Ali BAYRAMOĞLU
Günter Seufert iyi Türkçe konuşan iyi bir Türkiye uzmanı, Berlin’deki Uluslararası Güvenlik İşleri Enstitüsü’nün kıdemli araştırmacısıdır.
Bu enstitünün internet sitesinde “Erdoğan’ın ip cambazlığı…” başlıklı ilginç bir değerlendirme yayınladı. Makalede hem dış siyaset bakımından bir Erdoğan okuması yapıyor hem son gelişmelerle Türkiye’nin yeniden Batı’ya yönelmesini, bunun nedenlerini ve Batı için sunduğu imkanları ele alıyor.
Seufert’in Erdoğan ve dış politika değerlendirmesini birlikte okuyalım:
“2016’daki başarısız darbe girişiminden bu yana, Erdoğan Putin’in de yardımıyla kendisini ABD’den bağımsız - ve hatta bazen ona karşı - konumlandırmayı başardı. Kilit kimi dış politik konularda ABD ve AB’den bağımsız pozisyon alabildi. Moskova’yla birlikte Suriye ve Azerbaycan’da Batılı aktörleri marjinalleştirmeyi sağladı. Libya ve Doğu Akdeniz’de Türkiye, AB üye devletlerinin bir rakibi, hatta bir hasmı olarak hareket ediyor (…) Erdoğan’ın Rusya ile yakınlaşması, onu Batı’dan stratejik özerklik hedefine çok daha yaklaştırdı. Türkiye, küresel rekabetin cepheleri arasında ustaca manevralar yaptı ve böylece sadece birkaç yıl içinde erişim ve nüfuzunu önemli ölçüde genişletebildi. Erdoğan Batılı devletlere karşı daha çatışmacı tutum alıyor. Hükümet basını yıllardır Rusya’yı olumlu, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’yı olumsuz tasvir ediyor.
Bu politikaların kamuoyu üzerinde bir etkisi olmadığı da söylenemez: Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından yaklaşık bir ay önce, ünlü bir kamuoyu araştırma enstitüsü tarafından yapılan bir ankette, yüzde 39 dış politikada Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’yle işbirliği yerine Rusya ve Çin ile işbirliğini tercih ediyordu..
Günter Seufert’ in bu tespitlerini özellikle alıntılamamın nedeni, bu tür bir okumanın Türkiye’de, Türk intelijansiyasında, muhalif kesimlerde, basında ve partilerinde pek az yapılıyor olmasıdır.
Türkiye’de muhalif aktörlerin çoğunluğu kendi ülkelerine kapalı bir körfez gibi bakıyorlar. Güç-siyaset-başarı arasındaki, veya dış ve iç dinamikler arasındaki köprüleri hafifsiyorlar. O zaman kamuoyu araştırmalarında hala neden Erdoğan ve partisinin “enflasyon-ekonomik kriz-hukuksuzluk-başarısızlık” denklemi içinde açıklanamaz hale geliyor.
Seufert tipi okumalar dış gözlemciler tarafından sıklıkla yapılır.
Bu köşede de sıkça söylediğimiz gibi Erdoğan’ın anlattığı siyasi hikaye ile imajı bu tür okumanın tam merkezine oturuyor.
Göç baskısı altında ve Batı’nın ufuk olmaktan uzaklaşmasıyla birlikte, bireysel tutumlarda milli sınırlara vurgunun yükseldiği, örneğin Suriyelileri ana öteki görme eğiliminin doğduğu, Avrasyacılığın baş gösterdiği bir konjonktür ile Erdoğan politikaları kesişiyor.
Günter Seufert, değerlendirmesinin ikinci bölümünde, Erdoğan’ın Ukrayna savaşıyla birlikte bu tahterevalli oyununu tam bozmadan ,ihtiyatlı biçimde Batı’ya yaklaştığını vurguluyor ve Batı “bunu bir fırsat olarak görmeli” diyor…
Türkiye’nin Batı’ya yaklaşmasının nedenlerini şöyle sıralıyor:
“Batı, Soğuk Savaş’tan bu yana görülmemiş bir birlik ve kararlılık gösteriyor ve yaptırımları Rusya’nın dünyadaki konumunu baltalıyor. Putin başarılı bir devlet adamı ve güvenilir bir ortak olarak karizmasını kaybediyor. Ankara, Putin’in büyük bir Rus imparatorluğu vizyonunun daha fazla savaşı kışkırtabileceğini fark ediyor. Dördüncüsü, Türkiye’nin sarkaç politikasını sürdürmesi giderek zorlaşıyor…”
Nitekim bu istikamette gelişmeler açık…
Ancak bunlar mutlak değil, muğlak…
Erdoğan bu kez ağırlığı Batı’da bir sarkaç politikası izliyor ama iç siyaset söyleminde Batı karşıtı söylemini değiştirmeden…
Yeni denge şimdilik burada oluşuyor.
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025