Alper GÖRMÜŞ
Hamza Aktan’ın geçtiğimiz ay İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabı Kürt Vatandaş’ı anlatacağım bugün size...
Kitabın adına bakıp yanılmayın: Yeni anayasada vatandaşlık tanımının nasıl olması gerektiğine dair önerilerin bugünlerde sık sık gündeme gelmesinin de etkisiyle kitabın bir “vatandaşlık tartışması”olduğunu sanmayın... Aktan, daha kitabının başında uyarıyor okurları:
“Resmî düzeyde ‘Türk’ kabul edilen, vatandaşlığı da bu şarta bağlı olan Kürtler için ‘Kürt vatandaş’ demenin günümüzde hukuki ve siyasi bir geçerliliğinin olmadığı açık. Türkiye’deki varlığı yasal-anayasal metinler dikkate alındığında halen ‘de-facto’ bir durum olmayı sürdürdüğü için kitaptaki kullanımıyla ‘Kürt vatandaş’, resmiyette ‘Türk’ de olsa vatandaşlık pratiklerine sahip Kürt toplumunu ifade ediyor. Bu nedenle kitapta söz konusu edilen şey, bir vatandaşlık tartışması değil, sıradan Kürtlerin gündelik-toplumsal hallerine yapılmış bir göndermedir.”
Yani, tabir caizse teoriye değil pratiğe dair bir kitap bu... Kitabın alt başlıklarına baktığımızda, Aktan’ın derdinin ne olduğu daha iyi anlaşılıyor:
“Kürtler ve Anadilleri... Kürt Kentinde Kürtler... Türk Kentinde Kürtler... Siyasette Kürtler... Popüler Kültürde Kürtler... Türk Medyasında Kürtler... Yurtdışında Kürtler... Kürt Genci Olmak... Okulda Kürtler... İnternette Kürtler...”
Ben, okuduğum kitaplarda, yazarın asıl derdini anlattığını düşündüğüm cümleleri mutlaka işaretlerim... Bazı kitaplar ise beni, bunların arasından da bir seçme yapıp “en bi cümle”nin peşinde koşmaya kışkırtır. Bu kitapta da öyle oldu ve sonunda “işte bu” dediğim cümle, “Türk Medyasında Kürtler”bölümünün 9 numaralı dipnotunda çıktı karşıma:
“Kürtlük savunusu, vurgusu yapmadığı sürece sorunun olmadığı bir vatandaşlık hali, medya için de geçerlidir...”
Bu cümle bana bir kez daha Ümit Fırat’ın, “Kürtler bu ülkede bakan, başbakan olabiliyorlar, hatta cumhurbaşkanı da olabiliyorlar, daha ne?” mugalâtasına karşı geliştirdiği şahane cevabı hatırlattı.
“Doğru, Kürtler bu ülkede başbakan, cumhurbaşkanı olabilirler ama Kürt olamazlar!”
“Ben Türk’üm” der gibi “Ben Kürt’üm” diyememek
Aktan’ın kitabını okuyup bitirdiğinizde, bu ülkedeki Kürt sorununun; bir Kürt’ün, bir Türk’ün “Ben Türk’üm” derkenki tavrıyla “Ben Kürt’üm” diyememesi olduğunu anlıyorsunuz.
Kitap bir yandan bu durumun tarihsel, sosyolojik, kültürel vb. nedenlerini gündelik hayat pratikleri üzerinden izah etmeye çalışıyor, bir yandan da tablonun hangi nedenlerle ve nasıl değiştiğini ve değişmekte olduğunu anlatıyor.
Sakin, ajitasyona başvurmayan, mağduriyet edebiyatı yapmayan bir kitap bu ve belki de gücünü oradan alıyor.
Aktan, Kürt Vatandaş’ta bir halkı baskı altında tutup ona kimliğini unutturmanın “incelikli”yöntemlerinin de olduğunu hatırlatıyor ve münhasıran bunların Kürtler üzerinde nasıl uygulandığını anlatıyor.
Aktan’ın, Kürtler üzerinde Cumhuriyet tarihi boyunca uygulanan ve hiç kimsenin inkâr edemeyeceği maddi baskı ve işkenceleri değil de aynı sonucu almak üzere devreye sokulan daha “incelikli”yöntemleri öne çıkarması hiç kuşku yok ki bilinçli bir tercih... Ve bence çok da isabetli.
Çünkü kaba baskı ve işkencelerin öbür bütün meseleleri bastıracak bir tarzda vurgulanması, “zaman içinde bunların azaldığı”, böylece “Kürt sorununun çözümünde önemli mesafeler alındığı” yönünde sığ bir propagandanın kapısını aralıyor... Tıpkı, yoğun işkencelerden sonra kaba dayağın işkenceden sayılmaması gibi...
Oysa “Kürt vatandaş”ın derdi çok daha derinde ve Kürt Vatandaş’ı okumak, bir anlamda bu argümanın geçersizliğini de koyuyor ortaya...
Hamza Aktan’ın kitabının değerini çok arttıran bir noktaya da değinmeliyim: Kişisel hikâyeler... Onun sözleriyle “çoğu zaman makro meseleleri anlamakta kolaylık sağlayan” bu hikâyelere kitabın her yerinde rastlamak mümkün.
Ben de yazının bundan sonrasında, Aktan’ın kâh okuduğu kitaplardan derlediği kâh kendi yaptığı görüşmelere dayandırdığı kişisel hikâyelerden örnekler vererek, “Kürt vatandaş”ın derdinin ne olduğunu göstermeye çalışacağım...
Kürtler ve Anadilleri
• Yazar Edip Yüksel:
“Babam 40’larının sonuna kadar konuştuğu anadiline karşı sıkıyönetim ilan etmişti. (Çünkü Yüksel ailesi 1966’da Bitlis’ten İstanbul’a göç etmiştir, Edip Yüksel o sırada sekiz yaşındadır. A.G.)Anadilimizi konuşmamız yasaklandığında annem tek kelime Türkçe bilmiyordu. (...) Sonuç olarak ben Kürtçemi Türkçeyle değiştirdim. (...) Zavallı annem iki dilin bir karışımı olan yeni bir dil konuşmaya başladı; KüTürkçe. Bizden başka kimse anlamıyordu.”
• İstanbul’da yaşayan bir tekstil işçisi:
“Hep İstanbul en büyük Kürt kenti diyorlar ama alakası yok. Ben otobüste Kürtçe bir kelime ettiğimde sanki ilk kez duyuyorlarmış gibi bana bakıyorlar. Aralarında Kürtler de olabilir, ama kimse bu dilin kalabalık içinde konuşulmasına alışmadığı için hemen böyle bir tepki veriyor.”
Türk Kentinde Kürtler
• Eski milletvekili (1973) Mahmut Altunakar:
“Kütahya’ya varana kadar Kürt olduğumu bilmiyordum. Diyarbakır’dayken bize Kürt diyenlere taş atardık. Kütahya’ya geldik, bize Kürt demeye başladılar. ‘Kuyruğun nerde’ diye bizimle dalga geçiyorlardı. O zaman anladık ki köylülerimiz haklıymış, biz Kürt’tük.”
• Gültaç Mengüoğlu’nun çalışmasında görüştüğü Kürt kadınlarından Nermin:
“Biz ev Kürdüyüz, dışarıda iyi Türk gibi yaşaman ve Kürt olduğunu göstermemen gerekir. Dışarıda ben yokum ama evde varım.”
• Aynı çalışmadan, Sevgi:
“Oğlum Berf’e susmasını aşılamaya çalışıyorum. Okulda Kürtlüğünü belli etmemesini söylüyorum. Çok kızgınım kendime bu açıdan!”
Türk Medyasında Kürtler
• Gazeteci M.:
“Bir süre önüme gelen sayfalardaki milliyetçi ve yanlı ifadeleri elemeye çalıştım ancak ya sayfayı her seferinde geri çevirdiler ya da benden alıp başkasına verdiler. Ben de bu nedenle içinde Kürt geçen haberlerle ilgilenmemeye başladım. Ne onların başını ağrıtacak ne de beni sıkıntıya sokacak konulardaki sayfalarla ilgilendim, işte çevre haberleri, asayiş vs...”
• Halen bir televizyon kanalında editör olarak çalışan Y.:
“Eve gidiyorum, haberleri izliyoruz örneğin, babam çalıştığım kanala ‘bu kadar da olmaz’ cinsinden küfrediyor, isyan ediyor. Benzer tepkileri hemen tüm aile çevremden duyuyorum. Bir yandan popüler bir kanalda çalışmamdan memnunlar bir yandan da bu haberciliğe isyan ediyorlar. Ben de aynı çelişkiyi işten eve, evden işe giderken sürekli yaşıyorum.”
Askerde Kürtler
• Şırnaklı bir üniversite öğrencisi:
“Kendimi Yozgatlı, Kütahyalı, Çorumlu biri gibi Türkiyeli hissedemiyorum. Şöyle düşünelim; Çorumlu biri askere gider, samimi bir şekilde ‘vatanım için gidiyorum’ der ve istekli olur. Hepsi olmasa da çoğu öyle düşünür. Peki, ben ne için gideceğim? Sonuçta askere gittiğimde çatışacağım insanlar da akrabalarım, kardeşim olacak.”
• Askerliğini kısa dönem er olarak yapan üniversite mezunu:
“(...) Askere gitmek Mardin’de Kürtler arasında ideolojik olarak çok görünür oranda bir sorun değildir. İnsanlar askere gitmeyi Türk ordusuna katılmak olarak değil gündelik hayatın bir zorunluluğu olarak görüyor. İş, eğitim hayatını bölen, aksatan bir şey olduğu için mümkün mertebe erken yapılsın da, aradan çıksın denen bir zaman dilimi gibi. (...) Gerisi ‘ne olacak, askerlik işte’dir. Fakat benim ve yaşıtlarım gibi, militanlarla vakit geçirmiş, onların yaşadıklarını gözlemlemiş, çocukluğu OHAL döneminin şiddetli ortamında geçmiş biri için hem ideolojik hem duygusal anlamda gerçekleştirmesi çok zor bir durumdu. Kürt meselesinin diğer taraflarında olduğu gibi ya Kürt mücadelesine tam dâhil olup her şeyi göze alacaksın ya da kenarından yürüyüp sıradan hayatını sürdüreceksin. Ben her zaman ikincisini tercih etmiştim, Kürt meselesini, o yöndeki gelişmeleri takip ediyordum ama eğitimimi, sıradan ‘Türkiyeli’ halimi de sürdürüyordum. Askere gitmek de bu sıradanlığın bir devamıydı.
“Buna rağmen ne öncesi ne sonrası psikolojik olarak kolay olmadı. Askere gitmeme yakın bir dönem, hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağladım. Yaptığımın kendi hayatıma, arkadaşlarıma, çocukluğumda imrendiğim gençlere bir ihanet olduğunu düşünüyordum. Babamın, akrabalarımın askerden çektikleri aklıma geliyor, o yapının bir parçası olmayı kabullenemiyordum. Bu duruma rağmen mecburen gittim. Batıda bir kente çıktı askerliğim. (...) Askerliğim bir Kürt kentine çıksaydı ne yapardım, hayal bile edemiyorum. Onun psikolojik ağırlığıyla nasıl baş ederdim, bilmiyorum açıkçası.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025