Alper GÖRMÜŞ
Başbakan Binali Yıldırım’ın istisnasız her mitingde tekrar ettiği “yolları böldük hayatları birleştirdik, yolları böldük gönülleri birleştirdik” sloganının birinci bölümü bir gerçeği ifade ediyor, fakat ikinci bölümü için aynı şeyi söyleyemeyiz:
“Yollar”ın tek tek insanların maddi varlıkları arasındaki mesafeyi daraltarak onları “birleştirdiği” doğru da, onların manevi varlıklarını (“gönüllerini”) birleştirdikleri, yani onların toplum olma vasıflarını pekiştirdiğini söyleyemeyiz. Gönülleri maddi bağlar değil, manevi bağlar biribirine bağlayabilir; toplum söz konusu olduğunda da bu manevi bağlar yollar, köprüler, hava alanları değil hukuk, adalet ve demokrasidir.
Bu bakış açısından, 16 Nisan referandumunun bir kez daha yatırıma, hizmete, projeye boğulmuş seçmenlerin hukuk, adalet ve demokrasideki aşınmayı önemsemeyecekleri varsayımını doğrulamadığını söyleyebiliriz. Bu, kendi seçmenlerinin AK Parti’ye üçüncü “hizmet yetmez” ihtarı... Şimdiye kadarki ihtarlar hasarla atlatıldı ama, dördüncüsü böyle olmayabilir.
Kendi kendini yenen parti
“AK Parti’nin herhangi bir seçimde hüsrana uğramasının tek bir yolu var: AK Parti’nin ülkeyi, bizzat AK parti seçmeninin canını sıkacak tarzda yönetmesi ve AK Partililerin ellerine geçen ilk fırsatta AK Parti’ye ihtar çekmeleri!”
Yukarıdaki cümle, 16 Ocak’ta Serbestiyet’te yayımlanan AK Parti, 7 Haziran benzeri bir ihtara hazır olmalı başlıklı yazımdan... (Başlığından da anlaşılabileceği gibi) AK Parti’nin Nisan referandumunda yeni bir “ihtar”la karşılaşmasının ihtimal dahilinde olduğunu öne sürdüğüm o yazıda bir yandan eski “ihtar”ları hatırlatıyor, bir yandan da muhtemel yeni “ihtar”ın muhtemel kaynakları üzerinde duruyordum.
Referandum sonuçlandı, tablo artık önümüzde... Bu sonuçlara bakarak, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) seçmeninin partilerine yeni bir “ihtar” verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten AK Parti’den yükselen özeleştiri ya da memnuniyetsizlik sesleri de buna işaret ediyor.
Bu yazıda, 16 Nisan ihtarını öncekilerle birlikte mütalaa etmek ve AK Parti seçmenleri içinde şimdilik kabaca yüzde 10’luk bir kitle oluşturduğu anlaşılan kesimin hangi durumlarda “ihtar”a meylettiklerini ele almak istiyorum... Yazının son bölümünde ise bu AK Parti seçmenlerinin muhtemel bir erken seçimdeki (ya da 2019’daki) muhtemel davranış biçimlerini tartışmaya çalışacağım.
Fakat önce, 16 Ocak tarihli yazımdan alıntılarla AK Parti seçmeninin partilerine “ihtar çekme” potansiyelini gözden geçirelim...
Önce 2009 sonra 2015
Yazının başında eski ihtarları hatırlatırken, AK Parti seçmeninin hiç değilse bir bölümünün, hayli yaygın olan ezberlerin tersine davranabilme yeteneğini de teslim etmiştim:
“AK Parti seçmeninin, partisinin politikalarından ve ülkeyi nasıl yönettiğinden bağımsız olarak AK Parti’ye mutlak bir destek verdiği ve bunun da ‘biat kültürü’nden kaynaklandığı iddiası geçmişte iki kez yanlışlandı: 29 Mart 2009 yerel seçimleri ile 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde partinin oyları negatif yönde dramatik değişiklikler arz etti.”
Yazıda daha sonra, “AK Parti seçmeni ‘ihtar’ ruh halnde mi?” ara başlığından itibaren, AK Parti’nin, tarihinin üçüncü ihtarıyla karşılaşma ihtimalini sorgulamıştım:
“Buradan artık bugünün sorusuna gelebiliriz: Acaba AK Parti son 1-1.5 yılda ülkeyi nasıl yönetti? Kendisini sevenlerin anlamlı bir bölümünü rahatsız edecek ve sonuçta yeni bir ihtarla karşılaşacak tarzda mı, yoksa onların itirazına yol açmayacak bir tarzda mı?
“Aslında bu sorunun cevabını önümüzdeki Nisan başında yapılacak referandumda alacağız. Bu aşamada sadece bazı tahminlerde bulunabiliriz. Son seçimden bu yana, henüz AK Partililerin tepkilerinin ölçül(e)mediği çok büyük değişimler yaşandı. Bunlar, AK Parti tabanının bir kesiminde negatif bir enerji birikimine yol açmış olabilir. Eğer öyleyse, AK Parti, kendisini sevenlerin üçüncü ihtarına hazır olmalıdır.”
Bütün etkenlerin anası
O yazıda söz ettiğim, “son seçimden referanduma kadar yaşanmış ve henüz AK Partililerin ne tür tepkiler verdiğinin ölçül(e)mediği çok büyük değişimler”in ortaya çıkan sonuçta rol oynadığı muhakkak...
Kürt meselesi ve Kürtler, Fırat Kalkanı Harekâtı, Ekonomi ve ekonomi yönetimi, “FETÖ” soruşturmaları... Bunların hepsi referandumu derece derece etkilemiştir...
Fakat bence AK Parti, her seçimde farklılıklar arz eden konjonktürel etkilerden çok, bütün seçimlerde hiç değişmeksizin kalan ve konjonktürel etkilerden daha önemli olan temel propagandasının (“hizmet”) bıktırıcılığı üzerine düşünmelidir. AK Parti, bundan sonraki ilk seçimde propagandasını “hizmet” üzerine olduğu kadar hukuk, adalet ve demokrasi üzerine de kurabilmeyi beceremezse, dördüncü ihtar hakikaten öldürücü olabilir.
Propaganda, boş laf demek değil
Söylemeye gerek yok ama: Propaganda ancak gerçek bir zemin üzerine oturtulursa ikna edici olabilir. AK Parti’nin “hizmet” propagandasının bu kadar etkili olabilmesinin nedeni, propagandanın altının boş olmaması, karşılığının olması değil mi?
Dolayısıyla: AK Parti’nin Marmaray, Yavuz Sultan Selim köprüsü, üçüncü havaalanı kadar hukuk, adalet ve demokrasi vurgusu da yapması, yapabilmesi gerektiğini söylerken, bu alanlarda şu anda bulunduğu noktadan çok farklı noktalara gelmesi gerektiğini kast ediyorum. Yoksa, boş laftan ibaret bu yöndeki propagandanın partiye hiçbir faydası olmayacaktır.
NOT. Bu yazıyı kaleme aldıktan sonra Ahmet Taşgetiren’in Star’da (19 Nisan) yayımlanan 80 milyonun cumhurbaşkanı başlıklı yazısını okudum. Taşgetiren, bu başlığın şu ânın gerçeğini değil olması gerekeni dile getirdiğini uzun uzun anlattıktan sonra yazısını şu cümlelerle bitiriyordu:
“Bence Tayyip Erdoğan'ın hizmet portföyü bunu fazlasıyla hak ediyor. Ama referandum farklılaşmasına hizmet portföyünün yeterince yansıdığı söylenemez. Neden? Cumhurbaşkanlığının mı demeliyim, Ak Parti'nin mi demeliyim, asıl bu soruyu doğru cevaplandırması lazım.”
Ben de soruyu biraz daha spesifik hale getirerek sorayım ve bu yazıyı öyle bitireyim:
Aralarında Almanya’yı bile titretenlerin de bulunduğu onca yatırıma, hizmete rağmen AK Parti İstanbul’da neden bu kadar güç kaybetti? Onların yanı sıra neyi yapmadı da, ya da neyi yaptı da sonuç böyle tecelli etti?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025