Ali Saydam
Bence CHP’nin “İnsan kendi kafasına nasıl sıkar” adlı siyaset tarihi belgeseline altın harflerle yazılması gereken konuşmasını, Sayın Bülent Tezcan Bey kameraların karşısına geçmiş yapıyor:
“Yeterli bulunur bulunmaz bu ayrı konudur. Genel Merkezimize teslim edilen imza sayısı 618’dir. 618’in 4 tanesi, notere gitmeden fotokopi üzerinden imza tasdiki yapıldığı için düşüldü. 614… Bunlardan 4 tanesi iki ayrı noterde ikişer imza vermişler. 610… 5 tanesi üyelikten daha önce istifa etmişler. Dolayısıyla kurultay delegeliği kalmamış. 605’dir gelen imza… Bunları hukukçularımız inceledi. 5 tanesinde gündem bütünlüğü yoktu. Hepsinde aynı gündem olması gerekir. Kaldı 600… 600 taneden 31 delege geri çekmiş imzasını. İmza vermek nasıl bir haksa, aynı şekilde noterden geri çekmek de haktır. Kalan kurultay talebi 569 imzadır. Kurultayı toplayacak şart oluşmamıştır. Sayın Genel Başkan’ın da şu anda kurultay toplama konusunda bir iradesi yoktur. Toplamayacağını da ifade etmiştir…”
Belki bildiğiniz, duyduğunuz bir konuşmadır. Ancak tarihe not düşmek için buraya almak istedim.
Bırakın 622’yi, 400 imza toplansa dahi, akıllı bir lider; siyasî iletişim ve ilişki yönetimi adına, safları konsolide etmek üzere, derhal ‘Hodri meydan’ çeker ve kurultaya giderdi. Yukarıdaki bahanelere dayanarak, yasal boşluklara, anti demokratik tüzük numaralarına sığınarak, bir de dostlar alışverişte görsün misali MYK’da ‘eleman’ değiştirerek ‘yırtmaya’ çalışmak, bu durumda siyasî ahlak dışılığa ve siyasî intihara tekabül eder.
Öte yandan muhaliflerin 248 imza toplayarak, partiyi seçimsiz tüzük kurultayına götürme ve orada seçimli kurultay için gerekli 622 imzayı aşağıya doğru revize etme kararları da işin hayli tırmanacağına işaret ediyor.
Muhalif Çağrı Grubu, tüzük kurultayı önerisini tartışmak üzere imzasını veren delegelerle cumartesi günü Ankara’da bir otelde toplanmayı planlıyormuş.
Yeni MYK ve Genel Başkan, Mart 2019’da 10’uncu seçimi de kaybedip 10’da 10 yapmak üzere, bu girişimi engellemek için de çeşitli ‘demokratik’ numaralara başvurabilir tabii… Bir tek şunu hatırlatalım. Belki işe yarar: Siyasî iletişimde haklı olmak, haklı olarak algılanmayı otomatik olarak sağlamıyor…
- Eşitlik mi, adalet mi?
- Bu tartışma insanlık tarihi kadar eskidir… Keşke ikisi de birlikte olsa… Kâğıt üzerinde ne kadar oldurmaya çalışılsa da hayatın gerçekliği içinde mutlaka ki kaymalar oluyor... Tıpkı hakikat ve gerçeklikte olduğu gibi… Beyazı, pembesi dahil hiç yalan söylemeyeceksin. Bu bir hakikattir mesela… Ancak “Hakikatin yarısı, yalanın tamamıdır” sözünden mülhem, bazı şeyleri söylememeyi de yalan gibi görürsek (özellikle çocuklarla ilişkide), hiç yalan söylememiş bir insanoğluna rastlamak pek kolay değildir…
- Bu nedenle eşitliği bozarak adaleti sağlamaya çalışanları da eleştirirken biraz olsun insafı elden bırakmamak gerekir. Çin’deki uygulama konusunda olduğu gibi…
- Medya, haberi “Çin dijital diktatörlüğe ilk adımı attı” diye vermiş.
- Çin, vatandaşlarına davranışlarına göre puan verilecek bir sosyal kredi sistemini hayata geçirecekmiş. İyi bir puana sahip olmayanların toplumda yer bulması zorlaşacakmış. Habere göre, yanlış sitelerde fazla vakit geçiren, doğum kontrol kurallarına uymayan ya da hükümet aleyhine konuşanlar puan kaybedecekmiş.
- İşin bu kadar basit olduğunu sanmıyorum… Trafik kurallarına uymak, çeşitli suçlar, eğitim durumu falan toplanıp bir ‘faktör’ oluşturacaktır herhalde. Bu faktör ise bir gün, mesela insanların vereceği oyla veya işe alınırken ciddi bir rol oynayabilir…
- Anti demokratik bilim kurgu gibi gelebilir insana… Ancak mesela bizim vatandaşlık numarası içindeki bilgileri bir düşünün, o noktadan hiç de o kadar uzakta olmadığımızı göreceksiniz… Ya da sosyal ağlara, bazı programlara, arama motorlarına girdiğiniz anda bıraktığınız dijital ayak izinizi… Bir de hepsinin tek merkezde toplanıp anlamlandırıldığını ekleyin soyutlamaya… Çin’deki sistemden ne kadar uzağız ki…
- Allah encamımızı hayreylesin…
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019