Ali BULAÇ
Bugün Müslümanlar, dinleri kendilerine neyi emrediyorsa rahatlıkla aksini yapıyorlarsa, bunun birkaç sebebinden biri, kendilerini Allah’ın seçilmiş ümmeti, sevilen kulları görmeleri; zaten Müslüman olmanın kurtuluş için yeterli olduğunu düşünmeleri, eninde sonunda ahirette nail olacaklarını düşündükleri şefaati garanti belgesi gibi ceplerinde taşımalarıdır.
Yahudi ve Hıristiyanların kendilerinden başka kimselerin cennete girmeyeceklerine ilişkin iddiada bulunmalarının sebebi, kendilerinin Hakikat üzere olduklarını düşünmeleri ve Allah’ın seçilmiş-özel kulları olduklarına inanmalarıdır. Buna kendilerini inandırdıklarından kurtuluşa erdiklerine kesin kanaat getirmiş, dahası buna hak sahibi olduklarına inanmaya başlamışlardır. Bu inanç, onları cenneti tekelleri altına almalarına sebebiyet vermektedir. “Dediler ki: ‘Yahudi veya Hıristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez.’” Bu, onların kendi kuruntularıdır. “De ki: ‘Eğer doğru sözlüyseniz, kesin-kanıtınızı (burhan) getirin.’ Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak (muhsin olarak) kendisini (yüzünü) Allah’a teslim ederse artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (2/Bakara, 111-112)
Yahudilere göre İsrailoğulları “Tanrı’nın seçilmiş kavmidir”; Hıristiyanlar da Kilise’ye bağlandıkları için kurtulmuşlardır zira doktrine göre “Kilise’nin dışında kurtuluş” yoktur. Bu, inanç onları büyük bir yanılgıya sürüklemektedir. Yine Kitap ehli, seçilmiş kavim ve Kilise’ye adanmışlığa endekslenen kurtuluş fikri dolayısıyla suç ve günah işleseler bile, “Cehennemde sayılı günler azab göreceklerini” iddia ederler. (3/Al-i İmran, 24)
Kur’an-ı Kerim, onlardan bunun açık-somut kanıtını, güvenilir bilgi ve belgesini ister (27/Neml, 64). Ama kimin elinde cennete kesin olarak gireceğine ilişkin bir belge olabilir ki! Cennet, Allah’ın mülkü, nimeti ve O’nun rızasına göre dünya hayatını başarıyla tamamlayanların ödülüdür. Söz konusu belge ancak Allah’ın katından getirilebilir. Allah ise kimseye böyle bir belge vermiş değildir. Olsa olsa bu, Yahudi ve Hıristiyanların kuruntuları, boş temennileri olabilir ancak.
Cennete girişin tek bir yolu var. O da “kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak (muhsin olarak) kendisini (yüzünü) Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır.” Başka yol ve yöntem yoktur. “Muhsin” güzellikle ve güzelce davranışlarda bulunan kimseye denir. İhsan’da hem iyilik ve fayda vardır hem de estetik ve şıklık bir arada bulunur. Bunun aşkın bir bilinçle ilişkili olduğunu Hz. Peygamber (s.a.) belirtir: “İhsan, Allah’ı görüyormuşsun gibi O’na ibadet etmendir. Sen O’nu görmüyorsan da O seni görüyor.” (Müslim, İman, 57)
Belirtmek gerekir ki cennet kimsenin tekelinde değildir. Müslümanlar da sadece “inandık, Müslümanız, nasılsa cennete gireceğimize göre dilediğimizi yaparız” diye gaflet içinde olmamalılar. Cennet kapılarının anahtarları sahih iman ve salih amel hammaddesinden imal edilmiştir. Dinin hükümlerini yerine getirmeyen, dinleri ne emrediyorsa tersini yapanlar nominal Müslümanlıklarıyla cennete kesin olarak gireceklerinden emin olamazlar. İman ve salih amelde bulunanlar elbette cennete girecektir, bu yüce Allah’ın vaadidir; ancak cennete giriş ne Müslümanların ne Kitap ehlinin kuruntularıyla olacak iş değildir (4/Nisa, 122-123).
Öyleyse, Yahudiler ve Hıristiyanlar, samimiyetle kurtuluşu istiyorlarsa herkese güzellikle davranacaklar, benliklerini sadece Allah’a tahsis edecekler; soylarına güvenmeyecekler, boş temenni ve hüsn-ü kuruntularla kendilerini avutup kendilerini aldatmayacaklardır. Bu, aynı zamanda üç dini öğretinin (Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet) arasında işaret edilen ortak payda hükmündedir: Allah’a tam teslimiyet ve ihsan ile hareket etmek.
Bugün Müslümanlar, dinleri kendilerine neyi emrediyorsa rahatlıkla aksini yapıyorlarsa, bunun birkaç sebebinden biri, kendilerini Allah’ın seçilmiş ümmeti, sevilen kulları görmeleri; zaten Müslüman olmanın kurtuluş için yeterli olduğunu düşünmeleri, eninde sonunda ahirette nail olacaklarını düşündükleri şefaati garanti belgesi gibi ceplerinde taşımalarıdır. Bir Hıristiyan azizi şöyle demişti: “Tanrı’yı sev ve dilediğini yap!” Müslümanlar da şöyle düşünüyor: “Müslümanlıktan çıkma, her suç ve günahı işle, eninde sonunda kurtulursun.”
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
23.10.2025
13.10.2025
4.10.2025
28.09.2025
22.08.2025
16.08.2025
7.08.2025
3.08.2025
25.07.2025