Alper GÖRMÜŞ
Bir süre önce sosyal medyada başlayan “10 yıllık değişim” furyasının Türkiye ayağına, bir zamanlar örtülü olan kadınların eski (örtülü) fotoğraflarıyla yeni (örtüsüz) fotoğraflarını yanyana yayımlamaları damga vurdu.
Bu vesileyle öğrendik ki (ya da öğrendim diyeyim), akımın öncülerinden, birkaç yıl öncesine kadar kendisi de örtülü bir kadın olan gazeteci Büşra Cebeci, 2018 Şubat’ında Bianet’te, başörtüsünü çıkaran ve henüz bugünkü kadar “cesur” olamadıkları için kimliklerini gizleyen kadınlarla bir dizi söyleşi gerçekleştirmiş.
Büşra Cebeci, onları yayımlamaya başlamadan önce, “28 Şubat sürecine başörtülü bir öğrenci ve gazeteci olarak birebir tanıklık eden daha sonra ise örtüsünü çıkaran” diye tanımladığı Ayşe Çavdar’la gerçekleştirdiği uzun bir söyleşiye yer vermiş.
Çavdar’ın bir yıl önceki o söyleşinin sonlarında yaptığı değerlendirmeler ve tahminler bana çok ilginç geldi; hele bugünlerdeki başörtüsünü çıkaran kadınlar akımıyla birlikte okunduğunda... Bu nedenle, Çavdar’ın değerlendirmelerini ve tahminlerini siz de bilin istedim.
Ayşe Çavdar’a göre, iktidardaki muhafazakârlık, adalet ve hak çağrısı üzerine yükselen muhalefetteki muhafazakârlığa hiç benzemiyor:
“İnsanlar artık gerçekten o değerlere inandıkları için falan değil, orada kariyer yaptıkları için, para kazandıkları için, birbirlerinden korktukları için, dayak yemekten korktukları için falan bu muhafazakar çevrelerin içerisinde kendilerini ifade ediyorlar. Dolayısıyla muhafazakarlığın da içi iyice boşalmış vaziyette.”
Yok, “çok ilginç” bulduğum değerlendirme bu değil; bunu yapan çok. Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal daha iki gün önce, bu türden eleştirilerine tahammül edilemediği için YeniŞafak’taki yazılarını bıraktığını duyurdu. (Bir başka Yeni Şafak yazarı, Kemal Öztürk, Ünal’ın ayrılışını şöyle yorumladı köşesinde: “Eğer bu camia Aydın Ünal gibi, ömrünün en verimli çağlarını AK Parti’ye, devlete ve ülkesine hizmet etmekle geçirmiş bir kişinin dost uyarılarına tahammül edemeyecek duruma gelmişse, tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Aklımızı başımıza alıp düşünmeliyiz.”)
“Çok orijinal bir sekülerleşme koptu geliyor”
Çavdar’ın farkı, “iktidardaki muhafazakârlık”la ilgili olarak son zamanlarda sıkça duyduğumuz bu türden tespitlerin üzerine bindirdiği iddiadan kaynaklanıyor:
“Çok orijinal bir sekülerleşme, tam da muhafazakârların çocuklarının kendi ailelerinin düşüncelerinden ve yaşam tarzlarından sıkıldıkları için icat ettikleri bir sekülerleşme koptu, geliyor.”
Çavdar, Bianet’teki bir yıl önceki söyleşinin sonlarına doğru bu gençleri 68’in solcu gençlerine benzetiyor ve şöyle diyor:
“Bugün ‘Gümbür gümbür geliyor’ dediğim sekülerizmin ilk işaret fişeği bu, bunu da kadınlar yapacak, erkeklerde o cesaret yok.
“Bu insanlar, yani başlarını açmak için mücadele veren kadınlar, muhalif söylemi benimsemiş birkaç erkek de tanıyorum, bu muhafazakâr çevreden çıkmış olan bu insanlar ilmek ilmek, tırnaklarıyla oyarak dinle yüzleşiyorlar ve oradan bir sekülerizm çıkarıyorlar, bu çok acayip bir şey. Çünkü bu onların yaşama bilgisi. Kendi yaşama bilgilerinden etik sebeplerle vazgeçiyorlar.
“Bu neye benziyor biliyor musun? Türkiye'nin 68'lileri -bu dünyada da böyle- genelde zengin ailelerin çocuklarıydı. Bu çocuklar ailelerinin zenginliklerinden, o aristokratik seçkinliklerinden etik sebeplerle vazgeçiyorlardı. Bu ona benziyor, şimdi Müslüman 68'i geliyor, gör bak sen. Hem de koştura koştura geliyor.”
“Onlar sayesinde hepimiz başka bir İslam ile tanışacağız. Daha neler çıkacak bu konu üzerine, kitaplar yazılacak, şarkılar yapılacak, resimler yapılacak, konuşmalar yapılacak, sohbetler yapılacak ve aklına daha ne gelirse. Buradan öyle güzel bir şey çıkacak ki, bu şekilde olan, bu mücadeleyi veren o kadar çok insan var ki... Ben asıl erkekleri merak ediyorum. Bu mücadelenin neresinden tutacaklar veya bir yerinden tutacaklar mı?”
Hangi etmenler rol oynuyor?
Bu kadar iddialı bir tespiti herhalde ancak o sosyolojinin içinden gelenler yapabilir. Fakat böyle keskin bir sonuca varmasam bile ben de bu eğilime işaret eden yazılar kaleme almıştım. Bu vesileyle, belki de Çavdar’ın dediği gibi nihai aşamasında bir “Müslüman 68’i” görünümüne bürünecek bu eğilime yol açan etmenleri burada bir kez daha özetlemek istiyorum.
Bunların başlıca dört ana başlıkta toplanabileceğini düşünüyorum: a) Şimdiki muhafazakârlığın siyasi düzeydeki pragmatizmi ve yozlaşması ile başlangıçtaki büyük idealler ve adalet arayışı arasındaki uçurum, b) Sosyolojik düzeydeki melezleşme ve bu yolla eski “seküler öteki” ile kurulan ilişkiler, c) Modernliğin çekiciliği, d) İlk üç etmenin tartıştığımız eğilim üzerindeki etkisini katlayarak büyüten iletişim devrimi ve yeni medyatik ortamlar.
Pazartesi günü, bu başlıkları açmaya ve örneklendirmeye çalışacağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025