A.Turan ALKAN
Peşinen pazarlık yapalım; anlatmaya çalıştığım şey hakkında tamamen farklı şeyler düşünüyor olabilirsiniz ve bunların doğru olması da pekâlâ ihtimâl dahilindedir.
Mesele, “Zevkler ve renkler tartışılmaz”ın biraz dışında, biraz sanatla biraz da sanatın felsefeyle buluştuğu bir yerle ilgili.
Mesele, şarkıcılıkla ilgili.
Şarkıcılık kelimesinin Türkçedeki karşılığı tam olarak muradımı aksettirmiyor: Şarkıcı, türkücü, çalgıcı gibi müzisyenlikle ilgili kelimelerin zihindeki karşılığı yeterince fiyakalı olmadığı için olsa gerek bu işlerle uğraşanlar bile mesleklerinden bahsedecekleri zaman türkücü yerine Türk halk müziği sanatçısı veya udi, tanburi veya keman sanatçısı gibi kelimeler tercih ediyorlar.
Şarkıcılıktan bahsedeceğim fakat anlatmaya çalıştığım şeylerden tamamen farklı bir düzlemde, farklı bir irtifâda. Şarkıcı kelimesi işte bunun için “kifâyetsiz” kalıyor. Başka dillerde belki daha münasip karşılıkları vardır; en iyisi ben tarif etmeye çalışayım, siz adını koyunuz.
Tırnak içinde “Şarkıcı”, şarkı söylemek için doğmuş biridir; şarkı söylerken varoluşunun en yüksek yerine çıkan kişidir. Müzisyenden fazla bir şey.
Elektrik ampullerin içindeki flaman tellerini düşününüz; elektrik akımı verildiği zaman nasıl akkor haline geliyor ve etrafa ışıkla birlikte ısı da veriyorsa şarkıcı da öyle. Şarkı söylediği zaman, teşkil ettiği varlığın en yüksek anlamına tırmanıyor ve işin güzeli kendisiyle aynı frekansta buluşanları da oraya götürüyor.
Takdir edersiniz ki böylesi kolay bulunmuyor ve yine takdir edersiniz ki sizin tırnak içindeki ‘şarkıcı’nızla benim tırnak içindeki ‘şarkıcı’m aynı kişiler olmayabilir.
Benim ‘şarkıcı’larıma geçmeden önce tırnak içine girmeyen diğer şarkıcıların durumunu bir karara bağlamamız gerekiyor. Burada özel, kendine mahsus ve nadir rastlanan bir insan türünden bahsederken aynı sıfatı taşımakla beraber tırnak içine alamayacağımız sanatçıları da bir şekilde kategorize etmeliyiz. Kısaca şöyle ifade edebilirim; onlar müzik kulağına sahip, müzik ve ses eğitimi almış kişilerdir. Bir eseri aslına ve usûlüne uygun olarak hatâsız seslendirebilirler ve bu esnada insanlar bundan hoşlanabilirler. Bütün ömürlerini şarkı söyleyerek geçirebilir, şöhret olabilir, bu işten çok para bile kazanabilirler. İnsanlar müzikten hoşlandığı sürece onlar hep olacak ve mühim bir talebe cevap vereceklerdir.
Ne var ki bir eseri hatâsız seslendirmekle, mükemmel icrâ etmek aynı şey değildir; ilkine kısaca görevi tamamlamak diyebiliriz; ikincisi sanat dediğimiz irtifâdır.
‘Şarkıcı’ başka bir şey, başka bir varlıktır. Alelade nağmeleri, beyninden sinesine inen ve oradan hançeresine çıkan yorumuyla kanatlandırabilir; hayatı kanatlandıran ve ona mânâ veren bir kimyâ üretebilir. Yorumunun, esasen yüksek kalitedeki eserlerle buluşması güneş veya ay tutulması gibi tabii fakat sıradan olmayan bir şeydir. Size ‘sanat’tan ne anlamanız gerektiği hakkında çok önemli bazı şeyler fısıldar.
Sanat nedir ve kime sanatçı denir; sanat hangi seviyede icra olununca mahiyet değiştirip insanlığın tamamına ait bir yüksek değer haline gelir gibi kolay anlaşılmayan meselelere dair ipuçları verir.
Bir yerde aklınız karışacaktır eminim; bizde sanatçı tabiri, harbokulu imtihanını kazanan aday delikanlının o anda Atatürk’ün askerlik kabiliyetini kuşanıvermesi, Tıbbiye’nin ilk sınıfına giren öğrencinin ânında doktor hâleti ruhiyesine girmesi türünden harcıâlem bir kullanılışa sahip. O yüzden ‘biz sanatçılar’ diye başlayan hiçbir tiradı çekemem; zira sanatçı, aynı şarkıcı gibi çoğul takısıyla kullanılabilecek kadar fazlalıkta değildir hiçbir yerde. Sanatla uğraşan, sanat tekniğinden anlayan hatta sanat eğitimi görmüş kişi olunabilir, eh, ‘sanatçı’ başka bir şey; onların “biz sanatçılar” diye lafa başladığı da pek görülmemiştir zaten. Gerçek sanatçılar, sanatın kendine mahsus iç meseleleriyle boğuşmaktan işin fiyakasını yapmaya ne fırsat bulabilirler ne de böyle bir şey akıllarına gelir.
‘Şarkıcı’ örneği, diğer ‘sanatçı’ları gölgelemesin; aşçı, badanacı, öğretmen, bilgisayar operatörü veya zurnacı... hiç farketmiyor. Bazı insanlar işlerini öyle yüksek bir estetik haz inşa ederek, öylesi bir meslek âhlâkı riayetiyle yapıyorlar ki, konu güzel sanatlarla hiç ilgili olmasa bile orta yerde ‘sanat’ ve ‘sanatçı’ görünür hale geliyor. Bazen bir insanda, sanatkârane insan yetiştirme sürecinin ve cehdinin neticesi olarak görüyorsunuz imâ etmeye çalıştığım şeyleri. Bir sanat eseri olarak insandan değil, ebeveyninin sanatkâr ihtimamı ile yönlendirip adeta iyi ses veren bir enstrüman haline getirdiği bir sürecin şâhikasından söz etmeye çalışıyoruz.
Şarkı ve şarkıcı örneklerinden yürüyoruz ama hayatın bütününde aniden karşınıza çıkabilecek sanat ve sanatçı güzelliklerini fark edecek bir donanıma da sahip olmamız gerekiyor. Yazının başında belirttiğim, “Belki anlaşamayabiliriz” ihtarının sebebi buydu...
Şimdi en zor yerdeyiz ve bu noktada tamamen şahsî ve sübjektif değer yargılarımı ifadeden başka çârem yok.
Arabesk türü müzik icra eden Kibariye, benim için ‘şarkıcı’ diye niteleyeceğim sanatçıların arasındadır meselâ. Onu onlarca benzerinden benim indimde ayıran şey, şarkı söylerken dünyaya gelişinin mânâsını yüksek sesle düşünmesidir adeta. Tırnak içinde ‘şarkıcı’dır ve bu sıfatın ses güzelliğiyle doğrudan alâkası olduğunu zannetmiyorum.
Sezen Aksu öyledir; bestekâr tarafıyla ‘şarkıcı’ niteliğine eklenen bir başka varoluş hacmi ilâve etmeyi başarabilmiş nadir insanlardan... Müzikle hiç uğraşmamış olsaydı, aynı varlık tamamlanmasını bir başka sahada başarabilir miydi diye düşünmüşümdür zaman zaman...
İsrailli şarkıcı Yasmin Levy, başka bir boyutta şarkı söyleyenlerden; Arap musikisinin büyük yıldızlarından Ümmü Gülsüm ve Verde’tül Cezairiyye kezâ.
Latin müziğinin muhteşem büyükannesi Cesaria Evora’yı, sanatının dışında nerede tahayyül edebiliriz? Sabahat Akkiraz için “Diva” sıfatı bile eksik kalan bir kelime oluyor; sesinde bir ibadet vecdi ve neş’esi tınlatan kaç sanatkâr var ki?
Safiye Ayla, bazı icrâlarında zirveye dokunur. Perihan Altındağ da öyle.
*
Size hatırlayabildiğim kadarıyla kendi listemdeki büyük icracılardan bahsettim. Katılabilir, itiraz edebilirsiniz; önemli olan mesleğini ve sanatını varoluş idraki derecesinde yapan insanlar hakkında bir fikrinizin olmasıdır ve bu çok önemli bir şeydir.

Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016