Ali BAYRAMOĞLU
2017 yılı bir karabasanla, İstanbul’da IŞİD’in 39 kişinin hayatına mal olan saldırısıyla başladı.
Oysa 2016’nın son günleri gazetelerde, televizyonlarda, sokaklarda daha az şiddet, daha az terör, daha az baskı temennileriyle geçmişti. 2016 zor yıldı. PKK ve IŞİD bağlantılı terör eylemleri giderek artmış, Türkiye’nin büyük kentlerinde 20 bombalı saldırıda kişi 225 hayatını kaybetmişti.
IŞİD’in 2017’in ilk saatlerindeki vahşi saldırısı, temennileri boşa çıkarmakla kalmadı, ülkede endişe ve soruların artmasına da yol açtı.
Türkiye’yi sarsan şiddet eylemlerinin iki kaynağı var.
İlki, git gide Türkiye-Suriye kaynaklı bir rotaya oturan PKK eylemleri. İkincisi Suriye’yle bağlantılı IŞİD’in eylemleri.
IŞİD eylemleri Türkiye’de 2014’te su yüzüne çıktı. 2014 yılı bilançosu 1 eylem 3 ölü oldu. Rakamlar 2015’te 4 eylem 144 ölüye ulaştı. 2016 (17) yılı ise kayıtlara 7 eylem 167 ölüyle geçti. Türkiye, 2 yılda 11 eylem ve 314 ölümle IŞİD’in açık ara ayrıcalıklı hedeflerinden birisi haline dönüştü.
Bunun üç nedeninden söz edilebilir.
İlk neden IŞİD’in Suriye’de girdiği çatışmaların Türkiye’ye yansımasıyla ilgili görünüyor. Nitekim IŞİD Türkiye’deki eylemleri, 2015 yılında daha çok, Kuzey Suriye’de, Kobane’de savaştığı Kürtleri, Kürt meselesi etrafında yapılan toplantıları ve mitingleri hedef aldı. 2016-2017 ise, özelikle 24 Temmuz 2015’ten itibaren Türkiye ile IŞİD arasında, “taciz ve mukabele” sınırlarını aşan çatışmaların başlamasıyla birlikte görüntü değişti. İŞİD, Türkiye’de büyük kentlere yönelik saldırılara başladı. Hedef, artık turistik merkezler, havaalanları, düğünler ve eğlence yerleriydi.
Bu tablo Suriye’deki savaşın adım adım Türkiye’ye taşınmasını ve kademeli savaş ilanını ifade ediyor.
Nitekim 10 Ekim 2015’te 104 kişinin ölümüne yol açan Ankara Garı saldırısına ilişkin iddianamede, IŞİD’in Türkiye’ye “savaş ilanı kararı” almasına dair kanıtlar yer alıyor. İngiltere merkezli haber sitesi Independent'a konuşan ve eski (IŞİD) militanı olduğu belirtilen kişi, 39 kişinin hayatını kaybettiği Reina saldırısını 'IŞİD'in Türkiye'ye savaş ilanı' olarak niteliyor.
İkinci neden hiç şüphe yok ki, IŞİD’in Türkiye’yi bir cihad alanı olarak görmesidir. İŞİD, her şeyden önce, kendisi gibi olmayan Müslümanları kafir olarak gören, kendi dışındaki Müslüman ülkeleri tağut rejimi (Allaha isyan eden, sapkın) olarak tanımlayan bir hareket. IŞİD için bu anlamda Türkiye hedef bir ülke. IŞİD iddianamesinde, örgütün Gaziantep Emiri ile Suriye’de yaşayan Türkiye sorumlusu İlhami Balı arasındaki yazışmada şu ifadeler yer alıyor: “... PKK, turistik bölge, Türk askeri hiç fark etmez diyor, kardeşim kaç tane istişhadi istersen adam gönderecek. Müminlerin kalplerine su serp kardeşim...”
Eylemler bu açıdan işin sadece bir boyutunu oluşturuyor.
Türkiye’nin Müslüman bir ülke olması, Suriye’yle 911, Irak’la 384 kilometre sınırının bulunması, IŞİD için Türk topraklarının doğal bir genişleme alanı, büyüyebileceği bir rahim, bir lojistik destek merkezi olması anlamına da geliyor.
Coğrafi yapısı, toplumsal dokusu itibariyle Kafkasya’dan Ortadoğu’ya Türkiye IŞİD için büyük yatak ve yaşam alanı. Reina saldırısını yapan kişinin Özbek olması, Türkiye’ye ailesiyle gelip Konya iline yerleşmesi, Türk ve Kafkasyalı IŞİD hücreleriyle ilişkileri bu duruma bir örnek.
Ancak asıl önemli olan husus, IŞİD’in, epey zamandır Türkiye'den de önemli bir katılım sağlamasıdır. Bu selefi grup, Türkiye'nin kimi bölge ve şehirlerinde hücreler halinde etkili bir şekilde örgütlenen, dini radikalizme yatkın kişi ve kesimler için bir cazibe merkezi oluşturan, camileriyle, kahveleriyle, toplantı yerleriyle kamusal alanda kısmen görünür olan bir yapı haline gelmiştir.
Bu konudaki bulgu ve endişeler yeni değil.
21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu Masası Başkanı Doç. Dr. Serhat Erkmen, geçen yıl verdiği bir röportajda saha araştırmalara dayanarak şu uyarıda bulunuyordu:
“Türkiye'den Suriye ve Irak'a cihat etmek amacıyla giden mücahitler, onlara eşlik eden aileleri, yani muhacirler ve onlara lojistik, vs. destek veren kitleyi dikkate aldığımızda son üç yılda gidenlerin ve gidip-dönenlerin toplamda 10 bine yaklaştığını görüyoruz. Bu rakamın içinde sadece eli silah tutanlar değil, onlarla giden aileler ve onlara lojistik destek veren kesimler de var. Gidenlerin yarısından fazlasını, yaklaşık yüzde 60'ını aileler oluşturuyor…”
Gazeteci Metehan Demir, bir yazısında şu istihbari bilgileri aktarıyor:
“Emniyet-güvenlik birimleri raporlarına göre; yurtdışı profesyonel eğitimli, beyin yıkama, hücre organize ve eylem planlama özelliğine sahip yurtiçinde 60 civarında çekirdek kadro var. Bunlar, İstanbul-Urfa-Antep-Hatay-Batman-Adıyaman-Maraş ekseninde sürekli yer değiştiriyor. Yine bu 60 kişilik çekirdek kadroya ek olarak 1800 Suriye’de savaş eğitimi almış, destek unsuru olarak görev yapmış militan var. Suriye’ye gidip gelen IŞİD’in yaşam tarzını benimseyen ve onun yolundan yürümeye hazır Türkiye’deki sayı ise binlerle ifade ediliyor. Bu rakamlar maalesef spekülasyon değil.”
Son terör saldırısında sonra 50’yi aşkın IŞİD şüphelisi gözaltına alındı. Adalet Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre, Türk hapishanelerinde IŞİD’e mensup 520 kişi bulunuyor ve bunların yarısı (246’sı) Türk vatandaşı.
Karşımızdaki resim bu...
Sorun Türkiye bakımından pek çok açıdan son derece ciddi...
Ne var ki AKP ve fiili ortağı MHP’in bu konuya bakışı oldukça düz. PKK ve IŞİD’in saldırılarını, Gülen’in 15 Temmuz darbe girişimini bir arada ele alıyor, bunları Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik planın parçası, bir baskı, hatta üstü örtülü bir savaş olarak açıklıyorlar. Sorunu, farklı boyutlarını ihmal ederek sadece bir tahrik, bir dış düşman meselesi olarak görüyorlar.
Güvenlikçi siyasi iklim ve tedbirler, basın ve özgürlükler üzerindeki baskının artması ve tabiileşmesi de bu çerçevede karşımıza çıkıyor.
Kamuoyu belki bir yandan yükselen milliyetçi dalga eşliğinde şiddete karşı kenetleniyor, Fırat Kalkanı operasyonunu destekliyor. Ancak diğer yandan şiddet ve otoriter siyasi gelişmeler güvensizlik ve endişe duygusunu da körükleniyor.
Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikalar bu duyguları oluşturan nedenler arasında yer alıyor.
Belirtmek gerekir ki, siyasi iktidarın Suriye’de IŞİD’e karşı yürüttüğü, ancak esas olarak o bölgeyi Kürt güçlere kapamak hedefi güden askeri hamleleri, bu çerçevede bu ülkedeki savaşın Türkiye’ye taşınması, toplumun genel olarak farkında olduğu bir durum.
Türkiye’nin IŞİD terörüyle sınavı önemli bir siyasi sınav. Hükümetin söylediğinin ötesinde, daha farklı bir bakışa, önlemlere ve derin bir gözden geçirmeye ihtiyacı olduğuna şüphe yok.
(Al Monitor)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025