A.Turan ALKAN
Krizin ikinci günüydü. Dışişleri Bakanı Ahmet Davudoğlu, kimbilir hangi önemli hariciye konularını görüşmek için gittiği New York’ta IŞİD’in Musul baskınını öğrenince alelacele Türkiye’ye dönmüş ve hemen ayağının tozuyla muhalefetin grup başkan vekillerini tek tek ziyaret ederek bilgi vermişti.
Bu konuda gazetecilere konuşurken, “Siyasi ihtilaflar ve görüş ayrılıkları olabilir ama böylesine önemli bir konuda hepimizin ulusal birlik bilinci ve vatandaşlarımız can güvenliği açısından olayları değerlendirmesi önemli” cümlesini sarfetmesi, birden pek rikkatime dokundu. Sahi yahu, “milli birlik” diye bir şey vardı! Zor zamanlarda küçük patırtı ve ihtilâfları bir kenara bırakıp “esas mesele”de bir araya geliyorduk ve bu elbette iyi bir şeydi.
Nitekim CHP, bu jeste icâbet ederek Başbakan hakkında verilen gensoru önergesiyle Meclis soruşturmasını geri çektiklerini duyurdu. Yüreğim kabardı, iyimserliğim tavana vurdu; içimden, “Aferin be” dedim.
Milli birlik dediğiniz nedir ki hemence insanı coşturuveriyor diye düşünceye daldım. En çok tükettiğimiz lakin yine de hakikatine inanmadığımız lâfların başında değil miydi bu klişe? “Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerdeee…” diye başlayan beylik lâflar tam da mânâsını kaybetti derken Davutoğlu’nun fevkalade dikkatli ve iyi niyetli bir dille bu kavramı hatırlatmasından etkilendim ve zihnim beni bir anda 40 yıl öncesine götürdü.
40 yıl önce Mülkiye’de talebeydim. Devrimci arkadaşlarımızın bize (yani onların tabiriyle Faşolar’a!) gösterdikleri fart-ı muhabbet sebebiyle derslere devam edemediğimiz gibi, imtihanlara da ayrı kapıdan girmek zorundaydık. Cebeci’deki fakülte binasının önünden yaya geçmek bile büyük riskti. Ankara Emniyeti’nden bizi giriş ve çıkışta korumaları için her defasında dilekçe verip dururduk. İşte o gün, idareye daha önce telefonla haber vermemize rağmen kaldırım hizasındaki kapı bir türlü açılmıyor, biz sekiz on kişi gitgide sabırsızlanıyor, açıkçası korkuyorduk. Derken demir kapı gıcırdadı ve rahmetli dekanımız Gündüz Ökçün Hoca’nın, kollarını bir baba şefkatiyle açarak, “Gelin bakayım evlatlarım” diye seslenen hoşâmedisiyle karşılaştık. Bu kadarı fazla mıydı ne? Öyle olmalı ki, bu güzel hatırayı yıllardır unutmadım. Allah gani gani rahmet etsin. Milli birlik ve beraberlik deyince, “Galiba böyle bir şey olmalı” diye düşünmüşümdür hep...
“Sana su bile yok” tehdidinin verdiği ilhamla bir kamu kurumuna girerken bile, “Acaba terslik olur mu?” endişesi yaşadığımız, zararımız dokunmasın endişesiyle memur arkadaşlarımızı rahatsız etmekten çekindiğimiz bir demde Bakan’ın sıcak yaklaşımı, pek alışık olmadığımız bir şefkat tedavisi gibi tesir yaptı. Kendimi yeniden –birinci sınıf olmasa da- vatandaş gibi hissettim.
Bir gün bile sürmedi ama!
Her krizde olduğu gibi ilk günlerin şokundan sıyrılan “siyasi akıl”, kısa sürede kendini toparladı. Bildiği tek dile, yani politik güç ve şiddet gösterisine yeniden sarıldı. Evvela “yakın takipteyiz, her bilgiyi sizinle paylaşmam doğru olmaz” vezninden başladı, “Biz muhalafet partileri gibi davranamayız, onların sırtında yumurta küfesi yok, kuru sıkı atıyorlar. Sen Beşşar’la el elesin, katillerle iş tutuyorsun. Biz mazlumların yanındayız” diye devam edip, “Bu millet senin yüzüne tükürür” diyerek dayılaştı ve “Sen önce kime neyi söylediğini bil” diyerek ezberine geri döndü. Gezi’de de aynı şeyi yapmıştı; hatırlarsınız. Tansiyonu düşüren yakın çevresinin siyasi itibarını yerle bir etmiş, Cumhurbaşkanını bile ters köşeye düşürmüştü. Yine yaptı. Bir gün ayakta durabilen birlik-beraberlik edebiyatını çöpleştirdi. Demir kapı yeniden büyük bir gacırtıyla yüzümüze kapandı.
Bir günlüğüne de olsa herkese, yeniden eşit vatandaş olma zevkini hatırlattığı için sayın bakana kendi adıma teşekkür ederken 2010 yılında hakkında kaleme aldığım “Hoca!” başlıklı yazının fikrî haklarından feragat ettiğimi de alenen duyuruyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016