Ali Saydam
Pazar günü yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yenileme Seçimleri sonucu, AK Parti adayı Binali Yıldırım, İmamoğlu’nun 806.451 oy gerisinde kaldı ve Başkanlığı kaybeden taraf oldu.
Kaybeden bir taraf daha vardı. O da, AK Parti’nin millî iradenin tecelli etmesini sindiremeyeceğini iddia edenler. İkide bir “Dolar 10 TL olacak” yaygarası yapanlar; “IMF şu tarihte gelecek” diye abuk sabuk tahminlerde bulunanlar ve tüm bunların oluşmasını temenni eden sosyopatlar…
Aslında seçimleri ciddiyet ve derinlikle ele alan herkesin bugün yapması gereken, neyi doğru yaptık da kazandık; neyi yanlış yaptık ki kaybettik sorularını sormaktır.
25 yıldır İstanbul’u, 17 yıldır da Türkiye’yi yöneten AK Parti’nin bu seçimi önde bitirememesi mutlaka incelenmesi ve ders çıkarılması gereken bir fenomendir.
AK Parti’nin bugüne kadar girdiği hiçbir seçimi kaybetmemiş olan lideri Sayın Cumhurbaşkanı’nın kişiliğinde ifadesini bulan ve hâlâ süren ‘güven’ unsuru, ne oldu da bu seçimde AK Parti için eski tesirini gösteremedi?
Seçim öncesi iklimi ve seçim sonuçlarını yorumlamaya çalıştığımız her sefer vurguladık: Cumhurbaşkanı’nın ‘millî bağımsızlık’ konusundaki ısrarı, kendisine karşı olan cephenin sınırlarını Batılı ülkeleri de kapsayacak biçimde genişletmiştir.
Belli bir tarihe kadar Sayın Erdoğan’ı, icraatlarını, Türkiye için çizdiği vizyonu öve öve bitiremeyen Batılı ülkelerin birden tavır değiştirdiğine hepimiz şahidiz.
Peki bu tavır değişikliği ne zaman başladı? Kırılma noktası neresiydi?..
Bu soruyu katıldığım bir toplantıda Almanya Konsolosuna da sordum. Cevabı, gözlemlerimizle örtüşüyordu. ‘Kırılma noktasının başlangıcı’ Davos’taki hadiseydi.
Sayın Erdoğan’ın Başbakanlık yaptığı dönemdeki ‘One Minute’ çıkışı, sadece sözlü bir itiraz değil, siyasi bir tavır da olduğu için hafızalardan hiçbir zaman silinmedi. 2009 yılında Dünya Ekonomi Forumu’nda İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in sözünü kesmesine “one minute” diyerek müdahale etmiş, Peres’i de “Suçluluk psikolojisiyle sesiniz yüksek çıkıyor. Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” diyerek eleştirmişti.
Batı, işte bu hadiseyi ve Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ile ilgili ortaya koyduğu vizyon ve stratejiyi hiç unutamadı ve açıkça kendilerini eleştiren, onlarla aynı safta olmama gücünü kendisinde bulan, yani ülkesinin ‘millî bağımsızlığı’nda ısrarcı bir lideri yıpratmak için çalışmalara başladı. Bugün yaşadığımız Rus S-400’leri ve Amerikan F35’lerle ilgili yaptırım tehditlerini de Erdoğan’ın millî bağımsızlıktaki ısrarı çerçevesinde okumakta yarar var.
Cumhurbaşkanı’nı bu ısrardan vazgeçirebilmek için onu yıpratma yoluna giden Batılı ülkeler, pek çok adım attı, iş birlikleri gerçekleştirdi… Tek tek saymaya bugün yerimiz yok ama sonuncularından bir olan +90 TV’yi hemen hatırlatalım… Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerika’nın istihbarat teşkilatlarının Türkiye’ye özel kurdukları, başka bir emsali olmayan şu internet televizyonu… Ya da Gezi’nin devamı, 17-25 Aralık, 15 Temmuz ve de 13 Ağustos’tan sonra peş peşe sahnelenmiş ekonomik ve finansal ataklar… Ya da Doğu Akdeniz’i ısıtmaya yönelik hareketler, Türkiye’nin güneyine yerleştirilmek istenen terör devleti…
Bunlar bir yana, AK Parti’nin yapması gereken özeleştiri yok mu? AK Parti’yi 2002 yılında tek başına iktidara taşıyan ve dış müdahalelere rağmen yıllardır orada tutan, toplumun ortak ruhî şekillenmesinin temelinde yatan kavramlara verdiği önemdi. Bu kavramlar, partinin temel vaatleri, büyük bir yüreklilikle adına da taşıdığı ‘adalet’ ve ‘kalkınma’ kavramlarıdır…
Bu iki üst yapı kavramı toplumun ihtiyacını kavrayan, sahiplenen olmalarının yanı sıra AK Parti’nin tüm icraatları için bir kerteriz noktasıydı. Sayın Erdoğan’ın sağladığı ‘güven’ unsuru, AK Parti’nin bu vaatleriyle birleşince toplumda karşılığını buldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hâlâ güçlü ve güvenilir lider vasfını muhafaza ediyor. Ancak, otoyol, köprü, metro, inşaat vb. alt yapı çalışmalarına ağırlık verilmesi, toplumsal refaha yönelik kavramların geride kalmasına neden oldu.
CHP adayının, ideolojik olarak bir araya gelme ihtimali olmayan grupları birleştirmesini sağlayan unsur, iletişim, adalet, sevgi, özgürlük, barış gibi üst yapı kavramlarını kullanmış olmasıydı.
Somut alt yapı hizmetinin kendisi, olağan bir görev olarak algılanır. Bu nedenle stratejik bir hedef değildir. Esas olarak Türkiye’de özel olarak pompalanmış ve algılanmış olan ve bir zamanlar AK Parti’yi iktidara taşıyan özgürlükler, adalet meselesi bu seçimde öne çıktı… FETÖ nedeniyle başta adalet olmak üzere pek çok kamu kurumu temelinden hırpalanmıştı. Yani soft (yumuşak) konular ortamının böyle sarsıldığı bir dönemde bu alanı CHP ve diğer cephenin adayına bırakmak stratejik olarak pek doğru sayılmazdı.
Binali Yıldırım, sadece İmamoğlu’na değil, deyim yerindeyse yedi düvele kaybetti. Nefret etrafında birleşmiş ideolojik farklılıkların tavan yaptığı bir gruba yenildi. Bu yenilgi, bir ölçüde millî bağımsızlıktan yana dik duruşun bedelidir…
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019