Alper GÖRMÜŞ
Hep söylüyorum, genel yayın yönetmenliğini yürüttüğüm son dönem Nokta’sının zihinlere “sert siyasi dosyalar yayımlayan dergi” olarak kazınmasından ve bu algının bir daha da silinmemesinden hiç hoşnut değilim.
Çünkü 2006’da Nokta’yı yayıma hazırlarken, onu siyasetten çok topluma ve insana bakan bir dergi olarak tasarlamıştık. Nokta, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “imaj”ıyla “hakikat”ı arasındaki mesafeyi daraltan “sert” dosyaları yayımlamadan önce işte bu yönüyle öne çıkmış ve beğenilmişti.
Ne var ki, başta “Darbe Günlükleri” olmak üzere yayımlanan üç kapak haberinin ardından Nokta’nın iyi bir “toplum dergisi” olduğu algısı silikleşti ve zamanla da unutulup gitti. Yapacak bir şey yok; bu algının değiştirilemeyeceğini biliyorum...
Aradan yıllar geçti, ben de başlangıçta kafama taktığım bu “algı”yla birlikte yaşamaya alıştım. Fakat geçtiğimiz hafta aldığım bir mektup canımı o kadar çok yaktı ki, bir kez daha “Nokta keşke topluma ve insana bakan bir dergi olarak hatırlansaydı, o çerçevedeki haberleriyle etki yaratsaydı” diye düşünmeden edemedim. Çünkü –belki böylece Rahim Demirbaş Nokta’da o zamanlar yazdığımız gibi toplumda bir “yeryüzü bilgesi” olarak tanınır, hürmet görür ve bana, kahrolarak kaleme aldığına emin olduğum o mektubu yazma gereğini duymazdı.
“Ben karanlığa ağlayacak adam değilim”
Nokta’yı nasıl bir dergi olarak tasarladığımız, daha ilk sayı için kaleme aldığım “Editörden” yazısının ilk satırlarından kolayca anlaşılabiliyordu:
“Doğrusu bu ilk yazıda niyetim Nokta’nın bu ülkeye, hayatlarımıza farklı bir bakışının olacağını söylemek, bu farklılığı size izah etmekti. Sonra ‘izah’ bölümünün şundan ibaret olmasını yeterli gördüm: ‘Nokta, Sait Şanlı’ya sekiz sayfa ayıran bir dergidir. (...) Diyarbakır Kasaplar Odası Başkanı Sait Şanlı, ömrünü affetmenin yüceliğine, özür dilemenin erdemine adamış bir yeryüzü bilgesi. Yüzlerce kan davalısını barıştırdı, yüzlerce işlenmek üzere olan cinayeti kendine has ikna yöntemleriyle engelledi. Sait Şanıl, Nokta dergisini çıkaran gazetecilerin gözünde bir ‘aziz’dir. Ve bu dergi, bir şekilde ‘gündeme oturmuş’ ünlülerin değil, Sait Şanlı gibi sıradan bir hayat süren, ünsüz ama büyük insanların sözlerine açacak sayfalarını... Evet, hem de sekiz sayfa, gerektiğinde on sayfa...”
Bu böyle gitti... Çoğunu İrfan Aktan’ın kotardığı bu türden portreler Nokta’nın alâmet-i fârikalarından biri oldu.
Nitekim Nokta’nın sondan bir önceki sayısında da (12-18 Nisan 2007) bir başka “yeryüzü bilgesi”olan Rahim Demirbaş’a sadece sekiz sayfa ayırmamış, öyküsünü kapak haberi olarak sunmuştuk:
“Konya’nın Ereğli ilçesinde yaşayan emekli matematik öğretmeni Rahim Demirbaş, artık sadece ‘kocakarı’ların yaşadığı, kişi başına yıllık gelirin 200 YTL olduğu köyünde satın aldığı geniş arazide, 18 yaşında ölen oğlunun adını vermeyi tasarladığı bir orman ‘inşa’ ediyor. Issızlığın ortasında şimdiden 10 bin ağaç dikmiş bile. Hedefi 50 bin. Rahim Demirbaş’la uzun bir söyleşi yaptık, sözlerini çözmeye çalışarak onu böyle bir insan haline getiren şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştık.”
Rahim Bey de ne güzel anlatmıştı mücadeleci ruhunu ve ağaç sevgisini:
“Ben karanlığa ağlayacak adam değilim. Bir mum yakar, ışığına bakarım. Önemli olan kuru söğütten dilli düdük çıkarmak hemşerim. (...) Konya’dan orman şefi geldi. Dedi ki, hocam ağaçlar fevkalade büyümüş, orman literatüründe bu ağaç sekiz senede bu kadar büyüyemez. Ben de kendisine, ben ağaçlarımı öpüyorum, onlara şarkılar söylüyorum, dedim. Hakikaten de öyle oluyor. Ben geliyorum buraya, ağacı kucaklayıp öpüyorum ya, canlanıyor bir anda.”
“Şu havuzdaki suyu sekiz kilometreden getiriyorum”
Rahim Bey’in mektubuna geleceğim... Fakat ondan önce hikâyesini kendi dilinden biraz daha anlatmalıyım ki, o mektubun hepimizi, bilhassa da siyasi gücü ve parayı elinde bulunduranları utandırma katsayısı daha da büyüsün ve belki bu yazı bir işe yarasın.
İşte Rahim Demirbaş’ın beş yıl önce İrfan Aktan’a anlattıklarından bölümler:
“Bak beyim, buraya ağaç dikmeye başladım ya, pek çok eşim, dostum, arkadaşım, ‘Delirdin mi Rahim, ne işin var orada. Sen ağaç dikiyorsun da, yarın öldüğünde kim bakacak’ dedi. Adamlar haklı da gerçi. Çünkü biz bütün hayatımızı paraya dönük olarak düşünüyoruz. Mesela ben burada 400 dekar alacağıma Ereğli’de 50 dekar alsaydım, etrafını da çok güzel çevirseydim, içine de dünyanın en güzel ağaçlarını dikip bir de şato gibi ev yapsaydım; öldüğüm zaman çocuklarım satar, gayet rahat geçinirlerdi onun parasıyla. Ama çocuklarım burayı, köydeki ormanı satamazlar. Kimse almaz ki. İşte bu yüzden burası ben öldükten sonra da yaşayacak. Ağaçlarımı toplayıp kefenime de saramayacağıma göre, bu iş bütün insanlığa faydalıdır. İnsanlar olarak dünyaya milyonlarca metreküp karbondioksit salıyoruz. Ee, bunları emen tek şey ağaçmış.
“Benim hanım çok iyi bir insandır. Önceden direndi, çocuğun rızkını dağa-taşa serpiyorsun dedi. Hanım şeker hastası, akşama kadar kırk ilaç alıyor. Bazen o da geliyor, on- on beş gün benle kulübede kalıyor.
“Valla bana para da vermek isteyenler oldu. Yok kardeşim dedim, benim paraya değil suya ihtiyacım var. Şu havuzda topladığım suyu sekiz kilometre öteden getiriyorum mesela. Onun kaynağını satın aldım. Borular döşedim, getirdim buraya kadar. İşte, asıl benim sıkıntım su. Ben hep diyorum, paraya pula ihtiyacım yok, bana su verin. Ben kimseden bir şey istemem. Sadece duysunlar ki Türkiye’nin en yoksul köyünde bir orman yetişiyor. Ben sadece yetkililerden su istiyorum. Onu da ücretsiz değil, taksite bölsünler, ben peyderpey ödeyeyim.”
“Size derdimi dinlettiğim için beni affediniz”
Beş yıl önce, çölün ortasında bir vaha yaratmak isteyen bu kahraman insanın öyküsünde beni en çok düşündüren, sık tekrarladığı “para istemiyorum” kelimeleri olmuştu. Düşündüm de, böyle bir insanın, beş yıl sonra “tükendim” deyip yardım çağrısında bulunması kimbilir ne kadar zor olmuştur. Bu zaten satırlarına da yansıyordu:
“(...) Uzun iletileri sevmediğinizi biliyorum, fakat sizi kıymet bilen bilerek affınıza sığınıyorum. Hep düşündüm, bu güzel ülkeme bir şeyler bırakmak istedim. Girdim fakat çıkamadım. 14 yıldır hep götürdü. Hiç geri dönmedi. Demek ki boyumdan büyük bir işe girişmişim. Elimdeki üç beş kuruşu bir şey sanmışım.
“Krediler çektim, evlerimi sattım. Çocuklarımı da bu sarmalın içine aldım. Şu an borcumdan dolayı hapislik çıktı. Yaptığım iş akamete uğrayacak.
“Düşündüm: Milletvekillerinin her birine sadece bir aylıklarının yüzde 1’ini bir yıllığına ödünç vermeleri için ileti yazdım (bu benim sıkıntıları ortadan kaldırıyordu). Kimisi isteğimi hiç hesaba almadı. Üçü bana döndü, meğer benden beş betermiş.
“Alper Bey biz yardımlaşmasını bilen bir kültürün insanlarıyız. Bana bir yıllığına ödünç para verebilecek yüksek karakterli, hassas duygulu, varlık sahibi insanlar bulmalıyız. Mevlana der ki, ‘bir damla rahmetin denize katkısı olur’, Allah kimseyi çaresiz bırakmasın.
“Başbakanımız ‘taş üstüne taş koyanın yanındayım’ der durur. Ne yazık ki kendisine ulaşamadım. Yazdığım mektuplar ve de iletiler aracılar aracılığı ile yerine ulaşamadı. Ankara’ya yolum düştü, Orman Bakanı ile görüşmek istedim, ‘randevusuz olmaz’ diye görüştürülmedim. Bu güzel insanlara derdimi anlatmak istedim, olmadı.
“Kendimi aciz hissediyorum. Demek ki ben bir hiçim. Size derdimi dinlettiğim için beni affediniz. Saygılarımla.”
Rahim Bey’i icradan ve hapisten kurtarırlar da ortak utancımızı biraz olsun azaltırlar umuduyla, onun banka hesabını “varlık sahibi” insanlara ve siyasi güç sahiplerine bildiriyorum...
İsteyenlere, Rahim Bey’in telefon numarasını da verebilirim.
Ereğli ING Bank, Rahim Demirbaş hesabı.
IBAN: TR75 0009 9007 8066 0800 1000 01.
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025