Ali BULAÇ
Marksistler sınıfı, sosyalistler toplumu, sol hareketler halkı, milliyetçiler milleti/ulusu yüceltir. Söz konusu doktriner yüceltmelerde sınıf, toplum, halk ve millet masum kabul edilir. Bu sayede doktrini savunanlar isim koydukları grupları temellük eder. Sınıf, toplum, halk veya milletin ahlaki ve hukuki norm ve kurallara göre olması şartı aranmaz. İşçi sınıfı her durumda burjuvaziye karşı yüceltilmelidir; sol ve sosyalist perspektiften toplum ve halk, milliyetçi ideolojiler ve siyasetler açısından da millet öyledir.
Burada sözünü edeceğimiz sınıf, tarihsel manada aşılmazlık duvarlarıyla çevrili, geçişgenliği olmayan ve imtiyazlara mesnet teşkil eden Batı tipi sınıf değil; aksine tarihsel kökleri olmayan, hayli geçişken ve reel manadaki zümrelerden müteşekkil sosyal sınıftır. Modernizasyon politikalarıyla yeniden harmanlanan bir toplumda zaten tarihsel manada sınıflar olmaz. Dolayısıyla Batı’da köleci sınıf serfe ve proletaryaya; efendi de derebeye ve burjuvaziye dönüşürken, bizde zümreler başka şeylere dönüşür, kendi gelenekleri ve asli toplumsal yapılarına zıt kişiliklere ve ahlaklara bürünür.
Türkiye toplumunu üç ana sınıf ve dokuz ara katmana ayırmak mümkün. Ana sınıflar üst, orta ve alt; ara katmanları üst-üst, üst-orta ve üst-alt; orta-üst, orta-orta ve orta-alt; alt-üst, alt-orta ve alt-alt olarak sıralanır.
Köklü ve iyi yöndeki dönüşüm imkânları “orta sınıf”ta mevcut. Her üç katmanıyla orta sınıfı üstündeki ve altındaki sınıflardan ayıran özellikleri var. Üst sınıf devletin koruması ve ayrıcalığıyla sürekli zenginleşmekte; alt sınıf da gelir adaletsizliğiyle yoksulluğuna devam etmektedir. Orta sınıf ise kendi yarattığı kaynakları harekete geçirir. Bu açıdan bir yandan yukarı çıkmak istemekte, diğer yandan alta düşmemek üzere sürekli devinim içinde olmak zorundadır. Orta sınıfın özelliği dinamik olmasıdır. Çelişki gibi görünse de orta sınıf geleneğin taşıyıcısıdır; medeniyet kurucu potansiyele sahiptir; yeni varoluşların kaynaklarını hayırseverliği, infakı ve gönüllü sponsorluğuyla oluşturur. Üst sınıf rehavet sahibidir, keyif ehli ve haz düşkünüdür. Genellikle harcamasını pahalı zevklerine ayırır. Alt sınıfın ise bunları düşünecek takati yoktur.
Marxist teoriye göre üst sınıf yani sermaye oligarşisi kendini tehdit altında hissettiği zaman faşizmi üretir; devleti yücelterek varlığını korur. Ama sömürülen emekçi sınıf da pekâlâ faşizm üretebilir. Üst sınıfın faşizmi rafine, alt sınıfın faşizmi ahmaklık düzeyinde kaba ve yıkıcıdır.
Bir toplum için tehlikeli olan şey orta sınıfın itidalini kaybedip müspet misyonunu unutması, hoşgörüsüzlük gayyasına kapılmasıdır. İslamcı entelektüellerin devlet aydınına kalbedilmesine paralel olarak orta sınıf da manevi-ahlaki dinamizmini besleyen kaynaklarına aldırışsız bir tutuma girdi. Küçük ve orta ölçekli sanayici ve tüccardan oluşan Anadolu orta sınıfı, manevi-İslami motivasyonlarla biriktirdiği enerjiyi harekete geçirip toplumsal merkez adına bürokratik merkezi hukuk ve yüksek medeniyet idealleri doğrultusunda dönüştüreceğine, merkezin kendisini dönüştürme planlarına maruz kaldı. İslami kimliğini muhafazakâr kimlikle değiştirdi; gelir adaletsizliğini kendi lehine sürdürme karşılığında, resmi söylemin provokasyonlarını kolayca kabul etti.
Türkiye toplumu zaten özünde adaletsiz ve hoşgörüsüzdür. Bu büyük ölçüde resmi ideoloji ve emredici-taşıyıcı kurumlarca desteklenen egemen söylemden kaynaklanır. Temel dürtü “güvenlik” olduğundan sivil güçlerin gelişmesine, hele sivil bir din telakkisinin ve pratiğinin gelişmesine izin verilmez. Sahih İslami kimliğini bırakıp muhafazakârlığı seçince, orta sınıf da devletin hoşgörüsüzlüğünü, haşinliğini ve adaletsizliğini “olağan” görmeye başladı.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.10.2025
4.10.2025
28.09.2025
22.08.2025
16.08.2025
7.08.2025
3.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
23.06.2025