Alper GÖRMÜŞ
PKK’nın 12 Haziran 2011 seçimlerine kadar uzattığı ateşkes fiili olarak 14 Temmuz 2011’deki Silvan saldırısıyla bitti. Bu, aynı zamanda Oslo sürecinin de sonuydu. Aynı gün Demokratik Toplum Kongresi (DTK) özerklik ilan etti.
Silvan’ı ve özerklik ilanını izleyen iki hafta içinde Abdullah Öcalan İmralı’da avukatlarıyla son kez görüştürüldü ve Öcalan için Çözüm Süreci’ne kadar devam edecek bir tecrit dönemi başladı. Bu aynı zamanda Türkiye’nin güneydoğusunda yeniden kanlı bir çatışma sürecinin başlaması anlamına geliyordu.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı savaş uçakları 2011’in son günlerinde, geçimlerini kaçakçılıkla sağlayan Roboski köylülerini bombardımana tuttu, 34 köylü hayatını kaybetti. Hükümet ve ordu, bombalamanın yanlışlıkla yapıldığını açıkladı, ancak ölümlerden dolayı özür dilenmemesi Kürtler arasında büyük bir hayal kırıklığına ve öfkeye yol açtı. Roboski olayı zamanla, muhtemel yeni bir barış sürecinin önündeki en büyük duygusal engellerden biri haline geldi.
Öte yandan siyaset de kendisinden herhangi bir çözüm girişiminin sâdır olabileceğine dair umut vermiyordu: İdamın geri getirilmesi ve dokunulmazlıkların kaldırılması, o günlerin gözde siyasi konuları arasındaydı.
7 Şubat 2012’de yaşanan bir gelişme, siyasetin Kürt Sorunu’nu çözme çabalarının ne tür maliyetlerinin olabileceğini gösterdi ve bu yönüyle yeni çözüm çabaları için umut kırıcı oldu. Bu gelişme, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in Oslo Görüşmeleri’ndeki rolleri nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmalarıydı. Fidan ifadeye gitmedi, onun yerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmek üzere Çankaya’ya çıktı.
2012 yılı kanlı çatışmalarla geçti. Sonbaharda (12 Eylül 2012) cezaevlerindeki PKK’lı mahkûm ve tutuklular Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması için ölüm orucuna başladılar. Bu eylem, çözüme dair karamsar yaklaşımların biraz daha güçlenmesi sonucunu doğurdu.
Aralık 2012’de Öcalan cezaevlerinde sürdürülen ölüm oruçlarının sona erdirilmesi talimatını verdi ve ölüm oruçları kısa süre içinde bitirildi.
Bu durumun yarattığı olumlu psikoloji, yeni bir süreç için umut verse de, Başbakan Erdoğan’ın 28 Aralık 2012’de TRT’nin canlı yayınında yaptığı açıklama herkes için sürpriz oldu. Çünkü Erdoğan açıklamasında devletin Öcalan’la doğrudan görüşmeler yapmaya başladığını ilan ediyordu:
“Bir istihbarat görevi gereği bir adım atacak ve soruşturma açılacak. Bu çok ciddi bir yargı vesayetiydi. (Başbakan, Oslo görüşmelerine katılan MİT görevlilerinin 2 Şubat 2012’de savcılığa ifade vermeye çağrılmasını hatırlatıyor. -A. G.) Vesayetçiliği ortadan kaldırmadan bir yere varamazsınız. Ben risk alıyorum, müsteşarım risk alıyor. Başına her şey gelebilir. Görüştükleri kişiler malum. Ben siyasetçi olarak bu görüşmeyi yapamam, ama onların eli ayağı durumu olan devletteki ajanları, temsilcileri vardır ve bunları yapar. Ada ile de görüşür, adanın kanaatlerini, düşüncelerini arar, sorgular. (...) Adayla görüşmeler halen var. Çünkü netice almamız lazım. Bunun ışığını görüyorsak adımı atmaya devam ederiz.”
https://www.haberturk.com/gundem/haber/807198-imraliyla-gorusuyoruz
Öcalan’la kamuoyunun bilgisi dahilindeki ilk görüşme, Başbakan’ın açıklamasını izleyen ilk hafta içinde, 3 Ocak 2013’te gerçekleştirildi: Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Ahmet Türk ve BDP milletvekili Ayla Akat’tan oluşan ilk Çözüm Süreci heyeti Öcalan’la görüşmek üzere İmralı adasına gitti.
9 Ocak 2013’te, Kürt Sorunu’nu çözmek amacıyla atılan önceki adımların başına gelen şey henüz iki haftasını bile doldurmayan bu son inisiyatifin de başına geldi: PKK’nın kurucu üyelerinden Sakine Cansız, iki kadın arkadaşı ile birlikte Paris’te öldürüldü.
24 Ocak 2013’te Meclis’e sevk edilen bir kanun tasarısının kabul edilmesiyle, sanıklara mahkemelerde anadilleriyle savunma hakkı tanındı.
Erdoğan, 15 Şubat 2013’te, MİT’le Öcalan’ın İmralı’da yürüttüğü görüşmelerin o güne kadar olduğu gibi İmralı Süreci olarak değil, Çözüm Süreci olarak adlandırılmasının daha doğru olacağını söyledi. Süreç, o günden sonra bu adla anılmaya başladı.
Çözüm Süreci, Başbakan’ın süreci ilan etmesinden (28 Aralık 2012) iki ay sonra Öcalan’ın BDP heyetiyle İmralı’da gerçekleştirdiği 23 Şubat tarihli toplantı tutanaklarının 28 Şubat 2013’te Milliyet gazetesinde yayımlanmasıyla, Paris suikastından sonraki ikinci yol kazasını atlattı.
Tutanaklardaki bazı ifadeler kamuoyunun sürece karşı olan kesiminin istismar edebileceği bir içeriğe sahipti. Bu kesimler tarafından en fazla işlenen bölümlerden birinde Öcalan, heyete karşı şöyle konuşuyordu:
“Ne ev hapsi ne de af, bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, Ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız, herkes bilmeli ki, ‘Ne eskisi gibi yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız.” https://t24.com.tr/haber/iste-imralidaki-gorusmenin-tutanaklari,224711
Hükümet kaynaklarının, "Gazetede yer alan metin bizim elimizdeki verilerle bire bir örtüşmüyor" şeklindeki açıklamalarına rağmen, yayımlanan tutanaklar beklendiği gibi süreç üzerinde olumsuz bir etki yaptı.
Yine de travma çabuk atlatıldı. Kürt siyasetçilerden oluşan heyetler, tutanakların sızmasından sonra da Öcalan’la görüşmeye devam ettiler.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025