Ali BAYRAMOĞLU
Soluduğumuz çağ, gücünü geçmişten almayan, yarın adına bugünü feda etmeyen, geleceği bugün içinde kuran bir anlayışın çağı...
Türkiye de bu çağı soluyor, bu çağın dinamikleriyle hemhal oluyor. Sorunları, çözümleri, sıkıntıları, uyum çabaları bu çerçevede...
Ancak aynı Türkiye bir önceki çağdan kalma sorunlara, bir önceki çağın geleneklerine de kendisini kalın bir damarla bağlamış durumda.
Bu açıdan henüz ışıkla aramıza set çeken perdelerin hepsi açılmadı.
Esen rüzgâr dışa açık, ama mevcut yapı kimi unsurlarıyla hâlâ içe dönük...
Bir travmanın etkilerini hâlâ yaşıyoruz.
Ama travma birden çok...
Türkiye bir travmalar diyarı...
Bırakın 1920'leri biz hâlâ yer yer geçen yüzyılın travmasını yaşamaya devam ediyoruz...
19. Yüzyıl'ın başından bu yana, ülke içinde ve dışında gidişat ve değişim hangi istikamette olursa olsun; değişmeyen, yeni sorunlara, yeni durumlara, yeni oyunculara şemsiye görevi yapan çatışma, mekanizma aynı...
Modernliğin 'iki temel unsuru'ndan 'merkezileşme'yi benimseyen, 'farklılaşma'yı ise yok sayan; yani merkezileşmenin katalizörü olan bireyleşmenin önünü tıkayan, buradan hareketle devlet dışında özerk alanların oluşumunu dışlayan bir modernlik uygulamasıyla ikiye katlanan bir travma...
İsteyen istediği kadar bağırsın, yüzeysel bir yaşam biçimini laiklikle özdeş kılsın ve bu tür travmaların hatırlatılmasını kendi varlığına küfür saysın; bu ve bu tür travmalar Türk siyasetinin, Türk sağı ve Türk solunun öyküsü olmuştur.
Türkiye'nin kaderine hükmeden partilerin varlıkları ve politikalarının özünü oluşturmuştur.
Bu travma yüzünden, sağ, tüm toplumsal eşitsizliklerin ve ahlaksal çöküntülerin faturasını Batı modernliğine çıkarmıştır. Batı'yla kültürel, siyasi temas, benzeşme, bu Türkiye'yi, sorunları mucizevî bir şekilde çözmesi beklenen köken mitolojisine, yani içe kapalı milliyetçiliğe ya da türlü köktenciliklere doğru itmiştir.
Sol ise tüm faturayı buraya, bu ülkenin kültürü ve yerel değerlerine çıkarmayı tercih etmiştir. Siyasi açıdan alabildiğine şarklılığın, kültürel açıdan alabildiğine şark karşıtlığının getirdiği yırtılma parçalı, faydacı, devletçi, değişim karşıtı bir söylemin temelinde yatmıştır.
Sonuç olarak kemalizm, islamcılık, ülkücülük, solculuk kültürel ya da ideolojik köken üzerine kurulu tepkilerle siyasallaşmaktan öteye geçmemişlerdir.
Aralarındaki çatışmalarda Batı'yı, Batı modernliğinin kurumlarını parçalı ve keyfi olarak ele almışlar, referans haline getirmişlerdir.
Sokaktaki yansıma da farklı olmamıştır.
Mağdurlar birey haklarından, diğerleri devletten söz etmişler. Biri birey hakkından hareketle bireysiz kamu düzeni söylemini, diğeri farklılaşmayı reddeden insansız bir çağdaşlık söylemini yüceltmiştir. Siyaset ise kişi ve kurumların durumlarına göre bu iki uç arasında pozisyon değiştirmeleriyle can bulmuştur.
Bu düzende, bu zihniyette yerel ve yerli değer aslında mahalli; evrensel değer ise yerel olmuştur...
Çatışma zihinlerde, Şark'ın fiilî otoritesi ile Batı'nın hayalî bireyi arasında yaşanmıştır. Ülke hayalî olandan uzaklaştırıldıkça içine kapanmış. Fiilî olana yaklaştıkça kaosla tanışmıştır.
Bu öykü yıllarca böyle sürdü.
Bunu bu sütunda daha önce de yazdık.
Bugün barış, yeniden yapılanma projesiyle, aşmaya çalıştığımız bir yanıyla budur.
Bu süreçte karşımıza çıkan endişelerin, korkuların, tabuların bir nedeni de budur.
Tekrar da bu nedenledir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025