımızı aşıladık” yüzlerine de ‘Ben aşılandım’ maskesi taktık” gibi ‘yaratıcı’ bir fikir onların aklına gelmemiş olabilir mi?
Ya da şöyle soralım; herkesin ilk aklına gelecek böylesine cin bir fikir, niye onlarda değil de bizde bakan açıklamalarına, resmi turizm politikasına ve nihayet izleyen herkesi utandıran bir reklam kampanyasına dönebildi?
Neden o reklam filminin yaratım ve yapım aşamalarında kimse “bu da vatandaşa ayıp olur artık” demedi ya da diyemedi?
Herhalde bunu sadece mesleki deformasyonla, Türkiye’nin en büyük tur operatörü sahibinin Turizm Bakanı ve ülkenin en önemli turizm merkezi olan Antalya milletvekilinin Dışişleri Bakanı olmasıyla açıklayamayız.
Çünkü turiste ayrıcalıklar vaat ederken kendi vatandaşının haysiyetini düşünmemenin cevabı turizmde değil, siyasette.
Devlet ile vatandaş arasındaki mesafeyi her geçen gün açan hikmet-i hükümet anlayışında.
Vatandaşların ne düşündüğü ve ne hissettiğinin artık devleti yönetenlerin çok umurunda olmamasında.
Hatta devleti yönetenlerin vatandaşlardan “aşılandım ben” maskesi takmayı bile bir vatanseverlik olarak görüp, içlerine sindirmesini beklemesinde.
Yani özetle bu reklam filmindeki yüzsüzlük düzeyini, artık vatandaşların devlet üzerindeki ağırlığının, otoritesinin, yaptırım gücünün azalmasıyla, demokrasinin zayıflamasıyla, Ankara’da “vatandaş ne der” kaygısının hızla yerini, “devlet ne derse güzel der” anlayışına bırakmasıyla açıklayabiliriz.
Devletin ali çıkarları karşısında vatandaşların haysiyetlerinin rahatça teferruat olarak görüldüğü, bakanların, bürokratların halka değil sadece kendilerini atayana hesap verdiği ve sorumluluk hissettiği bir rejimde, sosyal medyada insanlar tepki gösterene kadar da kimse “bu da ayıp olur artık” demez, diyemez zaten diyemedi.
Öyle olunca da en liberal, en küreselcilerin bile yüzünü kızartan böyle bir reklam filmini yaptırmak, en milliyetçi, en dünyaya meydan okuyan, en yerlilik, millilik iddiasındaki bir iktidara nasip oldu.
Bu reklam filmi, izleyen Washington Post muhabirine bile “Türkiye’nin reklam kampanyası adeta sömürge zihniyetini andırıyor” dedirtti.
Milletin karar mekanizmalarındaki değerinin düştüğü bir ülkede karar vericilerin dilindeki milliyetçilik seviyesinin yükselmesinin, millete bir faydası olmadığını bu reklam filmi net biçimde gösterdi.
Hatta böyle bir devlet zihniyetiyle devletin çıkarları de korunamaz.
Vatandaşlarını “Ben aşılandım” maskesiyle öne sürüp turist çekeceğini zannederken, iyi bir devletin alması gereken kararlar zamanında alınmadığı için elinden Şampiyonlar Ligi maçı, Formula 1 yarışı alınır, bütün dünyaya hiçbir maskenin örtemeyeceği, milyon dolarlık reklam kampanyalarıyla düzeltilemeyecek, resmi hesaplardan silinemeyecek bir fotoğraf verilir.
İşte devletin çıkarlarıyla, vatandaşların haysiyeti arasında ancak demokrasi sayesinde ayakta kalabilecek hem devletin hem de vatandaşların menfaatine böyle hassas bir denge var.
Maalesef son yıllarda bu denge biz vatandaşlar aleyhine ve devlet lehine çok bozuldu. Elimizde sosyal medya ve bir oy hakkı dışında pek bir şey kalmadı.
Devletin yüzümüze “Ben aşılandım, keyfini çıkar” maskesi takıp, yabancılara reklam yapmasını engelleyen rejime de demokrasi diyoruz.
Haysiyetimizi korumak için önce demokrasiye ihtiyacımız var.
Yazarlar
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025