Yıldıray OĞUR
Sovyet Devrimi, 150 milyonluk ülkenin 110 milyonu köylülerden oluşan Rusya’da 30 bin mensubu olan Bolşevikler tarafından yapılmıştı.
Halbuki teoriye göre devrimi işçi sınıfının yapması gerekiyordu.
Devrim kendi özel şartlarında başarılınca at arabaya koşuldu ve Rus köylü sınıfından bir proletarya yaratmaya çalışıldı.
Bu toplum mühendisliği projesinin önünde büyük bir engel vardı: Toprak sahibi köylüler yani “kulaklar.”
Kulaklar şehirlere göç edip üretime işçi olarak katılmıyordu, bir ara sınıf olarak daha yoksul köylüleri de sömürüyorlardı. Tarım alanlarının kolektivizasyonu önünde de en büyük engeldiler.
Kısa sürede kulaklar bir nefret objesine dönüştü. Lenin onlar için “kıtlıkta semiren kan emiciler, vampirler, vurguncular, halkın malını yağmalayanlar” dedi.
1930 yılına gelindiğinde hızlı kalkınma hamlesi için 8.5 milyon köylü şehirlere işçi olarak getirilmişti.
Ama esas radikal hamleyi kalkınma hızını daha da hızlandırmak isteyen Stalin yaptı.
1930 yılında Politbüro kulak sınıfının tasfiyesine karar verdi.
Stalin, “Elimize kulaklara karşı bir saldırı yürütme şansı geçmiştir; dirençlerini kırıp onları sınıfça ortadan kaldırabiliriz” diyordu.
Bahsedilen bir kaç yüz kişi değildi. 4 milyon insandı. Önce hayvanlarına el konuldu. Bazıları hayvanlarını vermektense öldürdü.
Bu toplum mühendisliği projesine direnen 30 bin kulak öldürüldü. 2 milyon kişi Sovyetlerin ücra yerlerine sürüldü. Önemli bir kısmı da 1930 yılında kurulan Gulag’lara (Çalışma Kampları Yönetimi Baş İdaresi) atıldı.
Durup dururken kulakların gulaglarda biten hikayesini akla düşüren Türkiye’de ekonomiyi teoriye uydurmak için inatla yapılanlar...
Neredeyse Türkiye’deki bütün iktisatçılar hatta sıradan vatandaşlar bile Merkez Bankası’nın faizi düşürmesinin kuru yükselttiğini, kurun yükselmesinin enflasyonu yükselttiğini ve sonuçta bu ikisinin hepimizi fakirleştirdiğini söylüyor ve bu karara itiraz ediyorlar.
Ama bu itirazların hiçbiri işe yaramıyor.
Bu kuru inadın sebebi hakkında artık makul bir eleştiri duymak da zorlaşıyor.
Karar açıklandığında Twitter’da aralarında ekonomistlerin de olduğu yüzlerce kişi ancak “yazık” yazabildi.
Televizyonlarda kararı duyunca “Aaa” diye şaşkınlığını gizleyemeyenler oldu.
Merkez Bankası eski baş ekonomisti “Dibin de dibi varmış” diye yazdı ve bundan sonra artık faiz tahmini yapmayacağını açıkladı.
“Kendi ayağımıza kurşun” diyenler, “Ülke gözümüzün önünde batıyor” diyebilenler... Hatta en popüler ekonomi profesörlerinden biri artık sadece noktalama işaretleriyle olanlara tepki veriyor.
Peki gerçekten de bu kararlar sadece cehalet, rasyonalite kaybı, ve inattan mı ibaret mi?
Bu irrasyonalite içinde bir ideoloji, tercih, rasyonalite yok mu?
Sonuçta kaderinin oylanacağı bir seçime doğru hızla ilerleyen bir iktidar var karşımızda.
Herhalde sürekli kendi ayaklarına sıkarak seçimlere hazırlanmıyorlardır.
Kararların arkasındaki tercihin, ideolojinin Cumhurbaşkanı’nın faizin haram olmasına olan itikadi bağlılığı ve bunu doğrulayan faiz-enflasyon tezi olduğu hep söylendi.
Ama herhalde Cumhurbaşkanı’nın bu tezlerini destekleyen daha dünyevi tezler, bu kararların iktidar için, ülke için de hayırlı olduğunu düşünmesini sağlayan başka rasyonel açıklamalar da olmalı.
Bazıları iktidarın kuru yükselterek beşli çete ve belli bir rant çevresini mutlu ettiğini iddia ediyor.
Ama beşli çetenin oy sayısı eğer 5 milyon değilse bunun seçimlere doğru mantıklı bir su-i zan olduğu söylenemez.
Peki o halde bu doktorların ne dediğini dinlemeden bitkisel ilaç tedavisinde ısrar eden alternatif tıp reçetesi gibi alternatif ekonomi reçetesinin arkasında ne var?
Tabii ki ekonomik değil, ideolojik tercihler.
Cumhurbaşkanı’nın aktif ekonomi danışmanlarının tamamı ideolojik olarak piyasa ekonomisine şüpheci isimlerden oluşuyor.
AK Parti’nin aks değiştirmesinin çok öncesinden itibaren bu isimler Batı ve kapitalizm karşıtı tezleri savunmaktaydı.
Bazıları milliyetçilik ve ulusalcılıktan, bazıları ise sosyalizmden geliyor.
İslamcı, Milli Görüşçü bir ailede büyüyen eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da bu tezlere yakın bir isimdi.
Wikileaks’in yayınladığı mail kutusuna bakılırsa Albayrak, 2005’lerden bu yana sıkı bir Yiğit Bulut okuruydu.
Bulut’un AK Parti’ye yönelik e-muhtıraları bile savunduğu zamanlardan gelen bir ideolojik ortaklık bu.
Daha sonra “faiz lobisi” gibi tezlerle bu bir siyasi ortaklığa da dönüştü.
Nitekim Albayrak, henüz milletvekili yada bakan olmadığı 2014 yılında Sabah gazetesinde yazdığı “Mektebin Alaylısı” başlıklı köşe yazılarında bu ideolojik tercihini açıkça göstermekten çekinmedi.
Örneğin Eylül 2014’te o günkü Merkez Bankası’nın “laf dinlemeyip”, faiz artırımında ısrar etmesini eleştirmek için yazdığı “Başka merkezin bankası” başlıklı yazısında şöyle demişti:
“Kurumla ilgili bazı sıkıntılar artık Ankara'yı aşmış tüm Türkiye'de konuşulur olmuştur. Burada hakikaten samimiyetle iyi şeyler yapmaya çalışan bazı şahısları tenzih ederim. Ama bazılarının hangi amaca hizmet ettikleri gayet endişe verici. Peki ya suya sabuna dokunmadan, hiçbir konuda insiyatif almadan, fikir beyan etmeden ülkenin bu kadar önemli bir kurumunda koltuk işgal edenlere ne demeli? Bu kurumdan beklenen başka odak ve merkezlerin bir şubesi gibi hareket etmemeleri, artık Yeni Türkiye'nin bir kurumu olarak düşünsel ve kurumsal merkezlerine ülkenin menfaatlerini koymalarıdır.”
Sadece Merkez Bankası’nın dış güçlere hizmet ettiğini düşünmüyordu, o yazılarda eski bakanın sıkı bir Çin hayranı olduğu, Çin’in kalkınma modelini hararetle savunduğu, hatta Uygur meselesinin gündeme getirilmesini bile Çin ile Türkiye’nin ilişkilerini bozmak isteyenlere bağladığı görülebiliyordu.
Kendi ülkesinin Merkez Bankası’nın bile küresel güçlerin emrinde olduğuna, ülkesinin aleyhine çalıştığına inanabilen bu komplocu bakış, 2014’den sonra ekonomi yönetimine tazyikte bulunmaya başladı. Bu tazyik sonucunda sırayla Erdem Başçı, Ali Babacan, Mehmet Şimşek, İbrahim Çanakçı gibi isimler sistemden tasfiye edildi.
Ve bu “mektebin alaylısı” kadrosu 2018’de ekonominin başına geçti.
Albayrak’ın katıldığı meşhur televizyon yayınında politikalarını savunurken sağ yumruğunu havaya kaldırıp heyecanla “Devrim” demesi boşuna değildi.
Sahiden de küresel sisteme, kapitalist güç odaklarına karşı mücadele ettiğini düşünüyordu.
Bu ‘devrimci’ mücadelenin ülkeye maliyeti ise malum...
Bu maliyet taşınamaz hale gelince Albayrak istifa etti ve Naci Ağbal ve Lütfü Elvan ikilisiyle yeniden klasik piyasacı ekonomi politikalarına geri dönüldü ama bu da kısa ömürlü oldu.
Çünkü Cumhurbaşkanlığı’nda Cumhurbaşkanı’nın itikadi nedenlerle doğruluğundan şüphe etmediği ekonomi tezleri ile bu tezlere uygun dünyevi alternatif ekonomi tezler üreten danışmanlar arasında mükemmel bir ideolojik harmoni oluşmuştu ve bu alternatif bir evren yaratmıştı.
Bu evrende Türkiye’yi yüksek faizle yavaşlatmaya çalışan, faiz batağına sokmaya çalışan küresel güç odaklarına karşı mücadele edilmekteydi.
Bu mücadeleye katılmayan ve ısrarla klasik ekonomik tezleri ileri süren herkes de bu küresel çevrelerin “adamı” damgasını yiyordu.
Yıllar içinde bu damgayı ekonomi bakanları, Merkez Bankası başkanları, bankanın yöneticilerinin de içinde olduğu üst düzey bürokratlar ve tabii ekonomistler yedi.
Bugünlerde de bunca ekonomist faizlerin düşürülmesinin yanlış olduğunu söylerken, Cumhurbaşkanı Beştepe’de güvendiği ekonomi danışmanlarından şunları duyuyor:
“Merkez Bankası, enflasyon hedeflemesi yaptığı için faiz aracını güçlü bir şekilde kullanarak öncelikle TL’yi gereğinden fazla değerli tuttu bu sürede... Yüksek faizle tahkim edilmiş bir sıkı para politikasının enflasyonu önlemenin tek yolu olduğu ezberletilmişti çünkü. Ama bunun dalgalı kur rejimine ters olduğu, bankanın esasında enflasyon değil, kur hedeflediğini kimse söylemiyordu. Çünkü gereksiz değerli TL ithalat ve borç ekonomisi oluşturuyor, ihracatçıyı, sanayiciyi öldürüyordu. Bu arada bankalarda yüksek faizli ve komisyonlu -ama riski en az- tüketici kredileriyle iç talebi ve hane halkı borçlanmasını yukarı çekiyordu. İşletmeler yüksek faizden yatırım yapamıyor, verimlilik düşüyor ve işletme maliyetleri arttığı için enflasyon arz yönlü ve bankalar tarafından şişirilmiş talep etkisiyle de yükseliyordu. Ama bu ekonomi-politikası işsizliği de yükseltiyordu.
Bankacılık kesimi dışarıya kaynak aktarır hale gelmişti. Çünkü banka sisteminin -kamu bankaları dâhil- ihraç ettiği borçlanma kâğıtların uzun vadeli faiz getirisinin ülke büyümesinin üzerinde olmaması gerekir. Eğer bu böyleyse, siz hem dışarıdaki hem de içerideki rantiyeye kaynak aktarıyorsunuz ve ülkeyi yoksullaştırıyorsunuz demektir. Bunun için Türkiye’ye yıllardır ortalama faiz hadlerinin çok altında büyümesi öğütlenmiş ve ülke ne zaman çift haneli büyümeyi yakalama aşamasına gelmişse aşağıya çekilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için faizler yüksek, büyüme düşük diyor. Yüksek faizin bunun için bir soygun mekanizması olduğunu yıllardır anlatıyor.
İşte tam bugün burayı aşacak yeni bir ekonomi programını gündeme taşımamız lazım...”
Bu alternetif tıpvari alternatif ekonomi reçetelerinin ne olduğunu anlamak isteyenler Cumhurbaşkanı’nın en yakın ekonomi danışmanlarından Cemil Ertem’in Milliyet gazetesindeki yazılarına bakabilir.
Bu yazılardaki ekonomi reçetelerinin aslında ne olduğu ve bize maliyetinin ne olabileceğini ise geçen salı günü Karar TV’de Elif Çakır’la birlikte konuk ettiğimiz eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı ve Gelecek Partisi kurucularından Doç. Dr. İbrahim Turhan anlattı:
“Artık geçerliliği kalmamış ama geçmişte 1960-70’li yıllarda bir dönem hakim olmuş bir iktisat görüşü vardır. Enflasyonla büyüme arasında bir ödünleşme vardır. Büyümeyi artırmak istiyorsanız bir miktar enflasyona razı olmanız gerekir. Bu görüşü savunan, bu görüşe yakın bazı danışmanlar olduğunu biliyorum ben Cumhurbaşkanlığı’nda. Şöyle düşünmüş olabilirler. 20-30 enflasyon çok da önemli değil. Biz ne enflasyonlar gördük geçmişte. Yüzde 90-70 enflasyonlar yaşadı bu ülke. Yüzde 20-30 enflasyon kötü değildir. Gerekirse biz tanzim satış mağazaları kurarız. Gıda ürünleri, temel ihtiyaçları ucuza sübvanse ederek, bütçeden gerekirse kaynak aktararak ya da üreticileri satıcıları hizaya getirerek ucuzlatırız. Ücretleri de artırırız. Toplumun bu yüksek enflasyonla bir süre de yaşamasını sağlarız. Yeter ki iktisadi faaliyette bir aksama olmasın. İktisadi faaliyet hızlı artmaya devam etsin. Çünkü seçime gidiyoruz. Bunun için yapılması gereken şeylerden biri de ihracatı artırmaktır. İhracatı artırmak için de zayıf Türk lirası politikası izlemek gerekir. Bunlar için faizleri düşürelim, yatırım, ihracat artsın, bir miktar enflasyon da olsun ziyanı yok. Tabii çok yanlış bir düşünce. Bu yaklaşımın en büyük açmazı yüksek enflasyon, yüksek büyüme yapmıyor. Bunu yıllarca denedik.”
Turhan’ın anlattığı ekonomi modelin basit bir sonucu var; Orta sınıfın çökmesi.
Çünkü bu teze göre Türkiye ucuz üretim üssü haline gelecek.
İnsanlar da ucuz maliyetli işçiler olarak bu üretim sektöründe iş bulmaya başlayacak. Yani tüketici, hizmet sektörlerinde çalışan maaşlı orta sınıf, işçi sınıfı haline gelecek. Enflasyon ve kur yüksek olduğu için de orta sınıfın yaşam tarzı değişecek.
Türkiye’nin Çin’in yerine bir üretim ve tedarik üssü olmasından duyulan heyecan zaman zaman gazete haberlerine de yansıyor.
En son Sabah gazetesi geçen hafta bu heyecanı paylaşan bir haber yaptı:
“Avrupa'da enflasyonu 13 yılın zirvesine çıkaran, ABD ve Çin'de üretimde aksamalara neden olan tedarik zincirindeki kopuşlar, dünya devlerinin gözlerini Türkiye'ye çevirmesini sağladı. Son dönemde artan küresel nakliye fiyatları nedeniyle özellikle Avrupalı yatırımcıların yoğun ilgisiyle dikkati çeken Türkiye, coğrafi konumu, ulaşım ağı, demografik yapısı ve yatırımcılara sunduğu kolaylıklarla öne çıkıyor. Salgın ile birlikte uzun mesafe taşımacılık maliyetlerinin katlanarak artması, pek çok yabancı uluslararası şirket için konum ve maliyet avantajı sunan Türkiye'yi cazip bir yatırım ve üretim merkezi haline dönüştürüyor.”
https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2021/10/22/dunyanin-yeni-tedarik-ussu-turkiye
Peki iktidar orta sınıfları vuracak böyle bir ekonomi modelini neden benimsiyor?
Çünkü bu yönetim anlaşışıyla artık daha eğitimli ve şehirli orta sınıfları ikna etmesi mümkün değil.
Orta sınıflar bugün Türkiye’de en çok bağıran, en çok muhalefet eden kesim. Sosyal medyayı aktif kullanıyorlar ve seslerini çıkarıyorlar.
İktidar uzun süredir hem söylemini hem de medyasını buna göre ayarladı. O yüzden iktidarın propaganda dili ve medyası, artık kendisine yakın orta sınıflara bile çiğ gelen bir din, vatan, bayrak, ezan, hainler diskuruna saplanıp kaldı.
Çünkü artık hedef kitle itiraz eden orta sınıflar değil.
Peki alt sınıfların bundan ne karı olacak.
Ucuz üretim üssü olmak işsizliği de azaltmak demek.
Hiç maaş almayan bir işsiz için düşük ücretli iş sahibi olmak bir kazanım. Herhalde hesaplanan bu.
Zaten üretim ve ihracattaki artışla en üst sınıfların da memnun edileceği düşünülüyor.
Olan ise bugün ve yarın orta sınıflara olacak.
Yani iktidar seçime doğru giderken orta sınıflardan ümidini kesmiş görünüyor. Ekonomideki kararlar da buna göre alınıyor.
O irrasyonalitenin içindeki rasyonalite bu olabilir.
Neyse ki “Silivri soğuktur” dışında bir gulag korkusu yok.
Seçimin kaderini de bu orta sınıfların tepkisi belirleyecek.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları






































































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025