Alper GÖRMÜŞ
25 Temmuz’da hadisenin patlak vermesinin üzerinden tam bir yıl geçmiş olacak...
O gün, yani 25 Temmuz 2017’de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında milletvekilleri arasında heyecan doğuran bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu öyle şeyler söylüyordu ki, onu dinleyip de, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki Cemaat mensuplarının nihayet kesin bir biçimde deşifre edileceğine inanmamak mümkün değildi.
Mesele şuydu: 2007’de önemli bir Cemaat mensubu, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki Gülen Cemaati’ne bağlı subay ve astsubayların listesinin yer aldığı bir flash diski düşürmüş, onu bulan kişi de, daha sonra Ergenekon davasında yargılanacak olan Tuncay Özkan’a iletmişti. Tuncay Özkan, işte o diski o gün (yani 25 Temmuz 2017’de), Kılıçdaroğlu konuşmasını yaparken savcılığa teslim edecekti.
Özkan, flash diski teslim etmek üzere savcılığa doğru yol alırken, Kılıçdaroğlu da grup toplantısında milletvekillerine hitaben o diskin muhteviyatını şöyle özetliyordu:
“Bu flash bellekte 15 bin subay ve astsubayı içeren bilgi ve belge vardı. Yaşam biçimi ve alışkanlıklarına dair bilgiler vardı. 86 general hakkında özel fişleme bilgileri vardı. Örgütle bağları, himmet ilişkileri vardı. Elimine edilmek istenen TSK mensuplarının nasıl şikayet edileceği yazışma örnekleri vardı.”
Soruların sorusu...
Tuncay Özkan’ın savcıya verdiği bilgiler ve sonra ortaya çıkan bazı geçekler, izahı zor bir dizi soruya kapı aralar nitelikteydi.
Özkan’ın anlatımlarına göre, 2007 baharında flash disk kendisine ulaştırılmış, o da götürüp o zamanlar kara kuvvetleri komutanı olan İlker Başbuğ’a teslim etmişti.
Bu durumda, soruların sorusu şöyle şekilleniyordu: Gülen Cemaati’nin çanına ot tıkayacak devâsâ bir bilgi paketi, nasıl oluyordu da başta Tuncay Özkan ve İlker Başbuğ olmak üzere Cemaat’in çanlarına ot tıkadığı kişiler tarafından 10 yıl boyunca gün yüzüne çıkarılmıyordu?
Bu soru, Tuncay Özkan flash diskin önemini anlattıkça daha da yakıcı bir hale geliyordu. Mesela tam da flash diskin en ‘flaş’ haber olarak ortalıkta dolandığı günlerde (Temmuz 2017) Özkan’ın Habertürk televizyonunda, Fatih Altaylı’nın programında söyledikleri:
“Ben hücrede ölseydim bu belgeleri Barış Terkoğlu açıklayacaktı. Ona kime teslim edeceğini, ne yapacağını vasiyet etmiştim."
Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu da “vasiyet”i şöyle anlatmıştı:
"Tuncay Özkan'la Silivri Cezaevi'nde aynı hücrede kaldık. Yanına gittiğimde ciddi rahatsızlıkları vardı. Cildi sararıyordu. Bir akşam, kendisini cezaevinde zehirlediklerini söyledi. (...) Bugün kamuoyuna anlattığı flash diskin hikayesini anlattı. O gün teslim ettiği flash diskin bir örneği kendisindeydi. Ele geçirmek için sekreterinden şoförüne kadar olası herkesin evini basmışlar, her yeri aramışlardı. Başına gelecekleri tahmin eden Özkan, flash diski güvenilir bir yere bırakmıştı. Hapishanede ölürse flash diske ulaşacak ve süreci duyuracaktım. Özkan'ın vasiyeti buydu. Bundan kısa süre önce bir yemekte buluştuk. Flash diski savcılığa teslim edecekti. Ne mutlu ki, benim üzerime bu sırrını saklamaktan başka bir iş düşmemiş, kendisi cezaevinden çıkıp sağlıklı bir şekilde flash diski teslim etmişti."(Tuncay Özkan’ın vasiyeti neydi, Odatv, 9 Ağustos 2017).
Şeytan’ın sor dediği soru bu noktada şöyle şekilleniyor: Kamusal önemi bu kadar büyük olan bir bilgi, açıklanmak için neden Tuncay Özkan’ın ölümünü bekliyor? Özkan, hücre arkadaşı Barış Terkoğlu’na vasiyette bulunmak yerine neden dışarıdaki bir gazeteci arkadaşına,“Git o flash diski şuradan al ve açıkla” demiyor?
Tuncay Özkan’ın tam 10 yıl bekledikten sonra flash diskin varlığından kamuoyunu haberdar etmesinin kendi kararıyla olmadığını, hatta bir anlamda ‘mecburiyetten’ olduğunu hatırlayınca, tuhaflık daha da büyüyor.
Meğer iddianamede varmış...
Kılıçdaroğlu’nun flash diskin varlığından kamuoyunu haberdar etmesinden iki gün sonra (27 Temmuz 2017), Yeni Şafak muhabiri Mustafa Sait Özkan’ın, “FETÖ’nün hava kuvvetlerindeki mahrem yapılanmasına ilişkin iddianame”deki bazı bilgiler üzerine kurduğu haber, Tuncay Özkan’ın 10 yıl boyunca uhdesinde tuttuğu flash diski neden şimdi savcılığa teslim ettiğini de açıklıyordu.
Habere göre flash disk, Cemaat mensubu olduğu düşünülen bir subay tarafından 11 Aralık 2006’da düşürülmüş, bulunduktan sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilmiş, komutanlık da incelenmesi için o dönem Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarata Karşı Koyma Şube Müdürü Albay Selçuk Başyiğit’e ulaştırılmıştı.
Savcıların iddianameye bu bilgileri yazabilmelerinin nedeni, 15 Temmuz darbesine iştirak ettiği ve “FETÖ üyesi” olduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan Başyiğit’in itirafçı olup 2007’de bu diskin kendisine teslim edilmiş olduğunu savcılara bildirmiş olmasıydı.
İşte savcılar bu bilginin izini sürüp, diskin ilk olarak Tuncay Özkan tarafından TSK’ya verildiğini tespit etmişler, bilahare de Özkan’dan bu flash diski talep etmişlerdi. Yani, böyle bir gelişme olmasaydı, Tuncay Özkan’ın bu devâsâ bilgi yığınını uhdesinde tutmaya devam etmesi ihtimali çok yüksekti.
Başbuğ ve öbür muhataplar...
Hikâyenin önemini artıran bir başka nokta, gizemli flash diskin 10 yıl boyunca gün yüzüne çıkmamasında, başta dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ olmak üzere bazı yüksek rütbeli ordu mensuplarının rolünün ve sorumluluğunun da bulunmasıydı.
Kendimi saymazsam, gizemli flash diske ‘takip edilmesi gereken çok önemli haber’ muamelesi yapan yegâne gazeteci olan Gürkan Zengin, geçtiğimiz ay yayımlanan son kitabı Kuşatma’da bu rol ve sorumlulukları şöyle anlatıyordu:
“(...) Soru ortada: İlker Başbuğ 2010 yılında görevden ayrılmış bir eski Genelkurmay Başkanı olarak Fethullah Gülen örgütünün militanları kendileri ile ilgili soruşturmaları yürütürken elinden böyle bir flash disk geçtiğini neden kamuoyuna anlatmadı? (Başbuğ, Kılıçdaroğlu ve Özkan’ın açıklamalarından sonra, avukatı aracılığıyla Özkan’ın flash diski kendisine teslim ettiğini kabul etmişti. – A. G.) O zaman anlatmadıysa neredeyse iki yıl tutuklu kalıp cezaevinden çıktıktan sonra onca televizyon kanalında uzun saatler süren programlara katıldığında neden bu flash diskten, içindeki isimlerden söz etmedi? Hele hele 15 Temmuz darbe girişiminden sonra savcılar iğneyle kuyu kazarcasına kripto üniformalı Cemaatçi ararken savcılara veya kamuoyuna neden 2007 flash diskinden hiç bahsetmedi?
“2007 yılı flash diski ile ilgili olarak aynı sorulara Yaşar Büyükanıt da muhataptır. Zira 2007 yılında Genelkurmay Başkanı odur ve durum onun da bilgisi dahilindedir. Yaşar Büyükanıt da tıpkı İlker Başbuğ gibi bugüne kadar bu flash disk ve listeler hakkında hiç konuşmadı. Tabii o dönemin Hava Kuvvetleri komutanı / komutanları da aynı şekilde bu soruya cevap vermek durumundalar. Savcılar bu iki eski Genelkurmay Başkanı’nın 2007 flash diskine dair bu sükûtuna bir son vermeli, flash disk esrarını mutlaka aydınlatmalıdır.”(s. 132, 133).
Dağın faresi: ’91 kripto...’
Gürkan Zengin’in kitabının yayımlanmasından bir ay kadar önce Hürriyet’te yer alan bir haber, böyle bir şeyin olmayacağının, ‘sükût’un devam edeceğinin ve hatta flash diskin içindeki bilgilerin ebediyen uykuya yatırıldığının işareti gibiydi... Habere göre, ‘o disk’ten ’91 kripto’ çıkmıştı; bir kısmı tutuklanmış, bir kısmı da aranmaktaydı. Hepsi bu kadar...
Kılıçdaroğlu’nun, “Zamanında gereği yapılsaydı 15 Temmuz darbesi de gerçekleşmeyecek, onca bedel ödenmeyecekti” diye takdim ettiği... 2007’de ele geçmesi üzerine ‘Hava Kuvvetleri İmamı’ Adil Öksüz’e gözyaşları eşliğinde “Emeklerimizin tamamı heba oldu” dedirten... Tuncay Özkan’ın, Cemaat üyelerinin yıllarca aradıktan sonra bulamayacaklarına kanaat getirip kendisini cezaevinde zehirleme girişiminde bulunduklarını imâ edip vasiyette bulunmasına sebep olan gizemli flash diskin macerası işte böyle başlamadan bitiyordu.
Yok, yok... Bu öyle basitçe gazeteciliğimizin fikri takip zaafıyla, meraksızlığıyla açıklanabilecek bir hikâye gibi görünmüyor... Bir yıl önce konuyu ilk ele aldığımdan bu yana siyasetin ve medyanın bütün kanatlarının içine girdiği suskunluk devam ettiğine göre, o flash diskin içinde iktidarından muhalefetine, Cemaat’inden Ergenekon’una herkesi ürküten bir şeyler olmalı... Bu ortak suskunluğun herkese iyi gelen bir tarafı olmalı...
Bana gelince... Bu, geçen yazdan bu yana konuya dair yazdığım beşinci yazı ve artık ben de havlu atıyorum; belli ki kimsenin niyeti yok bu ‘tekinsiz’ hikâyeye girmeye ve benim yazılarımın da suya yazılmış olmaktan başka bir hükmü yok.
Yine de meslektaşlarıma umutsuzca şöyle seslenerek bitirmek istiyorum: Ya meseleyi abarttığımı ve saçmaladığımı gösterin, ya siz de bir şey söyleyin!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025