Ali BAYRAMOĞLU
Sık olur, bir kez daha oluyor.
Türkiye’de birçok siyasi gelişme ve öneri (başkanlık sistemi meselesinde olduğu gibi) derinlemesine tartışmaya, anlama çabasına yol açmadan ya yandaş ya karşıt siyasi algı üzerinden, bir kutuplaşma çerçevesinde ele alınıyor.
Bu durum kimi siyasi hayat açısından tehlikeli “kör noktalar” oluşturuyor ya da “kısmi körlüğe” yol açabiliyor.
Güvenlik-hukuk ya da fayda ilke dengesinde ikincilere dair eksikliklerin siyasi kutuplaşma etrafında kimi toplumsal kesimler tarafından salt partizan nedenlerle savunuluyor olması bu kısmi körlüğün tipik örneklerinden birisini oluşturuyor.
Körlük kimi evrensel değerler, kimi eksik demokratik uygulamalar söz konusu olunca daha da çarpıcı ve rahatsız edici oluyor.
Zira bu noktada tutumlar hızla değişimci reformcu bir siyasetten ya böyle bir siyaseti desteklemekten otoriter bir siyasi duruşu savunmaya dönüşebiliyor.
Bugün karşımızda devlet karşısında siyasi ve sivil alanı genişleten, değişimciliği üstlenen, taşıyan, ancak buna karşın ataerkil siyasi kültürü sosyalleştiren bir iktidar üslubu var.
Tekrara bile gerek yok: Demokrasi sadece siyasi alan genişlemesinden ibaret değildir, demokrasi aynı zamanda bu alanda sivil ve barışçıl değerlerin filizlenmesini gerektirir.
Bu, insani değerlerin insan haklarının meşruiyet kriteri olduğu, yasa ve uygulamaları bu kriterin tanımladığı halin adıdır.
Körlük noktaları ya da onların ideolojik kullanımı...
Neden böyle oluyor?
İki muhtemel yanıtı var sorunun...
Oluyor çünkü muhalefet yok, daha doğrusu değişim, reform, demokratikleşme politikalarında AK Parti’nin alternatifi yok. Muhalefet sadece statükoyu, eski rejimi savunmak, “hayır” demek, olamazı göstermek için var.
Yarı kapalı düzenden yarı açık düzene geçen toplumlarda taşıyıcı tekse, sıkça o taşıyıcının tarzı mutlaklaştırılır. Tek yol fikriyle, hatta demokrasi kavramıyla özdeşleştirilir.
Bizde de öyle oluyor.
İkinci yanıta gelince...
Bu yanıt AK Parti’nin topluma bakış modeliyle ilgili. Değişimcilik ve reformculuk bu modeli değiştirmiyor, sadece maskeliyor.
Nedir bu model?
Uzun yıllardır altını çizeriz:
AK Parti’’nin topluma bakışının bir ayağı “alan-veren etkileşimine dayanmayan”, verenin “hüsnüniyeti”ne bağlı “geleneksel dayanışma” ruhu ve adımlarıyla örülü.
Diğer ayağı doğrudan talep etmeyen ya da talebini oy vererek yerine getiren, farklı eğilimleri olmayan, her doğru adımın herkesi doğru ve aynı yönde etkilediğini varsayan “yekpare millet” anlayışı üzerine kurulu...
Bu bakış, Türk muhafazakârlığına mündemiç bir noktaya gönderme yapar: Siyasetçiyle ve güçle tanımlanan bir siyasete aşırı önem verir...
Böyle olunca bu modelde siyasi bakış sadece doğrular ve yanlışlardan, mutlaklardan ibaret...
Bunlar, değişimden ve demokrasiden yanaysa, şanslısınız...
Aksi halde işler karışıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025